Trafik Kazası Ceza Davası Süreci Nasıl İşler? Trafik kazalarında ceza davaları açılması en az bir tane motorlu aracın katılmış olduğu ve kaza sonucu yaralanma ve ölüm durumunun meydana gelmesinden kaynaklanır.
Tazminatlar üçüncü kişilere ait olan ev, arazi ve araba gibi mal varlıklarında meydana gelmiş olan zararların kapatılması amacı ile ödenir. Trafik kazası ceza davası kapsamında ödemeyi yapan taraf trafik kazasında sorumluluğu bulunan taraftır.
Trafik kazalarında tazminat ile bedensel ya da mal varlığına dair zararlar kast edilmiş olabilir.
Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminatlarda Haksız Fiilin İşlendiği Gün Çok Önemlidir
Trafik kazalarında tazminat davası için hukuksal dayanak haksız bir fiil sorumluluğu doğurmasından kaynaklanmaktadır. Trafik kazanın haksız bir fiil olmasından dolayı, hukuki olarak tazminat miktarı, mahkeme yetkisi, zaman aşımı benzeri pek çok neticesi olur. Bu nedenle trafik kazası ceza davası nasıl açılır diye merak eden kişilerin ilk olarak dava açma süresinin ne zaman başladığına dikkat etmesi gerekmektedir. Başlangıç ve bitiş tarihleri en önemli konudur.
Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davalarında Zaman Aşımı Süresi
Trafik kazasının meydana geldiği zaman, diğer bir değişle haksız fiilin işlenmiş olduğu günden itibaren tazminat davası için zaman aşımı süresi başlamış olur. Trafik kazalarında (diğer tüm haksız fiil davalarında olduğu gibi), tazminat davası için iki zaman aşımı süresinden davacı için lehine olan süre uygulamaya alınır.
Trafik Kazası Nedeni ile Kimler Tarafından Dava Açılabilir?
Trafik kazasında sonuç olarak yaralanma ve hasar olması halinde, yaralanan ve hasar gören şahsın bizzat kendisinin maddi ve manevi olmak üzere dava açma hakkı bulunur.
Trafik kazası ceza davası uzlaşma davası da söz konusu şahıs tarafından açılabilir. Yaralanmış olan kişi, maluliyet oluştuğu gerekçesi ile iş gücü kaybından doğacak olan durum için maddi tazminat talebinde bulunma hakkında sahiptir.
Kişi, kazanın olması nedeni ile üzüntü ve elem duyduğu için ise manevi tazminat talep edebilmektedir. Trafik kazası ağır bedensel yaralanma ile sonuçlanmış ise de, yaralanmış olan kişiler de manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Trafik cezaları günümüzde en çok karşılaştığımız olaylardır. Trafik kazalarının meydana gelmesinde birbirinden farklı etkenler rol oynasa da en büyük etkenlerden biri insandır.
Yapılan araştırmalar insan faktörünün %90’a kadar trafik kazalarında insan faktörünün olduğunu göstermektedir. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik kazaları gerek Borçlar Hukuku gerek Ceza Hukuku açısından birtakım sonuçlar meydana getirmektedir. Bu makalede Ceza Hukuku açısından trafik kazaları incelenecektir.
Trafik Kazası Taksirli Bir Suç Mudur?
Ceza hukukunda suçlar kasten ve taksirle işlenebilen suçlar olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Taksirle işlenebilen suçlar kanunun öngördüğü hallerde işlenebilir. TCK 22. Maddesinde taksir kavramı açıklanmıştır.
Taksir nedir? Taksir TCK 22. Maddenin 2. Fıkrasında tanımlandığı üzere dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
Trafik kazalarına TCK ‘nın 22. Maddesinde tanımlanan taksir kavramı altında incelediğimizde kanun koyucu trafik kazalarının taksirle işlenebilen suçlar olduğunu kabul ederek faili ona göre cezalandırmaktadır. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Cezai Sorumluluk
Kanun koyucu toplumun düzen içerisinde hareket etmesini ve karmaşaya engel olmak için birtakım kurallar getirmiştir. Bu kurallardan biri de trafikteki düzeni sağlamak amacı ile getirilen Karayolları Trafik Kanunu’na ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’dir. Herhangi bir kişi bu kanuna ya da yönetmeliğe aykırı olacak davranışlar gerçekleştirdiğinde kişiye idari para cezası kesilmektedir.
İdari para cezası bir müeyyide olsa da Türk Ceza Kanunu altında incelenen bir husus olmayıp kişinin adli siciline işleyerek hayatında birtakım hususları değiştirebilecek nitelikte değildir. Bu cezalar genelde U dönüşünün yasaklandığı yerden U dönüşü yapan, radara yakalanan, kırmızı ışıkta geçen kişilere kesilir. Bunlar sadece birer örnektir.
Türk ceza kanunun devreye girdiği mesele genelde yaralamanın meydana geldiği ya da bir kişinin ya da daha fazla kişinin ölümünün ortaya çıktığı trafik kazalarıdır. Bu kazalar Türk Ceza Kanunun ilgili hükümlerince ele alınarak yargıda çözümlenmektedir. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Taksirle Yaralama Suçu
Trafik kazalarının kanun koyucu tarafından taksirle işlenen suçlar olarak kabul edildiğini yukarıda bahsetmiştik bir trafik kazasında bir kişi ya da daha fazla kişi yaralanmışsa burada taksirle yaralama suçu da meydana gelmektedir. Bu da Suç ve Ceza Hukukunu ilgilendiren bir husustur.
Türk Ceza Kanununun 89. Maddesinde ele alınan taksirle yaralama kanunda şu şekilde hüküm altına alınmıştır:
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Vücudunda kemik kırılmasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- Yüzünün sürekli değişikliğine,
- Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Taksirle yaralama suçlarını ele alan bu hükme göre taksirin 2’ye ayrıldığını görmekteyiz. Evet, taksir bilinçli ve bilinçsiz taksir olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır.
Bilinçli taksir: TCK’ nın 22. Maddesinin 3. Fıkrasında hüküm altına alınmıştır kanun hükmüne göre kişi sonucu öngörebildiği halde o sonucun oluşmasını istememekte fakat sonucu oluşturabilecek davranışları da sergilemeye devam etmekte ise o zaman orada bilinçli taksir bulunmaktadır. Buna örnek verdiğimizde sokak arasında 70 ile giden bir kişinin birini yaralamamak istememesi fakat her an her yerden insan çıkacağını öngördüğü halde daha yavaş gitmemesidir.
Bilinçsiz taksir: TCK’ da tanımlanmadığı halde kanun koyucunun bilinçsiz taksiri de kabul ettiğini görmekteyiz. Bilinçsiz taksirde fail gerçekleştirdiği davranışların bir suçun oluşturabileceğini bilmemesine, öngörmemesine ve istememesine karşın o suçun meydana gelmesidir.
Kanun koyucu TCK 89’da da taksirle yaralamaya mahal veren failin eğer taksiri bilinçli ise şikâyet aranmaksızın resen soruşturma ve kovuşturma başlayacağını ifade etmektedir.
Trafik kazaları hususunda baktığımızda eğer sürücü bilinçli taksiri oluşturan davranışlar sonucu trafik kazası işlemiş ise burada mağdurun şikâyeti aranmaksızın soruşturma başlayacaktır. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazalarında Taksirle Adam Öldürme Suçu
Burada bazı durumlarda şahsi cezasızlık sebeplerinden yararlanan kişi çoğu durumda taksirle adam öldürmekten dolayı sorumlu tutulabilmektedir.
TCK’ nın 85. Maddesinde kanun koyucu hüküm altına taksirle öldürme suçunu hüküm altına almıştır. Kanun maddesine göre taksirle öldürme:
- Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Taksirle öldürme suçunda fail eğer sürücü ise yani ortada bir trafik kazası mevcut ve sürücü bir kişiyi öldürmüşse duruma göre taksirle öldürme suçunun unsurları aranacaktır. Günümüzde kişiler trafik kazası süsü vererek kişinin ölümüne sebebiyet verdiğinde ortada kasten adam öldürme suçu meydana gelecektir. Bu nedenle gerçekleşen vakıa detaylı bir şekilde Cumhuriyet başsavcılığı tarafından incelenmelidir. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Ceza Davasında Cezanın Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Hususlar
Kişinin ceza alması için öncelikle taksirinin ya da kastının mevcut olması gerekir. Y ve ayrıca nedensellik bağının olması gerekir. Bu hususlar olmadığı takdirde kişiye suç isnat edilemez bu nedenle kişi ceza almaz.
Kişiye suç isnat edildiği takdirde de failin taksirindeki ağırlığı dikkate alınmaktadır. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Ceza Davası Görevli Mahkemeler
Fail eğer sadece bir kişinin ölümüne neden olmuşsa bu dava Asliye Ceza Mahkemesinde görülmektedir.
Eğer fail birden fazla kişinin ölümüne neden olmuş ya da bir kişinin ölümüne neden olmakla beraber bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuşsa bu dava Ağır Ceza Mahkemesinde görülür.
Taksirle yaralamaya mahal verdiğinde de eğer suçun temel hali meydana gelmişse o zaman da dava Sulh Ceza Mahkemesinde görülür.
Eğer taksirli yaralamanın nitelikli hali meydana gelmişse o zaman bu dava da Asliye Ceza Mahkemesinde görülür. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Ceza Davaları Ankara
Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız trafik kazalarında meydana gelecek suçlar kural olarak taksirle işlenen suçlar olarak gözükmektedir. Yaralama ya da öldürmeye sebebiyet veren trafik kazalarında sürücüye suç isnat edildiğinde kişinin kusurunun ağırlığı dikkate alınarak ceza verilmektedir.
Ayrıca yaralamanın meydana geldiği davalarda sürücünün bilinçli taksiri mevcut ise burada şikâyet aranmadan suç resen kovuşturulmaktadır. Duruma göre Asliye Ceza, Sulh Ceza ve Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar görülmektedir. Ayrıca tazminat davası olarak da ele alınabilecek olan trafik kazalarının ceza hukuk açısından sonuçlarını da yukarıda bahsettik.
Ankara Avukat sayfa ziyareti ile son güncel makaleleri okuyabilirsiniz. Trafik Kazası Ceza Davası
Trafik Kazası Ceza Davası Sıkça Sorulan Sorular
Trafik Kazası Ceza Davası Yargıtay Kararı
Sanığın yargılamaya konu suçları denetim süresi içinde işlediği kabul edilerek sırf bu nedenle CMK’nun 231/8 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/613 Esas, 2016/180 Karar sayılı hükmünün suçun işlendiği 17/01/2016 tarihinden sonra 16/05/2016 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle denetim süresi başlamamış olduğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olmayacağı,
Sanık hakkında belirlenen hapis cezasının olumlu kanaatle paraya çevrilmiş, hakaret suçu yönünden adli para cezası tercih edilmiş ve diğer lehe hükümlerin uygulanmasına karar verilip, sanık hakkında adli para cezasına karar verildiğinden bahisle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilip, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumsuz herhangi bir kanaate yer verilmemiş olması karşısında; sanığın mahkumiyetine dair hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi gerekir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?