Mirasın Reddi Nasıl Yapılır? | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır? Modern hukuk sistemi dahilinde miras bırakan yani muris tarafından tüm varlıklarının sorumluluğunun yasal mirasçılarına geçmesi anlamına gelen mirasın kapsamı dahilinde murisin her bir mal varlığı olabileceği gibi murisin kendisine ait olan borçları da bulunabilir.

Bu doğrultuda da muristen, mirasçılar hem varlıklarını hem de borçlarını devralma sorumluluğuna sahiptir.

Bu sebep ile de Türk modern hukuk sistemi dahilinde düzenlenen kanun ile mirasçı sıfatı taşımakta olan kişilere yönelik olarak mirası reddetme yani mirası kabul etmeme hakkı veriyor.

Mirasın reddi beyanı ile mirasçıların tüm borç ve alacağa ilişkin olarak var olan tasarruf haklarından vazgeçebiliyor. Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasın Reddi Davasını Kimler Açabilir?

Yasal mirasçılar ve atanmış olan mirasçılar mirasın reddi yapabilme hakkına sahiptir. Yasal mirasçılar veya atanmış olan mirasçılar murisin vefat etmesinin ardından mirası kabul etmiş sayılırlar.

Ancak mirasın reddi amacı ile mirasçılar tarafından açık bir şekilde mirasın reddi beyanında bulunmaları, mirasın reddi için en önemli unsurlardan birisini oluşturmaktadır.

Mirasın reddi ile ilgili olarak söz konusu düzenleme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun 605. Maddesi içerisinde bulunur.

Mirasın reddi ile ilgili olarak gerçekleştirilecek beyan için kanunda belirlenmiş olan süre ise 3 aydır.

Mirasçılar tarafından miras bırakan kişinin ölümünden itibaren 3 aylık periyot içerisinde mirasın reddi beyanında bulunmuş olmaları giriyor.

Ancak bazı hallerde söz konusu mirasçı sıfatı taşıyan kişilerin, söz konusu sıfatlarına ilişkin olarak daha sonra bilgisi olabiliyor.

Bu durumda ise bu söz konusu kişilerin mirasçı olduklarını öğrenmelerinin ardından 3 ay içerisinde mirasın reddi beyanını gerçekleştirmeleri zorunluluğunu bulunmaktadır. Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Reddi Miras Açma Süresi

Mirasın reddi yapmak isteyen mirasçı sıfatındaki kişilerin sadece mahkeme aracılığı ile işlemi gerçekleştirebiliyor.

Kişiler murisin vefatı veya mirasçı olduklarını öğrenmelerinin ardından 3 ay içerisinde Sulh Hukuk Mahkemeleri’ne başvuru gerçekleştirebilme şansına sahip olabiliyor.Mirasın reddi ile ilgili olarak başvuru gerçekleştirecek olan mirasçı sıfatı taşıyan kişiler yönünden mirasın reddi ile ilgili olarak koşullar belirtilmelidir.

Bu kapsamda da misal olarak bir mirasçının murisin yalnızca borçlarından muaf olabilmek amacı ile bir ret söz konusu olamıyor.

Mirasçılar, mirasın reddi yapmak amacı ile bir talepte bulunmaları durumunda murisin hem borçlarından hem de alacaklarından feragat etmiş sayılıyor.

Mirasın reddi uygulamaları oldukça karmaşık yapıda uygulanıyor. Miras bırakan kişi tarafından bırakılan mirasa dair birden fazla mirasçının söz konusu olduğu hallerde mirasçılardan sadece birisinin mirasın reddi beyanında bulunması durumunda miras kalan mirasçılar arasında pay edilmektedir.

Miras bırakan kişi tarafından bırakılan mirasın, yakın mirasçılar reddini yapar ise miras, iflas hükümleri çerçevesinde tasfiye edilmektedir.

Tasfiye neticesinde de mirasta bir değer veya mal kalması durumunda hiç reddi olmamış gibi mirası reddetmiş olan kişiler arasında miras, mirasçıların payları oranı üzerinden miras payı gerçekleştirilmesi söz konusu olur. Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?  Sıkça Sorulan Sorular

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI Bir bölüm mirasçıların isteği üzerine mirasın reddinin belirleme ve tesciline yönelik verilen hüküm sonucunda, davacı müessesenin,

mirasçıların murisin borçlarından mesul olmadıklarını yargılamaesnasında öğrendiği, sahip olunan durumun mirasın borçlarından mesulolması lüzumlenen fakat kalıtı reddetmeleri hasebiyle sorumluluktan kurtulan davalılar lehine vekalet Ücreti verilmesi gerektirmeyeceği belirlenmektedir.

O halde; mahkemece; kalıtı reddeden davalılar lehine vekalet fiyatı takdir edilmesine yer olmadığına hüküm verilmesi gerekirken;

Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kalıtı reddeden mirasçılar lehine vekalet fiyatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI Murisin ölüm tarihi bakımından bankalarda mevduat hesabının bulunupolmadığı, ölüm tarihi bakımından muris yerine vasıta kaydı çoğu bulunmadığı trafik tescil müdürlüğüne sorulmamış,

mirasçının kalıtıkabul mananına gelebilecek davranışları ile ilgili inceleme yapılmamıştır.
Ayrıca, davacının verilen vekaletnamede mirasın reddini sahibi olan kalifiye yetki olmadığı görülmüştür.

Bu halde, murise ilişkin mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini, davacılar vekiline kalifiye yetkiyi sahibi olan vekaletname sunmasıiçersinde müddet verilip kalifiye yetki sahibi olan vekaletname ibraz ettiğinde,

Yargılamaya devam olunarak yukarıda belirti edilen şekildeinceleme yapması, terekenin borca batık çoğu olmadığının belirlenmesiile neticenine göre bir hüküm verilmesi lazım olur.MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI Mahkemece, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin olasıbulunmadığı, uygulanan yargılama ardından terekenin borca batık çoğuolmadığına hüküm verildiği göz önünde bulundurularak,

Yargılama giderinden davalının değil davacının mesul tutulması ve davacı lehine vekalet fiyatına hükmedilmemesi gerekirken,

Yazılı şekilde hükümverilmesi doğru görülmemiş ise de bu konu hükmün bozulmasını ve yineyargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasılazım olur.

MİRASIN GERÇEK REDDİ DAVASI

Temyiz evresinde vekaletnamesinde feragate yetki sahibi yer aldığıanlaşılan vekil doğrulusunda verilen arzuhâl ile usulüne makul şekilde davadan feragat edildiğine,

Davadan feragat ile ilgili hüküm verme yetkisi Mahalli Mahkemesi’ne ilişkin bulunduğuna göre, davadan feragat konusunda hüküm verilmek üzere kararın bozulması lazım olur.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI Mahkemece, davanın kaliteyi gereği davalı-alacaklının murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin olasıbulunmadığı,

Uygulanan yargılama ardından terekenin borca batık çoğuolmadığına hüküm verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının mesul tutulması ve davacı lehine vekalet fiyatına hükmedilmemesi gerekirken,

Yazılı şekilde hükümverilmesi doğru görülmemiş ise de bu konu hükmün bozulmasını ve yineyargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasılazım olur.

245 Görüntülenme

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp