İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat Davası Nasıl Açılır? Atılan iftira sebebiyle manevi tazminat davası açılabilir. İftira suçu cezası şikayet manevi tazminat davası Türk Ceza Kanunu’nda Adliyeye karşı suçlar kapsamında düzenlenmektedir. Bu kapsamda iftira suçları, özel kasta işlenen soyut tehlike suçu olarak tanımlanır.
Bu noktada suçun oluşması için kişinin zarar görmüş olması gerekmez. Bu noktada başkasına ait kimlik ya da kimlik bilgilerinin kullanılmasıyla hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemeye çalışan kişiler, iftira suçuna göre cezalandırılmaktadır.
Masum olduğu bilinen kişiye suç atmak, bu noktada iftira suçu olarak kabul edilir. Mağdur kişinin masum olduğunun bilinmesine rağmen suç atılması gerekmektedir.
İftira Suçunda Manevi Tazminat Miktarı
İftira atan kişiye tazminat davası açılabilir. Bu noktada kişilik haklarına saldırı ve birçok mağduriyet sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. İftiraya uğrayan kişi, yaşadığı zararlar sebebiyle iftira atan kişiye tazminat davası açabilir.
Bu gibi durumlarda açılmış olan tazminat davasında verilecek olan miktar, mağduriyetin durumuna göre belirlenmektedir. Özellikle kişi iftira sebebiyle özgürlüğünü kaybetmişse bu noktada zararı karşılamak için yüksek tazminat ücretleri talep edilebilir. Ancak maddi değil, manevi tazminat davası açılacaksa bu noktada:
- İftira sebebiyle psikolojik sorunların yaşanması,
- İftira nedeniyle saygınlığını kaybetme,
- İftira sebebiyle yoğun stres ve psikolojik sorunlar yaşama,
- Üzün ve elem durumları,
- İftira sebebiyle dışlanma ve ötekileştirme oluşması gerekmektedir.
İftira Suçu Yargıtay Kararları
İftira suçu TCK kapsamında oldukça derin ve geniş şekilde düzenlenmiştir. Türk ceza Kanunu’nun 267. Maddesinde düzenlenmiş olan iftira suçları, namus iftiralarından, kişisel saldırılara kadar birçok alanda işlenebilmektedir.
Bir şahsa, suçsuzluğunu bile bile hırsız diyerek saygınlığını azaltmak ve psikolojik olarak kişiyi yıpratmak ya da işinden etmek gibi durumlarda manevi ve maddi tazminat davası açılabilmektedir.
Kavga sırasında söylenen ve itham içermeyen sözler, iftira suçuna girmez. Kişinin iftira sebebiyle zarara uğraması ve iftiranın masumiyet bilinerek atılmış olması gerekir. Bunun yanı sıra iftira suçu hem şikayet hem de ihbar yoluyla işlenebilir.
İftira suçunun cezaları 1 ve 4 yıl arasında hapis cezasıdır. Ancak kişi iftira sebebiyle özgürlüğünü kaybetmiş ve hapis cezasına çarptırılmış ise bu noktada 30 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat
Adliyeye Karşı Suçlar başlığıyla Türk Ceza Kanunu’nda yer bulan iftira suçu 267. maddede konu edinilmiştir. İftira suçunun kanunlarda yer alması ve kişilerin korunmasının karma bir hukuksal yararı vardır. Ancak bu yararlardan hangisi daha önemlidir, daha öndedir bununla ilgili ortak bir fikir yoktur.
Kişilerin ve adliyenin onur ve itibarını korunmasını sağlamaktadır iftira suçuna karşı yapılan düzenlemeler. İftira suçunda temel noktalardan biri de iftiraya maruz kalan kişi, kendi istek ve talebi doğrultusunda suç ortadan kaldırılmaz. İftira suçu hukuka aykırı bir durum oluşturduğundan suçun varlığı devam eder.
Kişi hedef alınarak meydana gelen iftira eylemi, mağdura herhangi bir zarar vermese bile suç ortaya çıkmıştır. Suçun doğması için iftiraya maruz kalan kişinim mağdur olması gerekmez. Başka bir deyişle soyut tehlike suçudur, iftira suçu.
Bir kişi hakkında söylenen gerçek olmayan, asılsız beyanlar soruşturmaya başlanması için uygun olmaması suçun doğmuş olmasına engel teşkil etmez. Ancak hukuksal çevrede ve yargı organlarınca ciddiye alınmayacak bir durum varsa ortada iftira suçu ortada yok demektir.
İftira suçu yetki sahibi makamlara ihbar ya da şikayette bulunarak veyahut medya ve yayın yolu ile, işlemediğini bildiği durumda, ile ilgili tahkîkat ve kovuşturma başlatılmasını veyahut idari bir yaptırım uygulanmasınısağlamak içersinde bir kimseye hukuka marjinal bir fiil isnat edilmesidir.
İftira suçunun konusu hukuka aykırı fiildir. Hukuka aykırı bu fiilin; bir kimse hakkında soruşturma, kovuşturma başlatılmasına ya da idari bir yaptırım uygulanmasına neden olmak adına bu kimseye isnad edilmesiyle iftira suçu meydana gelir.
İftira suçuna konu olacak fiilin suç oluşturması gerekmemektedir. Konuyla alakalı olması sebebiyle iftira davası nasıl açılır konulu makaleyi okuyabilirsiniz. (İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat)
İftiradan Dolayı Faile Tazminat Davası Açılması
İftiraya uğrayan kişiler, maruz kaldıkları durumdan dolayı yaşadıkları zarar nispetinde iftira eden kişiye tazminat davası açabilirler. Böyle bir durumda açılan tazminat davasında verilecek olan miktar mağdurun zararına göre düzenlenir.
Uğradığı iftira yüzünden özgürlüğünü kaybeden kişi, geçen zaman içerisinde kaybını ispatlayarak zararını karşılayabilmek için iftirayı atan kişileri mahkemeye verebilir.
Maddi değil de manevi tazminat açılacaksa eğer iftiraya uğramasından dolayı yaşadığı zor dönemlerdeki üzüntü, stres gibi psikolojik zararlar için de dava açabilir. Ayrıca toplumsal yaşamı içerisinde uğradığı iftiradan dolayı saygınlığını kaybetmesi, dışlanıp ötekileştirilmesi için de manevi tazminat dava açması mümkündür.
Manevi tazminat için belirli bir miktar yoktur. Hâkim mağdur kişinin sosyal ve ekonomik yaşamı içerisinde ki kayıpları ve zararları dikkate alarak hakkaniyetle karar verir.
İftira suçunda bu durumdan zarar gören mağdur kişi maddi ve manevi tazminat davası açması hakkına sahip olmakla birlikte bu davaları kazanması konusunda kesin bir şey yoktur.
Manevi tazminat davalarında takdir yetkisini elinde bulunduran merciinin hâkim olduğunu için ve hâkimin takdir yetkisini ne yönde kullanılacağı bilinemeyeceği için kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurmakla birlikte mağdur kişilerin maddi manevi tazminat davası açma haklarını ellerinde bulundururlar. (İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat)
Diğer makalelerimize Ankara Avukat sayfamızdan göz atabilirsiniz.
İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat | Sıkça Sorulan Sorular
İftira Suçu Cezası Şikayet Manevi Tazminat Örnek Yargı Kararı
Sanık suçlamayı reddetmiş ise de, mağdurların ile sanık arasında herhangi bir husumet olmadığı, dolayısıyla iftira atmaları için bir sebep bulunmadığı, mağdure A.. ve F.. D..’ın hafif-orta derecede zeka geriliği olduğu, mağdurelerin yaşları büyük ise de, bu akıl hastalıkları nedeniyle yaşlarıyla uyumlu cinsel bilgiye sahip olmadıkları,
Bu nedenle özellikle hazırlık aşamasındaki verdikleri ilk ifadelerindeki sanığın eylemine ilişkin ayrıntılı beyanları dikkate alındığında, yaşamadıkları bir şeyi bu derece ayrıntılı anlatmalarının mümkün olmadığı kaldı ki mağdurerelerin gerek hazırlık ve ilk derece mahkemesindeki beyanlarında gerekse dairemizdeki beyanlarında kendilerine yönelik eylemleri zeka seviyelerine uygun tutarlılık içerisinde anlattıkları.
Hafif-orta derecede zeka geriliğine sahip mağdurelerin iftira atma konusunda birbirleriyle anlaşıp iftira atacak beyan hazırlamaları ve bu beyanları da unutmayıp her seferinde zeka seviyelerine uygun olarak anahatlarıyla tutarlı olacak şekilde anlatmaları tıbben mümkün olmayacağı da dikkate alındığında, mağdurelerin anlatımlarına üstünlük tanınmış ve sanığın aksi yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş,
Olayın oluş şekli yukarıdaki anlatılan olay gibi olduğu Dairemizce kabul edilmiş ve sanığın mağdurelere karşı zincirleme olarak cinsel saldırı suçunu işlediği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin beraat hükmünün CMK’nın 280/2.maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
İFTİRA SUÇU CEZASI TAZMİNAT YARGITAY KARARLARI
İFTİRA SUÇU – KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ – YAKINAN TARAFINDAN DİNLENİLMESİ İSTENİLEN TANIKLARIN YAKINANIN HIRSIZLIK YAPMAYACAĞINA DAİR KİŞİLİK TANIĞI OLARAK GÖSTERİLDİĞİ.
KİŞİLİK TANIĞININ İFTİRA SUÇUNUN VARLIĞINI KANITLAMA BAKIMINDAN ÖNEMSİZ OLMASI.
ÖZET: İddia edilen suçla ilgili olarak bilinen deliller toplanmadan veya değerlendirilmeden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmemelidir. Fakat, ilgili suçun niteliğine göre, taraflarca gösterilen delillerin, suçun kanıtlanması bakımından uygun olup olmadığının değerlendirilmesi konusunda da Cumhuriyet savcısının takdir yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Ancak bu takdir yetkisinin, somut olayın özelliklerine uygun ve yerinde kullanılmış olup olmadığının da merci tarafından denetlenmesi olanaklıdır.
Cumhuriyet savcısı, bu dosyada delil olarak öne sürülen hususların suçun kanıtlanmasına bir etkisinin bulunmayacağı düşüncesiyle, dilekçede gösterilen beş tanıktan üçünü dinlemiş ve mevcut delillere göre karar vermiştir.
Yakınan tarafından dinlenilmesi istenilen tanıkların, yakınanın hırsızlık yapmayacak bir kişilikte bulunduğuna ilişkin kişilik tanığı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda kişilik tanığının iftira suçunun varlığını kanıtlama bakımından bir öneminin bulunmadığı açıktır. İftira konusu eyleme ilişkin maddi bir kanıt veya görgü tanığının bulunmaması durumunda olay yerinde keşif yapılmasının da sonucu etkilemeyeceği düşünülmelidir.
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI – HAKSIZ ŞİKAYET NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI – HAKSIZ ŞİKAYET NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ – DAVALININ ŞİKAYET HAKKINI YASAL SINIRLAR İÇİNDE KALARAK KULLANMIŞ OLMASI.
ÖZET: Dava dilekçesinde sadece haksız şikayet nedenine dayalı olarak manevi tazminat istenmiş olup bunun dışında infaz işlemi sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı söz ve tavırları olduğu şeklinde bir iddia veya olaya dayanılmamıştır.
Bir kısım davacı tanıklarının infaz sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı sözler söylediği şeklindeki, davacının dayandığı iddia ve olayları aşan beyanlarına dayanılarak manevi tazminat verilmesi de doğru değildir. Bu nedenlerle davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından dava tümden reddedilmelidir.
İFTİRA SUÇU – EDİLEN KİRA SÖZLEŞMESİNDEKİ İMZANIN KENDİSİNE AİT OLMADIĞINI İMZANIN SAHTE OLDUĞUNU İDDİA EDEN SANIK – İMZANIN SANIĞIN ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞUNUN TESPİT EDİLDİĞİ.
İFTİRA SUÇUNUN YASAL ÖĞELERİNİN OLUŞTUĞUNUN GÖZETİLMEMESİ.
ÖZET: Sanığa ait olan taşınmaz hakkında, açılan kira uyarlaması davasında, davacı tarafça mahkemeye ibraz edilen kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını imzanın sahte olduğunu iddia eden sanığın K.C. Başsavcılığına yakınan aleyhine şikayette bulunduğu.
Yapılan soruşturmada alınan bilirkişi raporuna göre şikayete konu kira kontratındaki imzanın sanığın eli ürünü olduğunun tespit edildiği ve bu nedenle katılan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği bu şekilde gerçekleştiği kabul edilen eylemde iftira suçunun yasal öğelerinin oluştuğu gözetilmeden kastı bulunmadığı biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
İFTİRA SUÇU – SANIĞIN HIRSIZLIK SUÇU ŞÜPHELİSİ OLARAK YAKALANDIĞI.
İFTİRA SUÇU – SANIĞIN HIRSIZLIK SUÇU ŞÜPHELİSİ OLARAK YAKALANDIĞI – SANIĞIN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMADAN KURTULMAK AMACIYLA KARDEŞİ OLDUĞUNU SÖYLEMESİ.
ÖZET: Sanığın hırsızlık suçu şüphelisi olarak yakalandığında soruşturma ve kovuşturmadan kurtulmak amacıyla kardeşi olduğunu söyleyerek iftirasından, mağdur hakkında soruşturmaya başlamadan yargılamadaki ifadesi sırasında gerçeğe dönmesi karşısında hırsızlık suçundan hakkında dava açılıp açılmadığı da araştırılarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması bozmayı gerektirir.
AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?