Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası | Vefat eden kişinin bıraktığı mirasın paylaşılabilmesi için mirasçıların kendi aralarında anlaşmaları gerekir. Öncesinde herhangi bir farklı düzenleme yapılmadığı takdirde tereke mirasçılar tarafından istedikleri şekilde paylaşılabilir.
Miras Paylaşımı (Taksimi) Davası Nedir?
Eğer mirasçılar miras paylaşımı sırasında ortak bir karara varamazlarsa sorunun çözülmesi için mirasçılar mirasın paylaşımını mahkemeden yapmasını isteyebilir. Bunun için mirasçılar miras paylaşım davası açarlar. Mirasçıların miras üzerindeki var olan el birliğiyle mülkiyeti miras paylaşım davasının açılmasıyla sona erer.
El birliğiyle mülkiyet var olan bir malın üzerinde birden fazla kişinin payları belli olmayacak şekilde ortak olarak malik olmalarıdır. Miras paylaşım davası ile her mirasçının söz konusu olan mirastaki payı tek tek belirlenir.
Hakim mirası önce mirasçıların alacakları paylara göre gruplandırarak payları oluşturur. Medeni Kanunun madde 650’ye göre hakim miras mallarını mirasçı sayısınca pay oluşturur. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Miras Taksim Davası
Vefat eden kişi bıraktığı miras hakkında daha öncesinde hazırlamış olduğu bir vasiyet ya da başka bir düzenleme yapmadığı bir durumda mirasçılar kendi aralarında ortak bir paylaşım yapamazlarsa miras paylaşım davası açarak hakime başvurulur.
Terekenin paylaşımı miras paylarına göre yapıldığında malların saklı olan paylarından daha az miktarda alınacağı için hakkaniyete uygun olmama olasılığı çok yüksektir. Miras paylaşım davasının sonlanmasıyla mirasçılar kendi paylarına düşen malları hemen alırlar.
Miras paylaşım davasına ilişkin herhangi bir süre belirlenmemiştir. Davayı açmak için verilmiş sürenin olmadığı için bir zamanaşımıda söz konusu değildir. Var olan bir sözleşme ya da kanuni açıdan ortaklıklarını sürdürmek zorunluluğu yoksa mirasçılardan her biri, herhangi bir zamanda miras paylaşım davasıyla mirasın paylaşılması için talep edebilir. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Bir kişi bırakacağı miras için önceden kimin ne alacağına ilişkin bir düzenleme yapabilir. Medeni Kanun madde 6472’de yapılmış olan düzenlemede ölmeden önce bırakılacak mallar üzerinde istenilen sınırlandırma, payların düzenlenmesi gibi kurallar belirleme hakkına sahiptir miras bırakan.
Miras mallarından kimin ne alacağına yönelik bir düzenlemedir. Miras bırakan mirasçılara verilecek olan payların oranını belirlemez. Ancak miras bırakan kişi mirasçıların saklı olan paylarını korumamış ise miras bırakanın kurallarına uyulmak zorunluluğu yoktur.
Saklı payları ihlal edilmiş olan mirasçılar yapılmış olan paylaşıma itiraz etme hakkına sahiptirler. Böyle bir durumda hakimin hakkaniyeti gözetip saklı pay kurallarına göre karar alması gerekir.
Miras paylaşım davasının hakimin müdahalesinin mümkün olması için miras bırakanın önceden belirlediği bir düzenleme olmamasıyla birlikte mirasçıların kendilerinin belirlediği paylaşım sözleşmesini yapamamış olmaları veya saklı pay ihlalinin yaşanmış olması gerekir.
Sulh hukuk mahkemelerine giderek, mirasçılar miras konusu olan malların olduğu gibi eğer bunu yapmaya da imkan yoksa malların satışıyla suretiyle paylaştırmasını isteyebilirler. Herhangi bir mirasçının isteğimi ile hakim, miras kalan malların tamamını ve mirasın tümünü paylaştırır. Eğer yapılması mümkünse taşınmaz mallardan her birini mirasçılardan birine vererek paylaşım yapar.
Paylaştırılan taşınmazlar arasında değer farkı varsa, aradaki fark nakit ödemelerle payların denkleşmeye çalışılır. Miras paylaşımın hemen yapılması paylaşımı yapılan malların değerinin altına düşürür. Bu durumun önüne geçilebilmesi için mirasçılardan herhangi birinin talebiyle sulh hakimi paylaşımı erteleyebilir.
Mallardan değerinde azalma olmadan bölünemeyen, her koşulda değeri düşen mal mirasçılardan birine bırakılır. Eğer bu durum yani malın bir mirasçıya özgülenmesi ya da değeri azalarak da olsa bölünmesini kabul etmezlerse söz konusu olan mal satılarak mirasçılar arasında bölüştürülür.
Bu noktada mirasçılardan herhangi biri artırma yoluyla satış yapılabilir. Artırma şeklinde malın satışı konusunda mirasçılar ortak karar alamazlarsa hakim şu iki karardan birini verir: ilki satışın herkese olacak şekilde yapılması ya da mirasçılar arasında artırmanın yapılması. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Miras Paylaşım Davası Nerede Açılır?
Vefat eden kişinin son ikametgah adresinin kayıtlı bulunduğu yerin yetki alanında bulunan Sulh hukuk mahkemesine miras paylaşımına dair dilekçeyle miras paylaşım davası açılır. Miras paylaşım davasının açılabilmesi için Mirasçılık Belgesi veya veraset ilamını almaları gerekir.
Miras paylaşım davası sırasında miras hukuku avukatı ve danışmanlık hizmetine başvurarak davanın seyrinin daha sağlıklı ilerlemesi sağlanabilir. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Mirasçılık Belgesi veya Veraset İlamı Nereden Alınır?
Mirasçılık belgesi ve veraset ilamı belgesi aynı mahiyete sahip belgelerdir. Mirasçılık belgesi ülkemizde bulunan bütün noterlerden çıkartılmaktadır. Ancak yurt dışı evlilik ve nüfus kaydında eksiklik bulunanlar noterlerden mirasçılık belgesi alamazlar.
Bunun için sulh hukuk mahkemelerine veraset ilamı başvurusu yaparak mirasçılık belgesi diğer ifadeyle veraset ilamı alabilirler. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Miras Paylaşımı Ne Demek?
Miras paylaşımında Vefat eden eşin bıraktı miras içinde birlikte yaşadıkları ev ya da ev eşyaları var olduğunda eşlerden hayat olan bu mallar üzerinde kendine mülkiyet hakkı tanınmasını talep edebilir.
Bu talepte haklı sebepleri varsa hayatta olan eşin isteği üzerine söz konusu olan malları hayatta olduğu müddetçe kullanma hakkı eşe verilebilir (intifa hakkı).
Aynı durum terekeye yasal varis olan diğer mirasçılar için de geçerlidir. Vefat eden kişinin çalıştığı iş, ilgilendiği bir sanat alanı varsa ve alt soy mirasçılardan bir de bu alanlarla çalışabilmesi için gereken yerlerde hayatta kalan eş miras bırakanın bu alanda bıraktıklarını kullanma hakkına sahip değildir.
Seramikçi olan birinin vefat etmesi durumunda seramikle uğraşan kızının varsa atölyesi ve içindeki eşyaları hayatta olan eş kullanmaz. | Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası
Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası | Sıkça Sorulan Sorular
KAYYIM ATANMASI İSTEMİ – VELİSİ İLE MENFAATİ ÇATIŞAN KÜÇÜKLERE KAYYIM ATANMASI TALEBİ – KÜÇÜKLERE TEMSİL KAYYIMI ATAMA KARARI DOĞRU OLDUĞU HALDE EK KARARLA YÖNETİM KAYYIMI YETKİSİNİN VERİLMESİNİN YANLIŞ OLDUĞU (Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası)
ÖZET: Eşinin öldüğünü, eşinin yönetici ve hissedar olduğu ….Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin kendisi ile yaşları küçük …çocuğuna miras kaldığını, çocukların yaşları küçük olması nedeniyle onları temsilen kayyım atanması gerektiğini iddia ederek küçüklere şirket ortağı ve yetkilisi K. C. T.’in kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davanın kabulüne, küçüklerin her birine ayrı ayrı davacı tarafça gösterilen kayyım adayı dışındaki kişilerin kayyım olarak atanmasına karar vermiştir.
Ancak; küçüklere temsil kayyımı atama kararı doğru olduğu halde ek kararla yönetim kayyımı yetkisinin verilmesinin yanlış olduğu bu yanlışlık duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte olduğundan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI – DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN DAVANIN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZ OLDUĞU – YAPILAN YANLIŞLIK YENİDEN YARGILAMAYI GEREKTİRMEDİĞİ – İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE (Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası)
ÖZET: Davacılar tarafından temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı ispat edilemediği ve miras bırakanın yapmış olduğu temlik ile ilgili gerçek amaç ve iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, temlikin minnet duygusu ile gerçekleştirildiği belirlenmesine rağmen ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Ancak 6100 Sayılı kanunun ilgili maddesi gözetilerek yargılamada eksiklik bulunmayan ancak gerek kanunun olaya uygulanmasında gerekse hükmün gerekçesinde hata edilen elde ki dava dosyası açısından yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğine ve hükmün düzeltilerek yeniden hüküm verilmesinin öncelikli koşulunun mahkeme hükmünün kaldırılması olmasına göre yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıda ki şekilde karar vermek gerekmiştir.
TALEP: Hizmet tespiti davası açtığını ve davanın kabulü ile 03/01/1994-03/06/2002 tarihleri arasındaki hizmetinin tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini,
Hizmet tespiti davası kesinleşmeden davalının belediyeden emekli olduğunu ve şahsın sigortaya bildirilmeyen hizmetine karşılık gelen kıdem tazminatının ödenmediğini belirterek müvekkilinin eşi H. K.’un emekli olması ve iş akdinin sona ermesi nedeni ile davalı belediye tarafından ödenmeyen .. tarihleri arasındaki hizmetine karşılık gelen kıdem tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
ÖZET: Veraset ilamına göre taraf teşkili sağlanmasına ve mirasın reddi nazara alınmasına rağmen, mirasçı sıfatı bulunan davacıların miras alacağı olarak iştirak halinde hak sahipliği nazara alınarak davalıdan tahsili ile miras hisseleri oranında davacılara ödenmesi gerekir.
Bu hususun nazara alınmaması usul ve yasaya aykırıdır. Davacıların mirasçılar olduğu nazara alındığında ve birden fazla davacı olmakla hükmün “miras hisseleri oranında ” davacılara verilmesi şeklinde kurulması gerekirken “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulması,
Çelişki olup infazda tereddüt yaratacağından resen düzeltilmesi için kaldırılması gerektiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni açısından kabulü ile hüküm bölümünün 6100 sayılı kanunun ilgili maddesi gereğince düzeltme yapılmak üzere kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir (Terekenin Taksimi veya Mirasın Paylaşımı Davası).
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?