Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur?

Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur?
Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur? Yabancı uyruklu eşin çocuğunun evlat edinmesi davaları, eşlerden birinin yabancı uyruklu olduğu evliliklerde, bir eşin diğer eşin çocuğunu evlat edinmesi talebiyle görülmektedir. Bu talebe ilişkin Türk hukukunda dayanak olarak göz önünde bulundurulması gereken hükümler Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Yabancı uyruklu bir vatandaşın, kendi uyruğundan olmayan eşinin çocuğunu evlat edinmesinde uygulanması gereken usul ve esaslar hakkında detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz. Son dönemde hukuki açıdan esaslarının araştırıldığı ve pek çok avukattan da bu sebeple danışmanlık alındığı konulardan biri de muhakkak yabancı eşin çocuğunu evlat edinme müessesi ile ilgilidir. Yabancı uyruklu eşin velayetinde bulunan bir çocuğun evlat edinilmesinde uyulması gereken esaslar, hukukumuzda Türk Medeni Kanunu’nun 306. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hükümlere göre düzenlenmiştir.  Söz konusu hükümlerde dikkat çekici ibareler bulunmaktadır. Buna göre yabancı uyruklu eşin çocuğunun evlat edinilmesi için gerekli olan koşul; eşlerden birinin, en az iki yıldan beri olmaları ya da kendisinin otuz yaşını doldurmuş olmasıdır. Türk hukukuna göre bu koşulların oluşmaması halinde yabancı çocuğun evlat edinilmesi mümkün olmamaktadır. [caption id="attachment_21890" align="aligncenter" width="640"]Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur[/caption]

Türk Hukuku’nda Yabancı Eşin Çocuğunun Evlat Edinilmesi

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yabancı uyruklu eşin çocuğunu evlat edinmesinde birtakım usul ve esaslar bulunmaktadır. Konuya ilişkin bir örnek üzerinden detaylı anlatımda bulunmak gerekirse, yabancı uyruklu eşin çocuğunu evlat edinmek isteyen davacı, çocuğun annesi olan Azeri uyruklu bir kadın ile 12.09.2011 tarihinden beri evli olduğu dava dosyasında görülmektedir. Davacının eşinin evlilik dışı ilişkisinden 2002 doğumlu çocuğunun da davacı ile evlendikleri tarihten itibaren birlikte yaşadığı, söz konusu çocuğun bakımında ve eğitiminde davacının katkılarının olduğu sabittir. Bununla birlikte davacı 1966 doğumlu olup, davanın açıldığı tarihte 48 yaşında olduğu da yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Davacının eşi Azerbaycan uyruklu olması sebebiyle davacı tarafından evlat edinilmek istenen çocuğun da yine Azerbaycan uyruklu olduğu sabittir. Dolayısıyla söz konusu evlat edinme talebinde “yabancı unsur” bulunması nedeniyle gerekli kanun ve hukuki esasların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Nitekim böyle bir durumda evlat edinme ilişkisi kapsamında değerlendirilmeye alınacak olan hukuki hükümler; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’da yer alan hükümlere göre belirlenmek durumundadır. Söz konusu göz önünde bulundurulması gereken kanunda yer alan hükümlere bakıldığında, ilgili kanunun 18. maddesinde; evlat edinme ehliyeti ve koşulları, söz konusu dava talebinde bulunan taraflardan birinin evlat edinme anındaki anında milli hukukuna tabi tutulmuştur. Bu kanunun detayları hakkında yazımızın devamında bulunan hususların bilinmesi önem teşkil etmektedir.

Milletlerarası Özel Hukuku ve Usul Hukuku Hakkında Kanun

Yabancı uyruklu eşin çocuğunun evlat edinilmesi ile ilgili yaşanan hukuki ihtilaflar, söz konusu 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuku ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun ile düzenlenen ilgili hükümler esas alınarak çözülmektedir. Bu bağlamda evlilik birliğini sürdüren eşlerden birinin yabancı uyruklu diğer eşin çocuğunu evlat edinebilmesi için bu kanun kapsamında birtakım usullere tabi tutulması gerekmektedir. Söz konusu kanunun 18. maddesinde yer alan hükümlere göre; evlat edinme ehliyeti ve koşulları açısından evlat edinme davası talebinde bulunan davacı için Türk hukuku, evlat edinilecek yabancı uyruklu çocuk için ise milli hukuku göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Dolayısıyla iki farklı ülkenin hukuk kurallarının bir arada bulunması bir başka deyişle söz konusu farklı ülkelerin hukuk kurallarında bu konuya ilişkin çatışmanın yaşanmaması gerekmektedir. Yukarıdaki örnek olay kapsamında yabancı uyruklu eşin çocuğunun evlat edinilmesi davası değerlendirilmeye alındığında davacı Türk vatandaşı olduğu için Türk hukuku, davacı tarafından evlat edinilmek istenen çocuk ise Azerbaycan vatandaşı olması sebebiyle Azerbaycan hukukunun mutabakata varmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla bu hukuklardan birinde söz konusu durumda evlat edinmenin mümkün olması, ancak diğer ülkenin hukuk kuralları kapsamında mümkün olmaması durumunda, evlat edinme ilişkisinin kurulmasına engel teşkil edilmektedir.

Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinilmesindeki Şartları

Türk hukukunda ilgili mevzuatta yer alan hükümlere göre, evli bir kimsenin diğerinin çocuğunu evlat edinebilmesi için, çocuğun annesi ile en az iki yıllık bir evliliğinin olması veya evlat edinme talebinde bulunan eşin otuz yaşını aşmış olması şartı bulunmaktadır. Bu yazımızda son dönemde sıklıkla yanıtları araştırılan “Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur?” sorusu hakkında bilinmesi gerekenleri paylaştık. Detaylı bilgiler için hukuk büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.

Yabancı Uyruklu Eşin Çocuğunun Evlat Edinmesi Nasıl Olur? Yargı Kararı.

Dava, eşlerden birinin diğerinin çocuğunu evlat edinmesi isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 306'ncı maddesinin (3.) fıkrasına göre; eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilir. Davacının, çocuğun annesi Azeri uyruklu ... ile 12.09.2011 tarihinden beri evli olduğu, eşinin evlilik dışı ilişkisinden olan 2002 doğumlu çocuğu ...'un evlendikleri tarihten beri taraflarla birlikte yaşadığı, bakım ve eğitiminin o tarihten beri davacı tarafından sağlandığı, davacının 1966 doğumlu olup, dava tarihi itibarıyla 48 yaşında olduğu yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davacının, eşi ... ve bunun davacı tarafından evlat edinilmek istenen çocuğunun Azerbaycan uyruklu oldukları görülmektedir. Buna göre davada kişi bakımından "yabancı unsur" bulunmaktadır. Bu durumda evlat edinme ilişkisinde uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre tespit edilecektir. Bu Kanunun 18'nci maddesinde; evlat edinme ehliyeti ve şartları, taraflardan her birinin evlat edinme anındaki milli hukukuna tabi tutulmuştur. Buna göre, evlat edinme ehliyeti ve şartları bakımından evlat edinme talebinde bulunan davacı için Türk hukuku; evlat edinilecek küçük için ise kendi milli hukuku birlikte uygulanacaktır. Bu hukuklardan biri bakımından evlat edinmenin mümkün olması, diğeri bakımından mümkün değil ise, evlat edinme ilişkisinin kurulmasına engeldir. Türk Hukuku; evli bir kimsenin diğerinin çocuğunu evlat edinebilmesi için, evlat edinen bakımından; çocuğun annesiyle en az iki yıldan beri evli olması veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşulunu aramaktadır. Bu koşul yanında evlat edinen tarafından küçüğe bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir. (TMK. m.305). Başka bir ifadeyle, Türk hukuku; Türk vatandaşı olup, yabancı uyruklu kadınla evli olan davacının, diğerinin çocuğunu evlat edinmesini, evlat edinenin çocuklarının muvafakatine (onayına) bağlı tutmamış, sadece evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesini aramıştır. Evlat edinme talebinde bulunan davacının ilk eşinden olan çocukları ergindir. Bu çocukların muhtemel mirasçılık hakları yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelendiğini kabule yeterli değildir. Bu bakımdan Türk Hukukunun, evlat edinme ehliyeti ve şartları bakımından evlat edinen için aradığı şartlar somut olayda mevcuttur. Ancak, evlat edinilecek küçük ve annesi, Azerbaycan uyruklu olduğuna göre, küçüğün evlat edinilebilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise evlat edinilme ehliyet ve şartlarını taşıyıp taşımadığı kendi milli hukukuna göre tespit edilmeli, annesinin evlilik dışı ilişkisinden doğduğuna göre, annenin çocuk üzerinde milli hukukuna göre velayet hakkı bulunup bulunmadığı belirlenmeli; milli hukukuna göre anne velayet hakkına sahip bulunmadığı taktirde, davada çocuğu temsil etmek üzere kayyım tayini yoluna gidilmeli, kayyımın davaya iştiraki sağlanmalı, yine milli hukukunun, ayırt etme gücüne sahip küçüğün evlat edinilmesine rıza göstermesinin gerekip gerekmediği aranmalı, gerekiyorsa küçüğün rıza beyanı alınmalı; çocukla babası arasında doğum anındaki milli hukukuna göre soy bağı ilişkisi kurulmuş ise, babasının evlat edinmeye rızasının bulunup bulunmadığı veya bu rızanın aranıp aranmayacağı hususu işbu davada tartışılıp değerlendirilmelidir. Bunun için mahkemece; öncelikle; yabancı hukukun konuya ilişkin muhtevasının tespiti için taraflardan yardım istenerek (5718 s. MÖHUK. m. 2/1) veya Azerbaycan'ın da "taraf" olduğu "Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi" hükümlerinden yararlanılarak Azerbaycan hukukunun evlat edinmeye ilişkin pozitif hukuk hükümleri ve bunun Türkçe tercümesi dosyaya getirtilip, bundan sonra az önce değinilen hususlar araştırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

Bu haber toplam 594 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara