İmzaya ve borca itiraz takibinin iptal edilmesi davası Nasıl Açılır Ve Görülür? İcra Hukuku konusu alanına girer. İcra, devletin borcu, borçlunun borcu hiçbir koşulda ödememesi durumunda tahsil etmesi yönteminin adlandırılmasıdır.
İcra takibi;
- İlamsız,
- İlamlı
Olmak üzere ikiye ayrılır. İtirazın iptali davası açabilmek için, icra takibinin ilamsız olması gerekir.
Borçlu, hakkında olan icra takibine 7 gün içerisinde imzaya ve borca itiraz takibin iptali davası açmazsa icra takibi devam eder. İtiraz edilmesi durumunda ise alacaklı, itirazın iptali davası açmalıdır.
İmzaya ve Borca İtiraz Nedir?
İmzaya itiraz, kişinin söz konusu olan bir senette var olan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek söz konusu borcu alacaklıya ödemeyeceğini beyan etmesi durumudur.
Söz konusu borca itiraz gerçekleştiğinde mahkeme, durumu kabul edilebilir görürse, icra takibini durdurur ve bu konu ile alakalı alacaklıya bir tebligat göndermeyi gerekli görmez.
Dava kazanılırsa, alacaklı kötü niyetli olmaktan dolayı tazminat ödemek durumunda kalır. Bu durum sonrasında alacaklı tekrar genel hükümler dahilinde bir dava açabilecektir. İmzaya itiraz süresinin kaçırılması durumunda, icra takibi devam edecektir.
İtirazın İptali Davası Nasıl İlerler?
İtirazın iptali davası, alacaklı tarafından, borçlunun ödeme emrine kendisine tanınmış yasal süre zarfında itiraz etmesi üzerine açılır. İtirazın iptali davası bir eda davasıdır. Borçlu burada davalı, alacaklı ise davacı konumudadır.
Alacaklı icra mahkemelerinde hem imzanın hem de borcun iptali davasına başvurabilir. Davacı, alacağı ispatlar ve icra takibinin devamını ister.
İtirazın iptali davasında zamanaşımı süresi, 1 yıldır. Bir yıl sonra açılan davalar yalnızca alacak davalarıdır.bu davalar aksi bir düzenleme olmadığı sürece, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılır.
İtirazın İptali Davası Hangi Durumlarda Kabul Edilir?
Alacaklının açmış olduğu bu dava sonucunda, borçlunun ödemesi gereken bir borcu olduğu durumu kesinleşmişse, borçlunun icra takibine olan itirazı reddedilir. Mahkemenin davayı kabul etmesi sonrasında, alacaklı icra takibinin devamını sağlar ve malların haczedilme işlemi devam eder. İtirazın iptali davasının kesinleştiği kendisine bildirilen borçlu kişi, mallarını 3 gün içinde beyan etmelidir. Borçlu böyle bir durumda, icranın inkarı dolayısı ile borcun en az %20’si olacak şekilde tazminat ödeyecektir.
ÖZET: Çekin keşide tarihi ile borçlu şirketin müştereken temsil edileceğine dair kararın yayınlandığı ticaret sicil gazetesinin tarihi aynı gün olmakla birlikte; söz konusu değişiklik, üçüncü kişiler yani takip alacaklısı yönünden ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği tarihi takip eden ilk iş gününden itibaren hüküm ifade eder.
Bu durumda; takip konusu çekin keşide tarihi itibariyle, şirket yetkilisi ticaret sicil gazetesinin ilan edildiği tarihi takip eden ilk iş gününe kadar borçlu şirketi temsilen tek imza ile yaptığı işlemlerin, üçüncü kişiler yani alacaklı yönünden hüküm ve sonuç doğuracağının kabulü gerekir.
O halde mahkemece, takibe konu çek yönünden imzaya itirazın esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile borca itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Başka bir karar da ise aşağıda ki gibi karar verilmiştir.
ÖZET: İlgili icra dosyası celp edilip, denetimine imkan verecek şekilde onaylı örneği dosya arasına alınarak, icra takibi üzerine sanıkların imzaya ve borca itiraz edip etmediği ve borcun katılan tarafından ödenip ödenmediği belirlendikten vesanıkların suç kastı olup olmadığı tartışıldıktan sonra toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.
İmzaya Ve Borca İtiraz Takibin İptali Davası Yargı Kararı
ÖZET: Borçlunun ciro imzasına yönelik imzaya itirazının İİK.nun … maddesi ve borca itirazının İİK.nun maddesi uyarınca yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan madde hükümlerine aykırı olarak vegenel hükümlere göre yargılama yapar şekilde eksik inceleme ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Başvuru bu hali ile İİK.nun 168/5 ve 169.maddesi kapsamında borca itiraz ve İİK.nun 170.maddesine dayalı imzaya itirazdır.
İcra mahkemesince borca itirazın İİK.nun 169/a maddesi, imzaya itirazın ise İİK. nun 170.maddesine göre ve bu maddede çizilen sınırlar içerisinde kalarak incelenerek sonuçlandırılması gerekir.
Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda borçlunun ciro imzasına yönelik imzaya itirazının İİK.nun 170.maddesi ve borca itirazının İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan madde hükümlerine aykırı olarak ve genel hükümlere göre yargılama yapar şekilde eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Yetkiye İmzaya ve Borca İtiraz Takibin İptali Davası Yargı Kararı
YETKİYE İMZAYA VE BORCA İTİRAZ – KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLUYLA TAKİP – SENETTEKİ İMZANIN BORÇLUYA AİT OLDUĞUNU İSPAT KÜLFETİ – İMZAYA VE BORCA İTİRAZ KONUSUNDA İNCELEME YAPILIP OLUŞACAK SONUCA GÖRE HÜKÜM TESİSİ
ÖZET: Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup takibe koyan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Bu nedenle borçluya emsal imza örneklerinin bulunduğu yerleri bildirmesi için süre verilmek suretiyle sonuca gidilemez.
Mahkemece başvurunun, imzaya ve borca itiraz olduğu da gözetilerek inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Makalede İmzaya ve Borca İtiraz Takibin İptali Davası konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İcra Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
İmzaya ve Borca İtiraz Takibin İptali Davası | Sıkça Sorulan Sorular
TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ – BORÇLUNUN İBRAZ ETTİĞİ BELGELERDEKİ ÖDEMELERİN TAKİBE KONU ÇEKLERE İLİŞKİN OLARAK YAPILDIĞI YÖNÜNDE ALACAKLININ AÇIK İKRARI OLMADIĞI. BORÇLUNUN ŞİKAYETİNİN REDDİ GEREĞİ.
ÖZET: Taraflar arasında birden fazla çeke dayalı icra takibi ve çek ilişkisi söz konusu olup menfi tespit davasında verilen cevap dilekçesinden de alacaklı vekilinin beyanının takibe konu çeklere ilişkin olup olmadığı belirlenebilir değildir. Borçlunun ibraz ettiği belgelerdeki ödemelerin takibe konu çeklere ilişkin olarak yapıldığı yönünde alacaklının açık ikrarı olmadığı gibi borçlu tarafından takip konusu çeklere ilişkin olarak açık atıf yapan uygun bir ödeme belgesi de sunulmamıştır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile menkul hacizlerin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?