Atama iptali davası, kamu görevlilerinin atama işlemleriyle ilgili yaşanan hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla açılan idari bir davadır.
Bu dava türü, kamu personelinin mesleğe başlaması veya meslekteki ilerlemesi sırasında karşılaştıkları haksızlıkların düzeltilmesini amaçlar. İşte atama iptali davası hakkında detaylı bilgiler:
Atama İptali Davası Nedir, Nasıl Açılır?
Atama iptali davası, kamu personelinin atama işlemleri sırasında yaşanan ve hukuka aykırı bulunan durumlar nedeniyle açılır. Devlet memurlarının mesleğe başlama veya meslekte ilerleme sırasındaki atamalarıyla ilgili idarenin aldığı kararların hukuka aykırı olduğu durumlarda bu tür dava açılır.
Yapılan Atama İptal Edilebilir mi?
Evet, atama işlemi idarenin keyfi kararlarına veya hakkaniyete aykırı şekilde yapılmışsa ya da kamu yararına aykırı sonuçlar doğurmuşsa iptal edilebilir. Bu, adaletin sağlanması ve hukuka uygunluk ilkesinin korunması için önemlidir.
İptal Davası Hangi Durumlarda Açılır?
İptal davaları, idari işlemlerin hukuka aykırılığı sebebiyle açılır ve genellikle idari yargı alanına özgüdür. İdari işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından açılabilir ve idari işlemin iptali veya geri alınmasını hedefler.
Atama İptali Davası Ne Kadar Sürer?
Atama iptali davası süresi, genellikle 60 gün olarak belirlenmiştir. Bu süre, atama işleminin gerçekleştirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve idari işlemin iptali için yasal olarak tanınan zamandır.
İptal Davası Açma Süresi Kaç Yıldır?
İdari işlemlere karşı açılacak iptal davası için belirlenen hak düşürücü süre, Danıştay ve İdare Mahkemelerinde 60 gün, Vergi Mahkemelerinde ise 30 gündür. Bu süreler, özel kanunlarla ayrıca belirlenmemişse uygulanır.
Öğretmen Ataması İptal Edilebilir mi?
Öğretmen atamaları, başvurular sırasında belirtilen hususlara uygun olarak yapılır. Ancak, yer değiştirmeler sonrası mevcut yönetmelikte belirtilen mazeret durumlarından birinin oluşması durumunda, görev yerlerinden ayrılmamış öğretmenlerin atamaları iptal edilebilir.
İşlemin İptali Ve Atama Talebi
İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ – DAVACININ TALEPTE BULUNDUĞU MÜDÜRLÜKLERDEKİ DURUMUNA UYGUN KADRO VE İHTİYAÇ DURUMU ARAŞTIRILMAK SURETİYLE NAKLEN ATAMA BAŞVURUSU DEĞERLENDİRİLEREK İŞLEM TESİSİ GEREĞİ – DAVANIN REDDİ KARARINDA İSABET GÖRÜLMEDİĞİ.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesi ve 399 sayılı KHK’nın 9. maddesi ile memurların ve sözleşmeli personelin naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleri ile sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin Yasanın temel ilkeleri, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği, yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözülebilmesi için davalı idarenin yönetim kurulu kararıyla uygulamaya konulan Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönerge’nin 8. maddesinde yer verilen ve dava konusu işlemin de gerekçesini teşkil eden “Yer değiştirme suretiyle yapılacak atamaların hizmet gerekleri doğrultusunda Genel Müdürlüğün uygun bulacağı tarihlerde yapılır.” şeklindeki kuralın hukukiliğinin saptanması gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesinde ve 399 sayılı KHK’nın 9. maddesinde yer değiştirme suretiyle yapılacak atamaların hangi dönemlerde yapılacağına ilişkin bir kurala yer verilmemiş olmakla birlikte; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte yer değiştirme suretiyle atanmaların her yılın belli dönemlerinde yapılmasının öngörüldüğü, davalı idarece çıkarılan Yönerge’de ise naklen atama dönemlerinin belirli bir takvime bağlanmadığı, bu hususun hizmet gerekleri doğrultusunda Genel Müdürlüğün takdirine bırakıldığı görülmektedir.
Diğer yandan, anılan Yönergenin 7. maddesiyle memur ve sözleşmeli statüde çalışan personelden 5 hizmet yılını dolduran ünite müdürü, ünite müdür yardımcısı, kısım müdürü, uzman, müdür yardımcısı ve şeflerin zorunlu yer değiştirmeye tabi kılınması sebebiyle; bir görev yerindeki zorunlu hizmet süresini dolduran personelin makul bir süre içerisinde diğer görev yerlerine atanmayı isteme hakkına sahip oldukları tartışmasızdır.
Her ne kadar, Yönerge’de “hizmet gerekleri gözetilerek” naklen atamaların belli dönemlerde toplu olarak yapılması mümkün hale getirilmiş ise de; bu atamaların ancak “Genel Müdürlükçe uygun bulunacak tarihlerde” yapılabilmesini öngören ve belirsizlik arzeden düzenleme, keyfi uygulamalara yol açabilecek ve bir bölgedeki zorunlu hizmet süresini dolduran personelin başka bir görev yerine makul bir sürede atanmasının sebepsiz şekilde geciktirilmesine sebebiyet verebilecek niteliktedir.
Ayrıca, Yönerge’de belirli kadrolarda görev yapanlar bakımından Yönerge eki listede yer verilen görev bölgelerinde 5 yıl zorunlu çalışma süresi şartı getirilmiş olması ve yer değiştirme suretiyle atamaların yılın hangi dönemlerinde yapılacağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması sebebiyle; bir bölgedeki zorunlu çalışma süresini tamamlayan personelin diğer bölgelere naklen atanma talebinin derhal değerlendirmeye alınarak, hizmet gerekleri, kadro ve ihtiyaç durumları da gözetilmek suretiyle sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu durumda, davacının talepte bulunduğu Kayseri, Mersin, Ankara veya İstanbul Pazarlama Bölge Müdürlüklerindeki durumuna uygun kadro ve ihtiyaç durumu araştırılmak suretiyle naklen atama başvurusu değerlendirilerek işlem tesisi gerekirken, davacının talebinin sadece “Genel Müdürlükçe uygun görülecek bir tarihte değerlendirileceği” gerekçesine dayanılarak reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?