Kredi ve Banka Kartlarının Kötüye Kullanılma Suçu ve Cezası Nedir? Bilişim alanındaki suçlar siber suçlar olarak anılarak Türk Ceza Kanunu’na ayrı başlık olarak 10. bölümde düzenlenmiştir. TCK’nın ilgili maddesinde bu suçlar açıkça düzenlenmiştir. Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması.
243. maddede bilişim sistemine girme, 245. maddede ise kredi ve banka kartlarının kötüye kullanılması, yasak cihaz ve programlar, 246. maddede de tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri hükmü hakkında düzenlenme gerçekleştirilmiştir.
Gerekli maddenin 2. fıkrasında hazırlanan suç, sahte bir şekilde üretilen banka kartları veya kredi kartları, üretme veya satma, satın alma, devretme suretleriyle oluşarak düzenlenmiştir. Bu fıkra için düzenlenmiş olan suça konu olan sahte kredi ve banka kartlarının mevcut olan banka hesabı ile ilişkilendirilmiş olması gerekiyor.
Suçun 3. fıkrasına bakıldığında ise sahte banka veya hesap kartının sadece kullanmak için elde edilen faydaya göre başkasının hesabıyla ilişkilendirme olmadan sahte şekilde gerçekleşen düzenlemeden bahsedilmiştir. Gerçekte olmayan sahte kartlarla işlenen suçlar bu kapsama girmektedir.
Kanunda suçun oluşması için failin başkasına ya da kendine yarar sağlamak amacıyla hareket ettiği incelenmektedir. Dikkat edilen hususların sahte banka veya kredi kartlarının bir banka ile ilişkilendirilmiş olması ya da ilişkilendirilmeden yapılmış olması suretiyle suçlar belirlenmektedir. Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması
Dolandırıcılık ve Kredi ya da Banka Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçları
Günümüzde bilişim alanında işlenen suçlar oldukça görülür hale gelmiştir. Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanımıyla işlenen bu suçlar ile ilgili Türk Ceza Kanunu’nda düzenlemeler yapılmıştır.
Bu düzenleme ile kartlarla ilgili işlenen suçlar ile birlikte dolandırıcılık, hırsızlık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma gibi suçlarının da birlikte oluşup oluşmadığıyla ilgili düzenleme sağlanmıştır. Böylece tartışmalara da son verilmiştir.
Ayrıca suçun oluşması için kart sahibinin ya da kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızasının olup olmaması önemlidir. Eğer kart sahibinin isteği doğrultusunda gerçekleştirilen bir işlem ise faile ceza verilmeyecektir. Ancak burada dikkat edilen en önemli hususlardan biri de rıza gösteren kişinin rıza açıklama yeteneğinin olup olmadığıdır.
Suçun mağdurları birden fazla ise tüm mağdurların rızaları ayrı ayrı aranmaktadır. Hukuka uygunluk için rıza açıklaması oldukça önem taşımaktadır ve böylece mağdurun rızasının suçun işlenmesinden önce ve işlendiği anda beyan edilmesi gerekmektedir.
Kart sahibinin rızası olmadan gerçekleşen dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, hırsızlık, yağma suçları işlenerek kartın elde edilmesi halinde fail işlemiş olduğu suçlardan ve Türk Ceza Kanunu’nda m.245/1 hükmü gereğince cezalandırılmaktadır.
Yargıtay ise 6. CD 17.10.2006 T; 2006/1306 – 9962 içtihadında aynı hususları vurgulamıştır. Dolandırıcılık suçunun oluşması için kredi kartı sahibinin rızası olmadan kartın ele geçirilmesi amacıyla ve çeşitli hileli hareketler gerçekleşmesi gerekir. Dolandırıcılık suçu bu suretle banka veya kredi kartlarının kullanılması suçu ile birlikte ve ayrıca kabul edilmektedir.
Dolandırıcılık suçu için failin bir kişiyi gerekli hileli davranışlarla kandırıp onun veya başkasının zararına olarak kendisinin veya üçüncü kişilerin malvarlığına ilişkin yarar elde etmesiyle oluşmaktadır.
Hileli davranışlar demekle kanun koyucu tam olarak tanımını yapmamaktadır. Hileli davranışlar tamlamasına uygun olarak ele alınacak ölçüt somut olayın özelliklerine göre değişim göstermektedir.
Somut olayların özellikleri incelendikten sonra hileli davranışların mağduru aldatmış olması sonucuna varılıp dolandırıcılık suçunun işlenmiş olduğu kabul edilir. Değerlendirilme yapılırken hem öznel hem de nesnel olarak incelemeler yapılmaktadır.
Kısaca bu doğrultular gözetilerek özetlendiğinde; falilin kredi kartını hileli davranışlarla elde etmesi, mağdurun bu davranışlar ile aldatılması, aldatılma sonucu kredi ve banka kartlarının rızası olmadan başkası tarafından kullanılması ve ayrıca dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerekmektedir. Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Hakkında yargıtay Kararları
BAŞKASINA AİT BANKA VEYA KREDİ KARTININ İZİNSİZ KULLANILMASI SURETİYLE YARAR SAĞLAMA SUÇU BAŞKASINA AİT BANKA VEYA KREDİ KARTININ İZİNSİZ KULLANILMASI SURETİYLE YARAR SAĞLAMA SUÇU.
KULLANICININ MOBİL TELEFON NUMARASININ YİNE BİLDİRİLEN TARİH VE SAAT İTİBARİYLE MOBİL NUMARANIN KULLANILDIĞI CEP TELEFONU VEYA MATERYALİN IMEI NUMARASININ TESPİTİNİN İSTENMESİ GEREKTİĞİ.
Sanığın aşamalardaki ifade ve savunmasında çağrı merkezini 2015 yılı ekim ayında açtığını, 2 ay sonra başkasına devrettiğini, devrettiği kişinin cezaevine girdiğini öğrendiğini, işyerinin H.Ö. adına çalışmaya devam ettiğini, adına kayıtlı 0850 … .. .. nolu hattı kapattırmak için telekominikasyon şirketini aradığını, mail atmasından sonra yarım saat içinde döneceklerini söyleyip dönmediklerini, numaranın kapatılmış olduğunu düşünerek takip etmediğini.
İki ay sonra mail adresine girdiğinde numaranın kapatılmadığını tesadüfen öğrendiğini, tekrar şirket ile iletişime girdiğini ve numaranın kapatıldığının beyan edildiğini, bu süreçte Tınaztepe karakoluna gidip şikayetçi olduğunu suçlamayı kabul etmediğini ileri sürdüğü, mahkemece işyerinin devredildiği söylenen H.Ö.’ın tanık olarak dinlenmediği, Tınaztepe karakoluna müzekkere yazılarak sanık tarafından yapılan şikayet olup olmadığı varsa nasıl sonuçlandığının sorulmaması.
BAŞKASINA AİT BANKA VEYA KREDİ KARTININ İZİNSİZ KULLANILMASI
Gerçekleşen işlemin internet üzerinden kart bilgileri girilerek 3 D şifreli şekilde gerçekleştirildiği, IP ve üye bilgilerinin yabancı bankadan temin edilmesi gerekir denilerek yabancı banka bilgisinin gönderildiği anlaşılmakla, mahkemece öncelikle bildirilen bankaya müzekkere yazılarak kredi kartından yapılan işlemin hangi işyerinden yapıldığının sorulması, banka tarafından üye işyerinin bilgisi verildiğinde, bildirilen işyerinden söz konusu işlemin IP bilgilerinin (IP adresi, kredi kartından çekim yapıldığı tarih ve saati) istenmesi gelen IP bilgileri (IP adresi, kredi kartından çekim yapıldığı tarih ve saati) belirtilerek TİB’e müzekkere yazılarak bildirilen tarih ve saat itibariyle IP adresinin abonelik bilgilerinin (unvan, isim, soy isim, adres) tespiti ile yine adres bilgileri mobil bir kullanıcıya ait ise, bu kullanıcının mobil telefon numarasının yine bildirilen tarih ve saat itibariyle mobil numaranın kullanıldığı cep telefonu veya materyalin IMEI numarasının tespitinin istenmesi gerektiği sonuca göre gerekirse bilirkişiden rapor aldırılarak sanığın hukuki durumunun tayininin yapılmamış hususunun gözetilmemesi,
BANKA VEYA KREDİ KARTINI KÖTÜYE KULLANMAK SUÇU – SUÇUN MAĞDURUNUN HESAP SAHİBİ KİŞİLER OLDUĞU.
FARKLI KİŞİLERE AİT KARTLARLA İLGİLİ SUÇLARIN BAĞIMSIZ SUÇ OLUŞTURACAĞININ GÖZETİLMESİ GEREĞİ.
ÖZET: Başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru hesap sahibi kişiler olup, farklı kişilere tahsis edilmiş kartların kullanılmasında bağımsız suç, aynı kişiye ait farklı bankalarca tahsis edilmiş birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarihlerde kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceği, ancak kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarının temel cezanın ve zincirleme suç hükümleri nedeniyle cezada yapılacak artırım oranının değerlendirilmesi gerekir.
DOLANDIRICILIK BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇLARI – SANIĞA YÜKLENEN DOLANDIRICILIK SUÇUNUN UZLAŞMA KAPSAMINA ALINDIĞI.
UZLAŞTIRMA İŞLEMLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİ İÇİN DOSYANIN UZLAŞTIRMA BÜROSUNA TEVDİİ İLE İŞLEMLERİN TAMAMLANMASINDAN SONRA SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİNDE ZORUNLULUK BULUNDUĞU.
ÖZET: Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253/1. maddesi uyarınca sanık ..a yüklenen dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alınması ve aynı
Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesi uyarınca “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde kovuşturma dosyası uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usule göre, yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir” şeklindeki düzenleme ile
5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdii ile işlemlerin tamamlanmasından sonra sonucuna göre bir karar verilmesinde zorunluluk bulunmasından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?