Boşanma, eşler arasında evlilik birliğinin sona ermesi sürecidir ve bu süreç, çeşitli nedenlerle tetiklenebilir. Türkiye’de boşanma davaları, tarafların evlilik birliğinin sürdürülemez hale gelmesi durumunda mahkemeler tarafından karara bağlanır. İşte son zamanlarda gündemi meşgul eden bir boşanma davasında, eşler arasındaki iletişim bozuklukları ve saygısızlıklar ön plana çıktı.

“Oğlum” Diyen Adam Ağır Kusurlu Bulundu: Boşanma Davasında Emsal Karar

Açılan boşanma davasında, karşılıklı kusur iddiaları ve maddi manevi tazminat talepleriyle doluydu. Mahkeme, erkeğin eşine “oğlum” diye hitap etmesi ve fiziksel görünümüyle dalga geçmesi gibi davranışları nedeniyle ağır kusurlu olduğuna hükmetti. Bu tür hitaplar, eşler arasındaki saygıyı zedeleyen ve evlilik birliğini sarsan unsurlar olarak değerlendirildi. Ayrıca, erkeğin eşini istemediği cinsel ilişkiye zorlaması, kadının kişilik haklarına yapılan saldırılar olarak kabul edildi ve bu durum boşanma kararında etkili oldu.

Mahkeme, kadının yoksulluk nafakası talebini kabul ederek, erkeğin aylık gelirinden belirli bir miktarı kadına ödemesine hükmetti. Ancak, ilk derece mahkemesinin maddi ve manevi tazminat taleplerini reddetmesi, temyiz sürecinin başlamasına neden oldu. Temyiz mahkemesi, erkeğin davranışlarının evlilik birliğini derinden sarsacak nitelikte olduğunu ve bu davranışların maddi ve manevi zararları beraberinde getirdiğini belirtti. Temyiz mahkemesi, kadının lehine maddi ve manevi tazminat taleplerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi.

Bu dava, evlilik içi iletişim ve saygının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Eşler arasında sevgi, saygı ve anlayışın olmaması, yalnızca duygusal kopukluklara değil, hukuki süreçlere de yol açabiliyor. Özellikle eşlerden birinin diğerine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü tavırlar sergilemesi, yargı organları tarafından ciddi bir kusur olarak değerlendiriliyor.