Araçtan mahrum kalma tazminatı nasıl alınır? Trafik kazaları sonrasında araç sahipleri, araçlarının tamir süresince araçlarından mahrum kalabilirler. Bu durum, araç sahiplerinin günlük ihtiyaçlarını karşılayamamalarına ve ek masraflarla karşılaşmalarına yol açabilir. Araç mahrumiyet bedeli, bu gibi durumlarda araç sahiplerine sağlanan bir tazminat türüdür. Bu blog yazısında, araç mahrumiyet bedeli, araç yatış bedeli, ikame araç bedeli ve ilgili hukuki süreçler hakkında detaylı bilgi vereceğiz.
Araç Mahrumiyet Bedeli Ne Kadardır?
Araç mahrumiyet bedeli, kazadan sonra aracın tamir edildiği süre boyunca araç sahibinin kullanamadığı aracın karşılığı olarak talep edilebilen bir tazminat türüdür. Bu bedelin miktarı, aracın piyasa değeri, kullanım amacı ve tamir süresi gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir. Bilirkişi raporları ve ilgili belgeler ışığında belirlenen bu bedel, mahkeme tarafından karara bağlanır.
Araç Yatış Bedeli Kimden Alınır?
Araç yatış bedeli, aracın tamir süresince kullanılmamasından dolayı oluşan zararın karşılanması için talep edilen bir bedeldir. Bu bedel, genellikle kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü veya maliki olan kişiden ya da sigorta şirketinden talep edilir. Kural olarak, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, zarar gören taraf yalnızca gerçek zararını talep edebilir.
İkame Araç Bedeli En Fazla Kaç Gün?
İkame araç bedeli, araç sahibinin kazadan sonra araçsız kaldığı sürede, geçici olarak kiraladığı aracın bedelidir. Mahkemeler, aracın tamir süresine uygun şekilde ikame araç bedelinin karşılanmasına karar verebilir. Bu süre, tamir süresinin uzunluğuna ve aracın hasar durumuna göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, makul tamir süresinin bilirkişi raporlarıyla belirlenmesi önemlidir.
Araç Mahrumiyet Bedelinden Kimler Sorumlu?
Araç mahrumiyet bedeli, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü veya maliki ile sigorta şirketi tarafından ödenebilir. Mahkeme, kazanın oluşumunda kimin sorumlu olduğunu belirleyerek, zarar gören tarafın talep ettiği tazminatın hangi taraftan karşılanacağına karar verir. Bu kapsamda, haksız fiil sorumluluğu ilkeleri ve Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi esas alınarak değerlendirme yapılır.
Tazminat Davası Süreci Nasıl İşler?
Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında, zarar gören tarafın gerçek zararını ispat etmesi gerekir. Olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, zararın belirlenmesi konusunda hakime geniş bir takdir yetkisi tanır. Davacı, araç kiraladığına dair belge sunamasa bile hakim, bilirkişi raporları ve diğer deliller doğrultusunda zararı belirleyebilir. Dolayısıyla, mahkeme sürecinde delillerin titizlikle toplanması ve sunulması önemlidir.
Araç mahrumiyet bedeli, trafik kazası sonrasında araç sahiplerinin uğradığı gerçek zararın tazmin edilmesine yönelik bir hukuki mekanizmadır. Bu tazminat türü, araç sahiplerinin araçsız kaldıkları süre boyunca uğradıkları kayıpları telafi etmeyi amaçlar.
Araç Mahrumiyet Bedeli Nedir?
Araç mahrumiyet bedeli, bir trafik kazası sonucu hasar gören aracın onarım süresince kullanılamaması nedeniyle araç sahibinin uğradığı zararın tazmini için talep edilen bir bedeldir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesine göre, haksız fiilden kaynaklanan zararlar, ancak fiili zarar kadar tazmin edilebilir. Bu durumda, zarar gören, haksız fiil nedeniyle uğradığı kaybın gerçek tutarını talep etme hakkına sahiptir.
Araçtan mahrum kalma tazminatı nasıl alınır – Yargıtay Kararı
Denizli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, davacı, trafik kazası sonucu hasar gören aracının tamir süresince kullanılamamasından dolayı oluşan zararların karşılanması için araç mahrumiyet bedeli talep etmiştir. Mahkeme, davacının araç kiralama belgesi sunamadığı ve aracın önceden hasarlı olduğu gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir.
Ancak, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü, davanın Yargıtay tarafından kanun yararına bozulmasını talep etmiştir. Yargıtay, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğuna vurgu yaparak, hakim tarafından zararın bilirkişi raporları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkeme, davacının taleplerinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
Bilirkişi Raporu Neden Önemli?
Yargıtay kararında, araçta oluşan hasarın niteliğine göre makul bir tamir süresi belirlenmesi ve bu sürede davacının aracı kullanamamasından doğan zararın bilirkişi raporları ile belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Araç kiralama belgeleri sunulmasa dahi, bilirkişi raporları ile zarar miktarı belirlenebilir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?