Ticari Davalar Ticaret Hukuku

Ticari Davalar Ticaret Hukuku
Ticari Davalar Ticaret Hukuku Ticaret hukuku imalat ve tüketime yönelik ticari faaliyetleri tertip edenhukuk dalıdır. Günümüz koşullarında ticaret, aynı ülke hudutları içersinde kalmayıp yurt dışı bir kalite kazanmıştır. Borçlar Yasası kapsamında bulunan düzenlemelerden ayrıca, ticari işletme satışı, devredilmesi ya da ortaklık yapmış doğrultu ya da daha...
Ticari Davalar Ticaret Hukuku, Ticari davalar kapsamında ticaret hukuku sınırları Mülga Ticaret Kanunu ile sınırlandırılmıştır. Ticaret Hukuku imalat ve tüketime yönelik olan tüm ticari faaliyetleri tertip eden hukuk branşlarından biridir. Ticari davalar ticaret hukuku kapsamında:
  • Krediler,
  • Yayın,
  • Komisyon sözleşmeleri,
  • Rekabet yasağı işlenmektedir.
Genel olarak ticari davalar ticaret hukukunda meydana gelen tüm ihtilaf ve uyuşmazlıkların hukuksal olarak düzenlenmesini sağlar.  İcra İflas kapsamındaki icra ve iflasla alakalı davalar ve yanında Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’ nun 62 ve 67. ayrıntılar doğrudan ticari dava kapsamına girerler. Bunun yanı sıra genel hatları ile ticari kanun ve yasaları oluşturma, düzenleme ve yürütme görevini üstlenmektedir. Genel olarak ticari işletme esası dikkate alınarak bu davalar görülmektedir. Ticari işletme esası, Türk Ticaret Kanunu'nun Birinci Kitap, Birinci Kısım, 11. Maddesinde açıklanmaktadır.

Ticaret Hukuku Nedir?

Ticaret hukuku ve şirketler hukuku tüm işletmelerin kanun ve yasalarını düzenlemektedir.  Bu yapıların haklarını muhafaza etmekle yükümlü bir hukuk dalıdır. Genel olarak her hukuk dalında olduğu gibi ticaret ve şirketler hukuku kapsamında da özel avukatlar konuyla ilgilenmektedir. Ticaret avukatları, ticari ilişkiler neticesinde meydana gelen her çeşit davaya bakmaktadır. Ticaret mahkemesi kapsamında görev almaktadır. Ticari davalar, TTK tarafından kanun Uygulama Alanları kapsamında 4. Maddede ifade edilmiştir. Bu aşamada en önemli unsur ise davanın ticaret davası sayılabilmesi için taraflardan birinin tacir sıfatında olmasıdır.

Ticaret Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Ticaret avukatı ticaret hukuku davalarını üstlenmeye yoğunlaşabilir ya da ticaret ile ilgili tüm davalara bakabilir. Hukukun diğer dalları da dahil olmak üzere tüm meslek dalında olduğu gibi, uzman ve yetkin bir ticaret avukatı sıfatı kazanmak için kapsamlı bir eğitim, donanımlı ve yeterli bilgi ve birinci elden edinilmiş tecrübe en önemli unsurların başında gelmektedir. Bu niteliklere ve özelliklere sahip olan avukatlar ise ticaret avukatı sıfatını alabilir.  Ticaret mahkemeleri ve asliye ticaret mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemeleri kapsamında görev alanına giren olan tüm ticari davaya bakmaktadır. Ticaret hukuku imalat ve tüketime yönelik ticari faaliyetleri tertip edenhukuk dalıdır. Günümüz  koşullarında ticaret, aynı ülke hudutları içersinde kalmayıp yurt dışı bir kalite kazanmıştır. Borçlar Yasası kapsamında bulunan düzenlemelerden ayrıca, ticari işletme satışı, devredilmesi ya da ortaklık yapmış doğrultu ya da daha çokmüessesenin birleşmesi gibi haller da ticari dava kapsamında düşünülmelidir. Tüm  bu konuların yanısıra krediler, yayın ve komisyon sözleşmeleri, rekabet yasağı kapsamında olan konularda ticari dava kapsamına girer. Genel işleyişte ticari olarak uygulanan işlerden meydana gelen ihtilaf ve uyuşmazlıklar adına, ticari eylem emeliyle oluşturulmuş bir işletme sahibi olunması, kesinlikle ticari dava kapsamında dava açılabilmesine sebep veriyor. Ayrıca ticari dava kapsamında değerlendirilmesi lüzumlenenKooperatifler Yasası kapsamındaki kimi uyuşmazlıklar, Ticari İşletme Rehni Yasası kapsamındaki kimi uyuşmazlıklar, İcra İflas kapsamındaki icra ve iflasla alakalı davalar ve yanında Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’ nun 62 ve 67. ayrıntılar doğrudan ticari dava kapsamına girerler. (Ticari Davalar Ticaret Hukuku)

Yargıtay Kararı - Ticari Davalar Ticaret Hukuku ve Örnek Yargı Kararları

TASARRUFUN İPTALİ İSTEMİ - TALEBİN TİCARET MAHKEMESİNİN GÖREVİ İÇİNDE SAYILAN TİCARİ DAVALARDAN OLMADIĞI. UYUŞMAZLIĞIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDE GÖRÜLÜP SONUÇLANDIRILMASI GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI ÖZET: Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali istemine ilişkin davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmiştir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasıdır. Bu niteliği itibarıyla talebin; ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Ticari Davalar Ticaret Hukuku)

Ticari Davalar Ticaret Hukuku ve Örnek İstinaf Yargı Kararları

ÖZET: Genel kurulda davacının tekrar üyeliğe kabul edildiğine karar verilmesinden 10 ay sonra yönetim kurulunun bu genel kurul kararını dikkate almadan davacı vekilinin dilekçesi üzerine aidat olarak yatırılan 120,00 TL'yi geri vermesi ve bu temas sırasında davacı ya da davacı vekiline genel kurulda alınan karardan bahsetmemiş olmasının dürüstlük kurallarına uymadığı ve tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, davalı kooperatifin kurucusu ve üyesi olup, diğer üyelerin tahriki sonucu müvekkilinin aldığı ani bir kararla 20/12/2010 tarihli dilekçesi ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, ancak kısa bir süre içinde istifa kararından vazgeçerek bu kez ...7.Noterliğinin 27/01/2011 tarih ve 02063 yevmiye sayılı ihtarname ile istifadan vazgeçtiğini, Davalı kooperatife bildirdiğini, her ne kadar 20/12/2010 tarihli dilekçe ile çıkma isteğini bildirmiş ise de 1163 Sayılı Yasanın 12.maddesine göre yönetim kurulunca işlem yapılmadan bu kez vazgeçme iradesini noterden bildirdiğini, bu nedenle müvekkilinin üyeliğinin devam ettiğini, Aradan 4 yıl geçmesine rağmen üyelikten çıkarıldığına ilişkin bir kararın tebliğ edilmemiş olmasına göre müvekkilinin ...ihtarnamesi ile üyeliği ile ilgili olarak yönetim kurulundan bilgi istediğini, davalı kooperatif tarafından bu ihtarnameye karşılık ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle müvekkilinin istifasından vazgeçmesinin geçerli olmadığı, 120,00 TL aidat iadesinin müvekkilinin oğluna ödendiği, 09/03/2013 tarihli Genel Kurul Kararı gereğince yeni üyelik bedelinin 250.000,00 TL olduğu, bu bedelin ödenmesi halinde üyelik kaydının değerlendirilebileceği yönünde cevap verildiğini ileri sürerek, öncelikle müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine, Aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (çıkma payı 250.000,00 TL) şimdilik 10.000,00 TL üyelikten kaynaklanan alacağın 1163 Sayılı Yasa gereği muaccel hale geldiği tarihten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 20/12/2010 tarihli kooperatif üyeliğinden istifa dilekçesi üzerine kooperatif yönetim kurulunun 21/12/2010 tarih ve 99 nolu kararı ile davacının üyeliğinin iptal edildiğini, bilahare davacının ... tarihli ihtarnamesi ile istifa dilekçesini geri aldığını kooperatife bildirdiğini, bunun üzerine Kooperatif Genel Kurulu'nun 21/05/2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacı S. K.'nun yeniden üye olma talebinin değerlendirilerek red edildiğini, 05/10/2011 tarihinde de davacı vekili S. K.'nun davacı tarafından yatırılan 120,00 TL aidat ücretinin iadesini talep etmesi üzerine bila tarihli tutanakla davacı vekiline iade edildiğini, davacının üyeliğinin tespiti ve alacak davasının zamanaşımına uğradığını, harç yönünden dava değeri 10.000,00 TL olarak belirtilmiş ise de, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesinin mümkün olmadığını, Dava dilekçesinde bedele yönelik talebin 250.000,00 TL olduğu ifade edilmişken eksik harç tamamlatılmaksızın yargılamaya devam olunmasının usulen mümkün olmadığını, harç tamamlanmadığı takdirde dava şartı noksanlığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının istifa ettiği üyeliğini 18/03/2010 tarihli olağan genel kurul kararıyla bedelsiz olarak kazandığını, Ortaklığa sermaye ya da başka bir ad ve nam altında herhangi bir bedel ödemeden davacının çıkma payı talep etmesinin kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, aradan geçen süreye nazaran açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan bu davanın kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama, toplanan deliller, davalı kooperatifin defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve diğer tüm deliller birlikte nazara alındığında; davacının, davalı kooperatif üyesi iken 20/12/2010 tarihli istifa dilekçesi üzerine davalı kooperatif yönetim kurulunun 21/12/2010 tarih ve 99 sayılı kararı ile istifanın kabulüne karar verildiği, 1163 Sayılı Yasanın 12.maddesi, kooperatif ana sözleşmesinin 13 ve 15. maddeleri ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin uygulamalarına nazaran, davacının 21/12/2010 tarihi itibariyle kooperatif ortaklığının sona erdiği, her ne kadar davacı tarafından .....tarihli ihtarnamesi ile istifadan vazgeçildiğine ilişkin bildirimde bulunulmuş ise de, Kooperatif yönetim kurulunun 21/12/2010 tarihli kararı karşısında bir sonuç doğurmayacağı, ancak kooperatif anasözleşmesinin 18.maddesi kapsamında kooperatif eski ortağını yeniden üyeliğe kabul etme hususunda yönetime bir takdir hakkı tanındığı, bu hususta yönetim kurulunca olağan genel kurul toplantısında gündemde değerlendirilmesine karar verildiği 21/05/2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında bu husus ele alınarak davacının yeniden üyeliğe kabulüne dair karar verildiği, bu tarihten sonra herhangi bir ortaklıktan çıkma, çıkarma vb. gibi bir işlemin bulunmadığı, hal böyle olunca davacının dava tarihi itibariyle davacı kooperatifin üyesi bulunduğu, Söz konusu genel kurul kararının davacıya tebliğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığı ve davacı vekilince davalı kooperatif yönetim kuruluna sunulan 13/03/2012 tarihli dilekçesinin içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacının bu karardan haberinin bulunmadığı, bu nedenle yatırılan aidatı (27/01/2011 tarihinde 120,00 TL) davacıya iade eden davalı kooperatif yönetim kurulunun dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Makalede Ticari Davalar Ticaret Hukuku konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Ceza Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.

Bu haber toplam 143 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara