Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası nasıl görülür. Günümüz Türk hukuk sistemi dahilinde çok geniş yelpazede görülen muvazaa. Tarihi kökeni açısından çok eskilere dayanırken, İslam Hukuku dahilinde de muvazaalı sözleşme gerçekleştirilmesinin yasak olması.

Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Modern Türkiye’ de de hukuki olaylarda ve görülen davalarda muvazaa kavramının sıklıkla görülmesine önemli bir etken oluşturabilir.

Türk hukuk sistemi dahilinde muvazaa kavramına ilişkin olarak kanunlarda yazılı bir açılama bulunmamaktadır. Bu noktada Borçlar Kanunu dahilinde muvazaaya dair bir açıklama bulunur.

Bir sözleşmenin biçim ve koşullarını tespit etmede iki tarafın hem hatalı biçimde hem de mevcut sözleşmede. Bulunan esas hedeflerin üzerin örtmek, saklamak amacı ile kullandıkları tabirler ve isimler göz önünde bulundurulmadan bu tarafların gerçek ve ortak hedeflerinin belirlenmesi gerekliliği bulunur. Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası.

Muvazaanın Unsurları Nelerdir?

Günümüzde hukuk sistemi dahilinde muvazaanın 4 farklı hususu bulunur. Bu hususlar; *Açıkta Bulunan İşlem: Sözleşme dahilinde bulun tarafların üçüncü şahısları aldatma hedefi ile gerçekleştirmiş oldukları işlemdir.

Sözleşmedeki taraflar bu noktada hukuksal işlemi sadece görünüş hedefli gerçekleştirmek ve gerçekleştirilen hukuksal işlemin kendileri açısından herhangi bir hüküm ve yükümlülük teşkil etmeyeceği hususunda anlaşma sağlamışlardır.  Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Muvazaa Sözleşmesi Nedir?

Sözleşme dahilinde yer alan tarafların, açıkta bulunan işlemi sadece üçüncü şahısları aldatmaya yönelik olarak gerçekleştirdikleri ve kendi aralarında hüküm teşkil etmeyeceğine ilişkin bir anlaşmada bulunmaları gerekliliğini bulundurur.

Gizli İşlem Nedir?

İşlem dahilindeki tarafların muvazaalı bir işlem gerçekleştirmeleri durumunda arzuları yönünde kendi aralarında kendi gerçek iradelerine bağlı ve gerçek durumu yansıtan bir işlem uygulayabilirler.

Fakat bu işlemin taraflar arasında gizli kalması ve üçüncü şahıslara bildirimi söz konusu olmaz.

Kasıtlı Muvazaalı İşlem Nedir?

Muvazaa irade ile beyan arasında kasıtlı olarak oluşturulan aykırılıktır. Bu noktadaki temel hedef üçüncü şahısların aldatılmasıdır.

Muvazaanın Türleri Nelerdir? Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Türk hukuk sisteminde yoğun şekilde karşılaşılan muvazaa, iki ana gruba ayrılır. Bu gruplar;

  • Mutlak Muvazaa: Sözleşme dahilindeki tarafların gerçekte herhangi bir işlem gerçekleştirmeyi arzulamadıkları durumda, sadece üçüncü şahıslara yönelik aldatmada bulunma hedefi ile gerçekleştirilmiş ve normal satış işlemi gibi görünmesinin sağlanabilmesi amacı ile bir işlem gerçekleştirmeleridir.
  • Nisbi Muvazaa: Nisbi muvazaada, sözleşme dahilindeki tarafların aralarında oluşturdukları bir sözleşmeyi kendi iradelerine uygun olmayan ve üçüncü kişilere karşı gerçekleştirdikleri başka bir işlem ile saklamalarıdır.

Nisbi muvazaada, tarafların açıkta olan işlemin geri planındaki asıl amaçlarına uygun biçimde işlem gerçekleştirilir. | Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Muvazaanın Kanıtlanması – Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Söz konusu öne sürülen muvazaalı sözleşme ya da işleme ilişkin olarak açılacak davalara ilişkin olarak mutlaka davacı tarafından ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekir. Bu durumda iki ana grupta incelenir ki bunlar;

Muvazaanın Muvazaalı İşleme Taraf Olanlar Tarafından İddia Edilmesi

Türk Medeni Kanunu’ nun 6. Maddesi dahilinde kanun dahilinde tersi beyan gerçekleştirilmedikçe herkesin iddiasını ispat etme mecburiyeti bulunur. Bu doğrultuda taraflardan birisinin muvazaalı sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmesi halinde. Muvazaanın mevcut olduğunu yazılı  ya da sözleşme açısından resmi biçim hali.

Söz konusu ise resmi ya da yazılı hukuki yönden aykırı olmayan delil ile ispat edilmesi gerekir. Bu noktada resmi biçimde gerçekleştirilmesi söz konusu olsa dahi delilin resmi senet olması gerekliliği bulunmasa da yazılı bir delil niteliğine sahip olması gerekir.

Muvazaanın Üçüncü Şahıslar Tarafından İddia Edilmesi

Muvazaa durumunun üçüncü şahıslar tarafından iddia edilmesi halinde şahısların muvazaayı her yapıda olan delil ile kanıtlama olanağı bulunur.

Üçüncü şahısların muvazaa durumunu kanıtlama konusunda yazılı delil söz konusu olamamasından kaynaklı olarak tanık ifadesine başvurarak da delil sunumunda bulunabilir. Çünkü üçüncü şahıslar tarafından muvazaalı sözleşmenin kanıtlanması pek çok noktada olanaksız olarak görülür ve bu doğrultuda tanık ifadesi delili kabul edilir.

Yargıtay Kararı – Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

MUVAZAA TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI. HİLE VE MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİ. TAŞINMAZLARIN DAVACILARIN PAYINA İSABET EDEN KISMININ DEĞERİ ÜZERİNDEN PEŞİN HARCIN ALINMASI. HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ. Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası.

ÖZET: Dava, hile ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazların davacıların payına isabet eden kısmının değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması yerinde değildir. Hükmün bozulması gerekmiştir.

Tapu İptal Davası ve Tasarrufun iptali davası konularını buradan okuyabilirsiniz. Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası

Muvazaa Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası – Sıkça Sorulan Sorular

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI – TAŞINMAZI SATIŞ İŞLEMİNİN MUVAZAALI OLDUĞUNUN KANITLANAMADIĞI – SATIŞIN GERÇEK OLDUĞU ANLAŞILMAKLA İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR DOĞRU OLDUĞUNDAN İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE KARAR VERİLMESİ .

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/436 esas 2003/233 karar sayılı ilamı 21/04/2003 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, taraflara arasında yapılan 21/04/2003 tarihli boşanma ve feri sonuçlarına ilişkin protokol gereğince İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, Aşağı Mahalle 170 ada 11 parselde bulunan 4.600 m2 yüz ölçümlü taşınmazın 9/12 hissesinin tazminat olarak davacı F.’ya devredileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında yapılan protokolün boşanma ilamının hüküm celsesinde taraflarca onaylandığını ve boşanmaya karar verildiğini, mahkemece taraflar arasındaki protokol onaylanarak boşanmaya karar verildiğini, boşanma davasının görüldüğü tarihte 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 9/12 hissesi M. A. G. adına kayıtlı olup boşanma ilamında düzenlenen protokol gereğince tazminat olarak davacıya verilmesine karar verildiğim ancak davacıya, boşandığı eşi bu taşınmazı devretmediğini, “bankaya kredili borcum var, borcum bitsin devrini yapacağım” diyerek oyaladığını.

Boşanma ilamı ile onaylanan protokol uyarınca taşınmaz kendisine verilen davacının devrin yapılmasını beklerken zeytinlik olan taşınmazdan fiilen yararlandığını, imar ve ıslahını, sürüm ve bakımını yaparak ürünlerini topladığını, malik sıfatı ile taşınmaza sahip olduğunu, davacının taşınmazın davalı A. K.’e devredildiğini taşınmazın 3/12 hisse sahibi olan S. G.’ten 2014 yılı Eylül ayında öğrendiğini bunun üzerine tapuda yapılan araştırmada 170 ada 11 parselin 20/12/2012 tarihinde 3.500,00 TL bedelle satıldığını tespit ettiklerini, davalı A. K.’in davacının boşandığı eşi olan M. A. G.’in kuzeni, aynı köyde oturan ve taşınmazın mahkeme kararı ile tazminat olarak davacıya bırakıldığını bilen biri olduğunu, davalının kötü niyetli olup davacının zararını bilerek iktisap ettiğini, davalı adına yapılan tescilin yolsuz olup iptalinin gerektiğini belirterek…. İlçesi …Mahalle 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 9/12 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

B) DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:

Davalı vekili cevap dilekçesinde özette, öncelikte zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde dayanak gösterilen protokolün Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/04/2003 tarih ve 2003/436 esas 233 karar sayılı boşanma ilamı kapsamında davaya konu 170 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 9/12 hissesinin tazminat olarak davacıya devredilmesinin kararlaştırıldığını ve kararın kesinleştiğini,

Davadan sonra tescil işleminin yapılması gerekirken 10 yıl sonra protokolün gereğinin yapılması isteminin zaman aşımına bağlı olup öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise dava dilekçesindeki iddia ve def-ilerin gerçek ve somut verilere dayanmadığını, davaya konu taşınmazın tapu kütüğünde M. A. G. adına kayıtlı iken .. Bankasından aldığı kredinin ödenmemesi nedeni ile hakkında  İcra Müdürlüğünün dosyası ile icra takibine başlandığını ve satış için kıymet taktirinin yapıldığını.

Satışa hazırlık aşamasında  … Bankası yetkilisi huzurunda ve İcra Müdürlüğünde 09/03/2010 tarihli ve 43.450,00 TL tutarlı temlikname düzenlenerek bankanın borcu tarafından ödenmek sureti ile alacağın temlik edildiğini, ayrıca tapu kütüğünde şerhler ve beyanlar hanesinde yazılı haciz ve şerhler ile ilgili M. A. G.’e ait borçlar kendisi tarafından ödenmek koşulu ile taşınmazın 20/12/2012 tarih ve 10514 yevmiye sayılı tapu senedine istinaden tarafına satılarak devredildiğini, satış akdinde kötü niyetin söz konusu olmadığını.

Kendisinin 3. Şahıs konumunda olduğunu, taşınmazı banka alacağının temlik edilmesi sonucu teslim aldığını, ayrıca mahkeme kararlarının yerine getirilmesi süresinin 10 yıl olup davacının taşınmazın devrini yeni öğrendiği yolundaki beyanının kötü niyetli olduğunu, tarafların boşandığı dönemde davacının eşinin bankadaki borcundan haberdar olduğunu, F. G.’in düzenlenen ve icra takibine dayanak olan sözleşmeye kefil olarak imza attığını, dolayısıyla boşandığı eşi ile ticari ve hukuki iş ilişkisinde bulunması tapunun satış yolu ile devredilmesinden haberdar olduğunu, davacının kötü niyetli olup ileri sürdüğü iddiaların somut ve gerçek delillere dayanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

1.407 Görüntülenme

SORULAR

  1. Veli Kır dedi ki:

    2004 yılında boşandığım eski eşime resmi nafaka istemeyeceği sözü üzerine kendisine evimin satışını yaptım. satıştan yaklaşık 10 yıl sonra toplu nafaka talebinde bulunarak emekli ikramiyeme 25000 TL haciz koydurdu. ‘hileye dayalı tapu iptal ve tescil davası açtım. son duruşmada keşif yapılması kararı verildi. konuyla ilgili birkaç sorum var,yardımcı olursanız sevinirim.
    1- dava açıldığından beri karşı taraf davaya katılmıyor. (tebligat yapıldı)
    2- hakime hanım da herhangi bir belge, kanıt,şahit veya delil yok mu diye soruyor. bunların hiç biri yok..aramızda konuşup kimseye söylemeden, yazılı sözleşme yapmadan anlaştık..o dönemde çocuklar için görüşüyorduk ve bana evlilik döneminden çok daha iyi davranıp yeniden evlenmeyi bile düşündürmüştü..satıştan sonra tavır değişti..irtibat koptu..10 yıl sonra haciz işlemi yaptı..karşı komşusunun yeni avukat olan oğlunun yol göstermesiyle bu işe kalkıştığını düşünüyorum.
    dava sürüyor..sizce sonuç ne olur..teşekkür ve saygılarımla iyi günler dilerim..

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp