Mirastan Kaçırılan Gayrimenkulün Bulunmasında İzlenmesi Gereken Yollar
Bir yasal mirasçının, miras payının muris tarafından kaçırıldığı durumlarda ne yapması gerekmektedir? Hukuki bir uygulama olarak TAKBİS dışında yasal mirasçı, miras payının gasp edilmesini öğrendikten sonra isterse gayrimenkullerin bulunduğu ildeki belediyelere veya bazı durumlarda gerektirdiği gibi vergi dairelerine başvuruda bulunarak bu sorunun üstesinden gelebilmektedir.
Gayrimenkullerde 1986 yılından günümüze “bina vergisi” adı altında belediyeler tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen bir uygulama söz konusudur. Bu durumdan hareketle mirastan mal kaçırılmasından mağdur olan yasal mirasçıların, murislerinin yani yasal mirasçılarının geçmişte gayrimenkulü olduğunu tahmin ettikleri illerde yetkili belediyelere başvurmaları gerekmektedir.
Başvuru esnasında hak sahiplerinin, yetkili mahkemeden aldıkları veraset ilamlarını yanında bulundurmaları önem teşkil etmektedir. Bu sayede söz konusu mirastan kaçırılan gayrimenkullerin bulundukları ilde yetkili belediyelerde gayrimenkuller hakkında geçmişe yönelik sorgulama yaptırabilirler.
Dolayısıyla da belediyeler aracılığıyla geçmişte miras bırakanın vergisini ödediği gayrimenkulün ada, pafta ve parsel bilgilerini öğrenebilme imkanına sahiptirler.
Belediyelerden aldıkları ada, pafta ve parsel bilgileri ile bu bilgilerin işaret ettiği gayrimenkulün geçmiş dönemde hangi tarihte ve hangi bedelle kime satıldığını kolaylıkla tespit ettirebilirler.
Bu yöntem oldukça başarılı ve uygulaması kolay bir yöntem gibi görülse de ne yazık ki belediyenin yetki alanları dışındaki gayrimenkuller için bir çözüm oluşturmamaktadır.
Bunun yanında gayrimenkulün ada, pafta ve parsel bilgilerinin tespitinde esas alınarak kullanılan bina vergisi 1986 yılından önce söz konusu değildi. Bu sebeple bu tarihten önceli sorgulamalar için belediyeler yerine vergi dairelerine başvuruda bulunulması gerekmektedir. Öte yandan vergi dairelerinde de eski kayıtlar, atık kağıt olarak geri dönüşüme verilmektedir.
Tereke Tespit Davası
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer alan hükümlere göre yasal mirasçı tek başına sulh hukuk mahkemesine başvuruda bulunarak miras bırakanın terekesinde yer alan taşınır veya taşınmaz malların tümünü tespit ettirebilme ve koruma altına alabilme hakkına sahiptir.
Yetkili mahkeme bu tür başvurularda, mirasçının talep ettiği makamlara müzekkere belgesi düzenleyerek terekeye dahil edilmeyen tüm malvarlığının tespit edilmesinde etkin rol üstlenmektedir. Fakat mahkemelerin genel olarak yapacağı iş yukarıda özetlediğimiz gayrimenkul sorgulama işlemiyle temelde aynıdır.
Dolayısıyla yukarıda sürecin bir nevi mahkeme ilamına dayanan bir versiyonudur. Bu nedenle tereke tespit davası açmak söz konusu gayrimenkullerin tespit ettirilmesi için şart görülmemektedir.
Tapu sicil müdürlüklerine müracaat ederek gayrimenkullerin eski malikleri arasında miras bırakanın ismini aramak da bir diğer yöntemdir. Bu işin tapu kütük defterlerinin incelenmesi ile icra edilmesi sebebiyle yalnızca avukata vekalet vererek yaptırılabilen bir işlemdir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?