Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Görevi Kötüye Kullanma Suçu GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA - DOSYA İÇERİSİNDE MEVCUT ADLİ TIP RAPORU HERHANGİ BİR ŞEKİLDE TARTIŞILMADAN SOYUT OLARAK GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN UNSURLARI OLUŞMADIĞINDAN BAHİSLE BERAAT KARARI VERİLMESİNİN GEREKÇE NİTELİĞİNDE OLMADIĞI - İSTİNAF TALEBİNİN KABULÜ - HÜKMÜN BOZULMASI ÖZET: Yerel mahkemece soruşturma aşamasında...
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nedir? Görevi kötüye kullanma suçunun cezası Türk Ceza Kanunu kapsamında belirlenmiştir. Kamu görevlilerinin kendilerine verilen sorumluluk ve görevleri yerine getirmemesi ya da hukuka aykırı bir şekilde yerine getirmesi durumuna görevi kötüye kullanma denilmektedir. Görevi Kötüye Kullanma Suçu Kapsamı Nedir? Görevi kötüye kullanma suçu üç şekilde meydana geldiğinde suç olarak kabul edilmektedir. Bu durumlar şu şekildedir;
  • Kamu görevlisinin yapmakla yükümlü olduğu görevini yapmaması
  • Kamu görevlisinin görevini kanunlar kapsamındaki şekli ile yapmaması
  • Kamu görevlisinin zamanında yapmaması ve geciktirmesi yani görevini ihmal etmesi
Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde görevi ihmal etme ve görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili düzenlemeler aynı maddede yer almaktadır. Görevi ihmal etme suçu, görevi kötüye kullanma suçu olarak yeniden tanzim edilmiştir. Görevi kötüye kullanma suçu genel olarak rüşvet, irtikap ve zimmet suçları ile karıştırılmaktadır. Fakat rüşvet suçu Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesinde, irtikap suçu madde 250’de, zimmet suçu ise 247. maddede belirlenen hükümlerle değerlendirilmektedir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Şikâyet Süresi

Takibi şikâyete bağlı suçlar arasında olmayan görevi kötüye kullanma suçu için şikâyet süresi de bulunmamaktadır. Bu suç için dava zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir. Suç şikâyete tabi suçlardan olmamasına rağmen zamanaşımı bulunmakta ve bu süre içerisinde soruşturulmazsa zamanaşımı sonrasında soruşturma açılamayacaktır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Şartları Nelerdir?

Kamu görevlisinin her hukuka aykırı olan eylemi, görevi kötüye kullanma suçu kapsamına girmemektedir. Kamu görevlisinin hukuka aykırı olan eyleminin görevi kötüye kullanma suçu sayılabilmesi için şartlar kanun kapsamında belirlenmiştir. Görevi kötüye kullanma suçunun şartları şu şekildedir;
  • Görevi kötüye kullanma suçunun işlenebilmesi için suç sahibinin kamu görevlisi olması gerekmektedir. Buradaki kamu görevlisi kavramı, memur kavramında çok daha geniş bir kavram olarak karşınıza çıkmaktadır. Buna bir örnek vermek gerekirse; avukatlar, bir davada tanık olanlar ya da bilirkişi gibi statülerde yapılan işler kamu hizmeti olması nedeniyle bu işi yapanlarda kamu görevlisi sayılmaktadır.
  • Genel kastla işlenebilen suçlardan olan görevi kötüye kullanma suçu işlenirken özel bir kasıt ya da saikle hareket etmesi şart sayılmamaktadır.
  • Görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle bir zarar oluşmalıdır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA - DOSYA İÇERİSİNDE MEVCUT ADLİ TIP RAPORU HERHANGİ BİR ŞEKİLDE TARTIŞILMADAN SOYUT OLARAK GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN UNSURLARI OLUŞMADIĞINDAN BAHİSLE BERAAT KARARI VERİLMESİNİN GEREKÇE NİTELİĞİNDE OLMADIĞI - İSTİNAF TALEBİNİN KABULÜ - HÜKMÜN BOZULMASI ÖZET: Yerel mahkemece soruşturma aşamasında dinlenen ve özellikle rahatsızlanma sonucu ölen N. K.'ya ilk müdahaleyi yapan hemşireler G. A. ve P. Ö. ile talimat verdiği iddia olunan Başhekim U. Y. dinlenmeden ve dosya içerisinde mevcut Adli Tıp Raporu herhangi bir şekilde tartışılmadan soyut olarak görevi kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesinin CMK'nın 230. maddesi anlamında gerekçe niteliğinde olmadığı açık olmakla, bu yönüyle katılanın istinaf talebinin kabulü ile CMK'nın 289/1-g, 280/1-d maddeleri uyarınca başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir. (Görevi Kötüye Kullanma Suçu)

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - GÖREV YERLERİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLAYAN SANIKLARIN HASTALARI GÖRMEDEN HASTALIK TANISIYLA UYUMLU İLAÇ YAZMASI - ECZANE SAHİPLERİNE MENFAAT SAĞLANILMASI VE KAMU ZARARINA NEDEN OLUNMASI - ÖZEL DAİRE KARARINDA İSABETSİZLİK OLMAMASI ÖZET: Doktor olarak ilk görev yerlerinde çalışmaya başlayan sanıkların, aralarında maddi bir ilişki bulunduğu her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanamayan eczane sahiplerinin gönderdiği ya da hasta yakınlarının bizzat getirdikleri sağlık karnelerine, hastaları görmeden, büyük bölümü konulan hastalık tanısıyla uyumlu ilaç yazma şeklindeki eylemlerinin, sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenen katkı payının doğması, bu şekilde eczane sahiplerine menfaat sağlanması ve kamu zararına da neden olunması hususları gözetildiğinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Özel Daire kararında bir isabetsizlik olmadığından itirazın reddine karar verilmelidir.   YARGITAY: GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - BELEDİYE BAŞKANI OLARAK GÖREV YAPAN SANIK - EYLEMLERİN SANIKLAR TARAFINDAN İŞLENDİĞİNİN KANUNA UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLEN DURUŞMA SONUCU SAPTANDIĞI - HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ ÖZET: Sanıklara yükletilen görevi kötüye kullanma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı anlaşıldığından hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu | Sıkça Sorulan Sorular

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU YARGITAY KARARI Sanığın savunması, hukuk ve icra dosyaları, bilirkişi raporu, sanığın hapis hakkı, katılan beyanları, oluş ve tüm dosya kapsamına göre; hukuk mahkemesi dosyasında ihtiyati tedbir için yatırılan teminatın 3. kişilerin çeklerle ilgili katılana ait şirket aleyhine icra takibi yapmalarını engellememesi nedeniyle, mahkemeden iadesinin talep edilmesinin şirket zararına sebep olmadığı ve ayrıca sanığın vekalet ücretinin bulunduğunun kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olması nedeniyle şirket adına yaptığı tahsilatlardan Avukatlık Kanunu 166. maddesi uyarınca hapis hakkı kapsamında ücretini almasının suç teşkil etmediği gözetildiğinde atılı suçlardan unsur yokluğu nedeniyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. ÖZEL SEKTÖRDE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU Katılan şirkete ait ... yabancı dil kursunda ön muhasebe elemanı olarak çalışan sanığın, suç tarihinde aynı kursta öğretmen olarak çalışan ...’e maaş avansı olarak 2.350 TL, kat görevlisi olarak çalışan ...’e de maaşına istinaden 900 TL ödendiğine ilişkin sahte tediye makbuzları düzenleyip, bu paraların katılan şirket kasasından çıkışını sağlayarak uhdesinde tutup, hizmet ilişkisinin gereği olarak kendisine teslim edilmiş olan para üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğu, sanığın bu surette hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, Sanığın tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmediğine ilişkin savunmaları, suça konu belge üzerindeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olmadığına ilişkin bilirkişi raporu ve şirket kayıtları üzerinde her hangi bir inceleme yaptırılmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle kursta muhasebe elemanı olarak sanık dışında başka bir çalışanın olup olmadığı, tediye makbuzlarını muhafaza ve doldurma görevinin kime ait olduğu, çalışanlar ... ve ...’e daha önceki ödemelerin hangi ödeme kanalı ile yapıldığı hususlarının tespiti ile, kursa ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, suça konu 02/03/2011 tarihli tediye makbuzlarında yazılı tutarlarda paraların kasadan ödenip ödenmediğinin. Ödenmiş ise kime ne zaman ödendiğinin, sanığın çalıştığı süre içerisinde maaşlarını düzenli olarak alıp almadığı, sigorta primlerinin düzenli olarak yatırılıp yatırılmadığının araştırılması, ayrıca mahkeme tarafından getirtilerek incelenen ancak doysa içerisine her hangi bir örnek sureti konulmayan, İş Mahkemesi’nin  E. sayılı dosyası ile İstanbul İcra Müdürlüğü’nün .. E. sayılı takip dosyasının getirtilip esaslı unsurları zapta geçirilerek, inceleme konusu dava ile ilgili kısımlarının onaylı suretinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmesi, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARINDA HANGİ SANIKLARIN HANGİ EYLEMLERE NE ŞEKİLDE KATILDIKLARININ DENETİME UYGUN OLACAK VE TEREDDÜT DOĞURMAYACAK ŞEKİLDE TARTIŞILIP GEREKÇEYE YAZILMASININ ZORUNLULUĞU. ÖZET: Mahkemenin gerekçeli kararında, hangi sanıkların hangi eylemlere ne şekilde katıldıkları, zincirleme suç hükümlerinin hangi sanıklar yönünden hangi eylemler nedeniyle uygulandığı, mahkum olan sanıklardan Ş. E. T.'in iki eylem yönüyle, D. Ö. hakkında ise bir eylem yönüyle kovuşturma şartının ne şekilde gerçekleştiği hususlarının denetime uygun olacak ve tereddüt doğurmayacak şekilde tartışılıp gerekçeye yazılmasının zorunluluğu hukuka kesin aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından; başkaca yönleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Görevi Kötüye Kullanma Suçu) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK'nun 34/1, 230 ve 289/1 g maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkeme kararlarının denetime olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve bu işlevin yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma nedenleri ile delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekmektedir. GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - SANIĞA YÜKLENEN SUÇUN ÖNGÖRÜLEN CEZASININ MİKTARI VE ÜST SINIRI - DAVA ZAMANAŞIMININ SUÇUN İŞLENDİĞİ TARİHTEN TEMYİZ İNCELEME TARİHİNE KADAR GERÇEKLEŞTİĞİ - KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞÜRÜLMESİ GEREĞİ. ÖZET: Sanığa yüklenen suçun öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerekir. Sanığın işlediği kabul edilen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen beş yıllık asli ve yedi yıl altı aylık ilaveli zamanaşımına tabi olduğu, durma süreleri eklendiğinde dahi suç tarihi olan 28/03/2004 ile hüküm tarihi arasında ilaveli zamanaşımı süresinin gerçekleştiği nazara alınarak kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, (Görevi Kötüye Kullanma Suçu)

Bu haber toplam 238 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
İLETİŞİM: 0 312 229 25 05 CEP: 0 545 229 25 05 ADRES : Adres: Eti, Strazburg Cd. N:10/9, 06101 Çankaya/Ankara