Üçüncü Haciz İhbarnamesi Menfi Tespit konusu, Üçüncü haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davası açılması icra hukukunun alanına giren konular arasındadır.
Haciz işlemi icra takibiyle birlikte alacaklı tarafından borçluya yöneltilen icra takibi sonucu yapılmaktadır. Ayrıca borçlunun 3. kişilerde alacağına karşı da haciz işlemi yapılabilmektedir.
Üçüncü Haciz İhbarnamesi Menfi Tespit
Bu durumda ya borçlu ya da alacaklı böyle bir durumun varlığını icra müdürlüğüne bildirmekte ve icra müdürlüğü 3. kişiye karşı ihbarname göndererek icra takibi konusu mal ile ilgili bildirimde bulunacaktır.
Üçüncü haciz ihbarnamesi menfi tespit davası açılmasında son aşamadır. Bu durumdan sonra haciz takibi başlatılan üçüncü şahsın başka hakkı kalmamakta ve dava açmaması halinde borçlunun alacağı üçüncü kişiden haciz yoluyla takip başlatılacaktır.
Üçüncü Haciz İhbarnamesi Nedir?
İcra takibi aşamaları, takip talebi, ödeme emri, haciz, satış ve paylaştırma aşamalarından oluşmakta alacaklılar borcunu süresi içinde ödemeyen borçluya karşı ilamsız icra takibi başlatarak borcun ödenmesini talep etmektedirler.
İcra takibi yalnız borçluya karşı değil borçlunun alacağı olan üçüncü kişi aleyhine de ileri sürülebilmektedir. Bu durumda icra müdürlüğüne başvuran borçlu ya da alacaklı üçüncü kişiyle ilgili talepte bulunarak bu kişiye karşı alacağın tahsili talep edilebilir. Bu bildirimin üçüncü şahsa yapılarak alacağın ihbarı işlemine haciz ihbarnamesi adı verilmektedir.
Haciz ihbarnamesi 3 defa tekrarlanmaktadır. Birinci haciz ihbarnamesi borçlunun alacağı olan üçüncü kişiye tebliğ edilerek borcun olduğu konusunda tebliğ yapılmaktadır.
Bu tebliğe karşı 7 gün içinde itiraz edilmemesi halinde ikinci haciz ihbarnamesi yapılarak yine borcun kesinleşeceği bildirilmekte ve 7 gün içinde itiraz edilmemesi halinde borca karşı haciz işleminin yapılacağı üçüncü şahsa tebliğ edilmektedir. Yine süresi içinde icra takibine itiraz edilmemesi halinde üçüncü kez haciz ihbarnamesi gönderilerek işlem başlatılacağı bildirilmektedir.
Üçüncü haciz ihbarnamesine itiraz 15 gün içinde icra müdürlüğüne değil dava açılmak suretiyle yerine getirilmelidir. Bu dava menfi tespit davasıdır.
Üçüncü Haciz İhbarnamesine İtiraz Davasında Görevli Mahkeme
Üçüncü kişiye karşı yapılan üçüncü haciz ihbarnamesine itiraz ancak menfi tespit davası açılmasıyla mümkündür. Bu durumda genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olmakla birlikte takibin yapıldığı yerde bulunan asliye hukuk mahkemesi menfi tespit davasına bakmakla yetkilidir.
Üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde dava açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü bir süredir.
Üçüncü Haciz İhbarnamesine İtiraz Edilerek Menfi Tespit Davası Açılması
Üçüncü haciz ihbarnamesine itiraz edilmesi nedeniyle açılacak menfi tespit davası üçüncü haciz ihbarnamesi menfi tespit davası dilekçe örneği ile mahkemeye başvurmak suretiyle 15 gün içinde açılmalıdır.
İcra ve iflas kanununa göre haciz ihbarnamelerinin borçlunun alacağı olan üçüncü kişiye tebliği halinde bu kimsenin zimmetinde olan malı veya parayı icra dairesine teslimi veya bu ihbarnameye itirazı beklenmektedir.
Eğer ilk iki haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz edilmezse üçüncü haciz ihbarnamesine karşı ancak menfi tespit davası açılması mümkündür. Menfi tespit davası açılmazsa mal veya para borçlu olan üçüncü şahıstan icra dairesince haciz işlemi uygulanarak alınacaktır.
Menfi tespit davasının açılması icra müdürlüğüne ödenmesi gereken mal veya para ile ilgili süreci durdurmaktadır. Menfi tespit davası açılarak takibe düşen borçluya herhangi bir borcun olmadığı veya borcun miktarının takibe düşen borçlunun bildirdiği şekilde olmadığı gibi sebeplerle üçüncü kişiler menfi tespit davası açarak zimmetinde para ya da mal bulunmadığını iddia edebilmektedir.
Menfi tespit davasında üçüncü kişi takibe düşen borçluya karşı herhangi bir borcu olmadığını dava dilekçesinde hukuka uygun tüm delillerle ispatlayarak icraya konu borçtan kurtulmaya çalışmaktadır.
Üçüncü Haciz İhbarnamesi Menfi Tespit
ŞİKAYET DAVASI – İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN HACİZDE TERTİP KURALLARIN UYGUN OLARAK ALACAKLININ HACİZ TALEBİ İLE BORÇLUNUN İLİŞİLMEZLİK SAVUNMASINI TEST ETMEDİĞİ – MEMUR İŞLEMLERİNİN İPTAL EDİLMESİ – İSTİNAF TALEBİNİN KABULÜ İLE YEREL MAHKEME KARARININ ORTADAN KALDIRILMASI
ÖZET: İcra müdürlüğü bu görevi yerine getirmek yerine her iki talebi red gerekçesine dönüştürmüş, mahkeme de müdürlük kararının gerçek ve doğruluğunu sınamadan alacaklının şikayetlerini red etmiştir. Bu redde yönelik istinaf haklıdır. Toplanan delillere göre yerel mahkeme kararını ortadan kaldırarak yeni bir hüküm verme imkanı bulunmaktadır.
Mevcut delillere göre icra müdürlüğü hacizde tertip kuralların uygun olarak alacaklının haciz talebi ile borçlunun ilişilmezlik savunmasının test etmemiştir. Bu sebeple 10.10.2016 ve 11.10.2016 tarihli müdürlük kararlarına yönelik şikayet haklıdır.
Şikayet kabul edilerek mahkeme kararı ortadan kaldırılmalı dava kabul edilerek 10.10.2016 ve 11.10.2016 tarihli memur işlemleri iptal edilmeli, icra müdürlüğüne alacaklı talebinin hacizdeki tertip kuralları (nitelik ve nicelik yönünden) ve mal beyanına ilişkin kaideler nazara alınarak kabulü yönünde işlem yapılmalıdır.
5393 sayılı yasanın 15. Maddesine eklenen fıkranın 1. Cümlesinde yer alan “haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” kısmı iptal edilmiş ise de devamında alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz dendiğini bu nedenle bütün taşınmazlar üzerine haciz konulması talebinin reddine.
Borçlu tarafından bildirilen taşınmaz üzerine haciz konulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 10.10.2016 tarihinde yeniden borçlu adına kayıtlı çok sayıda taşınmazı bildirerek haciz talebinde bulunduğu bildirdiği bankalara İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiği, aynı gerekçeler ile 11.10.2016 tarihinde talebin red edildiği anlaşılmıştır.
İcra müdürlüğü bu görevi yerine getirmek yerine her iki talebi red gerekçesine dönüştürmüş, mahkeme de müdürlük kararının gerçek ve doğruluğunu sınamadan alacaklının şikayetlerini red etmiştir. Bu redde yönelik istinaf haklıdır. Toplanan delillere göre Mahkememizin HMK 353/1b/3 maddesi gereğince yerel mahkeme kararını ortadan kaldırarak yeni bir hüküm verme imkanı bulunmaktadır.
Üçüncü Haciz İhbarnamesi Menfi Tespit – Yargıtay Kararı
MENFİ TESPİT DAVASI – ÜÇÜNCÜ HACİZ İHBARNAMESİNİN DAVACIYA TEBLİĞ EDİLDİĞİ – HACİZ İHBARNAMESİNİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN MENFİ TESPİT DAVASI AÇMASI İÇİN ON BEŞ GÜNLÜK SÜRE VERİLDİĞİ – HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN GEÇMESİ
ÖZET: Yasal düzenleme uyarınca icra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açması için on beş günlük süre verildiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu anlaşılmaktadır.
Üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ edildiği, eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesinde açıkça menfi tespit isteminde bulunduğu hususu da gözetildiğinde davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
Eldeki dava; İİK 89/3. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
İİK 89. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca icra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açması için 15 günlük süre verildiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya 24.09.2008 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 13.10.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesinde açıkça İİK 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit isteminde bulunduğu hususu da gözetildiğinde davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Konuyu daha iyi anlamak için menfi tespit davası nasıl açılır konusu hakkında ki makaleyi okuyabilirsiniz.
Makalede Üçüncü Haciz İhbarnamesi menfi tespit konusuna yer verilmiştir. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve İcra Hukuku Avukatı ve danışma konularında sayfaları ziyaret edebilirsiniz.
Üçüncü Haciz İhbarnamesi Menfi Tespit | Sıkça Sorulan Sorular
MENFİ TESPİT DAVASI – KAMBİYO SENEDİNİN İBRAZ ANINDA DOLDURMAK KAYDIYLA BOŞ OLARAK DA LEHTARA VERİLEBİLECEĞİ. BEDEL HANESİ BOŞ OLARAK VERİLDİĞİ İDDİA EDİLEN SENEDİN SÖZLEŞMEYE AYKIRI OLARAK DOLDURULDUĞUNUN KEŞİDECİ TARAFINDAN YAZILI DELİLLE İSPATI GEREĞİ.
ÖZET: Herhangi bir kambiyo senedinin tüm unsurlarını içerecek şekilde tanzim edilmesi mümkün olduğu gibi, en geç ibraz anında doldurmak kaydıyla boş olarak da lehtara verilmesi mümkündür.
Bu durumda bedel hanesi boş olarak verildiği iddia edilen senedin, sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunun keşideci tarafından yazılı delillerle ispatı gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın bu ilkeler çerçevesinde çözülmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçeyle ispat tayininde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
TAZMİNAT DAVASI – HACİZ İHBARNAMESİNE KARŞI YALAN BEYAN – PROTOKOL VE BARTER SİSTEMİNDEN BORÇLU ADINA YAPILAN EMTİA ÖDEMESİ. BORÇLU ŞİRKETİN ÜÇÜNCÜ KİŞİ ŞİRKETTEN ALACAKLI KONUMUNA GEÇMEDİĞİNİN KABULÜ LÜZUMU
ÖZET: Barter sistemindeki diğer üyelere, üçüncü kişi şirket tarafından, borçlu şirketin nam ve hesabına yapılan ödemenin barter havuzundan sağlanan emtialar olduğu, emtia ödemesinin borçlu şirketin cari hesabına borç kaydı olarak işlendiği,
Alacak kaydı olarak işlenmediği, bakiyesinin bulunduğu, anonim şirketin protokol gereğince, taahhüdünü yerine getirerek borçlunun nam ve hesabına emtia ödemesi yaptığı, dolayısıyla borçlu şirketin, üçüncü kişi şirkette herhangi bir mal veya hakkının bulunmadığı,
Aksine, borçlu şirketin barter havuzuna borçlandığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporuna ekli, şirket merkezinde tespit edilen “borç yapılandırma ve geri ödeme protokolü kapsamında teminat senedidir” yazılı, düzenleyeni borçlu şirket, düzenlenme tarihi 26.09.2012 olan 10.000.000 TL bedelli bonoda, lehtarın üçüncü kişi şirket olduğu da gözetildiğinde, protokol ve barter sisteminden borçlu adına yapılan emtia ödemesi ile,
Borçlu şirketin, üçüncü kişi şirketten alacaklı konumuna geçmediğinin kabulü gerekir. Üçüncü kişi şirketin şirket merkezinde, ticari defterler dışında kayıt ve defterler tutulmuş olması da, takip borçlusu şirketin üçüncü kişi şirketten istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olduğu sonucunu doğurmaz. O halde, mahkemece bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
MENFİ TESPİT İSTEMİ – İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ HACİZ İHBARNAMELERİNİN DAVACIYA TEBLİĞ EDİLDİĞİNE İLİŞKİN EVRAKLAR OLMAK ÜZERE TÜM HACİZ İHBARNAMESİ TEBLİGATLARINI İÇERİR ŞEKİLDE DOSYANIN ASLININ DOSYA İÇİNE ALINMASI GEREKTİĞİ
ÖZET: İkinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin evraklar olmak üzere, tüm haciz ihbarnamesi tebligatlarını içerir şekilde,
3. İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasının aslı veya onaylı suretinin dosya içine alınması ve … ITM Tic. ve Sanayi Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtları ve ortaklarını gösterir belgelerin temin edilerek dosyaya eklenmesi için ikinci kez geri çevirme kararı verilmesi gerekmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?