İş Davaları Fazla Çalışma Tanık İspatı Nasıl Olur? İş davası açmak, İş Kanunu kapsamında işveren ve işçi arasında oluşabilecek anlaşmazlıklar neticesinde iş mahkemelerine başvuru yapılarak mümkün olmaktadır.
Bir işte fazla çalıştırıldığını iddia ederek işverene dava açılabilmektedir. Fazla çalışma yaptığını iddia eden bir işçi bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. İş davaları fazla çalışma tanık beyanları ile ispat edilebilmektedir.
Fazla Çalışma İspatı Nasıl Yapılır?
Fazla çalışma iş davasında tanık beyanları oldukça önemli bir delil olarak sayılmaktadır. Fazla çalışma için açılan bir iş davasında ispat niteliğinde sunulabilecekler şu şekildedir;
- Tanık beyanları: Genellikle fazla çalışmayı gösterecek yazılı belgelerin bulunmaması ya da yazılı belgelerin yeterli kanıt niteliğinde olmadığı durumunda İş Davaları Fazla Çalışma Tanık
- İşyerine Giriş Çıkışı Gösteren Belgeler: Fazla çalıştığını ispat etmekle yükümlü olan işçi, işyerinde giriş çıkış kayıtlarını ilgili mahkemeden talep edebilmekte ve bunu kanıt olarak gösterebilmektedir.
- İşyeri Yazışmaları: Fazla çalıştığını ispat etmekle yükümlü olan işçi, iş yeri içerisinde yapılan İşle ilgili ya da ilgili olmayan yazışmalarını mahkemede delil olarak sunabilmektedir.
Fazla çalışmaya karşılık olarak alınabilecek ücretlerin tahsiline ilişkin açılacak iş davasında işveren için en önemli deli bordro iken işçi için en önemli delil tanık beyanıdır. İş Davaları Fazla Çalışma Tanık beyanı her daim en önemli deliller arasında bulunmaktadır.
Özellikle yazılı delillerin bulunmadığı ya da yetersiz olduğu noktada tanık beyanları davanın gidişatını değiştirmekte ve işçi lehine dönmesini sağlamaktadır.
İş Davaları Fazla Çalışma Tanık İşveren Tarafından Sunulabilecek Deliller
Ücret bordroları bu davada en önemli kanıtlardan bir tanesidir. Bazı işverenler bordroları işçilerine imzalatarak ileride doğacak olan olumsuz durumların önüne geçmektedir. Bu noktada eğer ki bordroda işçinin imzası var ise işçinin Fazla çalışma için herhangi bir hak talep etmesi mümkün olmayacaktır.
Fakat borcun üzerinde işçinin imzası bulunuyorsa ve bu imza sahte ise, sahte olduğu kanıtlandığında işveren tarafından sunulabilecek bir delil olma özelliğini kaybedecektir. İşverenin işçinin iddiasını düşürmek adına öne sürebileceği en önemli delil bordrodur. Eğer ki bordro gerçekten işçi tarafından imzalanmış ise dava işverenin lehine sonuçlanacaktır.
Makalede İş Davaları Fazla Çalışma Tanık konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İş Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
İş Davaları Fazla Çalışma Tanık Yargı Kararı
İş davalarında Fazla çalışma ücretlerinin hesaplanması, ve hakkaniyet indirimini açıklayan karar aşağıda verilmiştir.
Somut olayda, davacının müdür olduğunu, çalışma gün ve saatlerini kendisinin ayarlamadığını, davacının amirinin genel müdür olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacının yetki ve sorumluluklarının sınırlı olduğu, davacı işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceği, davacının yasal sınırlamaları aşan çalışmaları için fazla çalışma ücreti talep etme hakkının bulunduğu,
İş Davaları Fazla Çalışma Tanık İşçinin Çalışma Saatleri
Dinlenen tanık beyanlarından davacının normal çalışma saatlerinin haftanın 5 günü 09.00-18.00 saatleri arasında,
cumartesi günü ise 09.00-14.00 saatleri arasında olduğu ancak tanık beyanlarından davacının haftada bir gün organizasyon veya nöbet sebebi ile ortalama saat 23.00 e kadar çalıştığı bu durumda davacının haftanın 4 günü 09.00-18.00 saatleri arasında, haftanın 1 günü ise 09.00-23.00 saatleri arasında cumartesi günleri ise 09.00-14.00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmıştır.
Davacının dinlenme süreleri düşüldüğünde haftalık çalışma saatinin 49 saat olduğu, bu durumda haftalık 4 saat fazla mesaisinin bulunduğu, ayrıca 1 Ocak Yılbaşı tatilinde de çalıştığı anlaşılmıştır. Davacının bu çalışmalarının karşılığının ödendiği davalı tarafça ispatlanamamıştır. Ayrıca davacı tanıkları ilk başlarda nöbetin 23.30 kadar sürdüğünü beyan etmişler ve bu nedenle nöbet sebebi ile ortalama saat 23.00 e kadar çalışıldığı kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça davacının yaptığı fazla mesailer karşılığı serbest zaman olarak kullandırıldığı savunulmuş ise de, davalı tarafça dosya ibraz edilen işyeri kayıtlarına göre 29 Ekim Nöbeti ve 07.10.2014 bayram nöbeti yerine serbest zaman kullandırıldığı diğer izin formlarının yıllık izin formları olduğu ve fazla mesai karşılığı serbest zaman kullandırıldığı savunmasının ispata yarar başka bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmış olup davacının bu savunması yerinde görülmemiştir. Söz konusu serbest zaman karşılığı Ubgt çalışmalarının karşılığı olarak da kabul edilemez.
Emsal 9. Hukuk Dairesi-2015/26859 -2018/84 E-K 15.01.2018 tarihli ilamı da “4857 sayılı İş Kanunu’nda serbest zaman, fazla mesai çalışması için öngörülmüştür.
İşçi tatil günleri çalışmış ise bunun karşılığı ücretin ödenmesi gerekir. Bu çalışma sonrası karşılığında izin kullandırılması, tatil ücretine hak kazanamayacağını göstermez. Zira tatil çalışmaları karşılığı serbest zaman veya izin verilmesi yasaya uygun değildir. ” şeklindedir.
Davalı vekili davacının 02.03.2015 tarihinde dava dışı BK Bağımsız Denetim A.Ş. ile nasıl tam zamanlı belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladığını beyan etmiş ise de dosya kapsamından davacının Sgk hizmet dökümümde BK Bağımsız Denetim A.Ş de çalışması görülmediği gibi davalı iş yerinde fiili çalışması olmadığı hususu da işveren tarafından da ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin yazılı belgelere dayanmaksızın ve uzun bir süre için hesaplanması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Anılan işçilik alacaklarının tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan anılan işçilik alacaklarının miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması ve, hafta tatili ve UBGT günlerinde sürekli çalışması yaşamın olağan akışına aykırı olup hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmaz olduğundan,
Tanık anlatımlarına göre belirlenen ücret alacakları için bilirkişi raporuna göre hesaplanan miktardan işçinin raporlu, mazeretli, izinli olduğu günler ile çalışılmayan günler göz önünde bulundurularak Türk Borçlar Yasası’nın 51 ve 52. maddeleri gereğince takdiren % 30 oranında makul hakkaniyet indirimi yapılması gerekir.
Bu nedenle Türk Borçlar Yasası’nın 51 ve 52. maddeleri gereğince takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi dosya kapsamına uygun ve makul orandır. Daha fazla bilgi için iş hukuku avukatı makaleyi okuyabilirsiniz.
TAZMİNAT DAVASI – HAFTA TATİLİ TALEP EDEN KİŞİNİN İDDİASINI İSPATLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU.
DAVACININ ÇALIŞMA SAATLERİNE İLİŞKİN TANIK İFADELERİ MEVCUT OLDUĞU – DAVALI TARAFINDAN İSE İŞ YERİ GİRİŞ ÇIKIŞ KAYITLARI TUTULMADIĞI BU DURUM KARŞISINDA TANIK BEYANLARINA İTİBAR EDİLMESİ GEREKTİĞİ.
ÖZET: Hafta tatili talep eden kişinin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının çalışma saatlerine ilişkin tanık ifadeleri mevcut olduğu, davalı tarafından ise iş yeri giriş çıkış kayıtları tutulmadığı bu durum karşısında tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği,
Tanık anlatımlarına göre haftanın 6 günü çalışıldığı buna ek olarak ayda iki pazar çalışıldığı, çalışılan pazarlarda aynı yevmiyelerinin alındığını, farklı bir ücret alınmadığını beyan etmişlerdir. Bu durumda davacı yanın hafta tatili talebinin yerinde olduğu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca %30 hakkaniyet indirimi de yapıldığı anlaşılmakla buna ilişkin davalının istinaf talebi yerinde değildir.
ALACAK DAVASI – HAFTA TATİL ÜCRETİ İLE ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL ÜCRETİ HESAPLAMASI DA AYNI FAZLA MESAİ ÜCRETİ GİBİ BU GÜNLERDE ÇALIŞMA YAPILDIĞININ İSPAT YÜKÜ İŞÇİDE OLUP ÇALIŞMA YAPILDIĞINDA KARŞILIĞININ ÖDENDİĞİNİN İSPAT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLDUĞU.
BİLİRKİŞİ TARAFINDAN YAPILAN HESAPLAMANIN USUL VE YASAYA UYGUN OLDUĞU.
ÖZET: Hafta tatil ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti hesaplaması da aynı fazla mesai ücreti gibi bu günlerde çalışma yapıldığının ispat yükü işçide olup çalışma yapıldığında karşılığının ödendiğinin ispat yükü işverendedir.
Davacı tanıkları davacının idari amir olarak pazar günleri çalışmasının olduğunu bu pazar çalışmasının ayda bir kereye karşılık geldiğini, ayrıca ulusal bayramlarda çalışma olduğunun söylenmesi ve davalının bu çalışılan günlerde davacı işçiye ücret ödemesi yapıldığını ispatlayamaması karşısında bilirkişi tarafından yapılan hesaplama usul ve yasaya uygun olduğundan istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne karar verilmiştir.
TESPİT DAVASI – DAVACININ KENDİSİNDEN FESİH SEBEBİYLE İLGİLİ YAZILI VEYA SÖZLÜ SAVUNMASI İSTENMEDİĞİ YA DA İSTENDİĞİNE İLİŞKİN TUTANAK VE DELİL İBRAZ EDİLMEDİĞİ.
HAKKINDAKİ İDDİALARA KARŞI SAVUNMASI ALINMADAN ONUN DAVRANIŞLARI YAHUT VERİMİYLE İLGİLİ SEBEPLERLE İŞ AKDİNİN FESHEDİLEMEYECEĞİ. İŞÇİYE SAVUNMA HAKKI VERİLDİĞİNİN KANITLANAMADIĞI.
ÖZET: Somut olayda davacının kendisinden fesih sebebiyle ilgili yazılı veya sözlü savunması istenmemiş ya da istendiğine ilişkin tutanak ve delil ibraz edilmemiştir.
Hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan onun davranışları yahut verimiyle ilgili sebeplerle iş akdinin feshedilemeyeceğini düzenleyen İş Kanunu 19. maddenin bu açık hükmü karşısında işçiye savunma hakkı verildiğinin kanıtlanamaması başka yönler incelenmeksizin işe iade davasının kabulünü gerekli kılacaktır.
İlk derece mahkemesinin de aynı yöndeki değerlendirmeyle davayı kabulü karşısında aksini iddia eden davalı taraf istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?