Vekaletin Kötüye Kullanılması Suç Mu? Vekalet ile yapılan satış bozulur mu?

Vekaletin Kötüye Kullanılması Suç Mu? Vekalet ile yapılan satış bozulur mu?
vekalet görevinin kötüye kullanılması, hem vekil edenin hem de onun mirasçılarının haklarını ciddi şekilde etkileyebilir. Peki, Vekaletin Kötüye Kullanılması Suç Mu? Vekalet ile yapılan satış bozulur mu?

Vekalet görevinin kötüye kullanılması, esas itibariyle iş sahibinin yararına kullanılması gereken vekaletin işi vekil eden tarafının iradesi ve talimatı dışında kullanılması olarak ifade edilebilirken, vekilin vekaletten doğan yükümlülüğü yerine getirmediği gibi bu vekaleti kendisinin ya da başka birilerinin yararına kullanması vekalet sözleşmesine aykırılık içermesi de vekaletin kötüye kullanılmasının tanımlarından biridir.

Vekalet görevinin kötüye kullanılması Nedir, Suç Mu?

güven ilişkisine dayanan bir yetkinin, vekilin kendi çıkarları doğrultusunda, vekil edenin zararına olacak şekilde kullanılması durumunu ifade eder. Bu kötüye kullanım, çeşitli hukuki sonuçları beraberinde getirir ve mağdur olan tarafın haklarını koruması için dava açma hakkı tanır. İşte bu kapsamda ele alınacak sorular ve özgün cevaplar:

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Davası Kime Karşı Açılır?

Vekalet görevinin kötüye kullanılması durumunda, zarara uğrayan vekil eden (vekâleti veren kişi), vekalet ilişkisi çerçevesinde kendisini zarara uğratan vekile (vekâleti alan kişi) karşı hukuki işlem başlatabilir. Bu dava, özellikle vekilin yaptığı işlemler sonucunda vekil edenin maddi ya da manevi zarara uğraması durumunda söz konusu olur. Dava, zarar gören vekil edenin, vekilin eylemleri nedeniyle uğradığı zararın tazmin edilmesi, yapılan işlemlerin iptali ya da düzeltilmesi amacıyla açılır.

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Sebebiyle Tapu İptali ve Tescil Davası Kim Tarafından Açılır?

Tapu iptali ve tescil davası, vekalet görevinin kötüye kullanılması sonucu mağdur olan vekil eden tarafından açılır. Bu tür bir dava, özellikle gayrimenkul alım-satım işlemlerinde vekilin yetkisini aşarak veya vekil edenin çıkarlarına aykırı hareket ederek tapuda yolsuz bir tescil yapması durumunda gündeme gelir. Dava, haksız yere tapuda adı geçen ve malın gerçek sahibi olmayan kişiye karşı açılır. Burada amaç, tapudaki yolsuz tescilin iptali ve gayrimenkulün gerçek sahibine iadesidir.

Vekalet ile Yapılan Satış Bozulur mu?

Evet, vekaletnamenin kötüye kullanılması sonucunda yapılan satışın iptal edilmesi mümkündür. Ancak bu işlem, yalnızca mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilir. Vekil edenin, vekaletle yapılan satışın kendi rızası dışında gerçekleştiğini ve vekaletnamenin kötüye kullanıldığını mahkeme huzurunda ispatlaması gerekir. Mahkeme, deliller ve durum değerlendirildiğinde, satış işleminin iptaline ve gayrimenkulün asıl sahibine tesciline karar verebilir.

Vekaletin Kötüye Kullanılması Davasını Mirasçılar Açabilir mi?

Evet, vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını, vekil edenin mirasçıları da açabilir. Eğer vekil eden vefat etmişse, mirasçıları, vekil edenin haklarını koruma altına almak adına bu tür bir dava açma hakkına sahiptir. Bu durum, vekil edenin menfaatlerinin, vefatının ardından da korunması gerektiğini gösterir. Mirasçılar, vekaletin kötüye kullanılması sonucunda meydana gelen zararların tazmin edilmesi veya yolsuz işlemlerin iptali için yasal işlem başlatabilir.

Vekalet Sözleşmeleri

Vekil tayin eden kişinin bir grup ya da daha geniş kapsamlı hukuki işlem ya da hukuki eyleminin yapılabilmesi için vekil tayin ettiği kişiye verdiği vekalet sözleşmeleri “genel vekalet sözleşmeleri” olarak ifade edilirken, genel vekalet sözleşmesinin yetkisi altında olmayan işler için özel vekalet sözleşmeleri düzenlenmesi gerekmektedir. Her anlamda vekalet sözleşmesi düzenlemeleri yapılabileceği gibi genellikle,

  • Dava açmak ya da tarafı olunan bir davada temsil edilmek,
  • Tahkim sözleşmesi yapmak
  • Sulh olmak
  • Haczi kaldırmak
  • Bir taşınmazı temlik etmek
  • Bir taşınmazı ipotek benzeri bir yükümlülük altına sokmak
  • Teklif edilen bir yemini kabul etmek ya da reddetmek
  • İbra, kabul ve feragat işlemleri
  • Bağış yapmak
  • Hükmedilen şeyi almak
  • Kendi hesabına mal ve para yönetimini devretmek için vekalet düzenlemelerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Vekil – Vekil Eden İlişkisi

Vekil edenin talimatlarına uymakla yükümlü olan vekil sınırları belirlenmiş olan vekaletin dışına çıkamayacağı gibi tam anlamıyla vekil edenin haklarını korumakla yükümlüdür. Aynı zamanda kanun vekile sadakat yükümlülüğü ilkesi de yüklerken; vekilin maddi ve manevi kötü niyeti veya ihmali, vekilin vekil edene zarar vermek için hareket etmesi ve objektif anlamda oluşan önemli bir zarar vekaletin kötüye kullanılması olarak isimlendirilir.

Bunun sonucunda vekil tayin eden kişi vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasıyla uğradığı zararın tazmini yönünde dava açabilme hakkına sahiptir. Tapuyla alakalı vekalet görevinin kötüye kullanılmasında ise bu yönde tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi de mümkündür. Ayrıca vekil eden tarafından sözleşmenin geçersizliği yönünde talepte bulunulması da mümkündür. Vekalet görevinin kötüye kullanılmasının getirdiği sonuçlarla alakalı açılacak davalar herhangi bir süreye bağlı olmamakla beraber vekalet görevini kötüye kullanma şikayet açısından vekilden maddi ve manevi tazminat istenebilmesi de mümkündür.

Başkasına ait olup da,muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Vekaletin Kötüye Kullanılması Yargıtay Kararları

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI HUKUKSAL NEDENİ. DAVA KONUSU TAŞINMAZ BAKIMINDAN ARAŞTIRMANIN YAPILMASI GEREĞİ - YANILGILI DEĞERLENDİRMEYLE HÜKÜM KURULMASININ İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz bakımından araştırmanın yapılması, soruşturmanın tamamlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulması doğru değildir.

Yargıtay Işığında Vekalet Görevi ve Kötüye Kullanılması

B.K.nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 6098 Sayılı T.B.K.nun 506. (818 Sayılı B.K.nun 390/2.) maddesinde hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararıyla bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin 1. fıkrası uyarınca sorumlu olur.

Öte yandan, vekil sözleşme yapan kişi Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa vekil yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşmeyle bağlı sayılmaması, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur.

Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

Makalede Vekaletin Kötüye Kullanılması konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Gayrimenkul Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.

Bu haber toplam 760 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara