Ayıplı mal davalarında genel kural şu şekilde belirlenmiştir. 6502 sayılı Kanunda, “imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı, kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunu bilmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz” denilmektedir. Dava dışı tüketici ayıplı maldan dolayı seçimlik hakkını, davacı satıcıya karşı kullanmıştır. | Ayıplı Mal Nedeniyle Tazminat ve Alacak Davası
Ayıplı Mal Nedir? Hangi Mallar Ayıplı Kabul Edilir?
28 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren ve artık kanun olarak anılan, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, adı üzerinde tüketicilerin korunmasına ilişkin yenilikler içermektedir. Kamuoyunda, tüketici ayıplı mal satın aldığında, sadece ücretsiz olarak onarım hakkına sahipmiş gibi bir algı söz konusudur. Hâlbuki kanun, tüketiciye dört seçimden oluşan bir hak serisi sunmaktadır. Ayrıca tüketicinin, bu haklardan onarım hakkını öncelikli olarak kullanması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. | Ayıplı Mal Nedeniyle Tazminat ve Alacak Davası
Ayıplı Mal Nedir?
Ayıplı mal ile ilgili açıklama, ilgili kanunun 8. maddesinde açıklanmaktadır. Bu maddeye göre ayıplı mal; tüketiciye teslimi yapılırken, alıcı ve satıcı tarafından kararlaştırılan örneğe veya modele göre olmayan maldır. Aynı zamanda objektif olarak da ayıplı mal tanımı mevcuttur. Objektif olarak bakıldığı zaman, ürünün sahip olması beklenilen özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırılık taşıması da ayıplı mal olarak kabul edilmektedir. Satın alınan mal, taraflarca kararlaştırılmış olan niteliklere uygun değilse veya objektif olarak kendisinden beklenilen nitelikleri taşımıyorsa ayıplı mal olarak kabul edilmektedir. Bu durumda da tüketici, ayıplı mal sebebi ile ortaya çıkan ve seçim yapabileceği hakları kullanabilmektedir. | Ayıplı Mal Nedeniyle Tazminat ve Alacak Davası
Hangi Mallar Ayıplı Kabul Edilmiştir?
- Hangi malların ayıplı mal olarak kabul edileceği, ilgili kanunun 8. maddesinde belirtilmiştir. Aşağıdaki durumda olan mallar, ayıplı mal olarak tanımlanır:
- Malı satın alacak olan kişiyle satıcının kararlaştırmış olduğu modele göre olmayan,
- Objektif olarak değerlendirildiğinde, sahip olması gereken nitelikleri taşımayan,
- Ambalaj veya etiketinde, tanıtım kartında veya kullanım kılavuzunda, internette, reklâmının yapıldığı alanlarda veya ilanlarda bahsi geçen özelliklerden birini veya birden fazlasına sahip olmayan,
- Satıcı kişi tarafından açıklanmış ve belirtilmiş olan veya teknik bilgisinde yer alan niteliklere aykırılık taşıyan,
- Muadili olan ürünlere bakıldığında, o ürünlerin kullanımdaki amacına sahip olmayan,
- Satın alan kişinin beklediği faydayı karşılamayan, yani faydayı azaltan veya ortadan kaldıran, bunu maddi, hukuki veya ekonomik anlamda eksikliklere sahip olarak yapan mallar ayıplı mal olarak nitelendirilir.
Aynı zamanda kanun, sözleşmeye aykırı olarak yapılan davranışlardan dolayı da ayıplı mal nitelendirmesine yer vermektedir. Sözleşmeye karşıt olan ifa halleri:
- Sözleşmede kararlaştırılan süre zarfı içerisinde mal tesliminin yapılmaması,
- Eğer montaj satıcı tarafından yapılacak ve satıcının sorumluluğunda yer alacaksa, montaj işleminin gerektiği şekilde yapılmama durumu,
- Eğer montaj işlemi tüketici tarafından yapılacaksa, montaj talimatında yer alan bir eksiklik veya yanlış bilgi nedeniyle, montaj işleminin başarılı olmaması veya hatalı olması şeklindedir. Bu durumlar sözleşmeye aykırı ifa kapsamında olup, ayıplı mal kavramından söz etmek mümkündür.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Ayıplı Mal ve Süreler
Tüketici hakları ile ilgili pek çok yasal düzenleme yapılmış, bu düzenlemeler en çok Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yeniliğe uğramıştır. Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihi itibari ile Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 28.05.2014 tarihinde de yürürlük kazanmıştır. Bu kanun tüketicilerin haklarının çok daha fazla korunmasını hedeflemiş, üreticilere de daha fazla ve kapsamlı sorumluluklar yüklemiştir. Ayıplı mal ile ilgili kısım, TKHK kapsamında yer almaktadır. Bu kanun ile ayıplı mal ile ilgili tanımlar ve genel olarak pek çok kıstas değişikliğe uğramıştır. Ayıplı mal ile ilgili tanım kısmı, çok daha fazla genişletilmiştir. Böylece daha kapsamlı bir durum ortaya çıkmış ve tüketiciler fazlaca korunmaya alınmıştır. Bu sayede mağduriyet yaşamalarının önüne geçilmesi planlanmıştır.
Ayıplı mal ile alakalı olan ihbar süresi, kişinin hak kaybı yaşamasına neden olan bir ölçüttü. Eski Kanun kapsamında bu süre 30 gün olup, tüketici bu süreyi kaçırdığında zarara uğramış vaziyette bulunmaktaydı. Yeni TKHK bu konuyla ilgili olan 10. madde de düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemeye göre, sözleşmeye konu olmuş mal ile ilgili teslim tarihi sonrasında ve altı ay içinde ortaya ayıp çıkması değerlendirilmiştir. Bu süre zarfında ayıp çıkması demek, ayıbın malın teslim tarihinde var olduğunun kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca diğer önemli bir nokta da, malın ayıplı olmadığının ispatını yapacak olan tarafın satıcı olmasıdır. İspat sorumluluğu, satıcıdadır.
Bu düzenlemede değişiklik de olabilmektedir. Bu değişiklik de tüketici ayıptan haberdar ise olmaktadır. Aynı maddeye göre tüketici, teslim tarihinde ayıpta haberdar ise sözleşmeye aykırı bir durum söz konusu değildir. Bu durum dışındaki ayıplı mallarda, tüketicilerin seçimlik olan hakları sabit ve saklıdır. Eğer satıcı ayıplı mal satışı yapacaksa, malın üzerine ayıplı mal olduğuna dair açıklama koymalıdır. Satıcı buna mutlaka dikkat etmelidir. Bu düzenlemede de tüketicinin hakları korunmaktadır. Ayrıca sadece ayıplı mal ile ilgili etiket konulması yetmez. Satıcının koyduğu ayıplı mal etiketi, tüketici tarafından görülebilecek ve okunabilecek şekilde olmalıdır. Ayrıca ayıp ile ilgili bu etiket alıcıya verilmeli, aynı zamanda ayıba ilişkin açıklamalar da tüketiciye sunulan fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde yer almalıdır.
Satıcı, görüldüğü üzere ayıplı maldan dolayı sorumluluk taşır. Satıcının bu alandaki sorumluluğu, iki yıl şeklindedir. Kanunda özel bir düzenleme yapılmaz veya taraflar yapılan sözleşmede daha uzun süre belirtmezse sorumluluk süresi iki yıldır. Ayıbın ortaya çıkması daha sonra da olsa, tüketici bu iki yıllık sürede satıcı ile ilgili sorumluluk kısmına erişebilmektedir. Bu süre içinde ayıp tespit olursa, tüketici seçimlik olan haklarını kullanabilmektedir. Mal tüketiciye teslim edildiği tarihte, bahsi geçen süre başlamaktadır. Satıcının ayıplardan sorumluluğunun 1 yıl olduğu yer, ikinci el satışların yapıldığı yerdir. Ayrıca ayıbın gizlenmesi ve gizlenmesinde ağır kusurlar ile hile kullanılmışsa, bu noktada zamanaşımı hükümleri geçerli olmamaktadır. | Ayıplı Mal Nedeniyle Tazminat ve Alacak Davası
SORULAR
2012 yılında topraktan mutahıtten dair aldım. eve 2015 yılı agustos ayında tasındım taşındıktan sonra odanın bırınde perdecinin uyarmasıyla yamukluk oldugunu fark ettık yapı denetim firması ile görüşerek ölçüm yapmasını istedik. yapı denetim firması kolonun bir tanesinin 9,32 cm yuksek dokulduğünü tespit etti. bu tespit sonucuna göre belediyeye ve cevre şehircilik müdürlüğüne müracat ettik. onlarda aynı hatayı tespit ettiler. avukatımız aracılığıyla maddi manevi tazminat davası açtık. daca halen devam etmekte. biz davayı yanlış mı açtık ayıplı malın iadesi olarak mı açmamız gerekırdı. avukatımdan gerektiği gibi açtık diyor. ama benim içimde süphe var. ayıplı mal davası olarak tekrar dava açabilirmiyim.