Bir işyeri kazasında yaralanan bir çalışan aşağıdaki dava türlerini açabilir:
Ceza soruşturması ve ceza yargılaması: Kazaya birinin ihmali veya kusuru neden olduysa, çalışan sorumluya karşı suç duyurusunda bulunabilir.
Tazminat için hukuk davası: Çalışan, kazadan kaynaklanan yaralanmaları ve diğer zararları için tazminat talep etmek üzere hukuk davası açabilir. Bu, tıbbi harcamalar, kayıp ücretler ve acı ve ıstırap için verilen zararları içerebilir.
Sosyal güvenlik rücu davası: Çalışan, kaza sonucu sosyal güvenlik sisteminden yardım aldıysa, sosyal güvenlik kurumu, bu yardımların bir kısmını veya tamamını sorumlu taraftan geri almak için bir tazminat davası açabilir.
Bir çalışanın kullanabileceği belirli yasal seçeneklerin, davanın koşullarına bağlı olacağını belirtmek önemlidir ve en iyi hareket tarzını anlamak için bir avukata danışmak her zaman iyi bir fikirdir.
İş kazalarında zaman aşımı kaç yıldırıyor?
İş kazalarında zaman aşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) 10 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, iş kazasının meydana geldiği andan itibaren sayılır ve 10 yıl içinde iş kazası tazminatı talep etme ve dava açma hakkınız zamanaşımına uğrar.
Ancak, bazı koşullar altında zaman aşımı süresi daha fazla olabilir. Örneğin, işyerinde yapılan işlerin özelliğine göre, işyeri sağlık ve güvenliği yönetmeliğine göre belirlenen süreler, işyeri hekimi raporları, işyeri sağlık ve güvenlik komisyonları raporları gibi belgelere dayanılarak zamanaşımı süresi uzatılabilir.
Bu nedenle, iş kazalarında zaman aşımı süresi hakkında detaylı bilgi almak için bir avukata danışmanızı öneririm.
İş kazası geçiren kişi tazminat alabilir mi?
İş kazası geçiren işçi tazminat alabilir. İş kazalarında işçinin alabileceği tazminatlar iki şekildedir: Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) talep edilebilecek hak ve ödenekler ve işvereninden talep edilebilecek tazminatlar.
SGK tarafından verilen hak ve ödenekler, iş kazası sonucu ortaya çıkan sakatlık, ölüm gibi durumlarda işçinin veya işçinin ailesine verilen ödeneklerdir. Bu hak ve ödenekler, iş kazası sonucu ortaya çıkan sakatlık derecesine göre değişmektedir. Örneğin, iş kazası sonucu ortaya çıkan sakatlık derecesinin yüzde 40’ın üzerinde olması durumunda, işçi veya işçinin ailesine sakatlık ödenekleri verilebilir.
İşveren tarafından verilecek tazminatlar ise, iş kazası sonucu işçinin mali ve manevi zararlarını karşılamak amacıyla verilen ödeneklerdir. Bu tazminatlar, iş kazasından dolayı işçinin yaşadığı fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar, iş kaybı, geçim kaybı gibi zararları karşılamak amacıyla verilebilir.
Bu nedenle, iş kazası geçiren işçi hem SGK tarafından verilen hak ve ödeneklerden hem de işveren tarafından verilecek tazminatlardan yararlanabilir. İş kazalarında tazminat alma haklarınız hakkında detaylı bilgi almak için bir avukata danışmanızı öneririm.
İş Kazası Tazminat Davası Örnek Emsal Kararlar
Davacı, maruz kaldığı iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna girdiğini iddia ederek davalı işverenden maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın iki yıl içerisinde açılmadığından zaman aşımına uğradığı, davacının komşu iş yeri çatısı üzerindeyken kazanın meydana geldiği, davacının sonradan çalışmaya devam ettiğinden maddi zararının söz konusu olmadığı, davacının tam kusurlu olduğu, manevi tazminatın fahiş olduğu ve davacıya yapılan SGK ödemelerinin mahsubunun gerektiği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İş Kazası Tazminat Davasında Yerel Mahkemenin Kararı
Mahkemece, maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Kararının Açıklaması
Öncelikle; olay tarihi itibariyle 18 yaşında olan davacının, iş yeri çatısında izolasyon yapmak için komşu iş yeri çatısına çıkmış iken, bastığı atermitin kırılması sonucu 6 metreden düşerek sürekli iş göremezlik durumuna girdiğinin anlaşılması karşısında; çatıya çıkılması için güvenli yollar belirlenmemesi, yüksekte çalışma için gerekli olan kişisel koruyucular verilerek kullanımının sağlanmaması, çatıya çıkılması için uygun alet ve ekipmanların temin edilmemesi, denetim ve eğitim eksikliği nedeniyle davalı işverene %80 kusur izafe eden bilirkişi kusur raporu maddi olgular, olay ve sigortalıya ilişkin veriler ile iş güvenliği mevzuatına uygundur.
Zaten sürekli iş göremez duruma giren davacının, 60 yaşından sonra elde edeceği yaşlılık aylığını da diğer işçilerden daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden yaşlılık aylığım aldığı dönemde de devam edecek olan maluliyeti nedeniyle zarara uğramadığı kabul edilemeyeceğinden; bağlanan yaşlılık aylığında meslek hastalığı ve iş kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmadığı ve tamamen uzun vadede ki sigorta kollarından ödenen primler sonucu aylık bağlandığı da nazara alınarak; pasif döneminde zarar hesabına dahil edilmemesine ilişkin Mahkeme kabulü ve bilirkişi hesabı yerindedir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi uygulamalarına göre bakiye ömrün belirlenmesinde “PMF 1931” tablosu kullanılmakta ve %10 iskonto oranına göre hesap yapılmakta olup, bu nedenle davalı vekilinin TRH 2010 tablosu ile %5 iskonto oranının uygulanmasına ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 55’inci maddesindeki Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesine ilişkin emredici hükmün kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanması gerekir.
Buna göre Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin, rücu edilebilecek kısmı belirlenmiş olup, peşin sermaye değerinin rücu edilmesi mümkün olmayacak şekilde güncellenerek zarar tutarından indirilmesine ilişkin davalı vekilinin istinaf gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Kazazedenin 18 Yaşında Olması
Herhangi bir kontrol kaydı öngörülmeksizin davacının sürekli iş göremezlik oranının %30,2 olarak belirlendiği ve buna göre sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı ve davalı tarafından gelire esas sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin herhangi bir dava açılmadığı da anlaşıldığından, söz konusu oran esas alınarak zarar hesabı yapılması isabetlidir.
Bölge Adliyesi İstinaf Kararı
ÖZET: Davacının 18 yaşında iş kazasına maruz kalmış olması, bel omur kırığı niteliğindeki arızasının ciddiyeti, ameliyat ve tedavi sürecinin uzunluğu ile kusur oranları nazara alındığından takdir edilen manevi tazminat tutarının makul sınırlar içinde olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddi gerekmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?