Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları

Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları
Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları | Boşanma kararı verildiğinde ilk olarak Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan, haklı boşanma nedenlerinden birine dayanan bir dava dilekçesi hazırlanması gerekir. Bu aşamada yanlış olarak seçilen, eşlerin durumuyla uyuşmayan neden seçimi, davanın uzaması ve her boşanma türüne göre kazanılacak hakların...
Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları Nedir? Boşanma kararı verildiğinde ilk olarak Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan, haklı boşanma nedenlerinden birine dayanan bir dava dilekçesi hazırlanması gerekir. Bu aşamada yanlış olarak seçilen, eşlerin durumuyla uyuşmayan neden seçimi, davanın uzaması ve her boşanma türüne göre kazanılacak hakların kaybedilmesine veya mahkemenin yetkisizlik kararı vererek davanın düşmesine sebep olacaktır. Boşanma nedeni seçimi ve dilekçenin doğru ve usullere uygun yazılması bir avukatın hukuki desteğiyle yapıldığında, davanın kabul edilmesi, süresinin kısa olması ve aynı zamanda kazanılacak tüm haklarında korunabilmesi anlamlarına gelir. Doğru nedene dayalı olarak açılacak ve usullere uygun şekilde yazılmış bir boşanma davasının, işleyişinde hızlı olmasına sebebiyet vereceği kesin olmakla birlikte, avukatların hukuki desteği olmadan bu işlemlerin gerçekleştirilmesi, olumsuz pek çok sonucun da sonraki aşamalarda karşınıza çıkmasına sebep olabilir. Boşanma hakkında giriş bilgilerin ardında, davalarda ortaya çıkan önemli hususlardan bir tanesi de eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malların paylaşılması konusudur. Bu konuya aşağıda ki örnek yargı kararlar ile açıklanmaya çalışılmıştır. Örnek kararda Davalı-karşı davacı, boşanma davasında davacıdan mal kaçırması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının talep ettiği fahiş nafaka miktarını ödeyecek ekonomik gücü olmadığını, Boşanma davasından sonra aradan geçen zaman içinde yeniden evlendiğini, eşinin çalışmadığını ve yükümlülüklerinin arttığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı dava bakımından ise davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ya da aylık 400 TL'ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı lehine bağlanan 800,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere bu nafakanın 1.800,00 TL'ye yükseltilmesi ile karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 17.04.2017 tarih ve 2016/16475 esas, 2017/5382 karar sayılı kararı ile, "...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalının tüm ,davalı-karşı davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın...n yayınladığı.. oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası artırılması istemine ilişkindir. Somut olayda davacı taraf, boşanma davasında davalının aylık 1.000 TL geliri olduğunun saptanmasına karşın boşanma davasından sonra emekli olduğunu ve aylık 2.350 TL emekli maaşı almaya başladığını, Yine boşanma davasından sonra davalının banka hesabında 516.826,27 TL mevduatının bulunduğunu, buradan ciddi miktarda faiz geliri elde ettiğini, ...'da kendi adına kayıtlı lüks bir ev satın aldığını, bunun için kredi çektiğini ve aylık 6.000 TL civarı kredi borcu ödeyebildiğini, ayrıca davalının şirket ortağı olduğunu belirtmiş, buna ilişkin delilleri dosyaya ibraz etmiştir. Buna göre davacı, boşanma davasından sonra davalının gelirinde ve mal varlığında olağanüstü bir değişiklik olduğunu iddia ve ispat etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları

Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları - Yargıtay Kararı

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - MURİS MUVAZAASI - PAY TEMLİKİNİN İLK EŞTEN OLMA DAVACI MİRASÇIDAN MAL KAÇIRMA AMAÇLI VE MUVAZAALI OLDUĞU - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZ OLUŞU. ÖZET: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; davalı H.’nin ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, miras bırakanın emekli maaşı aldığı ve ekonomik güvencesinin bulunduğu mal satma ihtiyacının olmadığı, davalı H.’ye yapılan çekişme konusu pay temlikinin ilk eşten olma davacı mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları

Boşanmada Katkı Payı Nedir? Mallar Nasıl Paylaşılır?

Katkı payı davalarında katkı oranı bulunurken, tarafların davaya konu mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleriyle konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamalarıyla kocanın 743 Sayılı T.K.M.'nun 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi. Daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın davaya konu mal varlığının dava tarihindeki değeriyle çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin göz önünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekir. Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları YARGITAY: BOŞANMADA MAL KAÇIRMA İDDİASI, MAL VARLIĞINA TEDBİR KONULMASI İHTİYATİ TEDBİRİN KALDIRILMASI DAVASI - SOYUT GEREKÇE VE EKSİK İNCELEMEYLE BANKA HESAPLARI ÜZERİNE KONULAN İHTİYATİ TEDBİRİN KALDIRILMASINA KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ. ÖZET: Temyize konu banka hesaplarına dair tedbirin hesabın tamamına veya bir kısmına yönelik devam etmesi gerekip, gerekmediği değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut gerekçe ve eksik incelemeyle banka hesapları üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. | Boşanmada Mal Kaçırılması ve Paylaşılması Davaları

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara