Yargıtay : Çocuğun Velayet Fikri Sorulmalı! Peki, Velayet için çocuğa kaç yaşında sorulur? Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Yargıtay : Çocuğun Velayet Fikri Sorulmalı! Peki, Velayet için çocuğa kaç yaşında sorulur?

Velayet kararları, aile mahkemelerinde çocuğun en üstün yararını gözeterek alınır. Bu süreçte hakimler, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını dikkate alır ve aile içi dinamikler, ebeveynlerin yetenekleri ve çocuğun kendi tercihleri gibi faktörler üzerinde dururlar.

Aşağıda, velayet davalarında hakimlerin odaklandığı başlıca konular ve ilgili süreçler incelenmiştir.

Hakimler Çocuğun Velayetine Karar Verirken En Çok Neye Dikkat Eder?

Hakim, velayet kararını verirken çocuğun ailevi, sosyal ve kişisel durumundaki olası olumsuz etkilere öncelik verir. Çocuğun üstün yararı, hakimin değerlendirmelerinin merkezinde yer alır. Bu, çocuğun fiziksel sağlığından eğitimine, psikolojik durumundan sosyal ilişkilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.

Velayet İçin Çocuğa Kaç Yaşında Sorulur?

Velayet davalarında çocuğun ifadesinin alınması 8 yaşından itibaren mümkündür. Bu yaş ve üzerindeki çocukların ifadeleri, çocuğun psikolojik durumuna zarar vermeden, genellikle bir pedagog eşliğinde alınır. Yargıtay, 8 yaş ve üstü çocukların velayet kararlarındaki görüşlerinin önemini vurgulamıştır.

Kardeşlerin Velayetinin Farklı Taraflara Verilir mi?

Velayet kararlarında, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması genel bir prensip olarak kabul edilse de, çocukların her birinin üstün yararına en uygun olan durum dikkate alınır. Yargıtay, çocukların birbirinden ayrılmasının istisnai durumlar dışında tercih edilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

Çocuğun Velayetine Nasıl Karar Verilir?

Velayet kararlarında, hakim re’sen araştırma yapar ve anne-babayı dinler. Çocuğun menfaatine en uygun olan kararı vermek için çocuğun kendisiyle de görüşebilir. Velayetin kime verileceğine dair karar, çocuğun üstün yararını gözeterek verilir.

Çocuk İsterse Velayet Değişir mi?

Velayet kararları kesin ve değişmez değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre, değişen koşullar göz önünde bulundurularak, hakim velayet düzenlemesini değiştirebilir. Çocuğun isteği, bu değişiklik kararlarında önemli bir faktör olabilir.

Velayet Davasında Pedagog Ne Sorar?

Pedagoglar, velayet davalarında anne-baba ile görüşmelerinde, boşanma sonrası hayat düzeni, mali durum ve çocukla ilişkileri hakkında sorular sorar. Pedagog, çocuğun velayetini almak isteyip istemediklerini ve çocuğun üstün yararını sağlayacak koşulları değerlendirir.

Mahkeme Çocuğu Kaç Yaşına Kadar Anneye Verir?

Çocukların velayeti, yasal olarak belirli bir yaşa göre anneye ya da babaya verilmez. Çocuğun üstün yararı gözetilerek, herhangi bir yaşta velayet babaya da verilebilir. Ancak, genellikle 0-7 yaş arası çocuklar için annenin velayeti tercih edilir.

Velayet Hangi Durumlarda Babaya Verilir?

Çocuğun sağlığı, eğitimi veya ahlakı açısından tehlike oluşturan durumlar söz konusu olduğunda, çocuğun üstün yararı babanın velayetine işaret ediyorsa, çocuğun kendisi babayla yaşamak istediğini beyan etmişse veya annenin velayet görevini kötüye kullandığı tespit edilirse, velayet babaya verilebilir.

Velayet davaları, çocuğun üstün yararını gözeterek titizlikle yürütülür. Hakimler, kararlarını verirken çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını öncelikli olup her çocuğun benzersiz durumunu dikkate alır. Bu süreçte, pedagoglar gibi uzmanların görüşleri ve çocuğun kendi tercihleri de önemli rol oynar.

Yargıtay : Çocuğun Velayet Fikri Sorulmalı

Açılan bir velayet değiştirilme davasında hâkimin, idrak çağındaki çocuğun fikrini almadığı gerekçesiyle karar iptal edildi. Çift 2016 yılında boşandı ve hâkim çocuğun velayetini babasına verdi. Daha sonra annenin açmış olduğu Velayet Değiştirme Davası ile iki çocuğun velayeti annesine verildi ve her bir çocuk için 250 TL nafaka ödenmesine karar verildi.

“Annemle yaşamak istemiyorum” Bir süre babasını ziyarete giden 2004 doğumlu E. Annesiyle yaşamak istemediğini söyledi. Ardından ondan bir yaş küçük kardeşi de annesi tarafından babasının yanına gönderildi. Baba, o sıra evli olduğunu ve maddi gücünün de çocuklara bakabilecek kadar yerinde olduğunu ve çocuklar için ödediği nafakanın kaldırılması yönünde dava açtı.

“Çocuklarıma karşı beni kötülediler” Anne ise savunma dilekçesinde, babanın çocuklara bakamayacağı için velayeti aldığını yazdı. Devamında ise H.’nin babasının yanına gittiği sırada annesi aleyhinde konuşulup ona iftira atıldığını ama çocuğun bunlara inanmayıp geri döndüğünü yazdı. Annenin söylediklerine göre, küçük çocuk E.’nin yaşının küçük olduğu için babasının söylediklerine inanmış ve babasıyla kalmaya devam etmiştir.

Ayrıca annenin iddialarına göre eski eş, çoktandır nafaka borçlarını ödemiyor, bu davayı da nafaka ödemekten kurtulmak için açıyordu. Açılan dava sonucunda ise küçük E.’nin velayeti yeniden babasına verilmiş, onun için hükmedilen iştirak nafakası kaldırılmıştı.

Anne, iki kardeş birbirlerinden ayrıldıktan bir süre sonra E.’nin annesine ve kardeşine karşı kışkırtıldığını iddia etti. Baba ise bu süre içinde diğer çocuğu aramamış, onunla ilgilenmemişti. Sonunda kardeşlerin birbirinden koparılmasına, çocuğun anneye düşman edilmesine neden olan mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

“Çocuğun görüşüne önem ve değer verilmelidir.”

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir.

Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Çocuğun yüksek yararına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önem ve değer verilmelidir.

Mahkemece yapılan incelemede, velayetinin değiştirilmesine karar verilen E.’ın beyanı mahkeme tarafından bizzat alınmamış, yalnızca uzman pedagog tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre çocuğun uzman tarafından alınan beyanı ile yetinilmiştir. İdrak çağında bulunan çocuğun mahkemece dinlenmesi gerekir. Çocuğun tercihinin sorulması, onun yararı adınadır. Kimin yanında kalmak istediğini, çocuğun dile getirmesine izin hatta öncelik verilmelidir. Çocuğun velayet sahibinin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun bulunup bulunmadığı hususunda psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlara inceleme yaptırılarak, rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekir.

Bu yönde araştırma ve inceleme yapılmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “Harç ödenmeden karar verildi.” Davacı, dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi talebinin yanında iştirak nafakasının kaldırılması talebinde de bulunmuştur. Başvurma harcı dava dilekçesinde yer alan tüm istekler için geçerlidir.

Nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir. İştirak nafakasının yıllık bedeli üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcı yatırması için davacıya süre verilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, harç tamamlattırılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Yargıtay: Yerel Mahkeme Kararına Bozma Vererek Kaldırdı

Verilen karar, idrak çağındaki çocuğun duruşmada dinlenmeden, yetersiz tanık anlatımları ve delil değerlendirmesi yapılmadan verilmiş olmasından dolayı doğru bulunmadı. Sonunda da ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına hüküm verildi.

61 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp