Israrlı takip suçu cezası nedir? Israrlı takip uzlaşmaya tabi mi? | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Israrlı takip suçu cezası nedir? Israrlı takip uzlaşmaya tabi mi?

Israrlı takip suçu cezası nedir?

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 123/A maddesinde düzenlenen “ısrarlı takip suçu”, mağduriyet oluşturabilecek durumların önlenmesi ve herhangi bir kişinin cinsiyetinden bağımsız bir şekilde herhangi bir başkasına karşı işleyebileceği bir suç olarak düzenlenmiştir.

Bu suçun takibinde mağdurun şikayeti esastır. Şikayet hakkının, mağdurun suç ve suçluyu öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde kullanılması gereklidir. Şikayetten vazgeçilmesi durumunda ise, soruşturma aşamasında “kovuşturmaya yer yok” kararı verilirken, kovuşturma aşamasında kamu davası düşer.

Belirttiğiniz gibi, bu suçun zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani, suçun faili daha sonradan öğrenilse bile, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde şikayetçi olunması gerekmektedir.

Son olarak, “ısrarlı takip suçu” uzlaşma prosedürünün uygulanabileceği suçlar kategorisine girmez. Bu nedenle, bu suç bağlamında uzlaşma hükümleri uygulanamaz.

Israrlı Takip Suçunun Unsurları

Israrlı takip suçu hakkında detaylı bir açıklama içeriyor. Bu suç, Türkiye Ceza Kanunu (TCK) m.123/A’ya göre düzenlenmiştir ve bir kişinin, ısrarla başka bir kişiyi fiziken takip etmesi veya ısrarla onunla temas kurmaya çalışması durumlarını kapsar.

Ayrıca, failin hareketlerinin ciddi bir huzursuzluk oluşturması veya mağdurun kendisinin veya yakınlarının güvenliğinden endişe duyması durumunda ısrarlı takip suçu işlendiği kabul edilir. Bu nedenle, suçun zarar suçu olarak sınıflandırılmasının temel sebebi, failin eylemlerinin mağdurda “ciddi bir huzursuzluk” veya “güvenlik endişesi” oluşturmasıdır.

Fiziken Takip Etmek: Failin, ısrarla ve sürekli olarak mağduru fiziken takip etmesi ısrarlı takip suçu oluşturur. Bu takip, mağdurun okula, işyerine, alışverişe gitmesi sırasında veya mağdurun konutunun çevresinde, sokakta yapılan hareketler ile gerçekleşebilir.

Temas Kurmaya Çalışmak: Bu durum, failin fiziki takip dışında bir yöntem kullanarak mağdurla irtibat kurma çabasıdır. Bu durum, haberleşme ve iletişim araçlarını kullanma, bilişim sistemlerini kullanma veya üçüncü kişileri kullanma şeklinde gerçekleşebilir.

İsrarlı takip suçunun unsurları genellikle aşağıdaki gibi sıralanabilir:

İsraarlı Eylemler: Suçun gerçekleşmesi için israrlı eylemlerin gerçekleşmiş olması gerekir. Bu eylemler genellikle mağdurun huzurunu bozan ve rahatsızlık veren eylemlerdir. Bu eylemler fiziken takip etme, iletişim araçlarını kullanarak rahatsız etme, sosyal medya üzerinden rahatsız etme ya da üçüncü kişiler aracılığıyla rahatsız etme şeklinde olabilir.

Mağdurun Rahatsızlığı: İsraarlı takip suçunun unsurlarının gerçekleşmesi için mağdurun rahatsızlığının fail tarafından bilinmesi ve buna rağmen failin rahatsız edici davranışlara devam etmesi gereklidir.

Ciddi Huzursuzluk veya Güvenlik Endişesi: İsraarlı takip suçunun gerçekleşmesi için failin eylemlerinin mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşturması veya mağdurun güvenliği hakkında endişe duymasına neden olması gereklidir.

Kasten İşlenmesi: İsraarlı takip suçunun kasten işlenmesi gereklidir. Yani failin, mağdurla temas kurmak veya kendisini mağdura hissettirmeye çalışmak gibi bir amacı olmalıdır.

Bu unsurların tamamı gerçekleştiği takdirde israrlı takip suçu oluşmuş olacaktır. Ancak, bu unsurların her birinin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek genellikle mahkemelerin takdirine bırakılmıştır.

Israrlı Takip Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 123/A-2)

Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, ısrarlı takip suçu bazı durumlarda nitelikli hale gelerek fail için daha ağır cezaları beraberinde getirir. İlgili maddede belirtildiği üzere, bu nitelikli halleri şunlardır:

Çocuğa veya ayrılık kararı verilen ya da boşandığı eşe karşı işlenmesi: Bu durumda, suçun nitelikli hali söz konusu olur ve fail için daha ağır bir ceza öngörülür. Bu tür durumlarda failin takip etme eylemi, çocuğun veya ayrılık kararı verilen ya da boşandığı eşin psikolojik ve fiziksel güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atabilir.

Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması: Suçun mağdura böylesi ağır etkileri olması, nitelikli takip suçunu oluşturur. Bu durumda, mağdurun günlük yaşamının önemli ölçüde etkilendiği ve kişisel özgürlüğünün kısıtlandığı kabul edilir.

Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi: Eğer fail, hakkında verilmiş olan uzaklaştırma kararına rağmen ısrarlı takipte bulunursa, bu durum suçun nitelikli halini oluşturur. Failin, yasal yükümlülüklere uymaması ve mağdurun güvenliğini tehdit etmeye devam etmesi, suçun ciddiyetini artırır ve daha ağır bir cezayı gerektirir.

Bu nitelikli hallerin belirlenmesi, mağdurları koruma altına almak ve failin eylemlerinin ciddiyetini ölçmek adına önemlidir. Yargı organları bu halleri değerlendirerek, failin cezasını belirler. Her durumda, mağdurun huzuru ve güvenliği kanunlar tarafından korunmaktadır.

Israrlı Takip Suçunun Cezası Nedir?

Israrlı takip suçu, Türkiye Ceza Kanunu (TCK) m.123/A-1’de düzenlenmiştir ve bu suçun temel hali için öngörülen ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, hâkim, belirli durumlarda ve takdir hakkını kullanarak, hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.

Suçun nitelikli hali ise TCK m.123/A-2’de düzenlenmiştir ve bu durumda ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun nitelikli halleri aşağıda belirtilmiştir:

Israrlı takip suçunun çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,

Israrlı takip suçunun mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,

Israrlı takip suçunun hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi.

Nitelikli hallerde, suçun mağdur üzerindeki etkisinin daha ağır olduğu kabul edilir ve bu nedenle bu tür durumlarda daha ağır cezalar öngörülmüştür.

Israrlı Takip Suçu ve İçtima

srarlı takip suçu, özellikle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna benzer. Bununla birlikte, israrlı takip suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun özel bir şekli olduğu için, israrlı takip suçunun işlendiği durumlarda genel suç olarak kabul edilen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayrıca ceza verilemez.

Bununla birlikte, failin israrlı takip suçunu işlemek için yaptığı eylemler başka suçların oluşmasına neden oluyorsa, bu suçlar için de fail ayrıca cezalandırılabilir. Örneğin, tehdit, hakaret, şantaj, kasten yaralama ve cebir suçları israrlı takip suçuna eklenebilecek suçlar arasında yer alabilir.

Örneğin, mağduru defalarca telefonla arayan, mağdurla bir kez görüştükten sonra, mağdurun telefona cevap vermeyerek görüşmeyi reddetmesi üzerine hakaret içerikli onlarca mesaj atan, mesajlarına cevap gelmeyince mağdurun işyerine giderek mağdura “seni öldüreceğim” diyerek tokat atan fail, israrlı takip suçu, hakaret suçu, tehdit suçu ve kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılabilir.

Her durumda, israrlı takip suçuyla ilgili olarak her bir olayın belirli koşulları, bu suçun ne ölçüde ve hangi suçlarla birlikte işlendiğini belirler. Hakim veya mahkeme, bu faktörlere dayanarak, faili uygun şekilde cezalandırır.

Israrlı Takip Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), Türk Ceza Hukuku’nda bir muhakeme hukuku kurumudur. Bu durum, bir mahkemenin, sanığın belli koşullar altında iyi davranış göstermesi halinde, suçla ilgili kararını açıklamayı geri bırakmasını ifade eder. Bu süre zarfında, eğer sanık başka bir suç işlemez ve hukuka uygun davranışlar sergilerse, suçla ilgili dava düşer ve sanık hakkında hiçbir cezai kayıt oluşmaz.

Israrlı takip suçu için de hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanabilir. Ancak, bir davanın HAGB ile sonuçlandırılabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bu koşullar genellikle aşağıdakileri içerir:

Suçun hafif bir suç olması: HAGB genellikle hafif suçlar için uygulanabilir. Israrlı takip suçu, genellikle hafif bir suç olarak kabul edilir.

Sanığın geçmişi: Sanığın suç geçmişi olmaması ve suç işlemeyeceklerine dair güvenilir bir inanç bulunması, HAGB’nin uygulanabilmesi için önemli bir faktördür.

Zararın giderilmesi: Suçun mağdura maddi bir zarar vermesi durumunda, zararın giderilmiş olması genellikle HAGB’nin uygulanabilmesi için önemli bir koşuldur. Ancak, israrlı takip suçunda genellikle maddi bir zarar söz konusu olmadığından, bu koşul aranmayabilir.

Sonuç olarak, israrlı takip suçu için hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanabilir. Ancak bu, mahkemenin sanığın durumunu, suçun ağırlığını ve sanığın geçmişini göz önünde bulundurarak karar vereceği bir durumdur.

Israrlı Takip Suçu Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezasına çevirme ve cezanın ertelenmesi hükümlerine başvurulabilmesi için bazı koşulların oluşması gerekmektedir.

Adli para cezasına çevirme, Türk Ceza Kanunu’nun 50/A maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, üç yıldan az hapis cezasına çarptırılan kişi hakkında mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bırakmayı ya da hükmolunan cezayı adli para cezasına çevirebilir. Ancak bu durumda, suçun işlenmesinden, failin kişilik özelliklerinden ve gelecekte suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşturulmasından kaynaklanan sebepler bulunmalıdır.

Cezanın ertelenmesi ise, Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, iki yıldan az hapis cezasına çarptırılan kişinin cezası, suçun niteliği ve failin kişilik özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle ertelenebilir. Ancak cezanın ertelenebilmesi için, failin gelecekte suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluşturulmalıdır.

Her iki durumda da, hükmün uygulanmasında mahkemenin takdir yetkisi bulunmaktadır. Yani, adli para cezasına çevirme veya cezanın ertelenmesi kararı, mahkeme tarafından, somut olayın ve sanığın koşullarına göre verilir. Bu tür kararları mahkeme, tüm delilleri ve sanığın kişilik özelliklerini değerlendirerek verir. Mahkeme, sanığın suç işlemeyeceği hususunda kanaat getiremezse, hapis cezasını adli para cezasına çeviremez veya hapis cezasını erteleyemez.

30 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp