Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası

Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası

Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası ve İşten Ayrılmayla İlgili Maddi Tazminat Talebi

Evlilik birliği kurulmadan önce veya sonrasında karı kocadan herhangi biri diğer eşin isteği ve zorlaması üzerine evlilik devam edeceği kanaatiyle çalıştığı işinden ayrılmak zorunda kalmışsa ve bu nedenle zarara uğramıştır.
Boşanma davasının eki niteliğinde olmayan işten ayrılma nedeniyle uğradı zararı, diğer eşe karşı, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında genel görevli mahkemelerde tazminat davasına konu edilebilir.

Medeni kanunda boşanma davasında maddi tazminat talebi belli şartlara bağlanmıştır. Bu şartlara göre halihazırda var olan veya beklenen menfaatleri boşanma davasından dolayı zarara uğrayan veya zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş, kusurlu eşten makul bir maddi tazminat talep edebilir.

Boşanma davasında maddi tazminat talebinin kanunun öngördüğü kapsam dahilinde ise aile mahkemesi hakimi maddi tazminata karar verebilir.

Ancak boşanma davasında her ne sebep olursa olsun maddi tazminat talebiyle ilgili hakimin karar vermesi için; boşanma dava dilekçesinde veya karşı boşanma dava dilekçesinde istemde bulunulmalı ve tazminat miktarına göre de oransal harcın yatırılması gerekir.

Eğer maddi tazminat talebi kanun hükmünün öngördüğü kapsamda olmadığında, usulüne uygun yapılmış tazminat talebini, aile mahkemesi hakimi davayı ayırıp asliye hukuk mahkemesine göndererek talep sahibi eşin sebepsiz zenginleşme hükümlerince davalı eşin hissesine düşen masrafları talep edebilir ve tazminat alabilir.

Boşanma davalarında dava dilekçelerinde veya karşı dava dilekçesinde bulunan maddi tazminat talebi evlilik birliği ve ortak yaşamla ilgili ise harca tabidir.

Boşanma Davasında Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılma Maddi Tazminat Talebi

Medeni kanunda boşanma davasında maddi tazminat talebi belli şartlara bağlanmıştır. Bu şartlara göre halihazırda var olan veya beklenen menfaatleri boşanma davasından dolayı zarara uğrayan veya zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş, kusurlu eşten makul bir maddi tazminat talep edebilir.

Evlilik ile işten ayrılma sebebine ilişkin tazminat talebi medeni kanunun öngördüğü maddi tazminat kapsamında değildir.

Ancak evlilik ile işten ayrılma tazminat talebiyle ilgili hakimin karar vermesi için; boşanma dava dilekçesinde veya karşı boşanma dava dilekçesinde istemde bulunulmalı ve tazminat miktarına göre de oransal (nisbi) harcın yatırılması gerekir.

Bu tazminat talebi kanun hükmünün öngördüğü kapsamda olmadığından, usulüne uygun yapılmış tazminat talebini, aile mahkemesi hakimi davayı görev yönünden ayırıp asliye hukuk mahkemesine göndererek talep sahibi eşin sebepsiz zenginleşme hükümlerince davalı eşinden işten ayrılma sebebiyle ilişkin maddi tazminat talep edebilir ve tazminat alabilir.

Boşanma davasında; dava dilekçesinde veya karşı dava dilekçesinde bulunan maddi tazminat talebi işten ayrılma ile ilgili ise harca tabidir.

Boşanma Davasında Evlilik Nedeniyle İşten Ayrılma İçin Maddi Tazminat Alınabilir Mi?

Boşanma davasında; işten ayrılma sebebiyle ilişkin uğradığı geçmişe yönelik zararlar medeni kanunun ön gördüğü maddi tazminat kapsamında değildir. Boşanma davasında işten ayrılma sebebiyle ilişkin uğradığı geçmişe yönelik zararlar için maddi tazminat talep edilse bile bir sonuç alınmaz.

Ancak boşanma davasında işten ayrılma için tazminat talebinde bulunuldu  ve tazminat için oransal harç yatırıldıysa aile mahkemesi hakimi görevsizlik kararı vererek dosyayı ayırarak genel yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderir. Asliye hukuk mahkemesi; işten ayrılma sebebiyle ilişkin uğradığı geçmişe yönelik zararlar için sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı eşin hissesine düşen maddi zararlar için maddi tazminata hükmedebilir.

Yargıtay örnek karar “davacı kadın boşanma dava dilekçesiyle işten ayrılması sebebiyle alamadığı maaş toplamının ve evlenmeden önce bankadan bireysel kredi çektiği parayı davalı kocasına verdiğini ileri sürerek bu paranın da iadesini istemde bulunmuştur.

Bu talepler, Aile Mahkemelerinin Kurulu, görev ve yargılama usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4 maddesinde yer alan aile hukukundan doğan dava ve işlemlerden olmayıp: bu istemlerin incelenmesinde genel görevli mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgilidir.

Mahkemece, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınmak zorunludur. Bu açıklamalar ışığında mahkeme görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, talebin esasını incelenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir”.

Yargıtay örnek karar “davacı kadının işten ayrılma sebebiyle talep ettiği maddi tazminat Türk Medeni Kanununun 174/1 madde hükmü anlamında boşanmanın eki özelliğinde değildir. Bu tazminat istemi Borçlar Kanunundan doğmaktadır. Aile mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir.

Yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması da mecburidir. Davaya genel mahkemede bakılacağı dikkate alınmadan esasa girip incelenmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir”.

Bir diğer örnek karar “davacı kadın davalı kocayla evlenmeden önce öğretmenlik görevi yapmakta iken davalı kocanın isteği üzerine öğretmenlik görevini bırakmak zorunda kaldığını ifade etmiştir.

Görevinden ayrılma sebebiyle yoksun kaldığı 60.000 TL maddi tazminat olarak istemde bulunmuştur. Bu talep, Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesi hükmü kapsamında olmadığından, genel hükümlere göre bir istem olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer.

Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınır. Bu konular dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır”.

Bir diğer örnek karar “davacı kadının boşanma dava dilekçesinde yer alan işten ayrılma nedeniyle tazminat talebi boşanmanın eki özelliğinde olmadığından harca tabidir. Davacı kadına eksik nisbi harcın ödenmesi için süre verilmesi, eksik nisbi harç ödedikten sonra Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır”.

Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası | Karı veya kocadan herhangi birisi diğer eşin eğitim görmesini engellemeye yönelik hareketleri hususunda sosyal içerikli şiddete doğru bir davranış olduğundan dolayı ortak yaşamın devamına ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma davasında boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardandır.

Anayasamızda güvence altına alınan eğitim ve öğretim hakkı hiçbir kimse tarafından engellenemez. Karı veya kocadan herhangi birisi diğer eşi, eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakılamaz. | Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası

Eğer eşin eğitim ve öğretimden mahrum bırakmaya yönelik davranışlar olur ise boşanma davasında boşanmaya gerekçe sayılan davranışlardır.

Yargıtay örnek karar “davacı kadın üniversite sınavını kazandığı halde, davalı kocanın karısına öğrenim ve öğretim için yardımcı olmadığı.

Türk Medeni Kanununun 185/3 maddesinde yer alan ” karı koca beraber yaşamak, birbirine karşı sadık kalmak ve birbirlerine yardımcı olmak mecburiyetindedirler” hükmüne ve yardım sorumluluğunu muhalif davrandığı.

Davacı kadının ise kocasını sevmediğini, onunla zorla evlendirildiğini söylediği ve tehdit içeriği taşıyan sözler sarf etiği anlaşılmaktadır. Bu durumda karı koca arasında ortak yaşamı temelinden sarsacak seviyede ve evlilik birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir”. | Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası

Sosyal Ortamlarda Eşi Yalnız Bırakmak Nedeniyle Boşanma Davası

Yargıtay örnek karar “mahkemece, evlilik birliğinin ve ortak yaşamın temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davalı ve karşı davacı olan kadının tamamen kusurlu olduğuna karar vererek, kadının davasının reddine karar verilmiş, davacı erkeğin davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş ise de: davalı karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu hareketleri yanında, davacı karşı davalı erkeğin de karısına karşı ilgisiz davrandığı, karısını devamlı özel günlerde, arkadaş ziyaretlerinde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya neden olan hadiselerde, kocanın da kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda karı koca arasında ortak yaşamı temelinden sarsacak seviyede ve evlilik birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen hadiseler karşısında, davalı karşı olan davacı kadın da dava açmakta haklı olduğu. Türk Medeni Kanununun 166. maddesi şartları davacı kadının davası açısından gerçekleşmiştir. Bu durumda, davalı karşı davacı olan kadının boşanma davasının da kabul edilmesi gerekirken, yazılı olarak ret kararı doğru görülmemiştir”. | Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası

Eğitim Görmesini Engellemek Nedeniyle Boşanma Davası | Sıkça Sorulan Sorular

İŞTİRAK NAFAKASININ İNDİRİLMESİ DAVASI – DAVACININ İŞSİZ OLUP KİRA ÖDEDİĞİ VE MÜŞTEREK ÇOCUĞUN ÖZEL OKULDA OKUDUĞU Davacının işsiz olduğu, aylık yedi yüz elli TL kira ödediği, davalının ise evhanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, müşterek çocuğun özel okula gittiği, aylık okul taksidinin bin yüz otuz TL olduğu anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında, hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk adına hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRIMI DAVASI – HÜKMOLUNAN NAFAKANIN GELECEK YILLARDA DA ARTIRIMI KONUSUNDA ÜFE ARTIŞ ORANINDA ARTIRILMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

Hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına ilişkin talep konusunda; Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, TÜİK’ce belirlenen ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, TÜİK’in yayınlayacağı TÜFE oranında artışa karar verilmesi doğru değil ise de;bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün birinci paragrafındaki artışa ilişkin “…TÜİK’in yayınlayacağı TÜFE…” ifadelerinin çıkartılması suretiyle yerine “…TÜİK’ce belirlenen ÜFE…” ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiştir.

İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASI – DAVACININ İŞ YERİ DEVRİNİN MUVAZAALI OLDUĞUNUN TANIK BEYANLARI İLE ANLAŞILDIĞI Her ne kadar davacı, boşanma davasından sonra kendisine ait işyerini devrettiği ve bu iş yerinde asgari ücretle çalışmaya başladığını bu şekilde ekonomik durumunda olumsuz değişiklikler olduğunu iddia etmiş ise de; dosyada dinlenen tanık beyanları ile davacının halen bahsi geçen iş yerinde kendi tabelası altında çalıştığı ve patron olarak hareket ettiği, dolayısıyla iş yeri devrinin de muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece; davacının boşanma davasından sonra sosyal ve ekonomik durumunun zayıfladığı iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar vermek gerekirken, yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI – DAVACININ HALEN YURT DIŞINDA OKUDUĞU

Toplanan delillerden davacının halen yurt dışında okuduğu, anne ve baba arasında imzalanan protokol gereğince öğrenim ücretlerinin davalı baba tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı, davalı baba tarafından da bir kısım öğrenim giderlerinin karşılanmadığının kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan sebeplerle tarafların sunmuş oldukları diğer deliller de değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmak suretiyle bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

BOŞANMA DAVASI – BİLİRKİŞİ RAPORUNDA ANNE TARAFINDAN TAKİBE KONU EDİLMEYEN ALACAK KALEMLERİNİN HESAPLAMAYA DAHİL EDİLDİĞİ

Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının çocuk için yapmış olduğu harcamaların toplam ………… TL, davalı (baba) tarafından … için yapılan harcamaların toplam ………. TL olduğunu, aradaki farkın ……… TL olup, talep edilen ………… TL’lik tutarın ise davalı (baba) tarafından karşılanan giderler içerisine girmediği tespit edilmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı (anne) tarafından takibe konu edilmeyen alacak kalemlerinin hesaplamaya dahil edildiği, takibe konu edilen bazı harcama kalemlerinin ise raporda yer almadığı anlaşılmaktadır.

Bu hali ile bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece bu rapora dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

402 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp