Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Nasıl Alınır?Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Nasıl Alınır?

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat

Haksız tutuklama durumlarında, mağdurların maddi ve manevi tazminat talepleri, Türkiye’de 466 sayılı Yasa’ya göre değerlendirilir. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, mağdurların zararlarının tazmin edilmesi sürecinde çeşitli kriterleri ve ölçütleri belirler. İşte bu ölçütlerden bazılarına dayanarak özgün bir şekilde açıklanmıştır:

Maddi Tazminatın Tayini ve Hesaplanması: Maddi tazminat taleplerinde, mağdurun çalışma durumu, gelir düzeyi ve ekonomik aktiviteleri önem taşır. Örneğin, bir seyahat acentesi çalışanının maddi tazminat talebi söz konusu olduğunda, yerel seyahat acenteleri ve ticaret odalarından mağdurun günlük kazancı hakkında bilgi alınması önerilir. Bu, mağdurun gerçek ekonomik zararının adil bir şekilde tespit edilmesini sağlar.

İş Akdinin Feshi Durumunda Tazminat: Haksız tutuklama nedeniyle iş akdi feshedilen kişilerin ücret alacakları, çalıştıkları günlerdeki ücret üzerinden ve fesih tarihine kadar olan kıdem tazminatları, sosyal yardım ve ikramiyeleri dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Bu, mağdurun çalışma hayatında karşılaştığı kayıpların telafi edilmesine yöneliktir.

Asgari Ücret Esas Alınması: Herhangi bir işte çalışmayan veya düzenli geliri olmayan kişilerin maddi tazminat hesaplamalarında asgari ücret esas alınır. Bu, mağdurların en azından temel yaşam maliyetlerinin karşılanması adına yapılan bir düzenlemedir.

Tarım İşçileri ve Zirai Gelir: Tarım işçisi olarak çalışan ve haksız tutuklanan kişilerin maddi tazminat talepleri, tarım işçileri için belirlenen asgari ücret dikkate alınarak hesaplanır. Bu, tarım işçilerinin özel ekonomik koşullarının ve çalışma şartlarının gözetilmesini sağlar.

Avukatlar ve Gerçek Zararın Tespiti: Avukatlık mesleği icra eden ve haksız yere tutuklanan kişilerin maddi tazminat taleplerinde, mesleki faaliyetlerine ilişkin defterler ve vergi kayıtları gibi belgelerin incelenmesi gerekmektedir. Bu, avukatların gerçek ekonomik zararlarının doğru bir şekilde hesaplanmasını amaçlar.

Manevi Tazminat ve Objektif Kriterler: Manevi tazminat taleplerinde, mağdurun sosyal ve ekonomik durumu, tutuklu kaldığı süre gibi faktörler dikkate alınarak, adil ve makul bir tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu, mağdurun yaşadığı manevi acının ve toplumsal zararın bir nebze olsun telafi edilmesini sağlar.

Öğrenciler ve Eğitim Kayıpları: Tutukluluk nedeniyle eğitimine devam edemeyen öğrenciler için manevi tazminatın belirlenmesinde, eğitim kayıplarının ve yaşanan manevi zararın göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu, öğrencilerin eğitim hayatında karşılaştıkları aksamaların telafi edilmesi adına önemlidir.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Nasıl Alınır?

Haksız tutuklamadan dolayı açılan tazminat davaları tazminat hukuku kapsamında değerlendirilmektedir.

Haksız yere ya da keyfi olarak tedbir uygulanması, cezai işleme tabiidir. Bu tedbir uygulamaları gözaltına alma, yakalama ya da tutuklama olabilir. Kanun dışı yakalanan ve tutuklanan kişilere tazminat ödenmesi hakkında kanun 1964 senesinde yürürlüğe girmiştir.

Yasa önünde kişiler; haksız yere tedbir uygulaması hallerinde zarar görmüş olarak kabul edilmektedir. Kişiler haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası isteminde bulunarak, görmüş oldukları zararın tazminatını isteyebilirler.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Gerektiren Haller Nelerdir?

Kanun önünde tazmini gerektiren haller arasında;

  • Kanunlarda belirlenen haller dışında kişinin tutuklanması,
  • Kişinin tutukluluğunun devam ettirilmesi,
  • Kişilere kanuni hakların hatırlatılmaması,
  • Kanuna uygun olarak tutuklanmış olsa da, makul süreler dahilinde mercii huzuruna kişilerin çıkarılmaması,
  • Yakalanma ya da tutuklama işlemlerinde kanunda ön görülmüş şekillerde kişilerin başvuru imkanlarından faydalandırılmaması,
  • Koşulların oluşmamış olmasına rağmen, kişilerin eşyasına ve değerli varlıklarına el konulması halinde haksız tutuklama nedeniyle tazminat davasında davacı görmüş oldukları maddi ve manevi zararların tümünü devletten talep edebilirler.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Başvurularını İnceleyecek Olan Merci Kimdir?

Takipsizlik kararı ile birlikte tebligatın yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde tazminat talebinde bulunmak gerekir. Tazminat isteminin yapılması gereken yer zarara uğrayan kişinin ikamet ettiği yerde bulunan ağır ceza mahkemeleridir.

Yakalama ve tutuklama tedbiri başka bir şehirde dahi uygulanmış olabilir. Aynı şehirden birden çok ağır ceza mahkemelerinin bulunması halinde, kişiler bu mahkemelerden bir tanesine haksız tutuklama nedeniyle tazminat davasında ıslah talebinde bulunabilir.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Başvuru Dilekçesinde Bulunması Zorunlu Olan Belgeler Nelerdir?

Tazminat isteminde bulunmak isteyen kişilerin dilekçesinde açık kimlik ve adres bilgisi bulunması zorundadır. Buna ek olarak zarara neden ola işlemin açıklaması gerekir. Zararın nitelik ve niceliği dilekçede açık ve net bir dille anlatılmalı, eğer varsa kanıt belgeleri de dilekçede ek olarak yer almalıdır. Dilekçede bilgi ve belge eksikliğinin olması halinde mahkeme eksikliğin bir ay içinde giderilmesini isteyecektir.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat İstemi ile ilgili dava, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

Haksız tutuklamadan söz edebilmek için öncelikle tutuklama kavramının hukuk sistemi içindeki tanımından haberdar olmak gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu içinde yapılan tanımlardan yola çıkılarak hakkında suçlar üzerinde kuvvetli şüphe bulunan kişilerin kısıtlanmasına tutuklama adı verilmektedir.

Bu süreçte kişilerin sahip olduğu kişisel özgürlüklerin kısıtlanması yoluna gidilir. Tutuklama için mutlaka kuvvetli şüphenin var olması ve geçerli bir tutuklama sebebinin olayda hazırda bulunması gerekmektedir.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Hakkında Bilgiler

Ceza Muhakemesi Kanunu içerisinde kişilerin tutuklanmasını haklı çıkaracak olan gerekçeler çok açık bir şekilde ifade edilmiştir. Buna göre şüpheli konumunda bulunan kişinin saklanıyor olması, kaçması ya da kaçmaya çalışması veya bunlara yol açabilecek olan şüpheli hareketlerde bulunması tutuklanmasını gerekli kılmaktadır.

Bir diğer tutuklama sebebi ise sanık sıfatındaki şüphelilerin olaylara söz konusu olan delilleri ortadan kaldırmaya, değiştirmeye ya da yeniden çıkartmaya yönelik hareketleri oluyor.

Bu tür sebepler ortaya çıkarıldığı takdirde kişiler haklı gerekçelerle tutuklanabilmektedir. Ancak tutukluluğun yasaklanması söz konusu ise bu durumda tutuklamalar gerçekleştirilemez. Buna ek olarak adli para cezası ya da hapis cezaları açısından belirli sınırların altında kalan cezalar için kişilerin şüpheli olması söz konusuysa bu durumda da tutuklama eylemi gerçekleştirilmemektedir.

Eğer güvenlik gerekçeleri ile kişilerin tutuklamasının yerine hakkında koruma tedbirinin alınması daha uygun görülmüşse bu durumda koruma tedbirinin alınmasına karar verilebilir. Ayrıca 15 yaşını doldurmamış çocuklar içinde tutuklama kararları verilememektedir. Tutuklama kararlarının verilmesi ancak ve ancak hakimler ya da yetkili mahkemeler tarafından ilgili kanun maddelerine dayandırılarak gerçekleştirilebilmektedir.

Tutuklama kararı verilirken süreç soruşturma aşamasında ise bu kararın ağır ceza hakiminin tutuklama talebine bağlı olarak ya da ilgili mahkeme tarafından verilmesi gerekiyor. Ancak süreçler kovuşturmaya dahil olacak şekilde işletiliyorsa bu durumda cumhuriyet savcısı tarafından karar verilmelidir.

Gerekçeli karar tüm detayları ile birlikte sözlü olarak kişilere bildirilmeli ve bunun ardından şüpheli ve sanık konumunda bulunup tutuklama kararı bulunmayan kişilerin de serbest bırakılması sağlanmalıdır.

Haksız Tutuklamalarda Tazminat Talepleri

Kişiler tutuklama süreçleri sırasında kanunda belirtilmiş olan gerekçelere uygun şekilde hareket edilmeyen bir tutuklama aşamasından geçerlerse bu durumda haksız tutuklama nedeniyle tutuklamaların değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Kanuna uymayacak şekilde bu tür tutuklama uygulamalarına tabi tutulan kişiler kendi haklarının korunması adına devleti karşısına alarak tazminat talebinde bulunabilmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu içindeki 141. maddede belirtilmiş olan esaslara göre soruşturma ya da kovuşturma işlemleri sırasında suçla ilgili olarak kişilerin yakalanma, tutuklanma kararlarına devam edilmesi ve yasal gözaltı süreleri içinde tutuklama işlemi gerçekleştirilmemiş olan kişilerin bu haksız tutuklama kapsamında hakkını araması mümkün olmaktadır.

Kendisine tutuklama süreçleri içinde sahip olduğu hakları hatırlatılmayan kişilerin de haksız tutuklamaya dahil olacak şekilde değerlendirilmesi söz konusu oluyor. Eğer kişiler tutuklanmalarına rağmen ilgili yargı kurumlarında ifadeleri alınmak üzere gerekli yerlere götürülmemiş ve haklarında hükümler ortaya çıkmamışsa bu durumda da haksız tutuklamaya dahil olmaları mümkün oluyor.

Haklı gerekçelerle tutuklanmış olmasına rağmen daha sonra beraat etmesine karar verilen kişilerin de tutuklu kaldığı süreler açısından maddi tazminat talebinde bulunması mümkün oluyor. Tutuklama sırasında kişilerin sahip olduğu hakların hatırlatılmasının yanı sıra aynı zamanda kendisi için yapılmış olan suçlamalar hakkında da detaylı bir şekilde bilgi verilmemiş olması da haksız tutuklama kapsamında olayların değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Kişilerin yakınlarının tutuklama konusundan haberdar edilmemesi halinde de kişiler tazminat talebinde bulunabiliyorlar. Çok fazla sebep bulunduğu için kişilerin haklarını en sağlıklı şekilde temin etmesi adına mutlaka bir hukuk bürosundan ya da bir avukattan danışmanlık hizmeti alması ve hatta süreci beraber yürütmesi gerekmektedir.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Açılan Tazminat Davaları

Haksız tutuklama nedeniyle sebep olan hallerle karşılaşılması halinde bu olaylardan mağdur olan kişilerin tazminat talebinde bulunması söz konusu oluyor. Tazminatlar kişilerin kendisi tarafından alınabildiği gibi aynı zamanda zarara uğrayan kişinin yakınları tarafından da alınabilmektedir.

Tazminat miktarı hesaplanırken bilirkişi kurumları aracılığı ile kişilerin hak etmiş oldukları miktarların iade edilmesine yönelik olarak çalışmalar yapılır. Genel olarak hesaplamalar sırasında kişilerin günlük kazançları, mesai gün ve saat bilgileri gibi detaylar dikkate alınarak rakamlar belirlenir.

Kararların kesinleşmesinin ardından haksız tutuklama nedeniyle kişilerin mutlak surette tebliğ tarihlerinden başlayacak şekilde 3 aylık süre içinde ve kesinleşmenin ardından bir yıllık süre içinde davalarını açması gerekmektedir. Bu süreler içinde kişiler davalarını açmazlarsa haklarını kaybederler. Davaların reddi ile sonuçlanan bu süreçlerin ardından kişilerin tekrar dava açması mümkün olmamaktadır.

Tazminat talebinde bulunacak olan kişiler bunu yaparken mutlaka bir dilekçe yolu ile bilgileri gerekli makamlara iletmelidirler. Ağır ceza mahkemelerine eğer bu mahkemeler yerleşim yerinde bulunmuyorsa en yakın ağır ceza mahkemesine yapılan tazminat davası başvurularının ardından davaya konu olan olayların karara bağlanması sağlanır.

Dilekçeyi hazırlarken kişilerin kimlik ve adres bilgilerinin yanı sıra tazminat talebinde bulunmalarına sebep olan konu hakkında detaylı bir şekilde taleplerini yazmaları ve bunu hukuki gerekçelerle delillerle güçlendirmesi gerekmektedir.

Kimler Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Talebinde Bulunamazlar?

Tutukluluk süreleri içerisinde daha önce belirtilmiş olan sebeplerin ortaya çıkması halinde tazminat talebinde bulunabilecek olan bazı kişilerin bu talepleri geçersiz olmaktadır. Burada ilk dikkat edilmesi gereken kişiler kanunları geriye dönük olarak uygulanmasına tabi tutulmadıkları bilgisinden yoksun olan kişiler olmaktadır.

Tazminat ödemeleri ile ilgili yeni düzenlemelerin ardından kişilerin herhangi bir şekilde tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Buna ek olarak genel ya da özel aflar yolu ile tutukluluk süresi sona erenler ya da tutuklanmaya sebep olan konularda uzlaşmaların ortaya çıktığı kişilerin tazminat talebinde bulunması mümkün değildir.

Kamu davası olarak nitelendirilmiş davalara konu olan kişilerin davasının ertelenmesi ya da düşmesi halinde de tazminat hakkı doğmamaktadır. Kişiler tutukluluk sürelerinin ardından kusur yeteneğinin bulunmaması gerekçesi ile ceza almazlarsa bu durumda da tazminat talebinde bulunamazlar. Kişiler hayali beyanlar ve iddialar doğrultusunda suça iştirak ettiklerini bildirdiklerinde de tazminat talep etmeleri mümkün olmamaktadır.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat özel yetki aranmayacağı, haksız tutuklama nedeniyle nasıl tazminat alınacağı, haksız tutuklama nedeniyle tazminat alırken yargıtay kararlarına bakılmasını tavsiye ediyoruz. Makalemizde Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Tazminat Avukatı sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI – CEZA DOSYASINDA BERAATİNE HÜKMEDİLEN DAVACININ KENDİSİNİ VEKİLLE TEMSİL ETTİRMİŞ OLMASI – VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ

AYNI MİKTARIN MADDİ TAZMİNATA İLAVE EDİLMESİ SURETİYLE MADDİ TAZMİNATIN FAZLA TAYİNİ – HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASI

ÖZET: Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında, beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirmiş olması nedeniyle beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden lehine <2.200> TL maktu vekalet ücretine hükmedildiği gözetilmeden, aynı miktarın maddi tazminata ilave edilmesi suretiyle, maddi tazminatın fazla tayini isabetsiz olup hükmün bozulmasına ancak bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YARGI KARARI.

Davacı lehine 5.000 TL maddi tazminata hükmedilmesine rağmen bu tazminat miktarına ne şekilde ulaşıldığına dair, dosya içerisinde herhangi bir belge ya da bilirkişi incelemesinin bulunmaması ve maddi tazminatın kabulüne ilişkin kararın denetime imkan verecek gerekçeden yoksun bulunması, hükmün CMK’nın 230 uncu maddesi gereğince gerekçeyi içermemesi. Hukuka aykırı ve istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden, CMK’nın 289/1-g, 280/1-b maddeleri uyarınca başkaca yönleri incelenmeksizin.

KANUN DIŞI YAKALANAN VEYA TUTUKLANAN KİŞİLERE TAZMİNAT VERİLMESİ – MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE İLİŞKİN KARARDA USUL VE YASAYA AYKIRI BİR YÖN BULUNMADIĞI.

ÖZET: Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına ilişkin yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucuna uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre maddi, Manevi tazminat talebinin kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine, Dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

TAZMİNAT DAVASI – DAVACININ GÖZALTI VE TUTUKLU KALDIĞI DÖNEME İLİŞKİN GELİR VE KAZANÇ KAYBI MİKTARI KONUSUNDA BELGE İBRAZ EDEMEDİĞİ – DAVACININ YAŞI DA GÖZETİLEREK TATİL NEDENİYLE İNDİRİM YAPILMAKSIZIN HESAPLANACAK MİKTARA HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ.

ÖZET: Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca onaltı yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hafta sonu tatili, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılmadan hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.

Gerekçeli karar başlığında “koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine “haksız tutuklama nedeniyle tazminat”, “dava yeri” ibarelerine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı, hüküm duruşmasında hazır bulunan Cumhuriyet savcısının ad – soyad ve sicilinin gösterilmemesi mahallinde ilavesi mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

TAZMİNAT İSTEMİ – HAKSIZ TUTUKLULUK NEDENİYLE TAZMİNAT – BİLİRKİŞİ RAPORUNDA HATALI HESAPLAMA SONUCU MADDİ TAZMİNATIN FAZLA TAYİNİ.

ÖZET: Dava, haksız tutukluluk nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak … TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, Bilirkişi raporunda hatalı hesaplama ile ve davacının ceza infaz kurumunda tutuklu bulunduğu süre içerisinde yapmış olduğu harcamaların eklenmesiyle belirlenen …. TL’nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini isabetli değildir.

410 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp