Anayasa Mahkemesinden sendika temsilcisi kararı. Anayasa Mahkemesi Sendika Temsilcisinin Başka Bir Birime Atanmasının Kişinin Sendika Hakkının İhlali Olduğuna Hükmetti
Anayasa Mahkemesi tarafından görülen davada sendika temsilcisinin çalıştığı işyerinden başka bir birime atanması sebebiyle kişinin sendika hakkının ihlal edildiğine karar verildi. Kararda, 20 Mart 2019 tarihinde Abdulkadir A.’nın yapmış olduğu başvuruya istinaden Anayasa’nın 51. maddesinde güvence verilen kişinin sendika hakkının ihlal edildiğine yönelik hüküm verildi.
Anayasa Mahkemesine Konu Olan Olaylar
Başvurucunun Milli Savunma Bakanlığı’nda uzman olarak görev yaptığı ve aynı zamanda üye olduğu bir sendikanın da il temsilcisi konumunda bulunduğuna dikkat çekildi.
Başvurucu, Milli Savunma Bakanlığı’nda görevine devam ettiği Personel Başkanlığı biriminden atama yoluyla başka bir birime yönlendirilmiştir. Bu atamaya asıl gerekçe olarak da sendikal faaliyetlerde etkin rol üstlenmesi öne sürülerek, işinde tam bir tarafsızlık sergileyemeyecek durumda olması sebebiyle görevini tarafsız bir şekilde yerine getiremeyeceği gösterilmiştir.
Bu atamanın ardından başvurucu, söz konusu atama işleminin iptal edilmesi için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM)’e dava açmış, ancak bu dava talebi mahkeme tarafından reddedilmiştir. Ardından bu karara itiraz eden başvurucunun karar düzeltme talebi de AYİM tarafından kabul görmemiştir.
Anayasa Mahkemesine Başvurucunun Öne Sürdüğü İddialar
Başvurucu, kanunlara dikkat çekerek, herhangi bir kısıtlama olmamasına ve sendika yöneticilerinin yasal güvence altında tutulmasına rağmen, sadece il temsilcisi olması sebebiyle görev yerinin değiştirilerek başka birime atanmasının, şahsi sendika hakkını ihlal ettiğini öne sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi
Anayasa’nın 51. maddesi ile güvence altına alınan sendika hakkı, çalışanların çıkarlarını korumak hedefiyle bir araya gelerek örgütlenmenin serbest olmasını ön görmektedir.
Dolayısıyla sendika hakkına yapılan bir müdahale, zorunlu bir toplumsal ihtiyaca yönelik değilse veya söz konusu toplumsal ihtiyacı karşılama konusunda orantılı bir uygulama değilse, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak değerlendirilememektedir.
Somut olay göz önünde bulundurulduğunda, idarenin kendini savunmasında ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında, başvurucuya yönelik uygulanan atama işlemine gerekçe olarak bağlı olduğu sendikanın il temsilcisi olması sebebiyle tarafsız davranamayacağı ve görevini tarafsız olarak yerine getirse bile yapacağı işlem ve uygulamalarda sendika üyelerini koruyacağı düşüncesi öne çıkmaktadır.
Bu sebeple söz konusu atama işleminin asıl nedeni direkt olarak başvurucunun sendikal faaliyetleriyle ilgilidir.
Bu sebeple atama nedeninin sadece sendikal faaliyetler olması nedeniyle, kamu görevlilerine sendika kurma hakkı verilmesinin gerekçelerini ortadan kaldıracak mahiyettedir.
Somut olayda idarenin atama gerekçelerinin yeterli olmadığı ve yapılan atamanın sadece sendikal faaliyete yönelik gerçekleştirildiği anlaşıldığından atama işleminin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği de görülmüştür.
Bu sebeple demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmayan bu atama kararıyla, Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine hükmedilmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?