Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Nasıl Açılır? Tazminat davasının açılması bir gerekçeye dayandırılmak istendiğinde kişilerin bu konuda dikkate alacağı nokta hizmet ya da ek hizmet kusurları olacaktır.
Sağlık hizmetleri alanında idarenin sorumluluğunun oldukça geniş kapsamlı olduğu bu konuda bilinmelidir. Buna göre sonucunda zarar ortaya çıkan bir eylemin ardından kişilerin maddi ve manevi tazminat davası açması mümkün olabiliyor.
Hastanelerde Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Nereye Dava Açılır?
İnsanların farklı şekillerde zarara uğradığı dikkate alındığında tazminat almak üzere haklarını korumaları adına dava açması söz konusu olabiliyor.
Yanlış ya da hatalı tedavilerin özel hastaneler ya da bir devlet hastanesi tarafından gerçekleştiği önemli olmaksızın idare mahkemelerinde davası açabilirler.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?
Hastaneler ya da diğer sağlık kuruluşlarında yaşanan ve doğrudan bu kurumlara ait olacak şekilde insanların olumsuz olarak etkilenmelerine sebep veren durumlar söz konusu olduğunda davası bu kurumlara karşı açılmaktadır.
Ancak bunun dışında kalan sağlık personelinin ya da doktorun bireysel olarak bir kusuru ya da bilinçli ve kasıtlı bir hatası söz konusu ise davaların direkt olarak açılması gerekiyor.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Yetkili Mahkeme Neresidir?
İdare mahkemeleri tarafından görülecek olan bu davaların hataların söz konusu olduğu kişilerin ya da kurumların bulunduğu yerlerdeki idare mahkemelerinde açılması gerekmektedir.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Hangi Durumlarda İdarenin Yükümlülüklerini Gerektirir?
Zarar ortaya çıkaran davranışla ilgili olarak gerçek bir zararın ortaya çıkmış olması, davranışın hukuka aykırı nitelikler taşıması zorunlu tutulmaktadır.
Benzer iddialarla karşılaşan idareler doğrudan sorumlu tutulabilecek iken bünyelerin bulunan sağlık personellerinin iddialarla karşılaşması halinde de sorumluluğu üstlenmelidirler.
Bu sebeple idarenin benzer problemlerle karşılaşmaması adına tüm sağlık personelini en iyi şekilde seçmesi ve buna uygun eğitim vermesi gerekmektedir.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Sağlık hizmetleri alanında ortaya çıkan hatalar ve yanlışlıkların ardından davalarını dilekçeler yoluyla açmak isteyen davasının nerede ve hangi mahkemede açılacağını iyi bilmesi gerekir. Bu bilgilerle birlikte davanın açılmak istendiği davalı tarafa karşı dilekçe hazırlanarak mahkemeye sunulur.
Davaya konu olan kişilerin kimlik ve adres bilgilerinin açık bir şekilde dilekçede belirtilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte tazminat davasının esas konusunu oluşturan tazminat miktarları ile ilgili bilgiler de kesin bir şekilde dilekçede yer almalıdır.
Bu nedenlerle tazminat davası açmak isteyen mağdurun tazminat miktarlarını belirleme ve gerekçelerini belirtme noktasında mutlaka uzman kişilerden yardım alması gerekmektedir.
Dilekçelerde ayrıca faizin talep edildiğinin de eklenmesi gerekiyor. Çünkü tazminat davası genel olarak çok uzun süreler içinde tamamlanmakta ve bu süreçte belirlenen rakamların mutlaka faizi ile birlikte gerçek değerine ulaşması mümkün olmaktadır. Dilekçede tarih bilgisine ve imzalara yer verilerek mahkemeye dilekçe sunulabilir.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Zamanaşımı Süresi
Yanlış tedavilerin ardından tazminat davası açmak isteyen kişilerin haklarını talep etmek adına mutlaka zamanaşımı sürelerine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Kanunda belirtilmiş olan sürelere bağlı olarak kişilerin kusurları ya da yanlış tedavilerini öğrenmelerini takip eden bir yıllık veya eylemin gerçekleşme tarihinden sonraki 5 yıllık süre içinde dava başvurularını yapması gerekiyor.
Açılan tazminat mahkemelere sunmuş olduğu talepler kısmen ya da tamamen reddedilirse bu durumda 60 günlük süre içinde cevap haklarının kullanılması da gerekmektedir.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Özel Hastaneler için Zamanaşımı Süresi Farklılık Gösterir Mi?
Özel hastaneler için yanlış tedavi gerekçesi ile tazminat alınması durumu ortaya çıktığı zaman zamanaşımı süreleri belirlenirken 5 yıllık süre esas alınır.
Ancak doktor ile hasta arasında herhangi bir sözleşme bulunmuyor ise zamanaşımı süresi 1 yıllık süre dahilinde kişiler tarafından kullanılmalıdır.
Yanlış tedavi ile birlikte ortaya çıkan zarar suç niteliği taşıyorsa bu durumda da zamanaşımının 5 yıl olması söz konusu olmaktadır. Ancak her durumda haklarını korumaları adına mutlaka 1 yıl içinde Yanlış Ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası açması gerekmektedir.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davasında en önemli aşaması cevap dilekçelerinin hazırlanmasıdır. Bunun başarılı bir şekilde sonuç vermesi adına kişilerin mutlaka cevap dilekçesi sürelerine uygun şekilde hareket etmesi gerekmektedir.
Bu aşamada davaya dahil edilmek istenen deliler için de özenli bir şekilde çalışılmalı ve mahkemenin bilgilenmesi sağlanmalıdır.Bilirkişi raporlarına itiraz etmeleri ya da kararları temyiz etmeleri söz konusu olduğunda da sürelere dikkat etmesi gerekiyor.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Bedensel Zararlar Ortaya Çıktığında Tazminatta Neler Talep Edilir?
Yanlış ya da hatalı tedavi işlemlerinin sonucunda kişilerin bedensel bütünlüklerini zarara uğratan veya güç kayıplarına yol açabilen zararlar ortaya çıkabilmektedir.
Bu durumlar hakkında tazminat miktarları belirlenirken kişilerin yaşadıkları kayıp nedeniyle ortaya çıkan miktarların da tazminat miktarlarına eklenmesi mümkün oluyor.
Kişilerin yaşamının sonuna kadar kaybedeceği tahmini miktarlar üzerinden hesaplanan bu değerlere ek olarak manevi tazminat talep edilmesi de mümkün olmaktadır.
Tedavi Eşin Ölümü ile Sonuçlanırsa Kişiler Ne Talep Edebilir?
Tazminatların talep edilmesinde kişiler geçerli bir gerekçeye sahip olması en önemli aşamalardan olmaktadır.
Bu noktada eşini kaybetmiş olan kişiler destekten yoksun kalma gerekçesi ile tazminat taleplerinde bulunabiliyorlar. Ancak bu gerekçeyle kişilerin sadece birinci dereceden yakın akrabaları değil aynı zamanda ölen kişinin yaşadığı zamanda desteğini almış olan kişilerin de tazminat talep etmesi söz konusu olmaktadır.
Ölümlerin belirli bir sürenin ardından gerçekleşmiş olduğu durumlarda hastanedeki ve sonrasındaki tedavi giderlerinin, cenaze masraflarının da tazminata dahil edilmesi sağlanabiliyor.
Ayrıca kişilerin yaşadıkları derin üzüntü ve keder için de manevi tazminat talebinde bulunması söz konusu olmaktadır.
SSK Hastanelerindeki Yanlış Tedavi için Dava Nereye Açılır?
Bu konuda hakkında kesin olarak ortaya konmuş bir karar bulunmasa da kişiler Yanlış Ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davasını Yargıtay kararlarına bağlı olarak asliye ve sulh hukuk mahkemelerinde açmalıdır.
Zararları Karşılamada Sigorta Sistemlerinin Rolü
Dünyanın pek çok noktasında kişilerin yaşamış oldukları zararların mali sorumluluk sigortasına bağlı olan için sigorta tarafından karşılanması mümkün olmaktadır. Türkiye’de bu konu hakkında çalışmalar devam ediyor olsa da uygulamada takip edilen böyle bir sistem bulunmamaktadır.
Hastane Personelinin Kötü Davranışının Tazminatı için Dava Hangi Mahkemeye Açılır?
Kişilerin bu davranıştan dolayı bir zarara uğradıkları esas alındığından davalar adli yargı makamlarınca dikkate alınır. Ancak her olayın kendine has değişkenlere sahip olması farklılıklar ortaya çıkarabilir.
Yanlış Ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davasında Harç Miktarı
Tazminat davaları için yatırılacak olan harç miktarı toplam harç miktarının yüzde 45’İnin 4’te 1’i olarak belirlenmiştir.
Davanın kazanılması durumunda harç miktarı yüzde 45 miktarına temin ediliyor.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davasında Harcı Ödeyemeyecek Durumda Olanlar Ne Yapabilir?
Harcı ödeme noktasında yeterli maddi gücü elinde bulunmayan kişiler adli müzaharet aracılığı ile harç yatırmadan dava açma haklarını kullanabilirler.
Harç ücreti ödenmeden açılan bu davalarda mahkeme tarafından davacının ekonomik durumu dikkate alınarak harç alınmadan davanın sürdürülmesine karar verilebilir. Buna ek olarak kişilerden diğer mahkeme masrafları da talep edilmez.
Yanlış ve Hatalı Tedavi Nedeniyle Tazminat Davası Sıkça Sorulan Sorular
İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ – ÇOCUĞUN HASTANEDE KALDIĞI SÜREÇTE GÖZ MUAYENESİNİN YAPTIRILMAMIŞ OLMASININ SAĞLIK HİZMETİNİN GEREKTİĞİ GİBİ YÜRÜTÜLMEDİĞİ.
MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİNE İLİŞKİN KISMININ BOZULMASI.
ÖZET: Mahkeme hükmüne esas alınan Adli Tıp Genel Kurulu raporunda yer alan “sol gözdeki yaralanmanın çok ağır olduğu, sol gözün içeriğinin kısmen boşaldığı ve optik sinir kesisi de bulunması göz önüne alındığında bu düzeydeki ağır orbita yaralanmalarında görme kaybının beklenebilir bir sonuç olduğu,
Optik sinir kesilerinde zamanında ameliyat olsa bile görme fonksiyonunun geri gelmesinin mümkün olmadığının tıbben bilindiği, dolayısıyla hekimin eylemiyle ortaya çıkan görme kaybı arasında illiyet bağı bulunmadığı” yönündeki tespitler uyarınca davacıların çocuğunda gelişen görme kaybı ile sağlık hizmeti kapsamındaki tıbbi uygulamalar arasında uygun illiyet bağı kurulamamış ise de,
Çocuğun hastanede kaldığı süreçte göz muayenesinin yaptırılmamış olmasının sağlık hizmetinin gerektiği gibi yürütülmediği, bu nedenle görme kaybının geliştiği yönünde şüphe, endişe ve üzüntüye yol açtığı görüldüğünden,
Manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekirken reddinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile 2. İdare Mahkemesi’nin 16/03/2017 tarih ve E:2016/387; K:2017/425 sayılı kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ – MANEVİ TAZMİNATIN ZENGİNLEŞME ARACI OLAMAYACAĞI İLKESİ DE GÖZETİLEREK MAKUL ÖLÇÜLERDE DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ.
ÖZET: 2 yaşında ve açık kalp ameliyatı olan çocuğun sözü edilen mikropları kapmaması adına hastane uygulamalarında gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi ve çocuğun, çocuk hastalıkları konusunda uzman doktorlarca anlık bulgularının izlenmesi,
Süratle tedavisinin belirlenmesi ve çocuk bakımı ve tedavi uygulaması konusunda tecrübeli yardımcı sağlık personelince bakım ve tedavisinin yapılması açısından Çocuk Yoğun Bakım ünitesinde takip edilmesinin uygun olduğu gözetilmeden ve bu konuda ameliyat öncesi ve sonrasında çocuğun durumuna uygun şartlar sağlanmadan Kalp Damar Cerrahi Yoğun Bakım ünitesinde takip edilmesinin,
Davacılarda sağlık hizmetinin gerektiği gibi yürütülmediği yönünde endişe ve üzüntüye yol açtığı görüldüğünden, davacıların duydukları acı ve üzüntünün kısmen de olsa hafifletilmesi amacıyla manevi tazminat taleplerinin, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi de gözetilerek makul ölçülerde değerlendirilmesi gerekirken manevi tazminat talebinin reddinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Davacı tarafın temyiz isteminin kısmen kabulü ile 3. İdare Mahkemesi’nin 18/04/2017 tarih ve E:2015/1238; K:2017/733 sayılı kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?