Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması

Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması
Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması, Taraflar arasında opsiyon işlemlerine dair sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve yine risk bildirim formunun imzalandığı ihtilafsızdır. Davacı taraf, davalı banka çalışanı tarafından güven telkin edilip yönlendirmesi ve...
Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması, Yabancı ülkede yaşayanların, SGK’ya yurtdışı borçlanması, 3201 sayılı kanun tarafından kişilere tanınmış bir haktır. Buna göre, yurtdışında yaşayan ve çalışan erkekler, çalışan ya da çalışmayan kadınlar, borçlanma durumu ile emekli olabilirler. Yurtdışı borçlanması şartları 2019 yılı itibariyle;
  • Kişinin en az bir gün süreli olmak şartı ile, Türkiye’de sigortası bulunmalıdır.
  • Türkye’de hiç çalışmamış kişiler, en az bir gün süre ile, Türkiye’de sigorta kaydı yaptırmalıdır.
Şeklinde ifade edilir. Bir kişinin yurtdışı borçlanması yapılabilmesi için, muhakkak Türk vatandaşı olma şartı bulunur ancak, doğum ile yabancı ülke vatandaşı olan, Türk vatandaşı olmayanların yurtdışı borçlanması, uygulaması mümkün olmaktadır.

Yurtdışı Borçlanması Yapabilecek Olanlar Kimlerdir?

Her meslek grubu yurtdışı borçlanmasından faydalanamaz. Yönetmelikte, yurtdışı borçlanması, şu şekilde tanımlanır;
  • Sözleşmeli ve sözleşmesiz çalışanlar;
  • Çalışmayan kadınlar,
  • Gemi işletmelerinde çalışmakta olanlar
Yurtdışı borçlanması için, gerekli belgeleri edinmek gerekecektir. Yurtdışı borçlanması belgeleri;
  • Yurtdışı hizmet borçlanma talep dilekçesi,
  • Yurtdışı çalışmalarını kanıtlayacak nitelikte belge,
  • Kişilerin ne kadar süre sigortalı olduklarını gösteren belge,
  • Ev kadınlarının yurtdışında ne kadar süre bulunduklarını gösteren ikamet belgesi
Bu belgelerin çevirileri noter tarafından yapılmış olmalıdır.

Yurtdışı Borçlanması Nasıl Yapılır? Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması

Yurtdışı borçlanmasına yönelik başvuru yapılacağında, dilekçe doldurularak ve istenen belgeler temin edilerek kişilerin ikamet adreslerinin bulunduğu bölgedeki Sosyal Güvenlik Kurumu’na müracaat edilir.

Yurtdışı Borçlanma Tahakkuk Miktarı Ne Zaman Ödenir?

Borçlanma başvurusu yapıldıktan sonra, kişinin yapması gereken ödeme 3 ay içerisinde yapılmalıdır. Aksi takdirde kişi yeniden başvuru yapmak durumunda kalacaktır.

Borçlanma Tutarı Hesaplaması Nasıl Yapılır?

Borçlanma hesaplamada göz önünde bulundurulması gereken, prime bağlı kazancın ya da günlük kazancın %32’sidir. Borçlanmada önemli olan nokta, prime bağlı kazancın ya da günlük kazancın birinin tercih edilmesidir. Kişi, asgari ücretten borçlanma ödemesi yapmayı tercih edebilirken, daha yüksek bir miktar üzerinden borçlanma yapmak da istiyor olabilir. Bu ödeme farklılığı, kişinin alacağı emekli maaşının miktarını etkileyecektir.

Borçlanmadan Vazgeçmek İçin Neler Yapılması Gerekir?

Kişiler, başvurma sonrasında, borcun kendilerine tebliğ edilmesi neticesinde, 3 ay sonra borçlanmadan vazgeçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Kişi halihazırda bir miktar ödeme yapmışsa, ödemiş olduğu tutar, faiz uygulanmaksızın tarafına ödenir. Taraflar arasında opsiyon işlemlerine dair sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi  ve yine risk bildirim formunun imzalandığı ihtilafsızdır. Davacı taraf, davalı banka çalışanı tarafından güven telkin edilip yönlendirmesi ve kendilerini yanıltılarak onay ve talimatını da sonradan alarak opsiyon alım işlemleri yaptığını, opsiyon alımına konu dava konusu 3. Adet FX opsiyon işlemi nedeniyle  dolar kurlarının yükselmesi nedeniyle pozisyonunu kapatmak zorunda kalıp, Kendilerinin böylece bankaya borçlandırıldıklarını ve dava konusu tutarların haksız olarak kendilerinden tahsil edildiğini iddia etmekte ve alacak talebini bu haksız olduğunu ileri sürdüğü tahsilat işlemine dayandırmaktadır. Davaya konu opsiyon işlemlerinin oluşan kur farkından ötürü, taahhüde konu alım vadesi beklenmeksizin kapatılması üzerine davacılar hesabından bankanın rehin, takas mahsup yetkisine dayalı olarak tahsil edilen tutarlar nedeniyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yatırımcıyı koruyan sermaye piyasası hakkındaki düzenleme ve tebliğler kapsamında, telefonla dahi onay alınmadan işlemlerin banka çalışanı tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmüşsede; davacı yanın kabulünde olduğu üzere tüm işlemlere ilişkin formların  davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın imzalandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı tarafından aynı uygulama ile yapılan dava konusu işlemler dışında başka işlemlerin de bulunduğu, bu işlemlerden davacının elde ettiği kar ve primlerin  hesabına geçtiği, bu opsiyon işlemlerinin davacı tarafından benimsendiği gerek  delil olarak sunulan  banka kayıtlarına dayalı müfettiş raporu ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor içeriklerinden anlaşılmaktadır. Davalı bankanın bir özen kurumu olduğu açık olup, özensiz davrandığına ilişkin bir husus kanıtlanmamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere işlemlere ilişkin formlara davacının iddia ettiği üzere imzaların sonradan alındığının kabulü halinde dahi  iddia edilen zararla illiyet bağı bulunmadığı, Davacının benzer şekilde yapılan başka işlemlerde kar ve prim elde edip, bu işlemleri benimseyip karşı çıkmadığı değerlendirildiğinde, dava konusu işlemlerin de davacının bilgi ve talimatıyla yapıldığı kanaatine varıldığından, davacı vekilinin bu konulara ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ DAVASI - TÜRKİYEDE ÇALIŞMASI BULUNMAYIP YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİ BORÇLANANLAR - BORÇLANMA SÜRESİNİN 5510 SAYILI YASANIN 4/I-B MADDESİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ GEREĞİ - DİRENME KARARININ BOZULMASI GEREĞİ.

Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması - Yargıtay Kararı

TESPİT DAVASI - DAVACIYA YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANABİLMESİ İÇİN ELLİ SEKİZ YAŞINI DOLDURMUŞ OLMASI ŞARTI - HÜKMÜN ONANMASI ÖZET: Somut olayda, doğum tarihi 08.08.1963 olan davacının ilk olarak 21.07.1980 tarihinde 506 sayıl; Kanuna tabi olarak çalışmaya başladığı. 02.10.2012 tarihli borçlanma dilekçesi ile doğum borçlanması talebinde bulunduğu ve Kurum tarafından 03.02.1993 ile 03.02.1995 tarihleri arasında 719 gün karşılığı 7.211.57 TL borç tahakkuk ettirildiği, borçlanma bedelinin tamamının 22.10.2012 tarihinde davacı tarafında Kurum hesabına yatırıldığı, Davacının 4/1-a (eski SSK) kapsamında 21.07.1980 17.12.2012 tarihleri arasında 1980 yılında 151 gün, 1981 yılında 56 gün, 2010 yılında 104 gün, 201l yılında 201 gün, 2012 yılında 347 gün olmak üzere toplam 859 günü, 01.05.1985 14.02.1991 tarihleri arasında 4/1-c (eski Emekli Sandığı) kapsamında 2084 günü, 03.02.1993 ile 03.02.1995 tarihleri arasında 719 gün doğum borçlanma süresi olduğu ve 12.08.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında, davacının sigorta başlangıç tarihi olan 21.07.1980 tarihinden tahsis talep tarihi olan 12.08.2013 tarihine kadar 15 yıldan fazla sigortalılık süresi bulunmaktadır. Davacı tahsis talep tarihi itibariyle 50 yaşında olup 3662 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödemesi olduğu, ancak 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme şartını 2012 tarihinde 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarıyla yerine getirdiği görülmektedir. Bu nedenle davacının yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 3600 gün prim ödeme şartını tamamlandığı 2012 tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı 506 sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin C/a bendi uyarınca 3600 gün prim ödeme şartını 23.05,2002 tarihi itibariyle yerine getiremediğinden, tahsis koşuları C/b bendi kapsamında değerlendirilecek olup, ilgili maddenin C/b-bd bendi uyarınca 3600 gün malullük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları prim ödeme şartı 24.5.2011 tarihinden sonra yerine getirdiğinden dolayı davacıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 58 yaşını doldurmuş olması şartı aranacaktır. Bu durumda davacı, tahsis talep tarihi olan 12.08.2013 tarihi itibariyle 50 yaşını doldurduğundan tarafına yaşlılık aylığı bağlanması mümkün değildir. O halde yerel mahkemenin karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir. Makalemizde Türk Vatandaşı Olmayanların Yurtdışı Borçlanması konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Tanıma ve Tenfiz Avukatı sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.

Bu haber toplam 140 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara