Hayat Sigortası Hakkında Yargıtay’dan Emsal Karar | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Hayat Sigortası Hakkında Yargıtay’dan Emsal Karar

Hayat Sigortası Hakkında Yargıtay’dan Emsal Karar

Hayat Sigortasında Hastalığın Bildirilmemesi Hakkında Yargıtay’dan Emsal Karar.

Bilindiği üzere Hayat Sigortası yaptıran kişinin belirli şartlar altında yaşamını yitirmesi durumunda, birinci dereceden hısımlarına kişinin imza attığı poliçe kapsamında, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaktadır. Ancak bu konuda hayat sigortasına imza atan kişilerin çok dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır.

Hayat sigortası poliçesi imzalanırken kişiye özel olarak “Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu” belgesi verilerek, bu belgenin doğru ve eksiksiz bir şekilde doldurulması istenmektedir. Bu forma gereken dikkat verilmediğinde de olası bir vefat halinde Hayat Sigortası ile ilgili olarak taraflar arasında hukuki ihtilaf yaşanmaktadır. Bu konuya örnek teşkil eden ve Yargıtay tarafından görülen bir dava dosyasında emsal niteliğinde bir karar çıkmıştır.

Hayat Sigortası Poliçesinden Doğan Teminat Bedelinin Tazmini

Hayat sigortası yaptırmış olan bir şahsın ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliği hastalığını hayat poliçesi düzenleme işlemleri sırasında bildiği halde, poliçede yer alan “Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu” bölümünde herhangi bir hastalığının bulunup bulunmadığına ilişkin soruların tamamına olumsuz yanıt verdiği görülmüştür.

Bu sebeple Beyan Yükümlülüğünün İhlali Halinde Kusurun Kast Derecesi Olduğu şeklinde adlandırılan hukuki gerekçeleri göz ardı ederek bildirilmeyen hastalığı ile ölümü arasında bulunan ilgiye dikkat çekilmiştir. Bu sebeple sigorta şirketinin Poliçe Teminat Bedeli tazmin bedelini ödeme borcunun bulunmadığı öne sürülmüştür.

Sigortalının Beyan Yükümlülüğüne Dikkat!

Sigortalının ölüm sebebi olarak kaydedilen karaciğer yetmezliği hastalığının poliçe düzenlenmesi sırasında beyan etmesi gereken Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu belgesinde herhangi bir hastalığının bulunmadığını beyan etmiş olsa da ölüm sebebi olan hastalığın kanıtlanması sebebiyle ölümüyle hastalığının arasında illiyet bağı bulunduğu ortaya çıkmıştır.

Sigorta Sözleşmesinde Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı

Hukuki açıdan Hayat Sigortası poliçelerinde taraflar arasında yaşanan ihtilafın temek noktalarından biri olarak dikkat çekmektedir. Hayat sigortası yaptıran hastanın poliçe düzenlenmesi sırasında eksik beyanda bulunarak hastalığını gizlemesi veya beyan etmemesi durumunda hak sahibi olamamaktadır. Bu sebeple Beyan Yükümlülüğünün İhlalinde Kusurun Kast Derecesinde Olduğu saptanarak yaşanan olayda Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı Bulunduğu kabul edilmiştir.

Yargıtay’a Konu Olan Dava Hayat Sigortası

Hayat sigortalı vatandaşın poliçe süresi kapsamında vefat ettiği ve dava dosyasında beyan edilen ölüm sebebinin karaciğer yetmezliği olduğu anlaşılmaktadır. Hayat sigortası poliçesinde teminat altına alınan riziko, sigortanın kapsamı içinde belirlenen süreler arasında gerçekleşmiştir.

Davacıların vefatın ardından sigorta şirketine başvurduğu, ancak vefat eden sigortalının beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğine gerekçe gösterilerek ödemede bulunmadığı dosya içeriğinde görülmektedir. Bilirkişi raporlarına göre sigortalının ölüm sebebi olarak karaciğer yetmezliğine ilişkin tanı konulduğu, daha sonra sigortalıya karaciğer nakli yapıldığı, ancak nakilden sonraki süreçte de karaciğer yetmezliğinin devam ettiği görülmüştür. Bu duruma yönelik yaklaşık 15 kere girişimsel müdahalede bulunulduğu tespit edilmiştir.

Bu bakımdan sigortalının ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliği hastalığının sağlık sigortası poliçesi düzenlenirken bildiği halde, “Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu” bölümünde yer alan herhangi bir hastalığının bulunup bulunmadığına dair soruların hepsine olumsuz cevap verdiği görülmüştür. Dolayısıyla beyan yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle kusurun kast derecesinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda ve bildirilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu dikkate alındığında sigorta şirketinin poliçe teminat bedeli tazmin bedelini ödeme borcunun olmadığına karar verilmiştir. Bu sebeple yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporları esas alınarak verilen kısmen kabul ve kısmen red kararlarının yerinde olmadığı hükmüne varılmıştır.

Davacı Vekilinin Dilekçesi

Davacı vekili, “Uzun Süreli Kredi Hayat Sigortası Özel Sertifikası”na göre murisin ölümü halinde kredi borcunu ödeme yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu bildirmiştir. Davalı sigortalı şirketinin vefat eden sigortalının ölümü halinde mevcut kredi borcunu ödeme yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu, davalı sigorta şirketinin de vefat eden sigortalının beyan yükümlülüğünü iddia etmesinin taraflar arasında imzalanan sigorta sözleşmesine uygun düşmediğini ifade etmiştir.

Hayat Sigortası Hakkında Yargıtay’dan Emsal Kararı

Sigortalının, Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu bölümünde yer alan herhangi bir hastalığının bulunup bulunmadığına dair soruların tamamına olumsuz yanıt vermesi ve bu nedenle beyan yükümlülüğünün ihlalinde kusurunun kast derecesinde olduğu gerekçe gösterilerek davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

1.436 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp