Başkasıyla mesajlaşma aldatma sayılır mı? | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Başkasıyla mesajlaşma aldatma sayılır mı?

Başkasıyla mesajlaşma aldatma sayılır mı?

Aldatma, evliliklerde sıkça karşılaşılan sorunlardan biri olup, farklı şekillerde gerçekleşebilir ve evlilik birliğini derinden etkileyebilir. Aldatmanın velayet, nafaka ve boşanma üzerindeki etkileri hukukun farklı alanlarında ele alınır. İşte aldatmanın hukuki yönleri ve etkileri üzerine detaylı açıklamalar:

1. Mesajlar Aldatmaya Girer mi?

Bireyin kendi telefonunda yer alan ve kendisine gönderilen WhatsApp konuşmaları, aldatma kanıtı olarak kabul edilebilir. Hukuka aykırı bir yolla elde edilmemişse, bu tür konuşmalar delil olarak kullanılabilir.

2. Aldatma Türleri

Aldatma, fiziksel, duygusal ve zihinsel olmak üzere üç ana kategoride incelenir. Fiziksel aldatma, partner dışında biriyle cinsel ilişkiye girilmesidir. Duygusal aldatma, partner dışında birine duygusal yakınlık duyulması, aşık olunması durumudur.

3. Sosyal Medyada Yazışmak Aldatmak mıdır?

Sosyal medya üzerinden yazışmak, cinsellik içeren içerikler paylaşmak veya sexting yapmak, güven sarsıcı davranışlar olarak değerlendirilse de, fiziki cinsel birleşme olmadığından zina olarak kabul edilmez.

4. Sanal Aldatma Boşanma Sebebi Midir?

Sanal aldatma, dijital platformlarda gerçekleşen duygusal veya cinsel ilişkileri ifade eder ve geleneksel aldatma biçimlerinden farklıdır. İnternet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla önem kazanmıştır ve boşanma sebebi olabilmektedir.

5. Mesajla Zina Olur mu?

Mesajlaşma veya telefon görüşmeleri, zina olarak kabul edilmez. Ancak, bu tür etkileşimler güven sarsıcı nitelikte ve evli birisine yakışmayacak nitelikteyse, boşanma sebebi olabilir.

6. Dijital Aldatma Nedir?

Online aldatma, genellikle duygusal bir ilişki şeklinde başlar ve cybersex olarak adlandırılan internet üzerinden yaşanan cinselliğe dönüşebilir. Kişiler çoğunlukla birbirlerini hiç görmezler.

7. Sarılmak Aldatmak Sayılır mı?

Bir ilişki içindeyken başka biriyle öpüşmek, el ele tutuşmak, sarılmak gibi fiziksel temaslar, fiziksel aldatmanın örnekleridir.

8. Aldatmayı Kanıtlamak için Ne Yapmak Gerekir?

Eşin aldatma fiilini ispatlamak için, eşin telefonunu dinlemek, kamera kaydına almak veya yüz yüze konuşmaları kaydetmek gibi yöntemlerle elde edilen ses, fotoğraf veya video kayıtları delil bazu durumlarda delil bazı durumlarda ise özel hayatın gizliliğini ihlal olarak kullanılabilir.

9. Aldatma Durumunda Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Aldatma durumu, çocuğun velayetinin kime verileceğine doğrudan etki etmez. Velayet kararları, çocuğun menfaatleri gözetilerek verilir. Özellikle on iki yaş altı çocuklar için velayetin anneye verilmesi daha sık gözlenmektedir.

10. Velayet Davasında Kaç Yaşında Çocuğa Sorulur?

Çocuğun menfaatinin korunması adına, 8 yaşından büyük çocukların düşünceleri pedagog eşliğinde mahkemede sorulabilir. Bu süreç, çocuğun psikolojik durumu göz önüne alınarak yapılır.

YARGITAY EMSAL KARAR: Başkasıyla mesajlaşma aldatma sayılır mı?

Bir boşanma davası sürecinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylar ve çocukların velayeti gibi konular dikkatle ele alınmıştır. Tarafların 17 Ağustos 2001 tarihinde evlendikleri ve bu birliktelikten iki çocuk sahibi oldukları belirtilmiştir. Davalı kocanın, E. isimli bir kadınla giderek artan bir şekilde mesajlaşarak ve sevgi sözcükleri içeren yazışmalara dönüşen bir ilişki kurduğu; hatta ailesine yalan söyleyerek, bu kadınla görüşmek üzere Kars’a gittiği kabul edilmiştir. Bu olaylar, davalının eşine karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu ortaya koymuştur.

Mahkeme, davalının kendi beyanları ve davacı tanıklarının ifadeleriyle, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan bu olaylarda davalının kusurlu olduğunu ve davacı eşin bu durumda herhangi bir kusurunun olmadığını tespit etmiştir. Müşterek çocukların yaşları ve idrak durumları göz önünde bulundurularak, her iki çocuğun da anneleriyle yaşamak istedikleri yönünde beyanda bulundukları anlaşılmıştır. Mahkeme, çocukların üstün yararını dikkate alarak ve kardeşlerin birbirinden ayrılmamasını önemseyerek velayetin davacı anneye verilmesine karar vermiştir.

Ayrıca, davacı kadının, davalı tarafından alınan ancak iade edilmeyen ziynet eşyaları konusunda da davalının, ziynet eşyalarının davacının rızası dahilinde kullanıldığını ve harcandığını beyan etmesine rağmen, bu durumu ispatlayamadığı için ziynet eşyalarının iadesine hükmedilmiştir. Bu kapsamda, davacı kadına manevi tazminat ve yoksulluk nafakası tahsis edilmiş, çocuklar için de iştirak nafakası belirlenmiştir.

Davalı kocanın, manevi tazminat ve tedbir nafakasına ilişkin başvurduğu istinaf talebi, ilk derece mahkemesinin kararının yeterince gerekçelendirildiği ve adil olduğu sonucuna varılarak kabul edilmiştir. Bu durum, boşanma süreçlerinde kusurun yanı sıra çocukların velayeti ve ekonomik yükümlülükler gibi konuların, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bir şekilde değerlendirilerek adil bir çözüme kavuşturulmasının önemini vurgulamaktadır.

15 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp