Kasko Rücu Davası Nedir? Kasko rücu davası açmak, Sigortacının sigorta ettiren kimsenin yerine geçerek rücu hakkını kullanması sonucunda mümkün olmaktadır.
Kasko rücu davası sigortacı tarafından açılabilmekte ve zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı açtığı bu davada tazmin ettiği bedel kendisine intikal etmektedir.
Rücu Hakkı Nedir, Kullanımı Nasıldır?
Zarar sigortaları için geçerli olan halefiyet ilkesinden kaynaklanan bir hak olan rücu hakkı, sigortacının ödediği tazminat sayesinde sigortalının hakkına sahip olması bedava açma hakkı olarak tanımlanabilmektedir.
Sigortalının gördüğü zarara neden olan kişilere karşı sigortalının açabileceği tüm davaları Sigortacı açmaksa ve meydana gelen hasarın tazminat talebini yapmaya hak kazanmaktadır. Fakat sigortacının zararın hepsini karşılamaması durumunda, sigorta sahibinin zararın karşılanmayan kısmı için tazminat hakkı devam eder.
Sigortacı ödediği zarar kadar sigortalının halefi sayılmakta ve zarardan sorumlu olan kişiler için rücu hakkını kullanabilmektedir. Sigorta kapsamında sahip olunabilen rücu hakkı her sigorta hizmeti için farklılık göstermektedir.
Sigorta kapsamında rücu haklarında farklılık olsa da tüm sigorta hizmetlerinde geçerlidir. Fakat rücu hakkının en çok kullanıldığı davalar kasko rücu davası olmaktadır. Kasko sigortalıya rücu hakkı sigortacının 10 yıl içinde dava ile başvurabileceği hakkıdır. Sigorta şirketinin sigortalıya rücu davası açabilmesi için 10 yıl sınırlanması getirilmiştir. Sigorta şirketi rücu hakkı için 10 yıl içerisinde rücu davası açmalıdır.
Kasko Rücu Davası Nedir?
Kasko rücu davası, özel araçların sigortacılar için sahip oldukları rücu hakkı davalarına verilen isimdir. Sigortacı sigortalının yerine sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigortalının yerine geçebilmektedir.
Hasara yol açan üçüncü şahıslara karşı dava açarak zararı talep etme hakkı sigortacıya geçer.
Trafik Kazalarında Sigorta Şirketlerinin Rücu Hakkında Vazgeçmesi
Motorlu taşıtlarda zararın oluşumu sırasında bir kişinin ölümü ya da yaralanması durumu söz konusu ise kazaya karışan aracın üçüncü kişilere devri durdurulmaktadır. Hak talebinin önlenebilmesi amacıyla Cumhuriyet savcılıklarınca trafik kaydı üzerinden aracın trafik kaydı kısıtlanır.
Trafik kazalarında sigorta şirketinin rücu hakkından vazgeçebilmesi mümkün olmaktadır. Vazgeçebileceği durumlar ise;
- Kazaya karışan taraflardan bir tanesinin alkol ya da uyuşturucu alarak araç kullanmış olması,
- Kazaya karışan taraflardan bir tanesinin sürücü ehliyeti olmadan araç kullanmış olmasıdır.
Makalede Kasko Rücu Davası konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İcra Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
Kasko Rücu Davası Nedir
Kasko Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Kasko Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Kasko Sigorta ettiren kimse, sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal ve harekette bulunursa sigortacıya karşı mesul olur.
Kasko Sigortacı zararı kısmen tazmin etmiş ise sigorta ettiren kimse kalan kısmından dolayı üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu müracaat hakkını muhafaza eder.
Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca, aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi için talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığı’nca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır.
Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde, şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.
İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.
İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.
İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?