İş Kazası Ceza Davası Nasıl Açılır? İş kazası ceza davası ne kadar sürer? İşveren Ne Kadar Ceza Alır?

İş Kazası Ceza Davası Nasıl Açılır? İş kazası ceza davası ne kadar sürer? İşveren Ne Kadar Ceza Alır?
İş kazaları, adli bir vaka olarak ele alınır ve sağlık mesleği mensuplarının ihbar yükümlülüğü bulunur. İhmali olanlar cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilir. Her iş kazası, iş sağlığı ve güvenliği standartlarına uygunluk açısından önem taşır.

İş kazaları, çalışma hayatının kaçınılmaz gerçeklerinden biridir ve maalesef zaman zaman ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu kazalar sonucunda ortaya çıkan hukuki süreçler, kazaya uğrayan işçiler, işverenler ve ilgili diğer taraflar için önemli sonuçlar doğurabilir. İş kazası sonrası ceza davaları, soruşturmalar ve idari para cezaları, bu süreçlerin önemli bileşenleridir. Aşağıda, iş kazaları ile ilgili sıkça sorulan soruların cevapları özgün bir şekilde ele alınmıştır.

İş Kazası Ceza Davası Ne Kadar Sürer?

İş kazası ceza davalarının süresi, pek çok farklı faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu davaların süresi üzerinde etkili olan başlıca faktörler; davayı gören mahkemenin uzmanlığı, mahkemenin iş yükü ve iş kazası avukatının tecrübesidir. Genellikle, iş kazası ceza davaları 9 ay ile 12 ay sürebilir, ancak bu süreç mahkemenin yoğunluğuna ve davayla ilgili spesifik detaylar ve itiraz sürelerine göre daha uzun veya kısa sürebilir.

İş Kazası Sonrası Savcı Ne Yapar?

İş kazası meydana geldiğinde, kolluk kuvvetlerine bildirimde bulunulur ve ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından bir soruşturma başlatılır. Eğer kazanın işverenin veya üçüncü bir kişinin ihmali sonucu gerçekleştiği tespit edilirse, Cumhuriyet Savcısı, ilgililer hakkında iddianame hazırlayarak kamu davası açar. Bu süreç, kazanın ardından adil bir yargılama yapılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını amaçlar.

İş Kazası Tali Kusurlu Ceza Alır Mı?

Tali kusuru bulunan kişiler, genellikle kanunun belirlediği cezanın alt sınırında bir ceza ile cezalandırılır. Ölümlü iş kazalarında asli kusurlu bulunan kişilere ise olayın ciddiyetine göre, cezanın alt sınırının üzerinde bir ceza verilmesi mümkündür. Bu, kusur derecesine göre adil bir cezalandırma sağlamayı amaçlar.

İş Kazasında Şikayetçi Olunursa Ne Olur?

İş kazaları, şikayete bağlı olmayan durumlardır. Yani, işçi kazanın kendisinden kaynaklandığını belirtse dahi veya herhangi bir şikayette bulunmasa bile, işveren hakkında ceza davası açılabilir. Ancak, işçinin ifadesi ve diğer deliller, soruşturma sürecinde değerlendirilecektir.

İş Kazası Para Cezası Ne Kadar?

İş kazasının zamanında bildirilmemesi veya hiç bildirilmemesi durumunda, işverene yönelik idari para cezaları uygulanır. 2024 yılı itibariyle, iş kazasını geç bildiren veya hiç bildirmeyen işverenlere uygulanan idari para cezası, yeniden değerleme oranıyla %58,46 artışla en az 24.607,00 TL olarak belirlenmiştir. Bu cezalar, iş kazalarının düzgün bir şekilde rapor edilmesini teşvik etmek amacıyla konmuştur.

Her İş Kazası Adli Vaka Mıdır?

Evet, iş kazaları aynı zamanda bir adli olgudur. Türk Ceza Kanunu'nun 280. maddesinde, sağlık mesleği mensuplarının bu tür durumlarda ihbar yükümlülüğü düzenlenmiştir. Bu, iş kazası meydana geldiğinde ilgili sağlık personelinin, durumu yetkili makamlara bildirme yükümlülüğü olduğunu gösterir. Kazanın ciddiyetine ve sonuçlarına bağlı olarak, kaza adli bir soruşturma konusu haline gelebilir. İş kazaları, sadece iş sağlığı ve güvenliği ihlalleri açısından değil, aynı zamanda olası cezai sorumluluklar açısından da önem taşır. Bu nedenle, her iş kazası, ilgili yasal prosedürlere uygun şekilde ele alınmalı ve gerekli adli işlemler başlatılmalıdır.

Kazanın meydana gelmesinde ihmali veya kusuru bulunan işverenler veya diğer ilgili kişiler, Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemeler çerçevesinde, gerekli soruşturmaların yapılmasının ardından cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilirler. Bu sorumluluk, kazanın niteliğine, sonuçlarına ve ihmalin derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin, iş kazası sonucu bir işçinin yaralanması veya hayatını kaybetmesi durumunda, sorumluluğun derecesine bağlı olarak işveren veya ilgili kişilere yönelik ağır cezai yaptırımlar uygulanabilir.

İş Kazası Ceza Davası Nasıl Açılır?

İş kazaları için ceza davası açılması günümüzde çok daha detaylı çalışmalarla gerçekleştirilmekte olup işçilerin hakları ve işverenin sorumlulukları ile ilgili çok daha detaylı çalışmalar yapılmaktadır.

İş kazası ceza davası açılabilmesi için işvereninin sorumluluklarını yerine getirmemesi ya da başarılı bir şekilde yerine getirememesi ve iş kazası sonucunda ölümle karşılaşılması durumunda mümkün olmaktadır. Ceza soruşturmasında;

  • Kazanın meydana gelmesine sebep olan süreçler,
  • Kazanın meydana gelmesinde etken olan faktörler,
  • İşverenin sorumluluğunda olan ve kazada payı olan etkenler,
  • İşçinin kaza sırasındaki durumuna açıklık getirilmek için çalışmalar ve incelemeler yapılmaktadır.

İş Kazası Ceza Süreci Nasıl İşler?

İş kazası keşif ve inceleme polis, jandarma ve mahkemelerce yapılmaktadır. Polise ya da bulunulan bölgeye bağlı olan jandarmaya haber verilmesi durumunda gerekli kaza dosyası açılmaktadır. Öncelikle cezanın gerekçesinin tam olarak anlaşılabilmesi için işveren tarafından işçiye verilen göreve ve güvenlik önlemlerinin yeterliliğine dikkat edilmektedir.

İş kazası sonucunda bir ölüm meydana gelmiş ise dosya ile direk olarak Cumhuriyet Savcısı ilgilenmektedir. Savcının her tülü bilgi ve detaya ulaşma şansı olduğu için, kusurlu kişilerin tespit edilmesi konusunda titiz davranmakta ve onların aleyhine adımlar atabilmektedir.

İş kazası TCK maddesi kapsamında işçi ve işçinin ailesinin lehine ceza davası açılmaktadır.

İş Kazasının Ölümle Sonuçlanması Durumunda Yapılan Ödemeler Nelerdir?

İş kazası ölüm ile sonuçlanmış ise bu duruma ya işverenin ihmalkarlığı ya da işçinin hatası sebep olabilmektedir. Detaylı incelemelerden sonrasında;

  • İşçinin ailesinin lehine olacak,
  • İşçinin ailesinin mağduriyetinin giderilmesi sağlanacak,
  • Haklı olan tarafın menfaatleri doğrultusunda bir karar verilmesi gerekmektedir.

İşçinin ölümünden sonra ailesi yoksulluğa düşecekse ve mağduriyet yaşayacaksa geçimlerinin sağlanması adına tedbirler alınmaktadır. Bu durumda tazminat ödemesi mahkeme tarafında zorunlu tutulmaktadır.

Bu tarz davalarda kanunların iyi bilinmesi, sürecin doğru yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için alanında uzman bir avukata başvurmak faydalı olacaktır. Böylece oluşabilecek hak kayıplarının önüne geçilebilmekte ve en faydalı sonuca ulaşılması sağlanabilmektedir.

İş kazası ceza davası açmak yetkili olan mahkeme işverenin ikametgahında ya da kazanın gerçekleştiği yer mahkemesidir.

İş Kazasında Yetkili Mahkeme - İş Kazası Ceza Davası

İş Kazası Ceza Davası, İş kazası nedeniyle işverene karşı açılacak dava Türleri genellikle tazminat davalarıdır. Kazanın boyutu, mağduriyetin boyutu kazanın şekli özellikleri maddi ve manevi tazminat miktarlarını etkileyen kritik noktalardır.

İş kanunları bünyesinde süreçlerin yürütüldüğü iş mahkemelerinde görülebileceği gibi ölüm ile sonuçlanan kazalarda kusur oranına göre Ceza Mahkemelerinde de görülen davalar olmuştur. İş yerlerinde ihmalden kaynaklanan nedenlerden dolayı istenmese de bazen İş kazaları meydana gelmektedir. İş yerinde ve görülen işle ilgili meydana gelen kazalara, kısaca iş kazası denir. İş kazalarının işçi, işveren ve işyeri bakımından ortaya çıkarttığı sonuçları bulunmaktadır.

İş Kazası Ceza Davası Ceza ve Yaptırım Uygulanması İçin Kasıt veya Kusur Gerekmektedir Meydana gelen iş kazalarında işveren, kaza geçiren kişi veya diğer üçüncü kişilerin mevzuatlar içerisinde sorumlu olabilmesi veya ceza uygulanabilmesi için kasıt veya kusur aranmaktadır.

Meydana gelen kazada kasıt veya kusurun tespit edilmesi bu konuda cezalandırma ve yaptırımı ortaya çıkartacaktır. Bu kasıt veya kusur konusunda bir hapis cezasının mümkün olabilmesi için Türk Ceza Kanunun hükümlerine göre tespit edilmesi veya maddi bir ceza alınabilmesi için İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bir kusur veya kasıt tespit edilmiş olması gerekmektedir.

Bu kanunlar ve alt mevzuat hükümlerine aykırı şekilde hareket edilmiş olması, mevzuatlarda belirtilen tedbirlerden en az birinin alınmamış olmasının tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen durumların tek bir istisnası bulunmaktadır. İş yerinde meydana gelen tüm kazalar iş kazası olarak değerlendirilmektedir.

İş yerinde işçiyi kasten öldüren veya yaralayan işveren veya üçüncü kişi Türk Ceza Kanunun 81 ve 85. Maddeleri uyarında hapis cezasına çarptırılmaktadırlar. Bu durumun birçok istinası olduğundan aşağıda bunların açıklamaları yapılmaktadır.

Kusurlu Olan ve Sorumluluğu Tespit Edilen Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar

İş yerinde yaşanan iş kazaları konusunda kusurlu ve sorumlu olan kişilere uygulanacak olan yaptırım ve cazalar aşağı detaylı şekilde anlatılacaktır.

İşverene Uygulanacak Yaptırım ve Cezalar Nelerdir?

Şahıslara ait iş yerlerinde iş yeri sahibi, şirket ve holding gibi iş yerlerinde ise şirket ortakları ve sahipleri ile işveren vekili olan şirket yetkilileri ve iş yeri yetkilileri işveren olarak değerlendirilmektedir.

İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan iş kazalarında, kusurlu ve sorumlu olduğu tespit edilen işveren, işlediği kusur eğer Türk Ceza Kanunu hükümlerindeki taksir kapsamına giriyor ise hapis cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Ayrıca kaza geçiren işçi, işçi ölmüş ise kanuni hak sahipleri Borçlar Kanunundaki hükümler gereğinde maddi ve manevi tazminat alma haklarına sahip olmaktadırlar.

Ayrıca sosyal güvenlik Kurumu da kaza geçiren işçi için yapılan tüm tedavi giderlerini, kaza geçiren işçiye ödediği geçici iş görmezlik ödemesini, kaza geçiren işçinin yaptığı meslekte çalışma kaybı yaşaması durumunda kurumun kendisine bağlamış olduğu iş görmezlik gelirini de işverenden tahsil etmektedir.

Ayrıca sosyal Güvenlik Kurumu işçi için ödediği veya ileride ödeyeceği tahmini gelirin toplamını, kaza geçiren işçinin hayatını kaybetmesi durumunda kurumun kendisine veya hak sahiplerine bağladığı maaşın tahmini toplamını da işverenden tahsil etmektedir.

Ayrıca iş kazası geçiren kişinin sigortasız olması durumunda işverenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın tüm masraflar kendisinden tahsil edilmektedir. (İş Kazası Ceza Davası)

Üçüncü Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar Nelerdir?

İş yerinde meydana gelen bir kazanın konusu olan işveren, işveren vekili veya yetkilisi ile işçi dışında kalan kişiler üçüncü kişi olarak sayılmaktadır. İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan bir iş kazasında, kusur ve sorumluluğu olduğu tespit edilen üçüncü kişi veya kişilere, kusur ve sorumluluğunun Türk Ceza Kanundaki hükümlere göre taksir kapsamına girmesi durumunda hapis cezası verilmektedir.

İş kazasının oluşması üçüncü kişinin bir kişinin kusuru ve sorumluluğu ile gerçekleşmiş ise, sigortalıya ve oluşan hak sahiplerine yapılması gereken tüm ödemeler ve bağlanması gereken gelirler sosyal sigortalar Kurumu tarafından bu kişi veya kişilerden tahsil edilmektedir.

Kaza Geçiren Kişiye Uygulanan Yaptırım ve Cezalar Nelerdir?

İş kazasının meydana gelmesinde kasıtlı bir hareketi olan ağır bir kusuru olan işçinin, iş kazasına uğraması durumunda Sosyal sigortalar Kurumu yaptığı iş görmezlik ödemesini ve sürekli iş görmezlik gelirini işçinin gelirinden kesmektedir.

İş Kazasında İş Güvenliği Uzmanı veya İş Yeri Doktoruna Uygulanacak Yaptırım ve Cezalar Nelerdir?

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 6. Maddesinde yer alan hükümler gereğinde az tehlikeli olarak belirtilen iş yerlerinden 50'den az çalışanı olan iş yerlerinin hariç olması şartı ile iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi zorunlu olmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8. maddesinde işyeri güvenliği uzmanlarında ve iş yeri hakimlerine, görevli oldukları iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken tedbirleri yazılı olarak bilgilendirme zorunluluğu getirmektedir.

Ayrıca belirtilen düzenlemelerden hayati tehlike arz eden durumların işveren tarafından düzeltilmemesi durumunda, bu durumu İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğüne bildirmeleri yükümlülüğü verilmiştir. Kanun ve yönetmeliklerde açıkça belirtilen yükümlülüklerini ve görevlerini yerine getirmediği ve bu sebep ile iş kazasının meydana geldiği tespit edilmesi durumunda, kusur ve sorumluluğu tespit edilen iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı için kusuru ve sorumluluğu Türk Ceza Kanundaki taksir kapsamına girmesi durumunda hapis cezası ile cezalandırılmasını gerektirmektedir.

Bunların yanında iş kazası nedeni ile sosyal Güvenlik Kurumunun yaptığı masrafları bu kişilerden tahsil etmesi de gerçekleşecektir. Bunların yanında iş kazası nedeni ile işçinin ölmesi veya maluliyete sebep verecek şekilde vücut bütünlüğünü kaybetmesine neden olması veya meslek hastalığına yakalanmasına neden olacak bir ihmali olan iş yeri hekiminin veya iş yeri güvenlik uzmanın yetki belgesi askıya alınacaktır. (İş Kazası Ceza Davası)

Çalışanın Sigortasız Olması Halinde Ne Olur?

İş kazasında kaza geçiren işçinin sigortasız şekilde çalışıyor olması yani işverenin işçinin çalışmasını Sigorta Güvenlik Kurumuna bildirmemiş olması durumunda işçi için bir hak kaybı bulunmamaktadır.

İşçinin o iş yerinde çalışabilecek ve iş sözleşmesi yapabilecek şekilde bir çalışma ve hizmet içerisinde olduğunun tespit edilmesi işçi için yeterli olacaktır.

Türk Ceza Kanuna Göre Verilecek Hapis ve Adli Para Cezalar Nelerdir?

Türk Ceza Kanunda taksirle veya kast ile ölüm ve yaralamaya neden olan kişiler için hapis cezası uygulanması ve adli para cezası uygulanması belirtilmiştir. Kanunda belirtilen kast, işlenecek suçun bilerek ve isteyerek işlenmesi olarak tanımlanmaktadır.

Bilerek ve isteyerek olarak tanımlanan kast ile ölüm ve yaralama iş kazaları için istisnai haller dışında geçerli olmamaktadır. İş kazalarında yine istisnai haller dışında çoğunlukla taksir ile öldürmek ve yaralamak olarak değerlendirilmektedir. Taksir, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüm ve yaralamaya sebebiyet verilmesi olarak tanımlanmakta ve kanunlarda belirtilmektedir.

Türk Ceza Kanunda taksirle ölüm ve yaralamaya sebep olan kişi veya kişilere verilecek olan hapis cezaları aşağıdaki gibi belirtilmektedir. Bu durumda taksirle işçinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan kişilerin alacakları cezalar aşağıda belirtildiği şekilde olacaktır. (İş Kazası Ceza Davası)

Türk Ceza Kanunu 85. Maddesi Uyarınca Taksirle Öldürme Cezası

Kanunun ilk bendinde, taksirle ölüme neden olan kişinin iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası alması belirtilmektedir. Kanun maddesinin ikinci bendinde, işlenen fiilin birden fazla kişinin ölümüne sebep olması durumunda veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması durumunda iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları belirtilmiştir.

Türk Ceza Kanunu 89. Maddesi Uyarınca Taksirle Yaralama

Türk Ceza Kanunun 89.maddesinde belirtilen taksirle yaralama konusundaki cezalar için maddenin ilk fıkrasında, Taksirle birinin vücuduna acı veren veya sağlığı ile algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi için, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilmesi belirtilmektedir. Kanun Maddesinin diğer fıkrasında, Taksirle yaralama fillinin mağdurunun;

  • Duyularında veya organlarında işlevin sürekli zayıflaması
  • Vücudunda oluşacak kemik kırıkları olması
  • Konuşmasının sürekli bozulması
  • Yüzünde sabit bir iz kalması
  • Yaşamını tehlikeye sokan bir durumda kalması
  • Hamile bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğması

Durumlarının oluşmasında fiili işleyen için maddenin ilk fıkrasında belirtilen cezalar yarı oranında arttırılması belirtilmektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında, taksirle yaralama fiilinin mağdurunun;

  • İyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi
  • Organlarından veya duyularından birini kaybetmesi
  • Çocuk yapma yeteneğini veya konuşma yeteneğini kaybetmesi
  • Yüzünde sürekli değişiklik olması
  • Hamile kadının çocuğunu düşürmesi

Durumlarında maddenin birinci fıkrasında verilen cezaların bir kat arttırılması belirtilmektedir. Maddenin dördüncü fıkrasında, taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olan kişinin altı aydan üç yıla kadar hapis cezası alması hükmü belirtilmektedir.

Maddenin beşinci fıkrasında, taksirle yaralama suçunun kovuşturulması ve soruşturulmasının da şikayete bağlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca bu fıkrada maddenin birinci fıkrasına giren yaralama fiili hariç olarak suçun bilinçli bir taksirle işlenmesi durumunda şikayet aranmayacağı belirtilmektedir. Kanunlarda taksir aşağıda belirtildiği şekilde tanımlanmaktadır. (İş Kazası Ceza Davası)

Türk Ceza Kanunun 22. Maddesi Uyarınca Taksirin Tanımı

Taksirle işlenecek olan fiiller kanunda açıkça belirtilmiş olan hallerde cezalandırılmaktadır. Taksir, dikkat ve özen konusundaki yükümlülüklere aykırı davranış sergilemek, dolayısı ile bir davranış veya hareketin suçun kanuni tanımında belirtilen neticelerinin öngörülmeyerek yapılmasıdır.

Kişinin davranışı ve hareketi yapması ile öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin bu şekilde meydana gelmesinde bilinçli taksir bulunmaktadır. Bu durumda taksirli suçlara ilişkin verilecek cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılması gerekmektedir.

Taksirle işlenecek bir suç için verilecek olan ceza kusuru işleyenin kusur durumuna göre belirlenmektedir. Birden fazla kişinin işlediği taksirli suçlarda her kişi kendi sorumlu olduğu suçtan ceza almaktadır. İşlenen her fiil için ceza kusura göre ayrı şekilde belirlenmektedir.

Taksirli davranış sonucunda ortaya çıkan neticede, failin kişisel veya ailevi durumu bakımından artık ceza verilmesinin gereksiz olacağı durumlarda ceza verilmemektedir. Böyle bir durumda bilinçli taksir olmasında ise ceza yarıdan altına birine kadar indirilebilmektedir. (İş Kazası Ceza Davası)

Borçlar Kanuna Göre Maddi ve Manevi Tazminatlar Nelerdir?

Meydana gelen iş kazasında kendisi veya kendisi ölmüş ise kanuni hak sahipleri, iş kazasının oluşmasında kusur ve sorumluluğu bulunan işveren ve üçüncü kişilere karşı tazminat alma hakkı bulunmaktadır.

Bu konuda Borçlar Kanunun 53, 54, 55 ve 56. Maddelerinde maddi ve manevi tazminat açılması konusunda düzenlemeler bulunmaktadır.

Borçlar Kanuna Göre Yaralanma Halinde Açılacak Tazminat Davaları

İş kazası geçiren işçiler yaşadıkları bedensel zararlar nedeni ile sorumlu ve kusurlu olan işveren veya üçüncü kişilere tazminat davası açabilmektedir. Kanunda tazminat almaya hak kazanılacak bedensel zararlar aşağıdaki gibi belirtilmektedir.

  • Tedavi giderleri
  • Kazanç kayıpları
  • Çalışma gücünün azalması ve yitirilmesi sonucunda doğacak kayıplar
  • Ekonomik açıdan geleceğin sarsılması nedeni ile doğacak kayıplar
  • Borçlar Kanuna Göre Ölüm Halinde Açılacak Tazminat Davaları

Yaşanan iş kazası sonucunda hayatını kaybeden işçinin yakınları veya kanunu hak sahipleri, iş kazanın meydana gelmesinde kusurlu ve sorumlu olan işveren ve üçüncü kişilere tazminat davası açabilmektedirler. İşçinin ölümü halinde uğranılan zararlar aşağıdaki gibidir.

Cenaze Giderleri

İş kazası sonrasında ölümün hemen gerçekleşmemesi durumunda meydana gelen tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi nedeni ile doğan kayıplar Ölen işçinin desteğinden ölüm nedeni ile mahrum kalan kişilerin uğradıkları kayıplar

Borçlar Kanuna Göre Manevi Tazminat

İş kazası sonrasında bedensel bütünlüğünü yitiren ve zedelenen kişi bu durum nedeni ile iş kazasının oluşmasında kusuru ve sorumluluğu tespit edilen işveren veya üçünü kişilere manevi tazminat davası açabilmektedir. Bunun yanında ağır bedensel zarar görmesi veya işçinin ölmesi durumunda ölenlerin yakınları da iş kazasında kusur ve sorumluluğu tespit edilen işveren veya üçüncü kişilerden manevi tazminat alabilmektedir. (İş Kazası Ceza Davası)

Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından İş Kazalarında Uygulanan Yaptırımlar

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun iş kazaları konusunda uyguladığı yaptırımlar, meydana gelen iş kazalarının oluşmasında kusur ve sorumluluğu tespit edilen işveren veya üçüncü kişiler ile işçiye, kurumun bu kaza nedeni ile yaptığı ödemeler ve masrafların tahsilini yapması şeklinde olmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumunca İş Verene Uygulanacak Yaptırımlar

Yasalarda işveren tanımı ve bu tanıma ait kişiler belirtilmiştir. Şahsa ait bir iş yerinde işveren işyeri sahibi olmaktadır. Bir şirket veya holdingde ise iş yeri yetkilisi veya ortaklar ile temsilcileri işveren olmaktadır. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. Maddesi uyarınca, meydana gelen iş kazasında işverenin kastı olarak meydana gelmesi veya iş sağlığı koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir durum sonucu meydana gelmiş olması halinde.

Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması planlanan tüm ödemeler işverenden tahsil edilmektedir. İşverenlerin sorumluluklarında kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınmaktadır.

Ayrıca iş kazasının en geç üç iş günü içerisinde işveren tarafından kuruma bildirilmemesi durumunda, yapılan bildirim tarihine kadar geçen süre için, sigortalıya ödenecek olan geçici iş görmezlik ödeneği işverenden tahsil edilmektedir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 76. Maddesi uyarınca, gerçekleşen iş kazası sonrasında işveren işçiye derhal sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini sağlamak zorundadır.

Bu durumda meydana gelen masrafların; sağlık hizmetleri giderleri, yol giderleri, gündelik ve refakatçi giderleri ve kurum tarafından karşılanmaktadır. Kanun maddesinde belirtilen yasal yükümlülüklere uyulmaması durumunda ortaya çıkacak tedavinin uzaması nedeni ile oluşan masrafları ve işçinin malul kalması veya bu dereceye ulaşması durumunda işveren kurumun yaptığı tüm ödemeleri ödemek zorundadır.

Meydana gelen iş kazasında işverenin kastı veya sağlık sigortasının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili olan mevzuat hükümlerine aykırı bir hareketi sonucunda meydana gelmiş olması durumunda, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun yapmış olduğu tüm masrafları ve ödemeleri işverene yüklenmektedir. İşveren iş kazaları konusunda sorumluluğun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınarak işlem görmektedir. (İş Kazası Ceza Davası)

Sosyal Güvenlik Kurumunca Üçüncü Kişilere Uygulanacak Olan Yaptırımlar

Yasalarda meydana gelen iş kazalarında; işveren, işveren vekili ve kaza geçiren kişi dışında kalan tüm kişiler üçüncü kişi olarak değerlendirilmektedir. Bu konuda 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 21. Maddesi uyarınca, meydana gelene kazaların oluşmasında kusurlu ve sorumlu olduğu tespit edilen üçüncü kişiler sosyal Sigortalar Kurumu'nun iş kazası nedeni ile yapmış olduğu tüm sağlık giderleri ve malullük ile iş görmezlik ödemelerini yapmak zorunda kalmaktalardır.

Üçüncü kişinin şirket ve kurum olması durumunda bunu çalıştıranlara ve bunun yetkilileri ile sahibine rücu edilmektedir. Bu durumda işveren gibi iş kazasında kusuru ve sorumluluğu olan üçüncü kişilerde yaptırıma maruz kalmaktalardır. (İş Kazası Ceza Davası) Diğer makalelerimize Ankara Avukat sayfamızdan göz atabilirsiniz.

Bu haber toplam 351 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara