Velayet Davası Nasıl Olur?

Velayet Davası Nasıl Olur?

Velayet Davası Nasıl Olur?Velayet davası açmak için yapılması gerekenlerden önce, velayet davasının ne olduğuna gerekli önemin verilmesi gerekmektedir. Bunun için de öncelikle bir hukuki kavram olarak velayetin tanımı ele alınması gerekmektedir.

Velayet; çocuğun korunması ve toplum açısından temsili için öngörülen, yasalarla belirtilen hukuksal haklardan biridir. Nitekim Türkiye’de Türk vatandaşı olarak doğan bütün çocukların doğru ve sağlıklı gelişimi için, ihtiyaçlarının karşılanması ve hoş görülü bir ortamda gelişimini sürdürmesi gerekmektedir. Yetişkinliğe erişmemiş olan çocukların velayeti, çocuğun biyolojik olarak anne ve babasına aittir.

Anne ve baba da evliliğini sürdürdüğü müddetçe çocuklarının velayetini ortak bir şekilde paylaşırlar.

Bununla birlikte anne veya babadan herhangi birinin vefat etmesi durumunda, söz konusu çocuğun velayeti hayatta kalan ebeveyne verilmektedir. Bunun yanında anne ve babanın evlilik birliğini sonlandırması durumunda çocuğun velayeti için velayet davası gündeme gelir. Bu noktada “Velayet davası ne demektir?” sorusunun yanıtını şu şekilde vermek mümkün olacaktır:

  • Velayet davası, evlilik birliğini sonlandırılmasının ardından söz konusu çocuğun velayetini elinde bulunduran eşe karşı, çocuğun velayetini elinde bulundurmayan eşin açtığı aile hukuku davasıdır. Bu davaya sadece belirli hukuki alandaki mahkemelerin bakma yetkisi bulunmaktadır.

Yazımızın devamında bu konuyla ilgili olarak önemli bilgileri sizlere sunacağız ancak öncelikle velayet davasına konu olan velayetin, Türk Medeni Kanunu’nun hangi maddelerinde yer alan hükümlere göre düzenlendiğine bakılması gerekmektedir.

Velayet Davası Nasıl Olur?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337, 340, 342 ve 346. maddeleri uyarınca velayetin kapsamı kanunen açık bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre velayet; çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsamaktadır.

Öte yandan çocuklarının velayetini elinde bulunduran anne ve babalara, çocuklarıyla alakalı olarak birtakım hak, görev, yetki ve sorumluluklar da tabi tutulmuştur.

Dolayısıyla anne ve babaların velayetlerini elinde bulundurdukları çocuklarına bakmak, onları koruyup kollamak, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini tam anlamıyla gerçekleştirmek zorundalardır.

Ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmek adına çocuklarına sağlamak durumunda oldukları eğitim ile onları toplumda istenilen ölçüde dürüst ve iyi ahlak sahibi, kötü alışkanlıklardan uzak, çalışkan ve bilgi sahibi bir insan olarak yetiştirmek yükümlülüğü altındalardır.

Velayet Davası Hangi Mahkemeye Açılır?

Velayet davasında yetkili mahkeme, hem evlilik birliğini hukuki olarak sonlandırmak isteyen eşlerin hem de evlatlık edinen kişilerin sıklıkla merak ettiği bir konudur. Bu noktada “Kimler velayet davası açabilir?”sorusu da gündeme gelmektedir. Nitelim velayet davasına konu olan herhangi bir çocuk üzerinde anne, baba ve evlat edinen kişinin dışında kanunen hiç kimsenin velayet davası açma hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu kimseler,  yaşça büyük kardeşler olsa dahi, amca, hala, dayı ve teyze gibi çocuğa yakın dereceden kan bağı bulunan akrabaları olurlarsa olsunlar durum değişmemektedir. Bu sebeple söz konusu kişiler yani anne, baba ve evlat edinen haricinde hiçbir vatandaşın herhangi bir çocuk hakkında velayet davası açma hakkı yoktur.

Bununla birlikte ilgili kanun kural olarak velayet hakkını anne ve babanın ikisine birden ortak olarak tanımıştır. Bu bağlamda kadın ve erkek eşitliği ilkesi gözetilerek böyle bir uygulama yapılmıştır. Dolayısıyla her iki taraf da (anne ve baba) velayet davası açma hakkına sahiptir.

Velayet davası nerede açılır?” sorusuna yanıt olarak söz konusu velayet davaları ülkemizde aile mahkemeleri tarafında görülmektedir. Bu sebeple velayet davası aile mahkemesine açılır. Ancak aile mahkemesinin yetkili olarak bulunmadığı bölgelerde, söz konusu velayet davası asliye hukuk mahkemelerinin yetki alanına girmektedir.

Velayet Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?

Velayet davasının sonuçlanma süresi hakkında diğer hukuki alanlarda görülen davalar gibi kesin olarak bir sürenin verilebileceği bir konu değildir. Dolayısıyla velayet davasının süresi birçok farklı faktörün etki altında bulunmaktadır.

Bu noktada özellikle internet üzerinde “Velayet davası kaç ay sürer?” şeklinde araştırmalar yapıldığı görülmektedir. Ancak bu araştırmalar hakkında ne yazık ki net bir yanıta ulaşmak hiç de mümkün olarak gözüken bir gelişme değildir. Çünkü her ne kadar internet üzerinden “Velayet davası kaç yıl sürer?”  ve benzeri sorular araştırmalara konu olsa da yazımızın başında bahsettiğimiz üzere bu tür velayet davalarında kesin bir süreden bahsetmek mümkün olmamaktadır.

Biraz önce bahsettiğimiz üzere velayet davasının süresine etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Bunların başında, hemen hemen bütün hukuki davalarda olduğu üzere, dava dosyasının gerekli hukuki zemine oturtulmamış olmasıdır. Bu durum velayet davasının süresini doğrudan uzatan etkenlerin başında gelmektedir.

Nitekim hukuki esaslar göz önünde bulundurulmadan hazırlanmış olan bir dava dosyası veya velayet dilekçesi, hakim açısından onaylanmayacağı için süreç baştan başlar veya çok daha yavaş şekilde ilerler. Böyle durumlarda velayet davası ne zaman biter, kestirmesi hiç de mümkün değildir. Bu nedenle özellikle velayet davasına başvuru sürecinden itibaren bir aile avukatından gerekli danışmanlığı almak sürecin çok daha hızlı gelişmesine olanak tanımış olacaktır.

Velayet davasının süresi konusunda etkili olan diğer faktörler de muhakkak söz konusu velayet davasının açılmış olduğu mahkemenin yaşadığı yoğunlukla ilgilidir. Davanın açıldığı mahkemenin bulunduğu şehir de bu davaların süresinin kısalmasında veya uzamasında doğrudan etkiye sahiptir.

Öte yandan dava sürecinde yetkili aile mahkemesine sunulacak olan deliller, delillerin ispatlanması, tanıkların ifadelerine başvurulması, tanıkların dinlenmesi gibi haller davanın sürecinde etkili olan faktörler arasında yer almaktadır.

Velayet Hangi Durumlarda Anneye Verilmez?

Yazımızın başında bahsettiğimiz üzere velayet davalarında hukuki olarak kesinleşmiş bir hüküm bulunmamakla birlikte, davaya bakan yetkili hakimin kararına bırakılmış velayetin hangi eşte bulundurulacağı, birtakım unsurlar göz önünde bulundurularak sonuçlandırılmaktadır.

Öncelikle velayet davalarında, çocuğun menfaatleri her şeyden üstün tutulduğu için genellikle çocuğun bağının daha yüksek olduğu düşünülen anneye velayet hakkı verilmektedir. Fakat her velayet davasında veya her evlilik birliğinin sonlandırılmasında çocukların velayetinin anneye verileceğine dair kesin bir hüküm bulunmamaktadır.

Dolayısıyla bazı durumlarda, kanunen belirlenmiş hallerde çocuğun velayeti anneye verilmemektedir. Bu noktada eşler arasında en çok merak edilen sorulardan biri de boşanmada velayet hangi durumlarda babaya verilir konusuyla ilgilidir.

Velayet hangi durumlarda babaya verilir konusu da doğal olarak velayetin anneye bırakılmadığı halleri ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada velayetin anneye bırakılmadığı durumlar şunlardan oluşmaktadır:

  • Eğer anne hayasız bir yaşam sürdürüyorsa, yüz kızartıcı bir suç işlemişse (hırsızlık, dolandırıcılık, utanç verici bir ilişki içinde olması)
  • Hayasız veya haysiyetsiz bir yaşam sürdürmek, en açık ifadesiyle toplumun anlayışına göre, devamlı olarak namus, şeref, haysiyet kavramlarına zıt olacak şekilde hareket etmektedir.
  • Ancak bu noktada velayetin anneden alınması için söz konusu haysiyetsizliğin süreklilik taşıması önemli bir husustur. Örneğin, randevu evi işletmek, ayyaşlık, kumarbazlık, evli olduğu halde erkeklerle düşüp kalkmak gibi eylemlerin sürekliliği velayetin anneden alınmasını gerektirmektedir.
  • Yukarıda bahsettiğimiz unsurların devamlı olarak yaşanması halinde, velayet davasına konu olan çocuk kaç yaşında olursa olsun, anneden alınarak çocuğun velayeti babaya verilmektedir.

Benzer şekilde “velayet hangi durumlarda babadan alınır?” sorusunun cevabı da ayyaşlık, randevu evi işletmek, kumarbazlık, evli olduğu halde başka kadınlarla düşüp kalkmak gibi hallerin gerçekleşmesi durumunda söz konusu olmaktadır.

Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkını elinde bulundurmayan eşin, davaya konu olan çocuğun velayetine hak sahibi konumunda olan diğer eşe karşı, çocuğun velayetinin kendisine verilmesi talebiyle açtığı bir velayet davası türüdür. Velayetin değiştirilmesi davası da aile mahkemeleri tarafından görülmektedir. Peki velayet hangi durumlarda değiştirilir?

Kanunen velayetin değiştirilmesi davasında öne sürülmesi gereken sebeplerin olması gerekmektedir. Dolayısıyla velayetin kendi üzerine geçirilmesi talebiyle aile mahkemesine başvuruda bulunan eş, bu duruma geçerli bir sebep olabilecek nedenleri ispatlarıyla yetkili mahkemeye sunması şarttır. Bu noktada velayet nasıl değiştirilir? Velayetin değiştirilmesine gerekçe gösterilebilecek nedenler şu şekilde hukuki açıdan belirlenmiştir:

  • Çocukla ilişki kurulmasının engellenmesi durumunda
  • Çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan anne veya babada bırakılması, ya da çok nadiren de olsa 3. bir şahısta bırakılması
  • Çocuğun menfaatinin gerektirdiği diğer haller ( velayet hakkını elinde tutan eşin, çocuğun yükümlülüklerini uygun şekilde yerine getirmemesi, görevlerini savsaklaması, çocuğa yeterince ilgi göstermemesi kanıtlandığında velayet değiştirilir.)

Velayetin değiştirilmesi davasında geçerli sebep olarak görülmeyen birtakım gerekçeler de söz konusu olabilmektedir. Anne ve baba tarafından sıklıkla araştırılan bu faktörlerden bahsetmek gerekirse, şu örneklerde bulunmak mümkün olabilmektedir. Velayet hangi durumlarda anneden alınır, velayet ne zaman babaya verilir sorularına yanıt olarak yukarıdaki maddeleri öne sürmek mümkündür. Ancak bazı hususlarda velayetin değiştirilmesine hükmedilmez. Bunlar;

  • Velayeti elinde bulunduran eşin maddi durumunun iyi veya kötü olması ( bu durumda yetkili mahkeme tarafından yapılması gereken iştirak nafakasının bedelini artırmak olmalıdır.)
  • Davalı ve davacı arasında var olan sosyal statü eksikliği de velayetin değiştirilmesine gerekçe olarak gösterilse dahi yetkili mahkeme tarafından hukuki sebep olarak değerlendirilmez.

Velayet Kaç Yaşında Biter?

Evlilik birliğinin sonlandırılmasının ardından gündeme gelen velayet davasında, “vesayet kararı kaç yıl geçerli?” olmaktadır? Bu noktada velayetin ne kadar süreyle hak sahibi olarak görülen eşte bulunacağı merak konusu olmaktadır. Velayet çocuğun hukuki olarak reşit olması yani 18 yaşına gelmesinin akabinde sona ermektedir.

Velayet Nasıl Alınır?

Velayetin alınması, aile mahkemelerinde gerek boşanma davasıyla birlikte gerekse de boşanmanın kesinleşmesinin ardından talep edilmesi halinde görülen velayet davası ile evlilik birliğini sonlandıran eşlerden birine vesayet kararı doğrultusunda verilmesiyle elde edilmektedir.

Bu noktada “Velayeti nasıl alırım?” sorusuyla hareket edecek olan eşler, hukuki açıdan velayetin hak sahibine verilmesi için öngörülmüş sebeplerin ispatlarıyla birlikte yetkili mahkemeye sunulması gerekmektedir.

Velayet Ne Zaman Sona Erer?

Velayet ne zaman düşer?” sorusu da evlilik birliğini sonlandıran eşlerin sıklıkla merak ettiği konular arasında yer almaktadır. Hukuki olarak velayetin sona ermesine ilişkin belirlenmiş durumlar şunlardır:

  • Çocuğun veya velayet hakkını elinde bulunduran eşin vefatı halinde,
  • Çocuğun vesayet altına alınması halinde,
  • Söz konusu velayet altında olan çocuğun reşit olması yani 18 yaşını doldurması halinde,
  • Son olarak da velayetin diğer eşe geçirilmesi halinde velayet hakkı ortadan kalkmış olarak kabul edilmektedir.

Velayet Neye Göre Belirlenir?

Velayetin belirlenmesinde hukuki olarak kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla aile mahkemesi tarafından görülen velayet davalarında, söz konusu çocuğun velayeti anneye ya da babaya da verilebilmektedir. Ancak bu tür davalarda çocuk 7 yaşından küçükse velayet genellikle anneye verilmektedir.

Bununla birlikte eşlerden birinin haysiyetsiz bir yaşam sürmesi veya çocuğun menfaatine zıt olarak yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda velayet diğer eşe verilmektedir. Bu noktada aile mahkemesinin yetkili hakimi, hukuki usulleri gözeterek karar vermede yetki sahibidir. Ancak taraflar hakimin vermiş olduğu bu karara itiraz etme hakkına sahiptir.

Bu haber toplam 287 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara