Prime Esas Kazancın Tespiti Davası

Prime Esas Kazancın Tespiti Davası
Prime Esas Kazancın Tespiti Davası, İş mahkemelerinde açılır. Prime Esas Kazancın Tespiti Davası açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı iş yeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Prime Esas Kazancın Tespiti Davası ile primleri...
Prime Esas Aylık Kazancın Tespiti Davası Nasıl Açılır? Prime esas aylık kazanç durumunun tespiti adına açılan davalar ile alakalı açıklamalar, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre bu davalarda görevli mahkemeler, davayı açmak isteyen kişinin ikamet adresinde ya da iş yerinin bulunduğu bölgede yer alan mahkeme olacaktır.

İşçinin Prim Hakkı Nedir?

Prim, işçinin emekli olma durumu ile ilgili koşullarında, işçinin prim ödemelerinin düzenli olarak yapılıyor olması önem arz eder. Prim ödemelerini yapması gereken kişi, işverendir. İşverenler, kimi zaman Sosyal Güvenlik Kurumu’na yanlış bildirimlerde bulunarak eksik SGK primi yatırırlar ya da kimi zaman herhangi bir çalışma durumu söz konusu olmayan kişiler, SGK’ya çalışıyorlar ve primleri ödeniyor dolayında aks ettirilirler. Söz konusu iki durumda da prime esas aylık kazancın tespiti davası açılıyor olabilir.

İşçilerin Ücretleri Neden Düşük Gösterilir?

İşveren işçiye ödemekte olduğu ücret dolayında vergi vermek durumundadır. Bu nedenle zaman zaman işçilere ödenen kazançlar, bankalardan değil, elden yapılır ve işçinin almakta olduğu para, asgari ücret üzerinden ve düşük olarak hesaplanır. Maliyetleri düşürmek adına iş verenler, işçilerin prim gün sayılarını yanlış bildirebilirler. Bu tarz uygulamalar, kişilerin emeklilik ile ilgili durumlarını zarara uğratır.

Prim Kazançları Konusunda Yapılan Hatalar Nasıl Giderilir?

İşverenin yapmakta olduğu, işçinin kazancıyla ilgili miktarların ve diğer ayrıntıların Sosyal Güvenlik Kurumu’na yanlış bildirilmesi gibi durumlarda işçi zarar görüyor olacağından, bu durumu önlemek ya da düzeltmek adına çeşitli hukuki yollar bulunur. İşçilerin haklarını aramaları, İş Mahkemelerine giderek, prime esas aylık kazancın tespiti davası dilekçesi vererek dava açmaları şeklinde gerçekleşecektir.

Prime Esas Kazancın Tespiti İle İlgili Şikayetler Nereye Yapılır?

Bu konu dahilinde kişiler şikayetlerini, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne dilekçe vermek kaydı ile gerçekleştireceklerdir. İşveren ve işçi arasında yapılmış olan iş sözleşmesine şayet uymuyorsa, mağdur olan kişi, İŞKUR’a şikayet ederek durumun çözülmesini ve işveren ile alakalı gerekli yaptırımın uygulanmasını sağlayabilecektir. İşçilerin ödenekleri eğer sürekli olarak elden verilmişse, bu konu ile alakalı tespitin yapılması, nitekim kolay olmayacaktır ancak, işçiler herhangi bir avukata gerek olmaksızın dava açarak, haklarını arayabilirler. Prime Esas Kazancın Tespiti Davası, İş mahkemelerinde açılır. Prime Esas Kazancın Tespiti Davası açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı iş yeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Prime Esas Kazancın Tespiti Davası ile primleri tespit edilen işçinin bu konuda bir çok kazançlı olacağı kesindir. En önemlisi de Prime Esas Kazancın Tespiti Davası kazanılması ve eksik primlerin yatırılması durumunda emeklilik olduğunda primlerinin yüksek görüneceğinden maaşında da artış olacaktır.

Sigortası Düşük Ücretten Gösterilen İşçinin Hakları Nelerdir?

İşveren ve ile işçi arasındaki hakların düzenlenmesini sağlayan İş Kanunu kişilerin zarara uğramalarının önüne geçmektedir. Bununla birlikte işçiye ve işverene bazı sorumlulukların yüklenmesi söz konusu olmaktadır. İşçinin çalışma dönemi içinde almış olduğu ücretin değerinden daha düşük bir değerde ücret aldığını gösteren işverenin bu durumu Sosyal Sigortalar Kurumu’na da düşük şekilde iletmesi söz konusu olabiliyor. Bu durum özellikle işçinin aktif çalışma döneminin sona ermesinin ardından emeklilik döneminde alacağı ücretlerin miktarına doğrudan etki ediyor olması kişilerin zarara uğramasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle işverenin veya işverene bağlı faaliyet göstermekte olan muhasebecinin mutlaka ücretin gerçek değeri üzerinden sigortanın yatırıldığı ilgili kuruma iletmesi gerekmektedir. Almış olduğu ücretin düşük gösterildiği ya da asgari ücret seviyesinde gösterilmiş olduğu kişilerden bir kısmı da kayıt dışı sigortasız çalıştırılan kişiler olmaktadır. Bu kişilerle ilgili olarak işyerlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapması gereken bildirimleri yapmaması, eksik veya hatalı olarak yapması da kasıtlı bir şekilde mümkün olabiliyor. Böyle durumlarla karşılaşan kişilerin özellikle daha sonraki süreçlerde yapılmış olan yanlışlardan büyük ölçüde etkileneceği dikkate alınırsa kişilerin mutlaka bu konuda özenli davranması gerekmektedir. Doğrudan işverenin sorumlu olduğu hatalarda temel yükümlülük sahibi olan kişiler prim ödeme yükümlüsü sıfatına sahip olan işverenler olmaktadır. Bunların dışında değerlendirilen tek konu ise sadece göstermelik bir şekilde sigortası bulunan ve hiçbir şekilde aktif çalışma dönemlerine katılmayan kişilerin prim ödeme gün sayılarının belirlenmesi olmaktadır. Böyle durumlarda kişilerin gerçek bir çalışma değeri üretmediği göz önünde bulundurularak hakkında yapılmış olan sigorta bildirimlerinin iptal edilmesi gerekir. İşverenlerin işçilerle ilgili her ay düzenli bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin kişinin adına düzenlenmiş bir şekilde esas kazançlar üzerinden bildirilmesi noktasında hassa olunması gerekmektedir. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

İşverenlerin Ücretleri Düşük Göstermesinin Sebebi Nedir?

İşçilerin aylık olarak almış oldukları ücretten değil Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinde daha düşük aylık ücretler veya asgari ücretten daha fazla alıyor olmasına rağmen asgari ücret üzerinden ücret alıyor gösterilmesi işverenin ödemekle yükümlü olduğu primlerin ve vergi ödemelerinin düşürülmesi açısından önemli olmaktadır. Muhtasar vergi adıyla bilinen vergilerin düşmesi için başvurulan bu yolda işverenlerin bir işçi üzerinde harcamış oldukları maliyetlerin düşürülmesi söz konusu olabiliyor. Asgari ücretten çok daha yüksek rakamlara ulaşan bir işçinin işveren için maliyetinin kısılması hemen hemen her işveren tarafından çözüm yolları aranması gereken durumlardan biri oluyor. İşçiler için Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bildirimler sonrasında ödenmesi gereken sigorta primleri oranlarının oldukça yüksek olması işverenlerin bu türden yollara başvurmasına sebep olabiliyor. Asgari ücretten daha fazla ücretler söz konusu olduğunda işverenlerin ödemesi gereken vergi ve prim miktarlarında da oransal bir artışla beraber daha yüksek ödemelerin yapılması gerekliliği görülmektedir. Bu nedenle işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapmış olduğu bildirimleri normal verilen ücretlerden farklı olarak daha düşük göstermesinin ardından maliyetlerini azaltması söz konusu olabiliyor. Eğer işverenler teşvik olanaklarından yararlanıyorlarsa bu durumda teşvik türüne bağlı olarak prim oranları üzerinden bazı düşük yüzdelerle de olsa indirime gidilebiliyor. İşverenlerin işçi maliyetlerinde daha az harcamalar yapması adına başvurduğu yollardan bir diğeri de prim miktarlarının azaltılması şeklinde olmaktadır. Burada işçinin bir aylık çalıştığı gün sayısından farklı olarak daha az çalıştığı Sosyal Güvenlik Kurumu’na kasıtlı olarak yanlış bir şekilde bildirilmektedir. Bu sayede işveren maliyetlerini azaltmış olsa da işçinin emeklilik dönemine ulaşabilmesi için elinde bulundurması gereken sigortalılık gün sayısı ve bu dönemde alacağı ücretlerin etkilenmesinden dolayı işçilerin zarara uğraması söz konusu olmaktadır. İşçilerin almış oldukları ücretlerden daha az veya asgari ücret üzerinden maaş alıyormuş gibi yetkili kurumlara bildirimlerin yapılması sonrasında işçinin uğradığı zararların yanı sıra devletin vergi kazançlarında da bazı zararlar ortaya çıkabilmektedir. Devlet işverenlerin işçilerin maliyetlerini azaltmak adına yaptığı yanlış bildirimlerin önüne geçmek adına farklı çözümler getirmeyi denedi. Bu konuda atılan ilk adım 1 Ocak 2009 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş olan işçi ücretlerinin bankalar aracılığı ile ödenmesi kararı oldu. Ancak sınırlı bir alanda başarılı sonuçlar veren bu uygulama işverenlerin farklı çözümler bulması konusundaki becerisinin de önüne geçmede yeterli olmadı. İşçiler eğer asgari ücretten daha fazla maaş alıyorlarsa işveren bu durumda yapmış oldukları tüm prim, ikramiye ve ücret ödemelerini mümkün olan en düşük seviye yani asgari ücret üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirip bankalar aracılığı ile kişilere ulaştırdı. Geriye kalan işçinin alacağı paraların ise elden verilmesi söz konusu oldu. Bankalar aracılığı ile işçilerin ödemelerin sistemli bir şekilde takip edilmesini sağlayan uygulamanın istenilen sonucu verememesinin ardından benzer bir uygulamada Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından uygulandı. 2012 yılının Kasım ayında başlayan uygulama ile birlikte işyerlerinde sigortalı çalışan işçiler hakkında hazırlanmakta olan aylık prim ve hizmet belgelerinin üzerinde işçilerin bulundukları pozisyonları ve görev tanımlarını açıklayan meslek kodlarının girilmesi sağlandı. Böylece meslek kodları için ayrı ayrı belirlenmiş olan ücretler konusunda piyasada herhangi bir taban ücret uygulaması yaygınlık kazanmışsa bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bildirimlerin de bu ücretten daha az olamayacağı kesinleştirildi. Bu sayede işverenlerin kişilerin ücretlerini düşük rakamdan gösterilmesinin önüne geçilmiş oldu. Uygulama başarılı bir çalışma olsa da sadece mimar, mühendis ve işyeri hekimi pozisyonlarında görev almış olan kişiler için sahibi oldukları mesleklerle ilgili taban ücretlerin belirlenmiş olması Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tüm işçiler için benzer bir uygulamayı getirmesini imkansız kıldı. Ancak başarılı sonuç veren bu uygulama ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. İşverenlerin işçi maliyetlerini düşürmesi ve bu şekilde karlarını artırmaları amacıyla yapılan tüm yanlış ve eksik bildirimlerde işverenlerin herhangi bir şekilde haklı oldukları yönünde bir karara varılamamaktadır. Bu durumu bir mazeret ya da haklı olduğunu gösteren bir delil olarak ortaya sunmak isteyen işverenlerin eğilimleri sonuçsuz kalacaktır. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

Sigortalı İşçinin Prime Esas Kazancı Miktarı Nasıl Belirlenir?

Sigorta primlerinin belirlenmesinde temel ölçüt alınan değerler Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılmış olan bildirimlerde sigortalı çalışan kişi için düzenlenmiş olan aylık prim ve hizmet belgeleri üzerindeki rakamlar olmaktadır. Burada temel hesaplanmalarda prime esas kazançların asgari ücret ile asgari ücretin altı buçuk katı arasında bir ücretin belirlenmesine dikkat edilmektedir. Kesintiler düşülmeden önce hesaplanması yapılan bu brüt ücretlerin içinde bulunan prime dahil olmayan ödemeler veya altı buçuk katın üzerine çıkan ödemeler söz konusu ise bu rakamların belirlenen brüt ücretten düşürülmesine karar verilmektedir. Tüm eksiltmelerin ardından ortaya çıkan prime esas kazanç miktarı sigorta primi için belirlenmiş olan gerçek değer olmaktadır. Eğer bir işçi aynı anda birkaç farklı işyerinde çalışıyorsa bu durumda çalışmakta olduğu her bir işyerinin ayrı şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimlerini yapması gerekmektedir. İşverenlerin yine aynı şekilde prime esas kazançların hesaplanmasındaki temel noktalara dikkat etmesi gerekiyor. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

Prime Esas Kazancın Eksik Yatırılması Durumunda İşçi Hukuki Yollara Nasıl Başvurabilir?

Asgari ücret için belirlenmiş olan miktardan daha fazla ücret alıyor olmasına rağmen işverenin kendi işçi maliyetlerini kısması amacıyla devleti ve işçiyi zarara uğratacak şekilde sigortalarının daha düşük veya asgari ücret üzerinden gösterilmesi yönünde bir eylemi bulunuyorsa bu durumda işçilerin başvurabileceği bazı hukuki yollar bulunmaktadır. İşçilerin özellikle emeklilik şartlarının oluşması ve emeklilik dönemlerinde hak etmiş oldukları miktarlarda ücretleri kazanması adına mutlaka bu noktada haklarına sahip çıkması gerekmektedir. İşçiler haklarını korumak adına Sosyal Güvenlik Kurumu’na işverenleri hakkında kendi ücretlerini düşük yatırdığı ya da daha fazla ücret aldığı konusundaki şikayetlerini iletebilir. Kişileri haklarını korumak adına başvurabileceği bir diğer yol da iş mahkemelerinde kendi durumlarını açıklayacak şekilde Prime Esas Kazancın Tespiti Davası açmaları olmaktadır. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

Prime Esas Kazancın Tespiti İçin Sosyal Güvenlik Kurumu’na Şikayetler Nasıl Yapılır?

Kişiler almış oldukları ücretlerden daha az miktarda primlerinin ödendiğini öğrenmelerinin ardından Sosyal Güvenlik Kurumlarına giderek bu durumu düzeltmek istiyorlar. Bunu gerçekleştirmek olan bir işçinin ilk olarak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine ya da Sosyal Güvenlik Kurumu Merkez Müdürlüğü’ne durumunu açıklayan bir metnin yer aldığı dilekçeyle başvurması gerekmektedir. Eğer kişiler kendilerine vaat edilen ya da sözleşme üzerinde belirtilmiş olan rakamların ardından daha az ücretler almışlarsa bu durumda şikayetlerini sadece Sosyal Güvenlik Kurumu ile sınırlı bırakmamalı aynı zamanda İŞKUR olarak bilinen Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü’ne de başvurması gerekmektedir. İŞKUR’a yapılacak olan başvurularda da kişilerin dilekçe yolu ile taleplerini iletmesi gerekmektedir. Kişilerin bu noktada İŞKUR ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na hangi gerekçelerle başvurabileceklerini iyi bir şekilde bilmesi gerekmektedir. Prime Esas Kazancın Ücretlerin eksik ödenmesi ya da ödenmemesi durumları için İŞKUR’a müracaat edilecekken sigorta primleri ile ilgili olarak yaşan problemlerin SGK’ya bildirilmesi gerekmektedir. İş sözleşmesi sona ermemiş ve hali hazırda çalışmaya devam etmekte olan kişilerin yaşadıkları zararların karşılanması adına bir de İş Teftiş Kurulu kurumlarına başvurması mümkün olabiliyor. Kişiler dilekçeler aracılığı ile yapabilecekleri bu başvurulara ek olarak aynı zamanda ALO 170 hattı olarak bilinen numaradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi’ne de şikayetlerini iletebilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’na işçinin dilekçe ile başvurmasının ardından alınan şikayetlerde ilk olarak yapılması gerekli olan incelemeler için kurumda görevli olan Sosyal Güvenlik Denetmenlerinin incelemeler yapması gerekmektedir. Bu kişiler incelemeler sırasında işyerinden ya da işverenden çalışma faaliyetleri ile ilgili her türlü kaydın ve belgenin kendilerine iletilmesini talep edebilir. Eğer hakkında işlem ve araştırma yapılan işveren de aynı işyeri içindeki çalışmasını sürdürüyorsa bu durumda kendisi hakkında da denetim çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Hatta kurum görevlileri iş yerindeki çalışmalar ve işverenler hakkında tutanak tutulması işlemini de gerçekleştirebilmektedir. Bu konuda işçilerin şikayetlerini kurumlara iletme hakkı bulunuyor olsa ve ilgili kurum yetkililerinin de bu yönde çalışmalar ortaya koyabilmesi söz konusu olsa da çoğu zaman bu başvurulardan sonuç çıkmamaktadır. Çünkü benzer vakaların yaşandığı pek çok olayda işverenlerin artık aynı iş yerindeki görevlerine devam etmediği görülmektedir. Bununla birlikte yetkililerin inceleme yaptığı tüm kayıtlarda ve belgelerde işverenlerin bankalara yatırılmış ve Sosyal Güvenlik Kurumlarına yapılmış olan bildirimlerde neler bulunuyorsa bunları kaydettiği anlaşıldığı için işçilerin haklarını elde etmesi mümkün olmamaktadır. Yapılan tüm ödemeler dışında kalan ödemelerin elden yapılması ve bunların kayıt altına alınmaması söz konusu olduğu için bu durumdan sonuç elde etmek söz konusu olmuyor. Ayrıca kişilerin almış oldukları Prime Esas Kazancın eksik veya hatalı olarak bildirilmesi konusunda tanık göstererek ispat yükümlülüğünü yerine getiriyor olması da mümkün olmadığı için bu tür şikayetlerden sonuç elde edilmesi oldukça zor olmaktadır. Ancak bu işçilerin şikayetlerini iletmesinin önünde bir engel olarak değerlendirilmemeli ve mutlaka bu yola başvurulması gerekmektedir. Özellikle işverenin aynı işyerinde çalışmasına devam ettiği durumlarda çoğu zaman kişilerin sadece Sosyal Güvenlik Kurumu şikayet başvuruları ile sonuç elde etmesi mümkün olabiliyor. Bu noktada yaşanan bir diğer sıkıntı da kişinin geçmişe dönük aldığı ödemelerle ilgili düzenlemelerin yapılmaması olmaktadır. Bu tür tespitlerin yapılmasının ardından kişilerin aldıkları ödemelerin durumların tespit edildiği tarihi takip eden zamandan sonra uygulanmasına devam ediliyor. Prime Esas Kazancın Eksik yatırılması sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na şikayet dilekçeleri ile başvuran kişilerin bu başvurulardan sonuç alabilmesi için mutlaka almış olduğu ücretler ile kendisinin alması gereken gerçek ücretler arasında fark bulunduğunu gösteren bazı delilleri elinde bulunduruyor ya da öne sürebiliyor olması gerekliliğidir. İşçilerin bankalara yatırmış oldukları ücretlerle ilgili bankalar tarafından temin edilebilen belgeler, makbuzlar ve faturalar tüm bu aşamalarda delil niteliği kazanarak öne sürülebilmektedir. Bunların dışında işverenle işçi arasında daha önceden hazırlanmış ve tarafların haklarının korunması adına öne sürülmüş olan iş sözleşmeleri, resmi kurumlara iletilmiş olan belgeler de eğer üzerlerinde gerçek ücretlerle ilgili bilgiler yer alıyorsa kullanılabilmektedir. Bunların dışında yaptıkları mesleklerle ilgili olarak taban ücret belirlenmesi yapılan kişiler için alınan ücretlerin bu rakamlardan daha düşük olduğu görülüyorsa bu kişilerin ispat yükümlülüklerini yerine getirmesi çok daha kolay olmaktadır. Şikayette bulunma talepleri işçilerin sadece Prime Esas Kazancın eksik gösterilmesi durumlarında değil aynı zamanda çalıştığı gün sayısından daha az gösterilen çalışma gün sayılarında da geçerli olmaktadır. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

Prime Esas Kazancın Tespiti Davası Dava Açma Süreci

Prime Esas Kazancın eksik yatırılması almış olduğu ücretler ya da aylık çalışma süreleri ile ilgili şikayette bulunmak isteyenlerin başvurabileceği bir diğer yol iş mahkemelerine başvurmaktadır. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise iş mahkemesi davalarına bakan ilgili mahkemelere davaların açılması gerekmektedir. Dava açma talebi bulunan kişiler davaları işverenle birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açarlar. Böylece mahkeme kararının ilgili kurum tarafından doğrudan uygulamaya konulması gerekli olmaktadır. Kişiler avukata ihtiyaç duymadan kendi başlarına Prime Esas Kazancın Tespiti Davası açabilmektedirler. Yeminli ifadelerle tanık beyanlarının geçerli kabul edilmesi iş mahkemelerinde Prime Esas Kazancın Tespiti Davası davalardan Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan şikayetlerden daha çok avantajlı sonuçlar elde edilmesi açısından önemli olmaktadır. Ayrıca mahkemelerde hayatın olağan akışı ilkesine bağlı olarak kişilerin alacağı ücretler konusunda tahmini bir değer öngörülerek işlem yapılması da söz konusu olmaktadır. (Prime Esas Kazancın Tespiti Davası)

Bu haber toplam 388 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara