Ceza Davası Tazminat Nedir? Ceza davalarında tazminat istemi Ceza Hukuku’na göre suç olarak kabul edilen fiillerden dolayı maddi veya manevi zarar görmüş mağdurlarca talep edilebilmektedir.
- İş Kazası,
- Yanlış doktor tedavisi,
- Yaralama,
- Darp,
- Hakaret
Gibi Ceza Hukuku’na göre suç olarak nitelendirilen eylem veya davranıştan ötürü açılacak davalarda işlenen suçtan dolayı mağdur olan kişiler Kanunen belirlenmiş zaman aşımı süreleri içerisinde tazminat taleplerini bildirerek mağduriyetlerinin giderilmesini talep edebilmektedirler.
Ceza Davası Tazminat Zaman Aşımı Nedir?
Maddi ve manevi tazminat zamanaşımı belirlemesinde davanın konu olduğu Ceza Hukuku hükümleri esastır. Açılan dava suç teşkil eden bir fiil veya davranış nedeniyle açıldığı için zamanaşımı süresi, Ceza Kanunu’nda ilgili suç için öngörülen zamanaşımı süreleri olarak uygulanır. 10 yıl olarak belirlenmiş bu sürede özel bir durum bulunmaktadır.
Ceza davalarının devam etmesi halinde Ceza Kanunu’nda tazminat davası için öngörülen zamanaşımı süreleri geride bırakılmış olsa dahi tazminat davaları açılabilmektedir.
Ceza Davası Tazminat Talep Etme Şartları Nelerdir?
Maddi tazminat davası şartları ilk etapta işlenen fiil veya davranış nedeniyle mağdur olma şartı aramaktadır. Uğranılan mağduriyetle birlikte tazminat talep edilebilmesi için ceza mahkemelerinin davayı inceleyiş sistemi bilinmelidir. Ceza mahkemeleri davayı;
- Kesin hüküm yönünden,
- İşlenen suçla ilgili kesin kanıt yönünden,
- Kararı bekletici sorun olup olmayacağı yönünden,
- Ceza Mahkemesi’nce talep edilmiş bilirkişi raporunun davaya etkisi yönünden
İncelemektedir. İncelemelerden anlaşılacağı üzere Ceza Mahkemeleri’ne istemde bulunulacak ceza davası tazminat taleplerinde işlenen suçtan dolayı maddi ve manevi zarar görmekle birlikte suçun ispatı şartı aranmaktadır. Zamanaşımı süreleri dahilinde tanık ve deliller ile ispat edilen suçlarla ilgili, net hesaplanabilen zararlar nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir.
Ceza Davası Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Tazminat davasında ne kadar para alınır sorusuna işlenen suçtan dolayı görülen maddi ve manevi zararın derecesi belirleyici olmaktadır.
- Uğranılan doğrudan maddi zarar,
- Hayatı ikame ettirmeyi mümkün kılmayan ve zorlaştıran fiziki ve sağlık zararları,
- Mağdur yaşı
Gibi değişkenler tazminat hesaplamasına doğrudan etki ederek hesaplanacak miktarın artıp azalmasına neden olacaktır. Gerekli değişkenler eşliğinde mahkeme heyeti verilmesini uygun gördükleri tazminatı matematik formülleri ile hesaplayarak karara bağlamaktadırlar.
Makalede Ceza Davası Tazminat konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Tazminat Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
Ceza Davası Tazminat Yargıta Kararları
CEZA DAVASI TAZMİNAT DAVASI – UZLAŞMA GERÇEKLEŞTİĞİNDEN TAZMİNAT DAVASI AÇILAMAZ GEREKÇESİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ.
Davacı vekili, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu açıklayarak davacı yararına …000.00 TL manevi tazminata ve …..000,00TL iş göremezlik tazminatına hükmedilmesini istemiş; davalılar vekilleri özce, adli soruşturma sırasında tarafların CMK’nın 253’üncü maddesi uyarınca uzlaştıklarından söz ederek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ile davalı sürücü İ. Ş.’ın uzlaştığı, davalının uzlaşma ile üstlendiği edimi yerine getirdiği, CMK’nın 253/19 madde ve fıkrası uyarınca artık tazminat davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili müddeti içerisinde verdiği istinaf dilekçesiyle;
1-Uzlaşma teklif formunun matbu olduğu, davacının bu forma müdahale etme şansı bulunmadığı, imzalatıldığı sırada yatalak ve tedavisinin devam ediyor olduğu, formun yazı puntosunun çok küçük ve açıklamaların haksız şart niteliğinde olduğu, davacının yanılgıya düştüğü, onun, davalı sürücüyü sadece ceza yargılamasından kurtarmayı amaçladığı,
Gerçekten de CMK’nın 253’üncü maddesinin 19’uncu fıkrasına göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz. Ancak bu hukuki sonucun doğması aynı maddenin 5’inci fıkrasında düzenlenen “uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın maliyeti ve uzlaşmayı kabul ve reddetmesinin hukuki sonuçları anlatır.” koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır.
Bu nedenle uzlaşma raporunun ikametine gidilerek imzalatıldığı, açıklaması kayıtlıdır. Davacıya imzalatılan uzlaşma teklif formu matbudur ve sekiz punto ile yazılmıştır. Formda yaklaşık yirmibeş ayrı madde bulunmaktadır. “n” başlıklı maddede “uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski halin iadesi veya diğer bir tazminat davası açılamaz. Açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.” açıklaması yer almaktadır.
Bu açıklama, CMK’nın 253/5. madde ve fıkrasında düzenlendiği şekliyle, uzlaşmanın mahiyetinin ve uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatıldığı anlamına gelmez.
Ceza Davası Tazminat Uzlaşma Kararı Yargı Kararı
Uzlaşma teklif edilirken, zarar görene, uzlaşmanın sağlanması halinde zarar sorumlularının hiçbirine tazminat davası açamayacağının tüm açıklığıyla anlatılması gerekir. Ceza normlarıyla yaptırıma bağlanmış ve uzlaşmaya tabi suçlarda faillerin cezai sorumlulukları aynı sebepten kaynaklanır. Failler ya kasten ya da taksirle bir suç işlemişlerdir. Yada böyle bir suça iştirak etmişlerdir.
Oysaki trafik kazaları 2918 sayılı Kanuna tabidir. Trafik kazalarında, kusuruyla zarara sebebiyet veren ve cezai yaptırımla karşı karşıya olan sürücülerin yanında, kusursuz sorumlulukları bulunan motorlu araç işletenleri ve onların sorumluluklarını sözleşme ile üstlenmiş sigorta şirketleri de bulunmaktadır.
Zarar gören, ceza yasalarına göre sorumluluğu bulunan kusurlu sürücü ile uzlaşırken, kendisine, motorlu araç işleteni ve sigorta şirketinin de sorumluluktan kurtulacağı, onlara da tazminat davası açamayacağı tereddüte mahal verilmeksizin, açıkça ve ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.
Davacıya imzalatılan matbu uzlaşma teklif formunda, sadece, genel bir ifade tarzıyla, uzlaşmanın sağlanması halinde tazminat davası açılamayacağı kayıtlıdır. Kusuruyla zarara sebebiyet veren sürücü yanında, kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorumlulukları bulunan işleten ve sigorta şirketine de tazminat davası açılamayacağı açıklanmamıştır.
Zarar gören davacı, böylesi bir uzlaşma teklifiyle, uzlaşmadan sadece sürücünün yararlanacağı, işleten ve sigorta şirketinin hukuki sorumluluğunun devam edeceği düşüncesine kapılabilir. Uzlaşma teklif, “hukuk devleti” “hukuki güvenlik”, hukuk, belirlilik” “hak arama özgürlüğü” ve “adil yargılanma” ilkelerine, keza CMK’nın 253/5. madde ve bendindeki buyurucu düzenlemeye aykırıdır.
Özel hukukta bazı sözleşmelerin sonuç doğurabilmesinin, en az on iki puntoyla yazılmaları, hükümlerinin müzakere edilmesi, açık ve anlaşılır olması koşullarına tabi tutulmasının da gözden uzak tutulmaması gerekir. (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 23 üncü maddeleri) Hatta, 6502 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasıyla, standart önceden hazırlanmış sözleşmelerdeki şartların ilgililerle müzakere edilmediği, peşinen kabul edilmektedir.
Bazı özel hukuk sözleşmelerinin sonuç doğurabilmesi için kanunla kabul edilen bu ve benzeri kuralların kamu gücü kullanılarak yürütülen uzlaştırma görüşmelerinde de evleviyetle uygulanması gerekir.
Sekiz puntoyla yazılı matbu uzlaştırma teklif formunu, evinde, ayağı alçıdayken imzalayan davacıya, uzlaşmanın hukuki sonuçlarının kanuna ve yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde anlatıldığı bu nedenlerle de kabul edilemez.
HIRSIZLIK VE KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU – SANIĞA YÜKLENEN SUÇUN ÖNGÖRÜLEN CEZASININ MİKTARI VE ÜST SINIRI – DAVA ZAMANAŞIMININ SUÇ TARİHİNDEN TEMYİZ İNCELEME TARİHİNE KADAR GERÇEKLEŞTİĞİ.
ÖZET: Sanığa yüklenen suçun öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerekir.
BİLİŞİM SİSTEMLERİ BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARI.
TAYİN EDİLEN HAPİS CEZASININ ERTELENMEMESİ İÇİN KASITLI BİR SUÇTAN ÜÇ AYDAN FAZLA HAPİS CEZASINDAN MAHKUM OLUNMASI GEREKTİĞİ.
ÖZET: 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesi gereğince tayin edilen hapis cezasının ertelenmemesi için kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezasından mahkum olunması gerektiği, zararın giderilmemesi hususunun dolandırıcılık suçu için söz konusu olacağı,
Sahtecilik suçu açısından maddi zarardan söz edilemeyeceği, sanıklar A. E. ve T. D. Ö.’in adli sicil kayıtlarının bulunmadığı gibi talimat yoluyla savunmaları alınan ve mahkemece gözlemlenemeyen sanıkların dosyaya yansıyan olumsuz kişilikleri de anlaşılmadığından,
Haklarında 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi uygulanan bu sanıklar hangi dosya kapsamı ile bağdaşmayacak şekilde yetersiz gerekçe ile sadece “olumlu kanaat oluşmadığından” söz edilerek 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesinin uygulanmamasına hükmedildiği, tekrar suç işlemeyecekleri yönündeki olumsuz kanaatin ne olduğunun karar yerinde denetime olanak verecek şekilde tartışılmamasından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.