Yargıtay’ın verdiği son kararında, Bu boşanma sürecinde ve ayrı yaşayan eşlere yönelik cinsel içerikli mesajların “cinsel taciz” olarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmedildi. Karar, özellikle teknolojinin ilişkiler ve iletişim üzerindeki etkilerinin hukuk tarafından nasıl ele alındığını göstermesi açısından dikkat çekici.

Antalya’da yaşayan ve boşanma süreci devam eden bir çiftin yaşadıkları, Yargıtay’ın bu emsal kararına konu oldu. Çiftten birinin, diğerine cep telefonu aracılığıyla cinsel içerikli mesajlar göndermesi ve bu durumdan rahatsız olan diğer eşin suç duyurusunda bulunması sonucunda süreç başladı.

Eşe Cinsel İçerikli Mesaj Atmak Suç Mu?

İlk derece mahkemesi, mesajları atan eş hakkında “cinsel taciz” suçlamasıyla açılan davada beraat kararı verdi. Ancak, bu karara yapılan itiraz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi devreye girdi.

Yargıtay, yerel mahkemenin beraat kararını kanuna aykırı buldu ve oy birliğiyle bozdu. Yargıtay’ın kararında, mesajların cinsel içerikli olduğunun tespit edildiği ve alıcı eşin bu mesajlara rıza göstermediği vurgulandı.

Cinsel içerikli mesaj cezası nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi, boşanma sürecinde eşlere ayrı yaşama hakkı tanırken, bu süreçte bir eşin diğerinin rızası olmadan taciz içerikli eylemlerde bulunmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor.

Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi, “cinsel taciz” suçuna 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörüyor ve suçun elektronik haberleşme araçlarıyla işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılmasını hükme bağlıyor. Yargıtay’ın bu kararı, teknolojinin getirdiği yeni iletişim biçimlerinin cinsel taciz kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve bunun hukuk sistemince ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor.