Adli Yardımın Usulü ve Koşulları Nelerdir? Bilindiği gibi, hukuk hayatı sürekli olarak yaşamın gereklerine göre kendi kendini güncelleyen bir hayattır. Hukuk, daima değişen ve gelişen koşullara ayak uydurmak zorunluluğu ile hareket etmelidir. Bu nedenledir ki, hukuk için “hayatın içinden” ifadesi kullanılabilir.
Günlük yaşamda, tüm dünyadaki toplumların fertlerinin bir kısmı için bir “avukata vekalet vermek”, oldukça zorlayıcı bir maddi harcama gerektirebilir. Nitekim, “haklı” olmasına karşın, maddi durumu yetersiz olduğu için bir avukata vekalet veremeyen, ve belki bu sebeple bazı önemli hak kayıplarına uğrayan pek çok insan bulunmaktadır. Şüphesiz, bu insanlar Türk toplumunda da mevcuttur.
Uzun sayılabilecek bir süreden beri, Avrupa’daki hukuk devletleri, “adli yardım” adını verdikleri bir süreci başarıyla işletiyordu. Kısa bir süre sonra, Türkiye’ye de etkin bir şekilde giren bu kurum, şu an gayet başarılı ve düzenli bir şekilde işlemektedir. Adli yardım, Türk hukukunda HMK olarak kısalttığımız Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. Maddeleri arasında; aynı şekilde de Avukatlık Kanunu’nun 176-181. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bu hükümler, bağlayıcı hükümlerdir. Bu hükümlerden hareketle, “adli yardım” şöyle ifade edilebilir: Kendisinin veya ailesinin maddi durumunu önemli ölçüde zor duruma düşürmeden, gereken yargılama veya takip giderlerini ödeme gücüne sahip olmayan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibi sürecinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması, yani “uydurma” iddialara sahip olmamaları kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
Altını çizelim ki, adli yardımdan sadece GERÇEK KİŞİLER VE KAMUYA YARARLI DERNEKLER/VAKIFLAR yararlanabilir. Yoksa, kamu tüzel kişilikleri, ya da özel hukuk kurallarına göre kurulmuş tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanmasına olanak yoktur.
Son olarak belirtelim ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yakın zamanda aldığı bir kararla, adli yardımın “adil yargılanma hakkı”nın bir parçası olduğuna karar vermiştir. | Adli Yardımın Usulü ve Koşulları Nelerdir?
Adli Yardım Alabilmenin Koşulları
Öncelikle belirtelim ki, adli yardımdan yararlanacak olan kişilerin, her şeyden önce şu iki niteliği taşımaları bir zorunluluktur:
- İddialarında en azından haklı oldukları “izlenimini” vermelidirler.
- Yargılama giderlerini karşılama ve gereken ödemeleri yapma gücünden yoksun olduklarının açık olması gerekir.
Ön şartlar, yukarıda ifade ettiğimiz gibidir. Bu haller söz konusu değilse, zaten adli yardımdan yararlanmak söz konusu olamayacaktır.
Adli yardım, sadece kişinin talep ettiği dava için sağlanır. Başka bir dava için de adli yardım talep etmesi halinde, yeniden başvurması gerekir. | Adli Yardımın Usulü ve Koşulları Nelerdir?
Adli Yardım Hangi Usule Dayanarak İstenir?
Adli yardım talebinde bulunacak kişi, istemini adli yardım bürosuna veya temsilcilerine yapmalıdır. İstek sahibi, isteminde haklı olduğunu gösterdiği delillerle kanıtlamak zorundadır. Dikkat edelim ki, bu iddiasında haklı olduğunun değil, ADLİ YARDIM İSTEMESİNİN SEBEBİ OLAN YOKSULLUĞUNUN ispatıdır. Bu ispatı, bir gelir belgesi göstermek suretiyle yapabilir.
Eğer yardım reddedilirse, reddedilen kişi, yazı veya sözle baro başkanına başvurabilir. Baro başkanının bu konuda vereceği karar kesindir, buna karşı herhangi bir merciye karşı itirazda bulunulamaz.
Aynı şekilde, işin karara bağlanacağı mahkemeden; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden de istenebilir. | Adli Yardımın Usulü ve Koşulları Nelerdir?
Adli Yardım Alacak Kişinin Yararlanacağı Olanaklar
Adli yardım kararı, aşağıdaki olanakları sağlar:
- Tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağlanır.
- Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet sağlanır.
- Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm ödemelerin avans olarak ödenmesi sağlanır.
- Davada eğer bir avukatın vekalet etmesi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temin edilir. Baro başkanlığı tarafından görevlendirilen avukat, görevle ilgili yazının kendine ulaşmasıyla birlikte, avukatlık hizmetlerini yerine getirmek yükümlülüğü altına girer. Eğer istemezse, bunu 15 gün içinde bildirir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?