Yargıtay’dan Kreşten firar eden çocuğun ailesine tazminat kararı. Arkadaşlarıyla beraber bahçede oyun oynadığı esnada; kreşin demir parmaklıklarından kaçan 3 yaşında olan çocuk, aradan geçen sürenin sonrasında parkta bulunan bir bankın üzerinde uyudu.
Mahalle muhtarı tarafından bulunan çocuk polis karakoluna götürüldü. Büyük bir şok yaşayan aile, kreşle ilgili tazminat davası açma kararı aldı.
Kreşten firar eden çocuğun ailesine tazminat kararı
Arkadaşlarıyla beraber bahçede oyun oynadığı esnada kreşin demir parmaklarının arasından firar eden 3 yaşındaki küçük çocuk, aradan geçen sürenin sonrasında parkta bir bank üzerinde uyudu. Mahalle muhtarı tarafından bulunan çocuk hemen polis karakoluna götürüldü. Polisin aramasıyla birlikte büyük bir şok yaşayan aile, kreşle ilgili tazminat davası açtı.
Çalıştıklarından dolayı 3 yaşındaki çocuklarına bakamayan ve bu sebepten dolayı evlerinin yanında bulunan kreşe veren genç çift, polisin arayıp, çocuklarının karakolda olduğunu söylemesiyle büyük bir şok yaşadı. Arkadaşlarıyla beraber kreşin bahçesinde oyun oynayan çocuk, demir parmaklıkların arasından çıktı ve ardından kreşten kaçtı.
Aradan geçen bir süre sonra mahalle muhtarı, bank üzerinde uyuya kalan çocuğu polis karakoluna götürerek ekiplere teslim etti. Polis merkezine davet edilen çocuğun ailesi, meydana gelen skandal olay sonucunda sarsıldılar.
Kreşe emanet ettikleri çocuğun kaçmasında, kreş ihmali olduğunu ifade eden çift, konuyu yargıya taşıyarak kreşle ilgili tazminat davası açtı. Kaçma olayıyla ilgili soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcılığı ise, konunun kovuşturmaya gerek olmayan bir konu olduğunu ifade ederek soruşturma talebini kabul etmedi. Bu kez aile, kreş yetkilileri ile ilgili manevi tazminat davası açtı.
Henüz 3 yaşında olan küçük çocuğun kreş yetkililerinin ilgisizliği sebebiyle hayati tehlike geçirdiğini söyleyen tedirgin anne – baba; çocuklarını kreşte sanarlarken karakoldan gelen telefonla sarsıldıklarını, tek başına parkta olduğunu öğrenince daha da şok yaşadıklarını, kreş yetkililerinin kendisine böyle bir bildirimde bulunmadığını, kreş yetkililerine emanet edilen çocuğun nerede olduğunun bilinmemesinin büyük bir sorumsuzluk olduğunu iddia etti. Ebeveyn, manen sıkıntı yaşadıklarını ve zor günler geçirdiklerini aktararak; her biri için 10.000 TL’nin olay tarihi itibarıyla işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep etti.
Davalı olan kreş yetkilileri ise, olay günü çocuğun öğretmenlerinin gözetiminde kreşin bahçesinde oyun saati içerisinde oyun oynarken, demir parmaklıklarla çevrilmiş olan kapıdan kafasını sokarak bahçenin dışına çıktığını belirtti.
Yetkililer, ilgili öğretmenin bunu hemen fark ettiğini ve kreş kameralarını inceleme altına alarak çocuğun kapıdan çıkarak parka doğru gittiğini tespit ettiğini, ailesini arayarak haber vereceğini fakat ailesinin aramalara yanıt vermediğini, babasının da telefonunun direkt kapalı olduğunu, bu sırada kreş öğretmenleriyle birlikte çocuğu çevrede aradıkları esnada çocuğun polis merkezinde olduğuna dair haber aldıklarını, davacıların olayı farklı yönlere çekerek gerçek dışı iddialar ortaya attıklarını söyledi.
Yetkililer, çocuğun bina içerisinden koşarak ayrıldığını ve korkuluk demirlerin arasından geçtiğini; olayın sadece 1 dakika içerisinde yaşandığını ve çocuğun hemen 30 metre mesafede yer alan parkta bulunduğunu iddia ederek davanın reddi talebinde bulundu.
Mahkeme de, davanın reddine karar verdi. Davacı anne – baba hukuk mücadelesini bırakmadan devam ettirerek kararın temyiz edilmesini talep etti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi; kreşten çocuğun kaçmasından sorumlu olan kişinin öğretmen olduğunu söyledi.
Bu vesileyle tazminat ödemesi yapılmasına karar verildiği belirtildi.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?