Velayetin Anneye Verilmesi Hakkında Yargıtay’dan Önemli Kriter. Aile mahkemesinde görülen bir boşanma davasında, Yargıtay vermiş olduğu kararda boşanmada küçük çocuğun velayetini anneye mi babaya mı verilmesi hakkında önemli kriter belirledi.
Davanın gelişim ve ilerlemesi şöyle yaşanmıştır. Aile mahkemesinde eşlerin açmış olduğu boşanma davasında karar verilmiştir.
Boşanma davasında davalı tarafından; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velayet yönünden hem yerel mahkemenin hem de istinaf mahkemesinin vermiş olduğu kararlar temyiz edilerek Yargıtay başkanlığına gönderilmiştir.
Dosyada ki davanın yargılanması esnasında, verilen boşanma kararının dayandığı delillerle kanuna uygun nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki itirazları dışında kalan diğer temyiz itirazlar kabul görülmemiştir.
Velayetin Anneye Verilmesi Hakkında Yargıtay’dan Önemli Kriter
Velayet hakkındaki itirazların değerlendirilmesi. Velayet konusu kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde öncelik olan çocuğun üstün faydası yani yararıdır.
Ana – baba ve çocuğun yararı eğer davada çatışıyorsa, her şeyden önce çocuğun yararının üstün görülmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere boşanma davalarında en çok etkilenen taraf çocuk olmaktadır. Bu sebeple çocuğun boşanmada daha az etkilenmesi ile boşanma sonrasında ki yaşantıya daha kolay adapte olması önemli olurken, çocuğun hayatında kararlılık ve sürekliliğin sağlanmasıdır.
Ortak çocuk henüz 5 yaşında küçük olup, yaşı dikkate alındığında, küçük çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaçtır.
Çocuğun üstün faydasının tespiti amacıyla düzenlenmiş bulunan dosyada mevcut uzman görüşleri içinde de anneye verilmesine engel bir durumun olmadığı belirlenmiştir.
Ortak çocuğun belirli aralıklarla her iki ebeveyn yanında kaldığı, anne ile kurduğu bağ, yaşı ve içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri, anne varlığının küçüğün psiko-sosyal gelişimi açısından önemlidir.
Annenin sergilediği ebeveyn tutumu ve küçüğe yaklaşımı, göz önüne alındığında velayetin anneye verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile velayetin babaya verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Velayet Hakkında Faydalı Bilgiler! Velayet Davası Ne Demek?
Velayet davası, evlilik birliğini sağlayamamış olan kişilerin boşandıktan sonra verilen velayet kararından memnun olmaması durumunda açılan davadır. Amaç bir tarafın velayet hakkına sahip olmak istemesidir. Eğer ortada iki kişi evli iken doğan bir çocuk var ise, velayet hakkı anne ve babaya otomatik olarak doğumla tanınmış olur. Fakat boşanan bireylerin velayet hakkını elde edebilmesi için velayet davası açması gerekmektedir.
Henüz yetişkin olmamış, 18 yaşını doldurmamış olan bireyler için açılabilir. Velayet hakkını elinde bulunduran kişi; söz konusu olan çocuğun eğitim, bakım ve barınma gibi bütün ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan kişidir.
Boşanma Davası Açılırken Velayet Davası da Açmak Gerekir Mi?
Boşanma davası açıldığında süreç içerisinde velayet davası açılması gerekmez. Çünkü ortak çocukları bulunan iki kişinin boşanma davasında gündeme gelecek olan konulardan biri de çocuğun velayetinin kime verileceğidir. Buna boşanma davasında karar verilir.
Ancak boşanma davası bitmiş ve velayeti alamamış olan taraf bu karardan memnun kalmamış ise, boşanma davası sonuçlandıktan sonra velayet için velayet davası açabilir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?