Ülkemizde sigortacılığın oldukça hızlı bir şekilde gelişmesine bağlı olarak sigorta konusundaki anlaşmazlıkların sayısı da giderek artmaktadır.
Sigortacılık uygulamalarında meydana gelen en büyük ihtilaflar sigorta sözleşmesinde belirtilen tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediği, bu durumun yapılan sigortanın kapsamında olup olmadığı, kusur durumu ve bu kusur durumunun yapılan sözleşmeye olan etkisi, kusurlu olan kişiye rücu işleminin yapılması ve bunlara benzer durumlar olmaktadır.
Sigorta Hukuku
Sigorta Hukuku | Sigortacılar belirli bir pirim karşılığı ile kişinin para ile ölçülebilir olan menfaatlerini zarar doğuran bir tehlike veya risk oluşması halinde, bunun tazmin edilmesi veya bu konuda gerekli para miktarının ödemesini yani oluşan ekonomik sonuçlarına katlanması üstendiği sözleşmeler hazırlamakta ve bunları sigortalılar ile düzenlemektedir.
Bu sözleşmeler ile bu sözleşmelerden doğan hakların ve yükümlülüklerin yer aldığı hukuk dalına hukuk sistemimizde Sigorta Hukuku denmektedir. Düzenlenen sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren prim ödeme yükümlülüğünü üstlenmektedir. Sigortacı da oluşan sigorta tazminatını ve sigorta borcunu ödemeyi taahhüt etmektedir. Sigorta Hukukunda bulunan ana mevzuat, Sigortacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu olmaktadır.
Bu kanunlar yanında oluşturulan ve bunlara bağlı olan tüzük, yönetmelik ve tebliğler ile bu alandaki işleyişin hukuki ve teknik düzenlemeler yapılarak gerçekleşmesi sağlanmaktadır.
Bunların yanında yapılan sigortacılık faaliyetlerinin ortaya çıkarttığı genel mali risk durumu da idarenin sigortacılık işlemlerinin denetlemeye yönelmesini sağlamaktadır. Sigorta Hukuku ve Davaları hakkında detaylı bilgi için sayfayı ziyaret edebilirsiniz. | Sigorta Hukuku
Sigorta Hukuku Davalarında Sigorta Avukatı Ne Yapar?
İnsanlar belirli bütçeler ile belirli kapsamlarda sigorta hizmetleri satın alabilmektedirler. Alınan bu sigorta hizmetlerinin kapsamları ev, iş yeri, hırsızlık, yangın, doğal afetler, hastalık ve kaza gibi durumlar olabilmektedir. Yapılacak sigorta işlemleri genel olarak bu kapsamlarda hizmetler sunan sigorta şirketleri tarafından sunulmaktadır.
Yapılan sigorta sözleşmeleri bazı zamanlarda doğru ve istenilen kurallara uygun şekilde yapılmamaktadır. Bu durumlarda yaşadıkları kaza ve benzeri durumlar ile mağdur olan sigortalıların bir de bu durum nedeni ile mağdur olmaları mümkün olabilmektedir. Böyle bir durumda konusunda uzman ve deneyimli olan bir sigorta avukatı ile hak aramak ve hukuki yollar ile yaşanılan mağduriyetin giderilmesini sağlamak olmaktadır.
Sigorta poliçeleri ve sözleşmeleri konusunda ve farklı durumlardaki sorunlar nedeni ile oluşan mağduriyetler için açılan sigorta davalarının en başarılı şekilde yönetilmesi, kısa sürede tamamlanması ve kusursuz bir şekilde sonuçlandırılması konusunda uzman olan bir sigorta hukuku konusunda avukatlık ve danışmanlık oldukça fayda sağlamaktadır.
Sigorta davalarına fazla önem verilmemesi ve özen gösterilmemesi ile internet ortamından edinilen standart dilekçe örnekleri ile yapılan başvurular sürecin olumlu bir şekilde sonuçlanmamasına ve uzamasına neden olmaktadır.
Hazırlanacak olan sigorta dilekçelerinde bulunması gereken ve oldukça önemli olan miktar ve ifadelerin gerektiği şekilde belirtilmemiş olması veya sunulacak delillerin yeterli olmaması durumlarında tüketiciler ve bu konuda mağdur olanların haklarını doğru bir şekilde temin etmeleri mümkün olmayacaktır. Tüm bu sebepler ile her ne amaç ile açılacak olursa olsun, sigorta davalarında konusunda uzman ve deneyimli bir avukat ile çalışılması ve davaların bu avukat tarafından yönetilmesi oldukça fayda sağlayacaktır. | Sigorta Hukuku
Sigorta Hukuk Davaları
Sigorta sisteminde ve yapılan uygulamalarda ortaya çıkan hukuki anlaşmazlıklar ve hataların belirlenmesi, bunların giderilmesi ve yürürlüğe sokulması için belirlenen kuralları kapsayan hukuk dalına sigorta hukuku denmektedir. Sigortacılık uygulamalarında tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediği, bu durumunda yapılan sigorta sözleşmesinin kapsamına girip girmediği, kusur durumu ve bu kusur durumunun sözleşmeye olan etkisi ile yapılacak ödemenin şahsa rücu edilmesi konuların, yapılan sözleşmelerin çoğunda hukuki ihtilaflara neden olabilmektedir.
Ayrıca sigortacılık faaliyetlerinin ortaya çıkarttığı genel mali risk, idarenin bu konuda denetleme yapma gerekliliğini arttırmaktadır. Tüm bunlar yanında sigortacılığın ana mevzuatı olan Türk Ticaret Kanunu ve Sigortacılık Kanunu ile bunlara bağlı durumda olan tebliğler, yönetmelikler ve tüzüklerin bu alandaki hukuki işleyişine ve tekniklere desteğini sağlaması son derece önemli duruma gelmektedir. | Sigorta Hukuku
En Çok Açılan Sigorta Davaları
- Sigorta poliçeleri ile ilgili olan alacak ve tazminat talepleri
- İş kazaları sigorta davaları
- Yönetim kurulu üyelerinin sigorta konusundaki sorunları
- Mesleki sorumluluk sigortası davaları
- Hayat ve maluliyet sigortası davaları
- Yangın nedeni ile davalar
- Can kaybından doğan davalar
- Tıbbi uygulama hatalarına ilişkin sigorta davaları
- Sigorta poliçesinden kaynaklı rücu davaları
- Araç değer kaybı davaları
- Ferdi kaza sigortası davaları
Trafik Kazası Nedeni İle Açılan Sigorta ve Tazminat Davaları
- Araç sürücüsünün ölümü durumunda tazminat
- Trafik kazası ve güvence hesabı
- Trafik kazasında sigortalıya açılan dava
- Yaralanmalı trafik kazası ve tazminat davası
- Ölümlü trafik kazası davası
- Kasko rücu davası
- Trafik kazası sonrasında sigorta tazminat davası
Araç Değer Kaybı Davası
Sigorta şirketleri araçlara ait değer kaybı zararını karşılamadıkları için bu tür davalar karşı tarafa (kazaya sebebiyet veren ve kusurlu olan) açılabilmektedir. Araçların kaza sonrasında değer kaybının tespit edilmesine yönelik araç değer kaybı davaları açılabilmektedir.
Bu davaların hukuki olarak dayanakları Borçlar Kanununda bulunan 122. Madde olmaktadır. Araç Değer Kaybı Davası hakkında detaylı bilgi için sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Davada araçlarda kaza sonrasında oluşan değer kaybının miktarının talep edilmesi yanında aracın kaza sonrasında gereken tamir işlemleri için meydana gelen zararın aracın hasarlı olması nedeni ile değer kaybı olarak karşı taraftan istene bilmektedir. Ayrıca aracın kiralık olması durumunda yapılan ulaşım giderlerinin de karşı taraftan talep edilmesi mümkün olmaktadır. | Sigorta Hukuku
Sürücü Rücu Davaları
Yarıda bulunan en fazla ihtilaf davalarından birisi de sigorta şirketlerinin açmış olduğu rücu davaları olmaktadır. Bu davalarda hukuki dayanak oluşturan kanun, Türk Ticaret Kanunu olmaktadır. Türk Ticaret Kanunun 1301’inci maddesinde belirtilen ve düzenlenen hükümler ile rücu konusu detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu maddede açıklanan ve uygulamada olan sigortalının halefiyeti ilkesi olmaktadır.
Sigortalının halefiyeti ilkesi; zarar gören sıfatı ile araç sahibi, tehlikenin gerçekleşmesi (kazanın meydana gelmesi) nedeni ile ortaya çıkan zararları için, üçüncü şahıslara (kazaya sebebiyet veren ve kusuru olan kişiye) karşı herhangi bir neden ile hukuki bir alacağa sahip olduğu durumda Bu hakkın ödenen sigorta miktarı kanun gereğince sigortalıya geçmesi olarak açıklanabilmektedir.
Sigorta poliçesinin genel şartları içerisinde de sigortalı ödedi tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçer şeklinde bir ifade yer almaktadır. Sigorta Rücu Davaları hakkında detaylı bilgi için sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Sigortacının ödediği tazminat miktarı için, hukuki olarak sigortalı yerine geçtiği için, kazaya sebep olup zarar verenlere karşı açılan davalara rücu davaları denmektedir.
Halefiyete dayalı şekilde olan rücu davalarında; esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı bir tazminat davasının, onun sıfatı ile sigorta şirketi tarafından açılması anlamına gelmektedir. Sigorta şirketi sigortalı adına yaşanılan zarar sebebi ile karşı tarafa sigortalı sıfatı ile tazminat davası açmakta ve bu davalar rücu davaları olmaktadır.
Her tazminat davasındaki gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da, davalının kusur durumunu ve zararı ispat etmek davacı olan sigortalının sorumluluğu ve yükümlülüğündedir. Sigorta şirketi mahkemeye davalının oluşan kaza ve zararda kusurlu olduğu ve oluşan maddi zararın sebebi olduğunu ispat etmelidir.
Bunun yanında meydana gelen kaza ve zararın maddi bir zarar olduğunu ve tutarını da mahkemeye ispat etmek zorundadır. Bu şekilde sigortacı rücu davasını sonuçlandırarak zararın miktarını karşı taraftan temin edebilmektedir. | Sigorta Hukuku