Boşanmanın Psikolojik Sonuçları ile Erkekler ve kadınlar için boşanma sürecinin etkileri nelerdir. Boşanmaya karar verildiğinde elbette ilk önce kadın ve erkek tarafı akla gelir. O dönemde konuşulan tazminat, nafaka, çocuğun velayeti gibi konular asıl kısmı gözden kaçırmamıza sebep olmaktadır.
Bu iki tarafın tam ortasında duran bir kavram daha vardır: Boşanmanın psikolojik tarafı… Boşanan çiftler ne hisseder? Bu süreci nasıl atlatır? Erkek ve kadın bundan nasıl etkilenir?
Sebebi her ne olursa olsun, evlilik birliğinin sona ermesi ve tarafların artık yeni ve ayrı bir yaşama başlamaları, elbette ki zannedildiği kadar kolay olmuyor.
Durum, erkek ve kadın açısından ayrı ayrı güçlüklere sahip olduğu gibi bunlarla baş edebilme becerileri de farklı oluyor. Boşanmanın getireceği olumsuz psikolojik etkileri hiç yaşamayan ya da çok az yaşayan insanlar olduğu gibi aynı süreci büyük kayıplarla geçirenler de vardır. Boşanmanın Psikolojik Sonuçları
Boşanmanın Çiftler Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Boşanmak, yeni bir dünyanın kapısını aralamaktır. Peki, birey bu yeni dünyaya uyum sağlayabilecekler mi? Nedeni ne olursa olsun boşanma toplumsal bir gerçektir. Bu gerçekle yüzleşmek irade, sabır ve dirayet gerektirmektedir.
Elbette boşanmadan evvel bir düşünsel ayrılık yaşanır. Eşler bu dönemde birbirlerine şikayetlerini dile getirerek sık sık tartışmaya başlarlar. Eşler arası ilişkinin bozukluğunun hissedilmesiyle birlikte korku, üzüntü, öfke ve suçluluk duyguları da oluşur. Bu durum kaygı bozukluğu, depresyon, psikolojinin etkilediği bazı fiziksel rahatsızlıklar gibi sağlık problemlerine sebep olabilmektedir.
Erkekler ve kadınlar için boşanma sürecinin etkileri
Boşanma ilk aylar için oldukça yıpratıcı ve yorucudur. Aslında bu boşanma sonrası dönemi, karanlığa benzetebiliriz. Kişi, çoğu zaman nereye doğru yürüyeceğini bilmez. Bocalar ve belki de büyük üzüntü hisseder.
Bunun da yanında yorgunluk, halsizlik, depresyon gibi yakınmalar görülür. Yapılan çalışmalar, evli kişilerle kıyaslandığında ayrılmış olanların hastalıklara daha fazla yakalandığını gösteriyor. Aynı zamanda boşanmış erkeklerde evli erkeklere göre beş kat daha fazla ruhsal bozukluk saptandığını görülmüştür.
Bu dönemde intihar riskinde artma, hastalanma, duygu durum bozuklukları da gözlenmiştir. Boşanmış kadınlardaysa evli kadınlara göre üç kat daha fazla ruhsal bozukluk saptanmıştır. Zaten araştırmalar, boşanmadan kadının daha zararlı çıktığını gösteriyor. Zira boşanan kadını maddi kaygı ile baş etme, eğer anne ise çocuğuna bakma ve diğer sorunların üstesinden gelmek gibi zorluklar beklemektedir.
Boşanmanın psikolojik olarak kabul edilmesi, kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Kimi birkaç ay içinde bu durumu atlatabilirken kimileri de bir-iki yıl etkisinde kalmaktadır. Bu duruma kendilerini alıştıranlar, yaşamlarında yeni bir dengeye ulaşmaktadır.
Yeni arkadaşlıklar kurma, toplumsal etkinliklere katılma, yeni kimlik oluşumu, kendine güvenin kazanılması ile yeni bir yaşam biçimi gelişir. Ayrıca Boşanmış eşlerde özellikle boşanmayı isteyen tarafta, kendine olan güven azalmakta, yalnız kalma duygusu, sinirli olma, kontrolsüz hareketler, sahte mutluluk görüntüleri, gibi duygular yaşanabilmektedir. | Boşanmanın Psikolojik Sonuçları
Boşanmanın Çevre Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Boşanma iki kişiyi etkilediği gibi bunun yanında o kişilerin çocukları, onların kendi aileleri, akrabaları, dostları ve arkadaşlarını da direkt ya da dolaylı yoldan etkilemektedir. Nitekim çevrenin, aile üzerindeki etkileri büyüktür. Yakın geçmişe kadar çevrenin ve geleneğin baskısı, boşanmış çiftlerin üzerinde olurdu.
Evlilik sürekli bu dış çevre tarafından gözetlendiği için boşanma hoş karşılanmaz hatta kınanırdı. Bundandır ki çoğu insan bu kınama ve baskı yüzünden boşanmaktan vazgeçerdi.
Durum, şimdilerde az da olsa var fakat toplumsal çözülmenin daha yoğun olduğu bölge ve kültürlerde çevre eşlerin boşanmalarını artık normal görmeye başladı. Deyim yerindeyse, “Mahalle baskısı” yüzünden evlilik sürdürmek zorunda olan çiftlerin sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. Boşanmanın Psikolojik Sonuçları
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?