Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir, Nasıl Kurulur?
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir, Nasıl Kurulur? | Bilindiği gibi, Türk Borçlar Kanunu’nun 1.maddesi uyarınca bir sözleşmenin geçerlilik arz edebilmesi için taşıması gereken ilk şart, tanımından ileri gelir. Yani, bir sözleşme, karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarının yapılmasıyla kurulur.
Buradan yapılacak çıkarımla, bir sözleşmenin mutlaka yazılı şekilde kurulmasının bir zorunluluk olmadığı, sözlü sözleşmelerin de kurulmasının mümkün olduğu gibi bir sonuca varmak pekâlâ mümkündür.
Türk hukukunda sözleşmeler, kural olarak bir şekil esasıyla bağlı tutulmamıştır. Ancak bazı sözleşmeler, tarafların menfaati gereği zorunlu olarak şekle bağlı tutulmuştur. Bunlardan biri, yazımızda da değineceğimiz “miras hukuku sözleşmeleridir. Bu sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, resmi bir şekille; noter huzurunda düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Bunun yanı sıra, bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için, tarafların irade açıklamalarına ve HUKUKİ HER TÜRLÜ DÜZENLEMEYE uygun olması gerekmektedir. Eğer; hukuka, ahlaka, dürüstlük kurallarına aykırı bir sözleşme kurulmuşsa, bu sözleşme kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi tutularak geçerli olmaktan men edilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, yukarıda belirttiğimiz genel kurallar göz önüne alındığında, insani bir niyetle kurulan bir sözleşme olduğu için, herhangi bir hukuka aykırılık teşkil etmez.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Tarafları Neler Yapar?
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir, Nasıl Kurulur? | Bu sözleşmenin taraflarından borçlu olan taraf, alacaklı ölünceye kadar tüm insani ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı olmalı, daima yanında bulunmalıdır. Bu anlamda, borçlunun yerine getirmekle sorumlu olduğu edimin, “sürekli edim” olduğunu ifade edebiliriz.
Alacaklı ise, borçlunun bu edimi yerine getirmesi kaydıyla, borçluya mal varlığının tümünü, ya da herhangi bir mal varlığı değerini devir eder. Devredilecek olan mal varlığı değeri, mutlaka alacaklıya ait olmak zorunda değildir. Çünkü TBK md. 83 uyarınca, mal varlığına dayanan borçları kişinin şahsen ifa etme zorunluluğu yoktur.
Böylece, iki taraflı, yani ivazlı bir sözleşme kurulmuş olur. Bu sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre kurulur, buna göre ayakta kalır ya da sona erer.
Bu sözleşmelerin, bazen mirasçılardan göstermelik olarak “mal kaçırmak” maksadıyla da yapıldığına sıklıkla rastlıyoruz. Yani, tarafların aralarında anlaşarak aslında böyle bir sözleşme kurulmamış olmasına rağmen kurulmuş gibi göstererek, hem kanunu hem de mirasçıları aldata kastının bulunması durumu.
Bu durumlara, Türk hukuk literatüründe “mutlak muvazaa” adı verilir. Böyle bir durumun söz konusu olması halinde, görünürdeki işlem olan “ölünceye kadar bakma sözleşmesi” artık bir geçerlilik ifade edemeyecektir. Tarafların, muvazaanın varlığını tespit ettiklerinde tapu iptali davası ya da tenkis davası açmaları gerekir.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nasıl Kurulur?
Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesi sıkı şekil şartlarına bağlı tutulmuştur. Bunun nedeni; sözleşmenin, mal varlığının tamamı veya bir kısmının devrine olanak tanımasıdır ki, bu durum kötü niyetli üçüncü kişilerce kullanılmaya çok müsait bir durumdur.
Bu nedenle, kanun koyucu tarafları korumak güdüsüyle hareket etmiş, bu sözleşmenin kurulmasını zorlaştırmıştır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, tıpkı bir miras hukuku sözleşmesi gibi yapılır. Taraflar, resmi vasiyetname düzenlenmesi için en az 2 tanık ile birlikte bir notere veya sulh hukuk mahkemesine başvuruda bulunurlar.
Ardından, eğer taraflar mahkemeye başvurmuşlarsa, tarafların sözleşmeye ilişkin ilama dayanarak yapacakları istem, tapu sicil müdürlüğünce tescil istem belgesine geçirilir. Aynı işlem, tarafların notere giderek noter onayı almaları halinde de mümkündür.
Eğer, ölünceye kadar bakma sözleşmesi kurulurken resmi şekle bağlı kalınmazsa, sözleşme bir geçerlilik ifade etmez. Şekil esaslarına bağlı kalınmadığı durumlarda, taraflar bu sözleşmenin gereğini 10 yıl boyunca tamamen hukuka uygun bir biçimde yerine getirmedikleri müddetçe, sözleşme mutlak surette geçersizdir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?