İcra takibinin iptali davası açmak, borçlu durumunda olan vatandaşların ilgili icra mahkemesine talep edebilecekleri bir işlemdir.
İcra hukuku gereği, yasalar kapsamı dışında yapılan icra takibi, hakkında icra takibi başlatılan borçlu vatandaş tarafından iptal ettirilebilmektedir. İcra takibinin iptali davası, İcra ve İflas Yasası’nın 25. Maddesinde açık bir şekilde belirlenmiştir.
İcra takibinin iptali davası açmak isteyen bir borçlu, belirli şartlar altında bu işlemi yerine getirebilmektedir. Söz konusu icra takibi iptali için gereken şartlar şunlardır:
- Öncelikli olarak kanunen geçerli kabul edilen bir icra takibinin olması gerekmektedir.
- Hakkında icra takibi düzenlenmiş olan borçlunun, icra takibi ile ilgili kanunen geçerli bir itirazda bulunması şarttır.
- Söz konusu icra takibinin iptali davasının kanunen uygun görülen süre içerisinde açılmış olması gerekmektedir.
- Son olarak icra takibinin iptalinde etkili olan koşullardan biri de, iptal talebinin hukuki yarar, kesin hüküm ve derdestlik gibi takibi geçersiz kılacak sebeplere dayanması gerekmektedir.
İcra Takibinin İptali Davası Nereye Açılır?
Borçlu kişi hakkında icra takibi kararının kesinleşmesinin ardından icraya konu olan borcun ödenmesi, ibra edilmesi ve ya takas edilmesi gibi nedenlerle itfa söz konusu olduğunda fakat alacaklı durumunda olan kişi icra takibine devam etmek için girişimlerini sürdürüyorsa borçlu kişi icra mahkemesinden takibin iptalini isteyebilir.
Dolayısıyla borcun ödendiği gerekçesiyle takibin iptali davası icra mahkemelerinde görülmektedir.
İcra Takibinin Ertelenmesi
İcra takibinin borçlu aleyhinde icra mahkemesi tarafından kesinleşmesinin ardından alacaklı kişi borçluya, borcunu ödemesi için bir müddet süre vermiş ise icra takibinin ertelenmesi için gerekli durum oluşmuş kabul edilmektedir.
Alacaklı kişinin borçluya süre tanımasına rağmen, bu süreye uymayarak icra takibine devam ediyorsa borçlu kişi icra mahkemesinden söz konusu icra takibinin ertelenmesini talep edebilmektedir.
Ancak borçlu kişi, bu talep için icra mahkemesine sunduğu dilekçede alacaklının kendisine borçlarını ödemesi için bir müddet süre tanıdığını belgelemesi ve ispatlaması zorunludur.
İlgili mahkeme bu talebin geçerli bir sebebe dayandığına hükmederse, icra takibi ertelenmektedir ve bu süre boyunca icra takibi durdurulmuş olur.
İtirazın İptali davası, Geçerli Bir İcra Takibinin Bulunması, Borçlunun Geçerli Bir İtirazının Bulunması, Davanın Süresinde Açılmış Olması, Hukuki Yarar, Kesin Hüküm ve Derdestlik, Takibi Geçersiz Kılacak Diğer Sebepler olması şartları bulunması durumunda açılır.
İcra Takibine itiraz konusu hakkında İtirazın iptali davası, alacaklının elinde İİK. m. 68 ve 68-a’da belirtilen belgelerin olmaması halinde açılır. Alacaklı bu belgelere sahipse yine bu davayı açabilir ancak bu belgelere sahip değilse itirazı giderebilmek için itirazın iptali davası açmak zorundadır.
Buna göre elinde İİK. m.68’deki belirtilen özelliklere sahip bir belge bulunduran alacaklı, dilerse itirazın iptali davası veya dilerse itirazın kaldırılması yoluna başvurabilecektir.
Bu seçim hakkını mahkemede itirazın iptali davası açmak suretiyle kullanan alacaklı, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep edemez.
Fakat önce icra mahkemesine başvuran alacaklı bu yolu bırakarak itirazın mahkemede iptalini talep edebilir.
İcra Takibinin İptali Davası – Dava Nasıl Görülür?
İcra Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.
Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Kanundaki hükümlere tabidir.
Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz.
Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.
Borçlu, alacaklının takip hakkı olmadığını şikayet yolu ile ileri sürebilir.
İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak yapılan takibi iptal edebilir.
Makalemizde İcra Takibinin İptali Davası konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İcra Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
ŞİKAYET DAVASI – TAKİBİN İPTALİ KARARIYLA BİRLİKTE İCRA TAKİBİ ORTADAN KALKACAĞINDAN İHTİYATİ HACZİN İNFAZINA İLİŞKİN İŞLEMLERİN DE KENDİLİĞİNDEN HÜKÜMSÜZ HALE GELECEĞİ – İHTİYATİ HACİZLERİN KALDIRILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN KANUNA UYGUN KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler başlatıldığı, her iki takibin dayanağı olan resmi akit tabloları incelendiğinde, şikayetçi borçlunun kendisi lehine ve diğer taşınmaz malikleri tarafından şikayetçi borçlu lehine verilen ipoteklerin her türlü sözleşmeden, kefaletinden, … kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir.
Bu durumda, şikayetçi borçlunun kefalet borcunun, bu ipoteklerin teminatı kapsamında olduğu anlaşıldığından, İİK’nun 45. maddesinin amir hükmü gereği hakkında öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması zorunlu olup, mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken,
Yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, borçlu tarafından İİK’nun 266. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması talep edilmiş olup, takibe başlandıktan sonra bu konuda karar verme yetkisi icra mahkemesine geçer.
Bunun yanı sıra, icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilirse, artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Bir başka ifade ile, takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalkacağından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
O halde, mahkemece, ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemi yönünden de yukarıda açıklanan ilkelere göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan istem yönünden yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?