İftira Davası Nasıl Açılır? İftira atan kişilere iftira davası açmak için iftira suçunun işlenmiş olması gerekmektedir. İftira suçu kapsamında, fail masum olduğunu bildiği bir kişiye suç atmaktadır.
İftira atılan kişinin bu konuda dava açabilmesi için, iftira atanın ‘’hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği durumlarda’’ iftira atması gerekmektedir.
Belirsiz olarak fiil isnat etmek, iftira suçu kapsamında değildir. Farklı birinin kimlik ya da kimlik bilgilerini kullanarak, hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılmasının engellenmeye çalışılması da iftira suçu kapsamında cezalandırılmaktadır.
İftira suçu Türk Ceza Kanunu’nun 2. Kitabının dördüncü kısmının 2. Bölümünde, 267. Maddesine göre düzenlenmiştir.
Buna göre, kişi, işlemediğini bildiği halde bir kimseye hukuka aykırı bir fiil sinat ederse ve bunu yetkili makamlara bildirerek, masum olan kişinin hakkında soruşturma başlatır ya da idari yaptırım almasını sağlarsa iftira suçu kapsamında cezalandırılmaktadır. İftira suçu, herkes tarafından işlenebilen, en yaygın suçlardan biridir.
İftira Suç Unsurları Nelerdir?
İftira suçu için en büyük suç unsuru, herhangi bir şekilde hukuka aykırı davranmadığı bilinen ve masum olan kişiye atılan iftira neticesinde, iftira atılan kişinin idari ve hukuki yaptırımlara maruz kalmasıdır.
İftira atılan kişi, masum olduğu karşı taraf tarafından bildiği halde, belirli bir cezaya hükmedilmişse, bu noktada iftira atan kişi için suç unsurları söz konusudur. İftira suçu suçta belirtilen hukuka aykırı fiillerden biri olarak icrai şikâyet ya da basın yayın aracılığı ile de yapılabilir.
İftira Suçu Cezası Nedir?
İftira suçu cezası kapsamında suç soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olmamaktadır. İftira suçları için görevli olan mahkeme, asliye ceza mahkemesi olarak belirlenmiştir. Suç cezaları şu şekilde olabilir:
- Mağdur eğer ağırlaştırılmış müebbet hapis ya da müebbet hapis cezasına mahkum olmuş ise iftira suçu atan kişiye yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına karar verilebilir.
- Suçun temel şeklinin yaptırımı ise 1 ile 4 yıl arasında hapis cezası olarak belirlenmektedir.
İftira eden kişinin mağdur hakkında herhangi bir idare ve adli soruşturma başlamadan önce iftirasından dönmesi durumunda, iftira atan kişiye verilecek cezanın beşte dördü indirilmektedir.
İftira davası nasıl açılır kişiler karşılıklı olarak birbirine iftira davası açabilir mi, sorularının yanıtları kısaca bu şekildedir. İftira davalarında alanında uzman bir avukatla çalışmak, dava sürecinin en kısa şekilde çözülmesi için oldukça önemlidir.
İftira Davası Nasıl Açılır?
Hayatta olan bir ve birçok belli kişi için gerçekte olmayan, olmamış kanunlara aykırı bir davranışta bulunulduğunu iddiası iftira suçunu meydana getirir. İftira suçu gerçek kişilere karşı işlenen bir suçtur.
Gerçek kişi bireyleri ifade eder. Ancak idari cezaların uygulanmasında kanunlara uygun olmayan davranışlarla iftiraya maruz kalabilecekleri göz önüne alındığında tüzel kişilerin de bu nispette bir suç karşısında mağdur olabilmeleri mümkündür.
İftira suçu, 267. maddede düzenlenmiştir. İftira suçu ile korunmak dilenen hukuksal fayda adliye ve bireyin şeref ve onurunun korunmasıdır. Bu durumun en mühim neticesi ise; iftira suçunun varlığı durumunda mağdurun rızasının olup olmaması bu suçta hukuka aykırılığı ortadan kaldırmamasıdır.
İftira suçuna konu olacak olayın suç oluşturmuş olması gereklidir. İsnat edilen olayın konusu açık ve belirli olması gereklidir. İftira suçunu oluşturacak meydana getiren olayın gerçek dışı olması, bu durumda da kanunumuzda “işlemediğini bildiği durumda bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden şahıs” olarak belirtilmiştir.
Ortada işlenmiş bir hukuka aykırı fiil olmaması karşın belirli bir şahıs ya da şahıslar fail olarak gösterilebileceği gibi aslında işlenmiş hukuka aykırı bir fiil olmasına karşın fiilin suçlusu bir diğer şahıs olarak da gösterilebilir. Her iki durumda da iftira suçu gündeme gelecektir. Çünkü iki durumda da bir şahsa işlemediği hukuka aykırı bir fiil isnat edilmiştir.
İftira suçunun ortaya çıkması için kanuna uygun olmadığı söylenen davranışı yapan kişinin belli bir kişi olması, iftiranın atıldığı kişinim muallakta kalmaması gerekir.
Suçun doğması için hukuka aykırı davranışta bulunduğu yalan beyanlarla söylenen kişinin ismini doğrudan söylemesi dışında yapılan açıklama ve söylenen sözlerle kişi hakkında onun kim olduğu anlaşılıyorsa iftira suçu işlenmiş demektir. (İftira Davası Nasıl Açılır?)
İftira Suçunun Unsurları Nelerdir? İftira Davası Nasıl Açılır?
Türk Ceza Kanunu 267. maddesinde iftira suçunun iki şekilde işlenebilmesinin mümkün olduğunu yer alır. Bunlardan biri gerekli yetkili makamlara edilip şikâyette bulunmak suretiyle iftira suçunun işlenmesidir ki bu doğrudan iftiradır.
Diğeri ise yetkili makamlara değil de yayın organları yoluyla bir kişiye gerçekte olmayan fiillerde bulunduğu isnat edilerek o kişi hakkında cezai işlem başlatılmasına neden olmak şeklindedir ki bu da dolaylı iftiradır.
Kişi hakkında kanunlara aykırı bir davranışta bulunduğu gerekçesiyle yetkili makamlara bildirilmesidir, ihbar. Söz konusu olan ihbar bir suç ise ihbarın yazılı yapılabileceği gibi sözlü yapılması da mümkündür. Bahsettiğimiz durum soruşturmanın başlatılması için şikâyet edilmiş olması gereken durumlar için geçerlidir.
Şikâyette bulunacak kişi 6 ay içerisinde şikâyet edebilir. Bahsettiğimiz durumlarda kişiye ya da kişilere gerçekte yapmadığı bir eylemden dolayı suç duyurusunda bulunulması doğrudan iftiradır.
Bu durumlarda iftira suçu meydana gelmiş demektir. Şikâyet başvurusunda ve ihbarda bulunurken adlı makamlara verilmesi gereken dilekçe imzalanmamış olması diğer unsurlar yerindeyse iftira suçunun doğmasını engellemez.
Basın ve yayın yoluyla bir kimsenin gerçekte olamayan herhangi bir kanuna aykırı davranışta bulunduğu söylenip yazılması sonucu gerekli yetkili mercilerin bu durumdan haberdar olmasıyla dolaylı iftira suçu işlenmiş olur.
Burada önemli bir husus basın ve yayın yolundan kasıt her türlü kitle iletişim araçlarıdır. Elektronik ortamın yanında büyük kitlelere ulaşan yazılı ve sözlü basın da bu kapsamdadır.
Gelişen teknolojiyle birlikte radyo, televizyon ve gazetenin yanında başka kitle iletişim araçları girmiştir ki onlar da bu kapsamda değerlendirilir.
Televizyondan herhangi bir kişiye gerçekte işlemediği bir suç isnat edilip iftira atılırsa iftira suçunda suçlu olan kişinin hakkında verilen karar yine kullanılan yola denk bir yolla ilan edilip duyurulur. Ve bu ilandan doğan maddi gereklilik suçu işleyen kişiden karşılanır. (İftira Davası Nasıl Açılır?)
İftira Suçu ve Cezası
İftira suçu, iftiraya uğrayan kişinin kişilik haklarına zarar verir. Kişilik hakkı bireylerin onur, itibar, saygınlık gibi kişinin toplumdaki algısını belirleyen şeylerdir. İftiraya uğrayan kişi geniş kitlelerce tanınıp bilinen, saygı duyulan biriyse mağdurun kaybı çok daha, uğradığı zarar daha büyük olmaktadır.
Kişilerin haklarını korunması ve yetkili makamların gereksiz işler nedeniyle zamanının alınmaması adına iftira suçuna verilen cezalar caydırıcı olması gerekir.
İftira atan kimseye 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Ancak özellikli hallerin olması halinde bu ceza ağırlaşmaktadır. Hukuka aykırı fiilin maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde faile verilebilecek olan ceza yarı oranında arttırılmaktadır.
Kendisine isnat edilen fiili işlemediğinden ötürü ile ilgili beraat kararı ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun aleyhine olarak söz hususu fiil sebebiyle gözaltına alma ya da tutuklama dışında bir diğer koruma tedbiri uygulanması halinde ise yukarıda bildirdiğimiz cezalar yarı oranında arttırılmaktadır. (İftira Davası Nasıl Açılır?)
İftiradan Dolayı Tazminat Davası
İftiraya uğrayan kişilerin en çok merak ettiği konulardan biri ise uğradıkları iftira nedeniylekarşı tarafa tazminat davası açıp açamayacaklarıdır.
İftiraya maruz kalan şahıs, uğramış bulunduğu zararlar nedeniyle fiftirayı atan kişilere tazminat davası açma hakkın sahiptir. İftira nedeniyle takdir edilecek olan tazminat oranı uğranılmış olan zarara göre belirlenecektir.
Manevi tazminat talep edilecekse, iftira yüzünden bireyin maruz kaldığı elem, keder ve üzüntüden ötürü dava açma hakkı bulunmaktadır. Kişinin iftira yüzünden etrafına karşı mahçup olması, dışlanması, saygınlığını yitirmesi gibi sebeplerden ötürü manevi tazminat davası açılmaktadır.
Manevi tazminat davasında talep edilen oran hakkaniyete göre belirlenir. Hakim, manevi tazminatın sayısını takdir eder iken tarafların sıfatını, sosyal ve ekonomik durumlarını da göz önünde bulundurur.
Ceza davası sonucunda tazminat konusu ile alakalı olarak , bir sonraki makalede tazminat davası nasıl açılır konulu makaleyi okuyabilirsiniz.
Bir sonraki makalede İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat konusu okuyabilirsiniz. Makalede İftira Davası Nasıl Açılır konusu bilgi amaçlı sunulmuştur. (İftira Davası Nasıl Açılır?)
İftira Davası Nasıl Açılır? Sıkça Sorulan Sorular
İftira hakaret nedeniyle Şikayet ve Kararı
Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek müştekilerin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinden bahisle asılsız yere şikayette bulunduğunu, bu şikayet üzerine yürütülen soruşturma sonucunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/13935 soruşturma, 2015/731 karar sayılı dosyası ile müştekiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini belirterek şikayetçi olması üzerine.
Şüpheli … hakkında hakaret, tehdit ve iftira suçlarından Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/14365 nolu dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sonucunda, 28.12.2015 tarihinde 2015/13154 karar nosu ile hakaret suçundan 6 aylık şikayet süresi geçirildikten sonra şikayette bulunulduğundan, tehdit suçundan şüphelinin bu suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığından, iftira suçundan ise şüpheli …’ün iftira kastı ile şikayette bulunduğuna ilişkin delil bulunmadığından Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği,
Somut olayda, karışmış olduğu hırsızlık olayı ile ilgili olarak aranan 35 KS 172 plakalı OPEL marka aracın Havza tünellerinden geçerek Çorum ili istikametine geleceği yönünde alınan ihbar üzerine sanığın Çorum ili Samsun yolu girişinde Çorum il Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yakalandığı, hırsızlık şüphesiyle yakalanan sanığın … isimli şahsın kimlik bilgileri ile kendi fotoğrafını taşıyan kimliği kolluk görevlilerine ibraz ettiği ve düzenlenen 15.03.2013 tarihli Yakalama-Üst Arama-Muhafaza Altına Alma Tutanağı’nı sahte kimlikteki … ismiyle imzaladığı, ancak GBT sorgusunda …’ın arama kaydının olmaması ve kimlik bilgisiyle ilgili sanıkla yapılan görüşme üzerine kimliği hususunda tereddüde düşüldüğü.
Sahte kimlik kullanabileceği değerlendirilerek kimlik tespiti amacıyla parmak izinin alındığı, yapılan mukayese sonucu … olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından; sanığın eyleminin tamamlanmış,
TCK’nın 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu” oluşturduğu ve kabulün de bu şekilde olduğu, TCK’nın 268. maddesinin atfıyla 267. maddesinin 1. fıkrası uyarınca temel cezanın belirlendiği gözetilmeden, iftira suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle TCK’nın 35. maddesi gereğince cezada indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
İftira suçunda Ceza Miktarının Tayini Hakkında Yargıtay Kararı
Hükümlü hakkında iftira suçundan kurulan hükmün 1.fıkrasından sonra gelmek üzere hükme, “Sanığın mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık göstermesi nedeniyle.
İş bu cezasından TCK.nun 269/2. maddesi uyarınca 3/4 oranında indirim yapılarak 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesine, TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sonucu hükmedilen 2 yıl 6 ay cezasının 7 ay 15 gün hapis cezasına indirilmesine, infazın bu şekilde 7 ay 15 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına, hükümdeki sair hususların aynen korunmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,
Açılan bu dava neticesinde; sanığın cinsel taciz ve şantaj suçlarından cezalandırılmasına, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara sanık müdafiinin itirazı üzerine mercii değişik iş sayılı kararıyla;
“dosya kapsamına göre; tanıklardan birinin katılanın kızı, diğerinin arkadaşı olmasına, tanıkların olayın olduğunu iddia ettikleri anda balkonda olduklarını beyan etmiş olmalarına, bedelsiz senedi kullanma suçu nedeniyle sanık hakkında takipsizlik kararı verilmiş olmasına, katılan hakkında da iftira suçundan takipsizlik kararı verilmiş olmasına ve katılanın sanığa olan borcunu ödediğine ilişkin verdiği miktarların çelişkili olmasına göre.
Sanığın tanıklarının bulunduğu iddia edilen ortamda onların duyacağı şekilde bağırarak iddia edilen sözleri söylemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek; sanığın yüklenen suçları işlediği hususunda aralarında husumet bulunan ve borcu ödemek istemeyen katılanın soyut iddiası ve katılanın akrabası olan tanıkların hayatın olağan akışına uygun olmayan beyanları dışında,
Sanığın cezalandırılmasını gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olması, sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerekirken sanığın mahkumiyetine ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu” biçimindeki gerekçeyle itirazın kabulüne Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2016 tarih, 2016/256 Esas, 2016/478 Karar sayılı, sanık … hakkında cinsel taciz, şantaj suçlarından verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği.
İftira Suçunun değerlendirilmesi ve beraat kararı
Dosya kapsamına göre; müşteki …’nın sanığa karşı işlediği iddia olunan nitelikli cinsel saldırı eylemi nedeniyle, soruşturma evresinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair ek karar verilmesi nedeniyle sanık hakkında atılı suçlardan kamu davası açılmış ise de;
30.10.2014 tarihinde saat 20:00 sıralarında, sanık …’nın yanına iki arkadaşını da alarak mağdure …’u araç ile ıssız bir yere gittikleri, burada arkadaşı olan tanıkları araçtan indirip, mağdureyi darp ederek, rızası dışında iki kez fiili livata suretiyle cinsel istismarda bulunduğu, olayın hemen sonrası mağdurenin jandarmaya şikayetçi olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde.
Olayın oluş biçimi, tanık beyanları, iddiayı doğrulayan doktor raporu ve mağdurenin aşamalardaki istikrarlı beyanları dikkate alınarak, ayrıca mağdurenin iftira etmesi için bir neden yokken cinsel saldırı gibi ciddi bir suç isnadında bulunmasının ve darp edilerek rızası ile cinsel ilişkiye girilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, ayrıca mahkemede ifadesine başvurulan tanık …’nın iddiayı doğrulayan beyanları dikkate alınmaksızın, mağdurenin sonradan baskı altında yazdığını belirttiği .
Dilekçede olayın rızası ile olduğuna dair beyanına itibar edilerek sanık … hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair ek karar verilmiş olmasına istinaden, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık …’un atılı suçları işleme kastının bulunmaması ve bu suçların kanuni unsurlarının oluşmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden (İftira Davası Nasıl Açılır?)
SORULAR
Iyi gunler benim anneme eltisi yani amcanim karisi tarafindan surekli iftiralar atılıyor benim annem dul bir bayan ve baska erkeklerle namussuzluk yaptığı seklinde konusuyormus surekli komsulara biz bunlari duyuyoruz baskalarindan bununla ilgili hukuki yollara bavrurmak istiyoruz ne yaoabikiriz yardimci olur kuaunuz
Birine iftira atan kişi yani iftira attığı kişinin yaptığı olayları ispat etmek zorundamidir