Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Nasıl Yapılır? Hukuk sistemimizde 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu diğer bir adıyla “Mülga Kanunu” kapsamında finansal kiralama, faktoring, finansman ve ikrazatçılık faaliyetleri 13 Aralık 2012 tarihine kadar yürürlükte bulunmaktaydı.
Ancak TBMM tarafından 21 Kasım 2012 tarihinde kabul edilerek yasalaşan, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 13 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak resmen yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte söz konusu 6361 sayılı Kanun, özellikle finansal kiralama sözleşmelerinde birtakım önemli yenilikler getirmiştir. Bu bağlamda finansal kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin feshine yönelik bilinmesi gereken detaylı bilgileri yazımızda bulabilirsiniz.
Finansal Kiralama Sözleşmesi Nedir?
13 Aralık 2012 tarihinde resmen yürürlüğe girerek yasalaşan 6361 sayılı Kanun’da da açık bir şekilde belirtildiği üzere finansal kiralama sözleşmesi, kiralayan kişinin temin ettiği bir malın zilyetliğini, kira bedeli karşılığında kiracının haklarına devretmesine yönelik bir sözleşmedir. Söz konusu kanunda yer alan hükümlere göre bu sözleşmeye; katılım bankaları başta olmak üzere, kalkınma ve yatırım bankaları ve finansal kiralama şirketlerinin kiralayan sıfatıyla dahil olabileceği belirlenmiştir. Bu şekilde daha önceden uygulanan Mülga Kanunu’na göre sadece finansal kiralama şirketinin kiralayan olarak taraf olabileceğine yönelik uygulama terkedilmiş olmaktadır. Bu noktada kiralayan, kiraya konu olan malı üçüncü bir kişiden veya doğrudan kiracıdan dahi satın alabilmektedir.
6361 sayılı Kanun’da finansal kiralama sözleşmesine konu olarak kiralanması gündeme gelen malın, taşınır veya taşınmaz mal olabileceği belirtilmiştir. Bunun yanında söz konusu kanun ilk defa bilgisayar yazılımlarının çoğaltılmış nüshalarının da sözleşmeye eklenebilmesinin önünü açmıştır. Dolayısıyla tek başına asli niteliğini koruyan menkul veya gayrimenkul bütün mallar finansal kiralama sözleşmesinin temel konusu haline getirilebilmektedir.
Yapılan son düzenlemelerin akabinde Mülga Kanunu’nun aksine finansal kiralama sözleşmelerinde belirli bir süre feshedilmemek şartı aranmamaktadır. Bu nedenle finansal kiralama sözleşmeleri tarafların dilediği zaman ve gerekli şartların oluşması halinde istenilen süre içinde feshedilebilmektedir.
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Feshi
Yine Mülga Kanunu’nun aksine 6361 sayılı Kanun kiracının veya kiralanan malın tahsis edildiği işletmenin tasfiye sürecine girmesi durumunda kiracının sözleşmeyi belirlenen süresinden önceden feshedebilme hakkını tanımaktadır. Bununla birlikte eski düzenlemeden yer alan birtakım hükümler de geçerlidir. Bunlar;
- Sözleşme süresinin sona ermesi
- Kiracının iflas etmesi
- Kiracının vefat etmesi
- Kiracının fiil ehliyetini kaybetmesi
durumlarında finansal kiralama sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Öte yandan en sık karşılaşan durumlardan biri olan kiracının finansal kiralama sözleşme bedelini ödemede temerrüde düşmesi ve kiralayanın vereceği 30 günlük süre içinde söz konusu bedeli ödememesi halinde kiralayan tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme yetkisini elinde bulundurmaktadır.
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Nedir Nasıl Yapılır?
Finansal Kiralama sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin 02.11.2015’te tadil edildiğini, bu sözleşme kapsamında İstanbul Beşiktaş ilçesindeki 839 m2’lik bahçeli kargir iş yeri niteliğindeki taşınmazın davalıya teslim edildiğini, ancak davalının kira bedellerini ödemeyip temerrüde düştüğünü,
Davalıya 20.10.2016 tarihinde ihtarname gönderilerek 60 gün süre verilmesine rağmen ödemelerin yapılmadığını, 60 günden sonraki 3 gün içinde kira konusu malın da iade edilmediğini, fesih ihtarında belirtilen sürelerde borcun ödenmediğini ve sözleşme konusu malın iade edilmediğini. Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Malın İadesi
Davadan önce … 9. Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati tedbir talep ettiklerini ve mahkemenin 2017/111 Değişik İş dosyasında 27.01.2017 tarihinde kira konusu malın tedbiren müvekkiline teslimine karar verildiğini” iddia ile, sözleşme konusu taşınmazın müvekkiline iade ve teslimini, aynen iade ve teslim imkansızlaşmış ise dava değerinin davalıdan tahsilini ve dosyada şerhler haznesinde yer alan finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, “dava değerinin 50.000 TL olarak gösterildiğini ancak taşınmazın 07.03.2013 tarihinde davacıya satış bedelinin 5.400.854 TL olduğunu, bugüne kadar davacıya yapılan kira ödemesinin de 1.222.868,97 USD olduğunu, harç eksiğinin tamamlanması gerektiğini, sözleşmenin klasik anlamda bir finansal kiralama sözleşmesi olmayıp, Aralık 2012 tarihinde yapılan yasa değişiklikliği ile düzenlenen ve “sat ve geri kirala ” olarak bilinen özel bir finansal kiralama şekli olduğunu.
Bu gayrimenkulün mülkiyeti müvekkiline ait iken de, sonunda davacıya satılıp yeri kiralandıktan sonra da hiçbir zaman şirket faaliyetleriyle ilgili kullanılmadığını, … Ltd.adlı şirket tarafından kira sözleşmesiyle restaurant olarak kullanıldığını, davacının kiralananın 3.kişiye kullandırılmasına muvafakat ettiğini, dolayısıyla taşınmazın zilyedinin müvekkili olmayıp, 3.kişi şirket olduğunu, bu nedenle gayrimenkulün teslimi için müvekkiline karşı dava açılamayacağını.
Borçlar Kanunu hükümlerine göre akdin tarihi ve mecurun tahliyesi için alt kiracıya karşı dava açması gerektiğini, bugüne kadar davacıya 1.222.868 USD kira ödemesi yapıldığını ve temerrütün söz konusu olmadığını, Finansal Kiralama sözleşmesinin haklı fesih koşullarının oluşmadığını, bu konuda ihtarnameye itiraz ettiklerini, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu 27.01.2017 tarihli tedbir kararının, dava dışı…. şirketinin kiracılık haklarını ortadan kaldırdığını,” savunarak davanın reddini, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkeme 11.04.2017 tarihinde yaptığı duruşmada, ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu gerekçesiyle tedbirin kaldırılması talebini reddetmiştir.
3.kişi konumundaki…..Şirketinin itirazın 11.04.2017 tarihinde ve duruşmalı olarak incelenmesine dair 09.03.2017 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunduğu ve bu başvurunun dairemizce 18.07.2017 tarihinde, “.. şirketinin talebi hakkında verilmiş bir red kararı bulunmadığından” geri çevrildiği, mahkemece 11.10.2017 tarihinde tekrar duruşma yapılarak, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’nin verdiği ihtiyati tedbir kararı itirazın reddine karar verildiği, karar başlığından itiraz eden olarak davacı … şirketinin yer aldığı ve duruşmaya dava dışı 3.kişi … Şirketinin katılmadığı görülmektedir.
Bu karara karşı davalı …vekili istinaf isteminde bulunmuş ve “mahkemenin red gerekçesinin itiraz nedenlerini karşılamadığını, Finansal Kiralama Kanunu gayrimenkulün zilyedinin müvekkili olmadığını, Finansal Kiralama kiralarının davacıya ödendiğini, taraflar arasındaki Finansal Kiralama sözleşmesininin klasik anlamda Finansal Kiralama olmayıp, sat-geri kirala biçiminde özel bir Finansal Kiralama olduğunu, kira konusu gayrimenkulde dava dışı … kiracı olduğundan, bu şirketin Borçlar Kanunun’dan doğan kiracılık hakları nedeniyle üçlü ilişkiye 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun değil, Borçlar Kanunu’nun uygulanacağı ve davanın … karşı Borçlar Kanunu hükümlerine göre dava açması gerektiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir. | Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Borç İlişkisi
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, “Finansal Kiralama sözleşmesinin feshi ile, davalı ile olan sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini, davalının kira konusu gayrimenkuldeki zilyetliğinin de hukuken sona erdiğini, davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, taraflar arasındaki sözleşmenin adi kira sözleşmesi değil, Finansal Kiralama sözleşmesi olduğunu, 3.kişi konumundaki … şirketinin, kendilerinin muhatabı olmadığını.
6361 sayılı Kanun’un 32 ve 33.maddeleri gereği verilen tedbir kararının doğru olduğunu, 6361 sayılı Kanun’un 34.maddesine göre Finansal Kiralama sözleşmesi hakkında Medeni Kanun’un 764, 765, 766 maddelerinin, TBK’nun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağını, alt kiracının, asıl kiracıdan bağımsız bir hakkı bulunmadığını, alt kira sözleşmesinin asıl kira sözleşmesi yürürlükte kaldığı sürece geçerli olduğunu, asıl kira sözleşmesinin feshi ile birlikte alt kira sözleşmesinin de fesholunmuş sayılacağını.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/6-653 Esas, 2001/672 Karar sayılı, 03.10.2001 tarihli kararının ve öğretideki görüşlerin de bu yönde olduğunun, somut olayda Finansal Kiralama sözleşmesi temerrüt nedeniyle feshedildiğinden, kira ilişkisinin ortadan kalktığını, dolayısıyla alt kira ilişkisinin de son bulduğunu” savunarak ve dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek istinaf isteminin reddini istemiştir.
Dairemizce verilen 28.02.2018 tarih ve 2017/6730 E., 2018/449 K.sayılı geri çevrilme kararı üzerine, tebligat eksikliği giderilerek dosyanın yeniden dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. | Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi ve Sonuçları
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 34.maddesi uyarınca, Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısım dördüncü bölüm ikinci ayrımından yer alan Konut ve Çatılı İş yeri Kiralarına ilişkin hükümlerin, Finansal Kiralama Sözleşmelerine uygulanmayacağı.
Finansal Kiralama sözleşmesinin usulüne uygun biçimde ve yasal nedenle feshi durumunda, bu feshin gayrimenkuldeki kiracı yönünden de hukuki sonuç doğuracağı, dolayısıyla istinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir. | Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshi Sıkça Sorulan Sorular
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİYLE GEMİ KİRALAYAN ŞİRKET YETKİLİLERİNİN YAPILMASI GEREKEN ÖDEMELERİ AKSATTIKLARI
Finansal kiralama sözleşmesiyle gemi kiralayan şirket yetkililerinin, bu sözleşme kapsamında yapılması gereken ödemeleri aksattıkları ve bu sebeple kiralanan gemi hakkında alınan ihtiyati tedbir kararına istinaden işlem yapılması için gidildiğinde, geminin işletilmesi için gerekli olan evrakların teslim edilmediğinin belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, dosya kapsamında bulunmayan kiracı şirkete ait ticari defter ve sicil kayıtlarının, imza sirkülerinin
Suça konu geminin kiralanmasına ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin ve geminin işlemlerinin yürütülmesi için gerekli belgelerin ve bu belgelerle geminin teslim edildiğine dair tutanakların getirtilip incelenmesiyle kiracı şirkete aksatılan kiraların ödenmesi yönünde bir ihtarname gönderilip gönderilmediği
Feshi ihbarın yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
FİNANSAL KİRALAMADAN KAYNAKLANAN – ASLİ MÜDAHİL KİŞİLERİN MAKİNELERİN İKTİSABI SIRASINDA BASİRETLİ BİR TACİR GİBİ DAVRANARAK MENŞEİNİ ARAŞTIRMADIĞI
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, asıl davada davalı …. vekili tarafından davanın kabul edildiği, asli müdahil …nin makinelerin … iktisabı sırasında basiretli bir tacir gibi davranarak menşeini araştırmadığı, makinelerin …ye ait olduğundan birleşen … Esas sayılı davanın reddi gerektiği, birleşen …
Esas sayılı dosyada, finansal kiralama konusu malların dava konusu makineler olduğunun ispatlanamadığı, ayrıca finansal kiralama süresi ve kira ödemeleri sona ermediğinden davacı …in makinelerin mülkiyetini iktisap etmediği, birleşen …Esas sayılı dosyada, dava konusu makinelerin davacı…e ait olduğu anlaşılmakla makine bedellerine ilişkin talebin kabulü, kira bedellerine ilişkin talebin ise vazgeçme nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabul nedeniyle kabulüne, asıl davada asli müdahilin davasının reddine, birleşen … Esas ve … Esas sayılı davaların reddine, birleşen…
Esas sayılı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
MAHKEMECE ÖĞRENİLDİĞİ İDDİA EDİLEN TARİH TEBLİĞ TARİHİ KABUL EDİLMEK SURETİYLE İŞİN ESASINA GİRİLEREK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
Dava, tüketici hakem heyeti kararma karşı yapılan itirazın iptaline ilişkin tüketici mahkemesi kararının kanun yararına bozulması istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, adı geçen Hakem Heyetinin 28.11.2014 tarih ve 2014/4171 sayılı kararı her ne kadar G.. Bankası Finansal Kiralama A.Ş. hakkında verilmiş ise de söz konusu kararın hataen G… Bankası A.Ş.’ye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde, söz konusu hakem heyeti kararından, davalı vekilince yapılan icra takibi sonucu haberdar olduğunu belirtmiş olması karşısında, mahkemece öğrenildiği iddia edilen tarih tebliğ tarihi kabul edilmek suretiyle, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken itiraz süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. DAVACININ YARGILAMA GİDERLERİNİN TAHMİLİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP ETTİĞİ – ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ASLİ MÜDAHİLİN DAVASINDA TARAF OLMADIĞI
Davacı 3. kişinin finansal kiralama sözleşmesine konu mahcuz yönünden açtığı istihkak davasında davanın ihbarını talep ettiği, …. asli müdahale dilekçesinde, davalı taraf olarak alacaklıyı gösterdiği ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı alacaklıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği 3. kişinin asli müdahilin davasında taraf olmadığı, bu nedenle 3. kişinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru değil ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
FİNANSAL KİRALAMAYA KONU MALLAR KİRA BEDELLERİNİN TAMAMININ ÖDENMEMESİ HALİNDE HENÜZ ŞİRKETİN MÜLKİYETİNE GEÇMEDİĞİ
Finansal kiralamaya konu mallar kira bedellerinin tamamının ödenmemesi halinde henüz şirketin mülkiyetine geçmediğinden aktifde gösterilmemesi doğrudur. Bununla beraber kiracı şirket kira borçlarını ödemede temerrüde düşmüş ise kiralayanın işlemiş kiraları talep hakkı bulunduğundan geçmiş kira borçlarının şirketin pasifinde gösterilmesi gerekir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda belirtilen usule uygun olarak yeniden bilirkişi raporu tanzim ettirilerek şirketin borca batık olması halinde işletme giderlerinden olan finansal kiralamaya konu malların kirasına ilişkin borç olması halinde işletme giderlerini dahi ödeyemeyen davacı şirketin şimdiki gibi iflasına, borca batık olmaması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?