Kısıtlama Davası Nasıl Açılır? Bir kişinin kısıtlanması davası o kişiye vasi atanmak suretiyle zorunlu veya isteğe bağlı olarak mahkeme huzurunda gerçekleşmektedir.
Hukuki durumunu kontrol edemeyecek durumda olan velayet altında bulunmayan yaşı küçük çocuk hakkında kısıtlanma davası açılması zorunlu olduğu gibi hürriyeti bağlayıcı hapis cezasına hükmolunması halinde de vasi ataması yapılması zorunluluk arz etmektedir.
Kısıtlama davası kişinin aşırı yaşlı olması gibi sebeplerle ayırt etme gücünü kaybetme ihtimaline karşı kendi isteği dahilinde verilebileceği gibi alkol, savurganlık gibi durumlarda kısıtlanma altına alınacak kişinin malvarlığı başta olmak üzere hukuki menfaatlerini korumak üzere de verilebilmektedir.
Kısıtlama (Vesayet) Gerektiren Haller Nelerdir?
Kısıtlama gerektiren haller medeni kanunda belirtilmiştir. Buna göre;
Akıl hastalığı nedeniyle kısıtlama; doktor raporu ile akıl hastalığı ve akıl zayıflığı bulunan kimseler kısıtlanarak kendilerine vasi tayin edilir.
- Yaş küçüklüğü nedeniyle kısıtlama; velayet altında bulunmayan 18 yaşından küçükler zorunlu olarak vasi tayini yapılarak vesayet altına alınırlar.
- Hapis cezası alma nedeniyle kısıtlama; 1 yıl ve daha fazla hapis cezası alınması halinde zorunlu olarak vasi tayini yapılır.
- Kişinin kendi isteğiyle kısıtlama; kişinin malvarlığı başta olmak üzere yaşlılık gibi hallerde hukuki işlemlerini gerçekleştirememesi doktor raporu ile kısıtlanabilir.
- Alkol ve uyuşturucu bağımlığı, savurganlık nedeniyle kısıtlama; bağımlılık ve savurganlık sebebiyle malvarlığını yönetemeyen kimseler hakkında kendisinin ve ailesinin yoksullaşmasını önlemek ve darlığa düşmesi engellemek için vesayet altına alınmasına bilirkişi ve doktor raporları ışığında karar verilmektedir.
Kısıtlama davası vesayet davası olarak bilinmektedir. Vesayet davasının açılması kamu yararı çerçevesinde re’ sen gerçekleşebileceği gibi kısıtlama isteğinde bulunan kişi ve yakınları tarafından da mahkemeden talep edilebilmektedir.
Kısıtlama Davasını Kimler Açabilir?
Kısıtlama davasının kimler tarafından açılacağı vesayet davasında davacı tarafın kim olacağı merak konusudur. Sanılanın aksine kısıtlama talebinde bulunabilmek için vasi atanacak kişinin kanuni yakını olmaya gerek yoktur.
Özellikle yaşı küçüklere ve akıl hastalığı sebebiyle açılacak kısıtlama davalarında idari makamlar, noterler, nüfus müdürlüklerinin mahkemeye başvurması ihbar niteliği taşımakta kamu yararı gözetilerek kısıtlanma ihtiyacı olan kişiye vasi atanmaktadır.
Kısıtlama Davası Nerede Açılır?
Kısıtlama davasında genel görevli mahkemeler sulh hukuk mahkemeleridir. Kısıtlama kararı aldırılacak olan kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesi vasi tayini yapmaya yetkili kılınmıştır.
Hürriyeti bağlayıcı ceza sebebiyle hapis altında bulunan kişiye zorunlu vasi tayininde ise hapiste bulunanın son ikamet adresi dikkate alınmaktadır.
Vesayet makamı sulh hukuk mahkemesi olmakla birlikte diğer dava türlerinden farklı olarak vasi sıfatına sahip kişinin kısıtlama altında bulunan kişinin hukuki haklarını korumak bakımından yetersiz olması ve kısıtlanan aleyhine zarara sebep olması durumunda vasinin hareketlerinin denetlenmesi için denetim makamı da bulunmaktadır.
Asliye hukuk mahkemeleri vasi tayin edilen kişinin kısıtlama hakkı verilmiş kişinin mal varlığı üzerinde gerçekleştirdiği işlemler ile ilgili denetim makamıdır.
Kısıtlılık Nedir? – Kısıtlama Davası
Kişilerin fiil ehliyetlerinin bulunması, tek başlarına hukuki bir işlemi, herhangi bir kişinin onamasına gereksinim duymaksızın tesis edebilmeleri, hukuk hayatına geçirebilmeleri demektir.
Bu anlamda, kısıtlılık altında alınmış bir kişinin, yani eski deyimle hacir altına alınmış bir kişinin, fiil ehliyetinin kısıtlandığını söylememiz mümkündür.
Fiil Ehliyetinin Kısıtlanması Nedir?
Kısıtlılık altına alınmış kişinin işlemlerinin geçerlilik arz edebilmesi için, ya yasal temsilcinin işleme önceden “izin” vermiş olması, ya da işlem yapıldıktan sonra “icazet” vermesi gerekir.
Eğer yasal temsilci suskun kalırsa, “sükut inkardan gelir” ilkesi uyarınca, kısıtlılık altındaki kişinin söz konusu işleminin yasal temsilcisi tarafından onaylanmadığı anlamı çıkar. Bu durumda, söz konusu hukuki işlem tabiri uygunsa askıda kalacaktır. Yani, bu işlem artık “noksanlık” yaptırımına tabi tutularak sakat hale getirilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğimiz gibi, kişinin kısıtlılık atlına sokulması önemli hukuki neticeler doğuracağından, bu kararı verecek yargıcın çok iyi düşünerek, hakkaniyet esasıyla hareket etmesi ve asıl amacının “hacir altına alınacak kişinin korunması” olması gerekmektedir. Şimdi, özetle kısıtlılık altına alınma sebeplerini görelim.
Burada, kişinin savurganlık veya kötü yönetiminin mutlaka bilinçli bir iradeye dayanmasına gerek yoktur. Kişi bunu akılca saflığından dolayı da yapıyor olabilir.
Bu gibi durumlarda, ailenin ya da çevredekilerin bizzat kendileri ilgili kimsenin kısıtlılık altına alınmasına yönelik dava açarlar. İlgili madde, Türk Medeni Kanununun 406.maddesidir.
Miras Hukuku
Miras hukuku ilgilendiği konular, yasal ve atanmış mirasçıların belirlenmesi, mirasçılık belgesi alınması, terekenin belirlenmesi, reddi miras davaları, miras istihkakı, vasiyetname hazırlanması.
Vasiyetnamelerin açılması, mirasçılıktan çıkarma, mirasçılıktan çıkarmanın iptali, tenkis, denkleştirme, miras ortaklığının giderilmesi, vasiyetnamelerde miras bakanın tasarrufunun iptali ve daha birçok konuya ilişkin dava açılması ve dava süreçlerini takip etmek olarak sıralanabilir.
Miras hukuku bir çok hukuk alanına nazaran birçok farklı hukuki sürece hakim olması gereken kişidir. Miras davalarında, aile hukukundan, icra iflas hukukuna, gayrimenkul ve taşınmaz hukukundan, kira hukukuna kadar birçok farklı alan iç içedir.
Miras hakkı Anayasa ile de teminat altına alınmış bir haktır. Miras hukuk, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki tüm vatandaşların Anayasa ile de korunan miras hakkının savunulması ve hakların hukuki kurallar çerçevesinde sahiplerine teslim edilmesi için hukuki süreçleri yönetir ve bu süreçlere ilişkin danışmanlık verir.
Miras hukuk miras davalarında en başından sonuna mirastan kaynaklanan uyuşmazlıklara, kişilerin haklarının belirlenmesine ve bu haklarında savunulması için pratik çözümler üretmelidir.
Makalemizde Kısıtlama Davası konusu yer almıştır. Diğer bilgilendirici makaleler için Ankara Avukat ve Miras Hukuku Avukatı sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.
SORULAR
Hocam ben, mahkmeye dava açtım. Oda hasteneye sevk edilidi. Sevk geldi. Akıl zayıflıgı çıktı. Mahkme doyasıyı suhlk mahkemesine gönderilidi. Bu süreç nasıl ilerler.