Kıymet Takdirine İtiraz Davası konusunda, Kıymet takdirine itiraz davası genellikle haczedilmiş malın satışında söz konusu olmaktadır.
Ortaklığın giderilmesi ve İcra takiplerinde borçluya ait gayrimenkul satış işlemi yapılırken belirlenen kıymet takdirine itiraz davası açmak mümkün olmakla birlikte kıymet takdirine itiraz hacizli malın satışından önce belirlenen fiyata karşı yapılmaktadır.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası
Kıymet takdiri haczedilmiş mal hakkında deneyim sahibi ve ehil kimseler tarafından belirlenmekte bu bedelin altında hacizli malın satışı mümkün olmamaktadır.
Kıymet takdirine itiraz davası icra takibinin taraflarınca süresi içinde yapılmalıdır. Kıymet takdirinde bedele karşı itiraz davası açılabileceği gibi bilirkişi olarak belirlenen kişinin aleyhine de kıymet takdiri konusunda itiraz edilebilmektedir.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası Nasıl Açılır?
Haczedilen taşınır ve taşınmaz mallar satılmadan önce bu mallar hakkında deneyim sahibi kimselere kıymet takdirinin yapılması zorunludur.
Bu kıymet takdirinin altında malların satışı icra satışlarında mümkün olmamaktadır. Kıymet takdirine ilişkin evraklar borçluya, alacaklıya ve icra takibinde ilgili kişilere tebliğ edilmektedir. Bu tebliğ işleminden 7 gün içinde kıymet takdirine veya taşınmazlarda bilirkişi aleyhine itiraz edilebilecektir.
Kıymet takdiri yapılmasında şayet bilirkişiye yönelik bir itiraz söz konusuysa kıymet takdirinin bildirilmesinden itibaren 3 gün içinde dava açılması gerekmektedir. Kıymet takdirine itiraz dilekçesi haciz işlemi yapan icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılmaktadır.
Kıymet Takdirinde İtiraz Davası Yetkili ve Görevli Mahkeme
Dava açılacak olan mahkemelerin yetkili ve görevli olup olmadığı konusu yetki tartışması yapılabileceğinden dava açılacak olan mahkemenin bilinmesi önemlidir.
Kıymet takdirine itiraz yetkili mahkeme haciz işleminin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesidir. İcra hukuk mahkemesine dava dilekçesinin sunulması ve dava açılış masraflarının yatırılmasıyla kıymet takdirine itiraz davası açılmış olur.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası Satışı Durdurur Mu?
Kıymet takdirine itiraz satışı durdurur mu sorusu kıymet takdirine itiraz davalarında oldukça merak edilmektedir. Kıymet takdiri, haczedilen taşınır veya taşınmaz malların en az ne kadara satılabileceğinin belirlendiği bilirkişi raporlarıdır.
Bu sebeple satış işleminin devamının sağlanması haczedilen mallar üzerinde hakkı olanların hakkının ihlaline neden olacağından kıymet takdirine itiraz icra takibinde satışı durdurmaktadır. Kıymet takdirine itiraz halinde kararın kesinleşmesinden itibaren 2 yıl içinde aynı konuda kıymet takdirine itiraz davası açılamamaktadır.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası
Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki tetkik merciinde şikayette bulunabilirler.
Sulh hukuk mahkemesince verilen ortaklığın giderilmesi kararına dayalı olarak yapılacak satışa ilişkin olarak yapılan kıymet takdirine itiraz ve şikayetler ortaklığın giderilmesi kararını veren sulh hukuk mahkemesine yapılmalıdır.
Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir.
Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez.
Kıymet takdirine ilişkin şikayet yetkisiz tetkik merciine yapılırsa, tetkik mercii evrak üzerinde inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde yetkisizlik kararı verir.
İcra tetkik merciinin verdiği kararlar kesindir. Kıymet Takdirine İtiraz Davasında verilen kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığından bu kararın ihalenin feshi aşamasında değerlendirilmesi gerekir.
Kıymet takdirine itirazın incelenmeksizin reddedilmesi ihalenin feshi nedenidir. Kıymet takdiri ile satış tarihi arasında iki yıllık sürenin geçirilmiş olması halinde borçlu talep etmese dahi İcra Dairesince yöntemince bir kıymet takdiri yapılarak, bu değer esas alınıp, satışa gidilmesi gerekir.
Borçlunun evvelki kıymet takdirine itiraz etmemiş olması bu sonuca etkili değildir. İflas yoluyla takipte deftere geçirilen her malın kıymeti takdir olunur. Kıymet Takdirine İtiraz Kıymet Takdirine İtiraz Süresi
Kıymet Takdirine İtiraz Davası – Yargıtay Kararı
ÖZET: Alacaklının mercie başvurusu İİK’nun maddesi doğrultusunda icra müdürlüğünce yapılan ihalenin feshine ilişkindir. Sonradan icra müdürlüğünce ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle ihalenin feshedilmesi yasa maddelerindeki fesihler ayrı sonuçlar doğuracağından,
İİK’nun maddesi doğrultusunda ileri sürülen ihalenin feshi nedenlerinin incelenmesine engel teşkil etmez. Mercice işin esasının incelenmesi gerekirken davanın konusu kalmadığından bahisle sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Makalede Kıymet Takdirine İtiraz Davası konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İcra Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
Kıymet Takdirine Usulsüz Tebligat
ÖZET: İİK’nun maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin ilgililere tebliği zorunludur. Tebligatlar Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılmadığından ve bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan,
Mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar vermek gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası – İstinaf Örnek Karar
Şikayetçi üçüncü kişi vekili mahkemeye sunduğu şikayet dilekçesinde; müvekkilininisimli kişiden alacaklı olması sebebiyle, İİK.’nın 120.maddesi uyarınca 13.04.2016 tarihinde yetki aldığını, yetki uyarınca İstanbul 6.İcra Müdürlüğündeki dosyaların takibine başlandığını, dosyaların tarafı ve alacaklısı olduğunu, bu dosyalarda alacaklı sıfatı ile işlemler yapıldığını,
Dosyalarda hacizli bulunan .. ili, Tepebaşı İlçesi, Aşağısöğütönü Mahallesi, 121 ada, 2 parselde yer alan 6 no.lu meskenin satışının istendiğini, kıymet takdirinin yapıldığını, kıymet takdir raporunun tebliğe çıkarıldığını, İİK.’nın 100.maddesi gereğince taşınmaz üzerinde haczi ve ipoteği bulunan dosyalardan ve ilgililerden bilgi istendiğini,
Bu arada söz konusu taşınmazın ihalesi yapılmak suretiylesatıldığını, ihaleden 13.10.2016 tarihinde haberdar olduklarını, taşınmazın kıymet takdiri ile satış ilanının taraflarına tebliğ edilmediğini, satışı yapılan gayrimenkulün piyasa değerinin2.000.000,00 TL olduğunu, değerinin altında bir bedelle satışı yapıldığını,
Müvekkiline ve icra dosyalarına ihale ile ilgili bilgi verilmesi halinde gayrimenkulün ihalede değerinde satılmasının mümkün olabileceğini belirterek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; alacaklı S. G.’e kıymet takdir tutanakları ile satış ilanının usulüne uygun olarak gönderildiğini, davacı vekilinin kendilerine tebligat gönderilmediği yönündeki beyanlarının kabul edilemeyeceğini,
Taraflarınca gayrimenkule haciz uygulayan icra dosyasının vekillerine tebligatın yapıldığını, yetki belgesi ileilgili icra dosyasını takip eden diğer alacaklının dosyayı takip etmekle yükümlü olduğunu,
Satış ilanının yüksek trajlı ve Türkiye genelinde yayın yapan bir gazetede yayınlandığını, ihaleye iştirakin sağlanmaya çalışıldığını, ihalenin feshi davasında gayrimenkulün kıymeti ile ilgili itirazların incelenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen hususlara ilişkin davacı tarafça asıl icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinde şikayet nitelikli bir dava açılmadığı, bu hususların daha sonra ihalenin feshi olarak ileri sürülemeyeceği,
Talimat icra dairesince yapılan ihalenin asıl icra dairesinin talimatlarına uygun olduğu gerekçesi ile “Davacının ihalenin feshi talebinin reddine, koşulları oluşmadığından davacı aleyhine ceza takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Şikayetçi üçüncü kişi vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesini tekrarlamış, satış işlemlerine başlandığına dair kendilerineherhangi bir bildirim yapılmadığını,
Satışa ilişkin hiçbir tebligatın gönderilmediğini, herhangi bir bilgi verilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
İHALENİN FESHİ DAVASI – ŞİKAYETİN YASAL SÜRE İÇERİSİNDE YAPILDIĞI – ŞİKAYETİN KABULÜ İLE İHALENİN FESHİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ. ŞİKAYETÇİ ÜÇÜNCÜ KİŞİ VEKİLİNİN İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN KABULÜNE KARAR VERİLDİĞİ.
ÖZET: Şikayetçinin İİK.’nın …maddesi gereğince takip alacaklısının sahip olduğu takip ve tahsil haklarını kullanabileceği, İİK.’nın ….maddesinde belirtilen kişilerden olduğu, aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, ihalenin feshini talep edebileceği, şikayetin yasal süre içerisinde yapıldığı, şikayetçiye satış ilanı tebliğ edilmemesinin İİK.’nın … maddesine aykırılık oluşturduğu,
Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu anlaşıldığından şikayetçi üçüncü kişi vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Şikayetçi üçüncü kişi vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmiştir.
BU KONULARDA FAYDALI OLABİLİR
- İcra Hukuku
- İş Hukuku
- İcra Takibi Nasıl Yapılır
- İcra Takibine İtiraz
Ankara Avukat Buradan Anlaşmalı Boşanma ile ilgili konumuzu okuyabilirsiniz.
Kıymet Takdirine İtiraz Davası | Sıkça Sorulan Sorular
İHALENİN FESHİ DAVASI – HAZIRLANAN KIYMET TAKDİR RAPORUNA BORÇLUNUN İTİRAZLARININ MAHKEMECE DİKKATE ALINMADIĞI. TAŞINMAZIN VASFI DA GÖZETİLEREK İTİRAZLAR DENETLENEREK YENİDEN RAPOR ALINMASI LÜZUMU.
ÖZET: Hazırlanan kıymet takdir raporuna borçlu tarafından itiraz edilmiş ise de mahkemece itiraz dikkate alınmamıştır. Bu durumda mahkemece, taşınmazın vasfı da gözetilerek; gayrimenkul değerleme konusundan anlayan mahalli bilirkişi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi ve makine mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak,
Taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken,
Eksik inceleme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Dairemizce, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken maddi hataya müsteniden onandığı anlaşılmakla adı geçen borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
İHALENİN FESHİ DAVASI – İHALE BEDELİNİN MUHAMMEN BEDELİN YÜZDE ELLİSİ İLE PARAYA ÇEVİRME MASRAFLARINI KARŞILADIĞI. DAVACININ İDDİALARI YERİNDE GÖRÜLMEDİĞİNDEN MAHKEMECE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİNDE BİR İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI.
ÖZET: Taşınmazın satışı esnasında pey sürenlere ait tutanak dosyada mevcuttur. Tutanakta her ne kadar taşınmazın ada ve parsel numarası hatalı belirtilmiş ise de, icra dosya numarasının doğru olduğu ve icra dosyasından başka bir taşınmazın satışı yapılmadığı dikkate alındığında tutanağın ihale konusu taşınmaza ait olduğunun kabulü gerekir.
Davacıya kıymet takdiri raporu ve ek raporu tebliğ edilmiştir. Ayrıca satış ilamının tebliğ edilmediği yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Kıymet takdir raporu ve ek raporunun tebliğ edilmediği kabul edilse dahi satış ilanının tebliği ile kıymet takdiri raporundan haberdar olacağından bu işlemlere karşı süresinde şikayet yoluna başvurmamıştır.
Kıymet takdirine karşı süresinde şikayet yoluna başvurmayan ilgili bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri süremeyecektir. Satış ilanında taşınmazın tüm özellikleri belirtilmiştir. Davacının kendisi dışındaki ilgililere satış ilanının ve kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediğini fesih nedeni olarak ileri sürme hakkı bulunmamaktadır.
Satış ilanı trajı 50.000 üzerinde bir gazetede yayınlanmıştır. Taşınmazın muhammen bedeli … TL olarak belirlenmiş olup, satışın … TL üzerinden yapıldığı dikkate alındığında İİK’nun ilgili maddesinde belirtilen şartların oluştuğu, ihale bedelinin muhammen bedelin %50’si ile paraya çevirme masraflarını karşıladığı açıktır.
Bu nedenlerle davacının iddiaları yerinde görülmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?