Evlilik birliği, eşler arasındaki güvene dayalı hassas bir denge üzerine kuruludur. Ancak bu denge, güven sarsıcı davranışlarla kolaylıkla bozulabilir.

Yargıtay’ın son kararlarından birinde, eşin pavyona gitmesi, evlilikte güven sarsıcı bir davranış olarak değerlendirilmiş ve bu tür eylemlerin boşanma davalarında kusur sayılabileceği vurgulanmıştır.

Pavyona Gitmek Boşanma Sebebi Sayıldı!

Boşanma davaları, eşler arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulduğu hukuki süreçlerdir. Bu süreçlerde, taraflar birbirlerine karşı kusurlarını ortaya koyar ve mahkeme, sunulan deliller ışığında bir karar verir. Boşanma davasında başarıya ulaşabilmek için, kanunlarımızda sayılan boşanma nedenlerinden bir veya birkaçının mahkeme tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.

Yüksek Mahkeme Kararı ile Güven Sarsıcı Davranış!

Güven sarsıcı davranışlar, evlilik birliğini temelinden sarsabilecek eylemler arasında yer alır. Eşlerden birinin bu tür bir davranışta bulunması, evlilikteki güven duygusunun zedelenmesine neden olur ve bu durum, boşanma için geçerli bir sebep olarak görülebilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2013/20443 E., 2014/3624 K. sayılı kararında, eşin pavyona gitmesinin, güven sarsıcı davranış olarak kabul edildiği ve bu sebeple boşanma davasının kabulü gerektiği ifade edilmiştir.

Bu karar, boşanma süreçlerinde güven sarsıcı davranışların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Evlilik birliği içindeki güvenin, evliliğin devamı için ne kadar hayati olduğunu ve bu güvenin sarsılmasının, mahkemeler nezdinde ciddi bir boşanma sebebi olarak değerlendirilebileceğini ortaya koyuyor.

Boşanma sürecinde, güven sarsıcı davranışlar nedeniyle dava açmayı düşünen bireylerin, konu hakkında uzman avukatlarla çalışması büyük önem taşır. Uzman bir avukat, davanın başarılı bir şekilde yönetilmesi ve mahkeme sürecinin etkili bir şekilde ilerlemesi için gerekli yönlendirmeleri yapabilir. Her boşanma davası, kendi içinde benzersizdir ve bu nedenle, her bir davanın titizlikle ele alınması gerekir.

Yargıtay’ın bu kararı, evlilikteki güvenin korunmasının önemini ve güven sarsıcı davranışların, evliliğin temellerini ne kadar ciddi bir şekilde sarsabileceğini bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür davranışların, evlilik birliğinin sonlandırılması için yeterli sebep oluşturabileceği, kararla bir kez daha teyit edilmiş oldu.