Muris Muvazaası Hakkında Merak Edilen Sorular – Miras Avukat ve Danışma | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Muris Muvazaası Hakkında Merak Edilen Sorular – Miras Avukat ve Danışma

Muris Muvazaası Hakkında Merak Edilen Sorular

Muris Muvazaası Hakkında Merak Edilen Sorular – Miras Avukat ve Danışma konuları sıkça sorulan sorular.

Muris Muvazaası Hakkında Merak Edilen Sorular – Miras Avukat ve Danışma Soru ve Cevaplar

Soru: Muris Muvazaası Ne Demek

Muris muvazaası tanımı kişinin mirasçısını mirasından yoksun bırakmak adına yaptığı bir sözleşmedir. Bu sözleşme karşılıksız kazandırmaları satış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak gösterme şeklinde tanımlanabilir.

Mirastan mal kaçırma yanı muris muvazaası davaları birçok farklı dava türünü bünyesinde barındırmakta olan oldukça öneli miras hukuku davalarıdır.

Vefat eden bir kişinin mal varlığı kanunda belirlendiği şekilde geride kalarak miras almaya hak kazanan mirasçıları arasında belirlenen oranlarda paylaşılmaktadır. Muris muvazaası uygulamasında ise kişi vefat etmeden önce malvarlığını mirasçılarından bir tanesine satış göstererek diğer mirasçıları mirasından mahrum bırakmayı amaçlar.

Muris muvazaası Davası Kimler Tarafından Açılabilir?

Miras hakkından mahrum bırakılan her kişinin hak sahibi olsun ya da olmasın dava açma ve her türlü delil ile ispatlama hakkı bulunur. Muris muvazaası davasını açamayan kişiler şunlardır;

  • Mirası reddeden kişiler,
  • Miras hakkından feragat eden kişiler,
  • Mirastan çıkarılan kişiler olmaktadır.

Muris Muvazaası zamanaşımı süresi bulunmaz. Dava miras bırakan kişinin vefatının ardından her zaman açılabilir.

Soru: Muris Muvazaası Hangi Maddeye Dayanılarak Açılır?

Muris muvazaası davası açmak, bir kimsenin bir kimseyi mirastan olan hakkından yoksun bırakmak amacıyla mümkün olmaktadır. Tapu iptali ya da tescili gibi birçok dava türünü barındıran miras hukuku davalarından biri olan muris muvazaası davasının açılabilmesi için ortada bir miras olması gerekmektedir.

Birinin vefatı ile onun mirası kanunlara göre yasal mirasçılarına kalmaktadır. Fakat bir kişinin mirasçısını mirastan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı sözleşmeleri göstermesi muris muvazaası olarak tanımlanmaktadır.

Kişi ölmeden önce malvarlığını mirasçılarından bir tanesine satmış gibi gösterir ise diğer mirasçıları mirastan yoksun bırakmaktadır. Bu eylem diğer mirasçıları mirastan mahrum bırakmak için gerçekleştirilmektedir. Bu dava için görevli olan mahkeme Hukuk Mahkemeleridir.

Muris Muvazaası Davası Nerede Açılır?

Hukuk muhakemesi Kanunu 2/1 maddesinde yer alan hükümlere göre muris muvazaası davalarında görev ve yetkili olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Dava konusu taşınmaz mal varlığı ise Hukuk Muhakemesi Kanunu 12/1 maddesi gereğince taşınmaz mal varlığının bulunduğu yerdeki asriye hukuk mahkemeleri davalarda görev ve yetkiye sahip olmaktadır.

Soru: Muris Muvazaası Kime Karşı Açılır

Muris muvazaası davası açılabilecek ve açılamayacak kişilerin hangi şartlarda dava hakkına sahip olup olmadığını belirleyen kurallar bulunur. Muris muvazaası tapu iptal ve tescil davalarında mirasçı kişiler davacı olabilmektedir. Bu davaları açabilecek mirasçı kişiler şunlardır;

  • Yasal mirasçı olan kişiler,
  • Atanmış mirasçılar ve
  • Evlatlıklar ve alt soyları olmaktadır.

Muris muvazaası davasını mirasçı tek başına açabilme hakkına sahiptir. Ayrıca mirasçı diğer mirasçılar varsa onlarla birlikte dava açabilmektedir.
Muris Muvazaası Davasını Açamayacak Kişiler

Muris muvazaası tapu iptal ve tescil davalarını açamayacak olan kişiler dava haklarını yitirmiş olurlar. Muris muvazaası dava hakkını kaybeden kişiler şunlardır;

  • Kişilerin reddi mirasları varsa dava açma hakları kalmaz.
  • Kişiler miras haklarından sözleşme ile feragat etmişlerse dava açma hakları kalmaz.
  • Kişiler mirastan çıkarılmışlarsa dava açma hakları kalmaz.

Davaların kimlere karşı açılacağı noktasında ise davalı sıfatı önem kazanmaktadır. Bu davalarda davalının taşınmazı mirası bırakandan devralmış kişi olması gerekir. bu kişinin vefat etmiş olması durumunda ise aynı dava taşınmazı devralan 3. Kişilere açılır.

Soru: Muris Muvazaası Hangi Mahkemede Açılır?

Miras muvazaası dava mahkemesi, dava sebebi tapu iptali ve tescili ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.  Sulh Hukuk Mahkemesinin baktığı davalar ise;

  • Terekenin tespiti,
  • Terekeye mümessil tayini,
  • Tereke defteri tutulması,
  • Vasiyetnamenin açılması davalarıdır.

Miras davaları belirtildiği üzere davanın türüne göre açılmaktadır. Miras davası açarken davacıların dikkat etmeleri gereken en önemli husus dava masraf tutarlarını ne kadar olduğudur.

Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından bakılan miras tapu iptal davalarında dava masrafları taşınmazın değerine göre belirlenmekte ve değeri yüksek olan taşınmaz gayrimenkulleri için açılan davalarda dava masrafları yüksek çıkmaktadır. Sulh Hukuk mahkemelerinde açılan miras sebebi ortaklığın giderilmesi davalarında taşınmazın değeri ön planda olmaz. Dava sebebi gayrimenkulün değerinin ne kadar olduğuna bakılmaksızın dava masrafları maktu olur.

Miras Açılması Davalarında Süre Nedir?

Miras davası süresi mirasçı sayısı ve dava çeşidine göre farklı olmaktadır. Mirasçılar arasındaki zaruri ortaklık durumlarında bütün mirasçıların davaya dahil edilmesi şarttır.

Bu davalarda dava dilekçe tebliğleri belirli süreler almakta ve tebligatların doğru yapılması aylarca sürebilmektedir. Bazı durumlarda miras davaları hazırlık süresi aylarca sürer ve miras davaları uzun süreli davalar olmaktadır.

Soru: Muris Muvazaası Ne Kadar Sürer

 Muris muvazaası dava süreleri açılan davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Dava sürecine etki edecek hususlar şunlardır;

  • Davanın açılmış olduğu adliye,
  • Davada dinlenecek tanıkların sayısı,
  • Dava konusu olan taşınmaz malların sayısıdır.

Belirtilen hususlar Muris Muvazaası davasını etkileyen konular olmakla birlikte miras davasının temyiz denilen Yargıtay sürecinin davaya dahil edilmesi ile en az 1 ile 2 yıl arasında sonuçlanacağı söylenebilir.

Davayı açan kişilerin bir ya da iki yılda dava sonucuna ulaşılacağı beklentisine girmemeleri doğru olacaktır. Uygulanan davaların altı yıl süreye kadar uzadığı bilinmektedir.

Muris Muvazaası Davalarında Zaman Sınırlaması Bulunur mu?

Muris muvazaası davalarının açılacağı yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Muris muvazaası davaları miras bırakan kişinin vefatının ardından zamanaşımı olmadan her zaman açılabilmektedir. 

Miras davası aşamaları ve dava süresinin takibi dava açan kişiler için oldukça önemli ve sabır isteyen süreçlerdir. Muris muvazaası davalarını açma hakkına mirası reddeden, feragat eden ya da mirastan çıkarılan kişiler haricindeki kişiler sahiptir. Zamanaşımı söz konusu olmayan davalar miras bırakan kişinin vefatı ardından her zaman açılabilir.

Soru: Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tazminat Talebi Örnek Yargı Kararı

Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Miras Payı Oranında Tazminat Davası

İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülen davada, yerel mahkemenin almış olduğu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ardından devreye İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi girmiştir. Yüksek Mahkeme’nin söz konusu davaya ilişkin gerekçeli sonuç kararı aşağıdaki gibidir.

Davacı Vekilinin İddiaları

Davacı vekili yetkili yerel mahkemeye sunduğu dilekçede, kardeş olan davacı ile davalının annesinin dava dosyasında belirtilen tarihte vefat ettiğini, davaya konu olan 1744 sayılı parseldeki taşınmazın tamamını davalı oğluna temlik ettiğini, davacı müvekkilinin bu durumu ise murisin ölümünden sonra öğrendiğini ve söz konusu taşınmazın temliki tasarrufun terekeden mal kaçırma maksadıyla yapıldığını iddia etmiştir. Müvekkili davacının, yasal olarak belirlenen sürede miras payı oranında taşınmazın tapu kaydının iptali ve tapunun davacı adına tescili için dava hazırlıklarına başladığı sırada davalının söz konusu taşınmazı 3. şahsa devir ve temlik ettiğini ileri sürerek, taşınmazın 3. şahsa satılmasının ardından miras hakkından yararlanamaması sebebiyle ortaya çıkan zararın giderilmesini talep etmiştir.

Davalı Vekilinin Savunmaları

Davalı vekilinin yasal süre içinde yetkili ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu dilekçede, öncelikle zamanaşımının dolması sebebiyle itirazda bulunduklarını, davaya konu olan taşınmazın belirtilen tarihlerde davalı müvekkiline annesi tarafından satıldığını ve satışın üzerinden 34 yıl gibi bir zaman geçtiğini ifade etmiştir. Dolayısıyla satışın gerçekleştiği tarihten 34 yıl sonra açılan bu davanın zamanaşımı sebebiyle dinlenilme imkanı bulunmadığı belirtilerek davanın reddinin gerektiği öne sürülmüştür.

Bununla birlikte davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu dilekçede, ölüme bağlı olarak tasarrufun iptalini mi yoksa saklı payının ihlali sebebiyle tenkis hükümlerine mi dayanarak maddi tazminat talep edildiğinin anlaşılmadığı vurgulanmıştır. Eğer davada istenilen maddi tazminatın, ölüme bağlı tasarrufun iptali hükümlerine dayandırılıyorsa, TMK 557 vd. maddelerinde açık bir şekilde belirtildiği üzere iddiaları değerlendirmek gerektiğinin altı çizilmiştir. Öte yandan davacı vekili davaya ilişkin tazminat talebini saklı payın ihlali nedeniyle tenkis hükümlerine dayandırıyorsa, TMK’nın 560 vd. hükümlerine göre iddiaları değerlendirmek gerektiği ifade edilerek davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı

İlk derece mahkemesi tarafına yapılan başvuruda davacı ve davalının kardeş oldukları, muris annelerinin davaya konu olan şehirde ve konumda 1774 parselde bulunan, içinde bahçeli ve tek katlı evin bulunduğu taşınmazın terekeden mal kaçırmak amacıyla davalıya devir edildiği gerekçesi gösterilerek tapu iptali ve tescil davası açılacağı sırada taşınmazın 3. kişiye satılması nedeniyle tazminat davası açıldığı sabittir.

Taşınmazın tapu kaydında işlemin üzerinden yaklaşık 35 yıl geçmiş olduğu, bu defa taşınmazın 3. kişiye satılmasından dolayı davalı kardeşinden alacak talebinden bulunmuş ise de TBK’nun 146. maddesinde “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmüne göre, satış işleminin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; TMK 591, 559 maddelerinde yer alan hükümlere göre, ölüme bağlı tasarruflara ilişkin açılan davalarda zamanaşımı mevcut olmadığı, bu nedenle davanın açılabilmesi yönünde hakkın bulunduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin almış olduğu kararın hukuka aykırı olması sebebiyle kaldırılarak yargılamanın yeniden yapılması istenmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gerekçeli Sonuç Kararı

HMK’nın 29. ve 33. maddelerinde yer alan hükümlere göre, olayları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak olan kanun hükmünü bulup tatbik etmek hakimin yükümlülüğündedir, denilmiştir. Somut olayda, davadaki isteğin miras bırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirildiği tasarrufun iptali hakkında olmayıp, hukuki zeminini Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde yer alan İçtihadi Birleştirme Kararından dayanak aldığı, muris muvazaası nedeni kapsamın olduğuna dikkat çekilmiştir.

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenilebileceği gibi, tazminat da talep edilebilmektedir. Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında kural olarak herhangi bir zamanaşımı hükmü bulunmamaktadır. Bununla birlikte hak düşürücü bir süre dikkate alınmadan tazminat davaları her zaman açılabilmektedir. Dava hakkı miras bırakanın ölümü ile doğmaktadır.

Bu gerekçelerin akabinde ilk derece mahkemesinin almış olduğu davanın reddi kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Davanın yeniden görülmesine ve yargılamanın iadesine oy birliği ile karar verilmiştir.

269 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp