Ceza Hukuku Davaları: Ceza davaları nasıl ve kim tarafından açılır? Ceza davaları en fazla kaç yıl sürer?

Ceza Hukuku Davaları: Ceza davaları nasıl ve kim tarafından açılır? Ceza davaları en fazla kaç yıl sürer?
Ceza hukuku alanında, davaların yargılanma süreci, görevli mahkemeler ve ceza davalarının nasıl işlediği gibi konular, vatandaşlar için önemli bilgiler arasında yer alır. Ceza davaları nasıl ve kim tarafından açılır?

Ceza Hukuku Davaları Nedir? Ceza Hukuku’nun ilgi alanına giren davaları açma yetkisi, Cumhuriyet savcılarına aittir. Usul hukuku ilgi alanına dahil olan davalarda savcılığa şikayette bulunulmaz. Boşanma davası açmak için kişiler savcılığa gidemezler. Bu konu tamamen farklıdır.

Ceza davaları için vatandaş savcılığa suç duyurusunda bulunur, akabinde savcılık kovuşturma ve soruşturma başlatır. Hukuk davaları için, Cumhuriyet savcısına gidilmez.

Konu ile alakalı olan kişinin yani mağdur kişinin durumu bildirmesine şikayet adı verilirken, konudan bağımsız olan bir şahısın konu ile alakalı şikayette bulunmasına suç duyurusu adı verilir. Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, Ceza Hukuku Davaları ile ilgili süreçler, soruşturma ve kovuşturma olarak ilerler.

Ceza hukuku alanında, davaların yargılanma süreci, görevli mahkemeler ve ceza davalarının nasıl işlediği gibi konular, vatandaşlar için önemli bilgiler arasında yer alır.

Bu bağlamda, işlenen suçun niteliğine göre hangi mahkemenin görevli olduğu, ceza davalarının nasıl açıldığı, sulh ceza ve asliye ceza mahkemelerinin işleyişi gibi konular, hukuki süreçlerin doğru anlaşılması için kritik öneme sahiptir.

Ceza ve hukuk davası nedir?

Hukuk davaları, Ceza ve İdari davalar dışında kalan, bireyler arasındaki hukuki ihtilafların çözümlendiği davaları ifade eder. Ceza davaları ise, devletin yargılama yetkisini kullandığı, konusu suç teşkil eden ve Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre yürütülen davaları kapsar. Bu davalarda, genellikle kamu davası olarak nitelendirilen ve bir şahsın suç işlediğine dair iddiaların mahkeme tarafından değerlendirildiği süreçler işler.

Ceza davaları nasıl ve kim tarafından açılır?

Ceza davası, savcılığın, şüpheli hakkında suç işlediğine dair yeterli şüphe bulunması halinde hazırladığı iddianame ile başlar. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle ceza davası resmi olarak açılmış olur. Bu süreç, kamu adına yürütülen bir süreçtir ve suç işlendiğine dair iddiaların adli makamlarca incelenmesini sağlar.

Kaç çeşit ceza mahkemesi vardır?

Türkiye'de ceza mahkemeleri; asliye ceza mahkemeleri, ağır ceza mahkemeleri ve özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşur. Asliye ceza mahkemeleri, genel olarak daha az ciddiyet arz eden suçları ele alırken, ağır ceza mahkemeleri daha ciddi suçları yargılar.

Asliye ceza mahkemesi hangi davalara bakar?

Asliye ceza mahkemeleri, 10 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara bakmakla görevlidir. Bu, ağır ceza mahkemelerinin bakacağı, 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar dışında kalan tüm suçları kapsar. Dolayısıyla, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar bu mahkemelerin yetki alanına girer.

Asliye ceza mahkemeleri, ağır ceza mahkemelerinin görevli olmadığı, yani 10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren tüm suçlara bakar. Bu, geniş bir yargılama alanını kapsar ve daha hafif suçları içerir.

Sulh ceza mahkemesi hangi davalara bakar?

Sulh ceza mahkemeleri, iki yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlar ile adli para cezalarına ilişkin davaları görür. Bu, özellikle daha az ciddi kabul edilen suçlar için önemli bir yargı merciidir.

Ceza davası nasıl başlar?

Ceza davası, Cumhuriyet Savcısının iddianame düzenlemesi ve bu iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle resmen başlar. Kovuşturma aşaması, iddianamenin kabulü ile başlayan süreci ifade eder.

Ceza davası kaç celse sürer? Ceza davaları en fazla kaç yıl sürer?

Ceza davalarının süresi, davaya konu olan suçun ciddiyetine ve delillerin toplanma sürecine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ağır ceza davaları genellikle 1-2 yıl sürebilirken, daha basit ceza davaları daha kısa sürede sonuçlanabilir. Ceza mahkemelerindeki hedef süreler, suçun niteliğine göre 10 ile 13 ay arasında değişiklik gösterir.

Ceza Hukuku Şikayet Süreci

Ceza Hukuku’nu ilgilendiren suçlara dair olan şikayetin nasıl yapıldığının bir önemi yoktur ancak elbette suç duyurusunun yazılı olarak yapılıyor olması daha iyidir. Mevzu bahis olan şikayet için Cumhuriyet savcısına ya da ilgili Cumhuriyet savcısı makamlarına başvurulmalıdır. Ceza Hukuku davası için yapılan şikayette, suçun ne olduğu ve eğer biliniyorsa;

  • Faillerin kimlikleri,
  • Suçun işlenmiş olduğu alan, bölge,
  • Suçun ne zaman işlenmiş olduğu,
  • Görgü tanıkları, deliller, izler

Gibi bilgiler açıklanmalıdır. Ceza hukukunda, kişi şikayetçi olmaktan vazgeçmiş olsa dahi, dava kamu davasına dönüşmüştür. Ceza hukuku dava zaman aşımı, olayın olması ve mağdur kişinin olayı öğrenmesi akabinde 6 aydır.

Ceza Soruşturması Aşaması Nasıl Gerçekleşir?

Ceza soruşturması aşamasında, olaya hakim müdahil olmaz olay savcının inisiyatifinde incelenir ve açıklığa kavuşturulması için uğraşılır. Söz konusu şikayet ile alakalı olan deliller tespit edilir ve delillerin gerçekliği ispatlanır. Şüpheli kişilerin ifadelerinin alınması bir diğer süreçtir. Şüphelinin ifadesinin alınmasının amacı;

  • Olayı aydınlatmak,
  • Şüphelinin kendisini savunmasını sağlamak

Şeklindedir. Ceza Muhakemesi Kanunu madde 168’e göre, ifadesi alınan kişinin durumu özgür iradesi ile beyan etmesi gerekir. Sanık ya da şüpheli kişinin özgür iradesi ile konuşmadığı durumlar şüpheli şahısa;

  • Ilaç verilmesi,
  • Işkence edilmesi,
  • Kötü davranılması,
  • Tehdit edilmesi

Şeklindedir. Şüphelinin konu ile alakalı tekrar ifadesinin alınması gerekirse, bu ancak Cumhuriyet savcısı tarafından gerçekleştirilebilir. Savcı, durum ile alakalı araştırmayı yaptıktan sonra, eğer suçun işlenmiş olduğuna dair yeterli kanıt bulmuşsa, hazırladığı iddianameyi hakime sunar. Hakim 15 gün içinde iddianameyi kabul eder ya da etmez. 15 gün içinde herhangi bir yaptırıma maruz kalmayan iddianame, kendiliğinden kabul edilmiş sayılır. 1.Bileşik Suç İki ayrı suçtan meydana gelen suç tipidir. Suçlardan bir, diğerinin unsurunu ya da ağırlaştırıcı sebebini oluşturur. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz. 2.Zincirleme Suç Bu suçlarda temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve yağma suçlarında zincirleme suç hükmü uygulanmaz. 3.Fikri İçtima Bir fiil ile kanunun çeşitli maddelerinin ihlalidir. Kasıtta ve fiilde birlik olduğu için kanunun birden fazla hükümlerinin ihlali "tek suç" sayılmıştır. İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. (Ceza Hukuku Davaları)

CMK'daki Tanımlar

Ceza Mahkemesi Kanunu'nun uygulanmasındaki tanımlar 2.maddede belirtilmiştir. Buna göre: Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza mahkemesinde savunmasını yapan avukatı, Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı, Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, Sorgu: Şüpheli veya sanığın hakim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi ve mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi. (Ceza Hukuku Davaları)

Ceza Hukuku Davaları - İstinaf Kararları

CEZA HUKUKU - BASİT KASTEN YARALAMA SUÇU. SANIĞIN ÜZERİNE ATILI BASİT KASTEN YARALAMA SUÇUNUN TAKİBİ ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLARDAN OLDUĞU. MAĞDURUN DURUŞMADAKİ BEYANINDA SANIK HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLMADIĞINI BİLDİRMESİ VE ŞİKAYETTEN VAZGEÇMEDEN VAZGEÇMENİN MÜMKÜN OLMADIĞI. SANIK HAKKINDA AÇILAN KAMU DAVASININ ŞİKAYET YOKLUĞU NEDENİ İLE KARAR VERİLMESİNDE ZORUNLULUK BULUNDUĞU ÖZET: Sanığın üzerine atılı basit kasten yaralama suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olması, mağdurun 07/09/2016 tarihli duruşmadaki beyanında sanık hakkında şikayetçi olmadığını bildirmesi ve şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmaması karşısında, ... tarihli celsedeki şikayetçi olduğuna dair beyanlarının da sonuca etkili olmadığı gözetilerek sanık hakkında açılan kamu davasının şikayet yokluğu nedeni ile TCK'nun 73. ve CMK'nun 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu nazara alınmaksızın, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Makalede Ceza Hukuku Davaları konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Ceza Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.

Ceza Hukuku Davaları | Sıkça Sorulan Sorular

CEZA HUKUKU - DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEME - SANIK HAKKINDA DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEMEK SURETİYLE VERGİ USUL KANUNUNA AYKIRILIK SUÇUNDAN KAMU DAVASI AÇILMIŞ İSE DE ATILI SUÇUN UNSURLARI OLUŞMADIĞI. ÖZET: Sanığa atılı defter ve belgeleri ibraz etmemek suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık suçunun unsurları oluşmadığından, sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin Konya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.12.2016 tarih, 2016/575 Esas, 2016/746 Karar sayılı hükmünün 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına. Her ne kadar sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suretiyle Vergi Usul Kanununa aykırılık suçundan kamu davası açılmış ise de, atılı suçun unsurları oluşmadığından CMK’nın 223/2-a. maddesi uyarınca beraatine, ilişkin hüküm kurulmuştur. CEZA HUKUKU- TEFECİLİK YAPMAK SUÇU - HUKUKA AYKIRI YÖNTEMLE ELDE EDİLEN DELİLİN HÜKME ESAS ALINMAMASI HÜKMÜN MEVCUT DİĞER DELİLLERE DAYANMASI GEREKTİĞİ. ÖZET: Müşteki M.'un, sanığın, işyerine oğlu ile giderek, aralarında geçen konuşmaları kaydetmesi ve bu kaydın mahkemece mahkumiyete esas delil olarak kabul edilmesinde, Borç ilişkisi ile ilgili konuşmaların, özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı kabul edilebilir ise de, dosyada mevcut bilirkişi raporu ve alınan beyanlara göre; müşteki M. müştekinin oğlu ve sanık arasında gerçekleşen iletişimin, başkaları tarafından ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek aleni olmayan “söyleşi” nitelinde olması, işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç (örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bulunmadığı halde, Kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak amacıyla da hareket edilmemesi karşısın da, hukuka aykırı yöntemle elde edilen bu delilin hükme esas alınmaması, 5271 sayılı kanunun ilgili maddesine aykırı olarak hükmün mevcut diğer delillere dayanması gerekirken, hükme esas alınması, nedeniyle hükmün bozulmasına, dosyanın yeniden incelenmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET VE GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇLARI - SUÇLARIN UZLAŞMA KAPSAMINA ALINDIĞI - UZLAŞTIRMA İŞLEMLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİ İÇİN DOSYASININ UZLAŞTIRMA BÜROSUNA TEVDİİ EDİLMESİ. ÖZET: 6763 sayılı Kanun İle ile değişik 5271 sayılı kanunun ilgili maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun Kamu Görevlisine Hakaret ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçlarının uzlaşma kapsamına alınması ve 6763 sayılı Kanunun ile değişik 5271 sayılı kanunun ilgili maddesi uyarınca, "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde kovuşturma dosyası uzlaştırma işlemlerinin ilgili maddede belirtilen esas ve usule göre, yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir" şeklindeki düzenleme ile, 5237 sayılı kanunun ilgili maddesindeki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü karşısında yasaya aykırı, hükmün bozulmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bu haber toplam 163 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara