Mirasın Reddi Davası | Ankara Avukat, Boşanma Avukatı, Miras Avukatları Ankara

Ankara Avukat

ANASAYFA

Mirasın Reddi Davası

Mirasın Reddi Davası

Mirasın Reddi Davası, Bir mirasçının miras bırakan kişiden kalan mirası Mirasın Reddi Davası ile reddetmesi için beyan süresi üç ay olarak belirlenmiştir.

Mirasın Reddi Nedir, Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Miras kavramı genel olarak miras bırakacak olan kişinin yani murisin mevcut tüm varlıklarının sorumluluğunun yasal olan mirasçılarına geçmesi olarak ifade edilmektedir.

Miras bırakan kişinin tüm varlıklarından kasıt olarak da,  miras bırakanın mal varlığı olacağı gibi borçları da bu kapsamda olmaktadır. Yani mirasçı olanlar miras bırakanın hem alacaklarından, hem de borçlarından sorumlu olmaktadır. Bu sebeple düzenlenen kanun içerisinde mirasçılara mirası reddetme yani kabul etmeme hakkı vermektedir.

Mirasın reddedilmesi, mirasçıların miras bırakanın tüm mal varlığı, alacakları ve borçlarına dair tüm tasarruf haklarından vazgeçmesi olarak ifade edilmektedir. Konuyla bağlantılı olan Miras Davası Nasıl Açılır konulu makaleyi okuyabilirsiniz.

Bir miras bırakanın mirasından pay alacak olan kişiler yani yasal mirasçıları ve atanmış mirasçıları olarak ifade edilmektedir. Bu her iki mirasçı kategorisinde olan kişiler mirasın reddi haklarını kullanabilmektedir. Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar miras bırakan kişinin vefatı durumunda mirası kabul etmiş sayılacaklardır.

Mirasın reddedilmesi konusunda ise mirasçıların açık bir şekilde mirasın reddini beyan etmeleri gerekmektedir. Mirasın Reddi Davası miras reddinde esas unsur mirasın reddedildiğinin beyan edilmesidir. Mirasın reddi ile alakalı olan düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605’inci maddesinde yer almaktadır.

Mirasın Reddi Nedir?

Mirasçılar, miras bırakan kişinin vefatından itibaren üç ay içerisinde mirasın reddi konusunda beyanda bulunmalıdırlar. Fakat mirasçılar bir mirastan pay aldıklarını ve mirasçı olduklarını sonradan öğrenebilmektedir.

Böyle durumlarda da mirasçı olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde mirasın reddedilmesi konusunda beyan edilmesi gerekmektedir.

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasçılar Mirasın Reddi Davası ile mirasın reddi işlemini mahkeme yolu ile yapabilmektelerdir. Mirasçı olan kişiler, miras bırakan kişinin ölümden sonra veya mirasçı olduklarını öğrendiklerinden sonra üç ay içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine mirasın reddi konusunda başvuru yapabilirler.

Mirasın reddedilmesi konusunda yapacak olan kişiler için mirasın reddi ile alakalı olarak belirli şartlar ileri sürülmemektedir.

Örnek olarak mirasçı olan kişi mahkemeye miras bırakanın sadece borçlarından muaf olmayı talep etmesi mümkün değildir.

Mirasın reddi ile miras bırakanın borçları yanında mal varlığı ve alacaklarından da vazgeçilmiş olunmaktadır. Mirasın Reddi Davası aslında oldukça karmaşık bir yapıdadır.

Miras bırakan kişinin bıraktığı mirası ile alakalı olarak, birden fazla bulunduğu durumlarda mirasçılar içerisinde birisinin mirasın reddi konusunda bir beyanda bulunmuş olması durumunda miras, kalan mirasçılar arasında paylaştırılmaktadır. Miras bırakan kişinin bırakmış olduğu mirası, yakın mirasçıların reddetmesi durumunda miras, iflas hükümleri gereğince tasfiye edilmektedir.

Yapılan bu tasfiye işlemi sonrasında mirasta bir değerin ve malın kalmış olması durumunda, mirasın reddi hiç uygulanmamış gibi miras reddedenler arasında mirasın mirasçıların payları oranından dağıtılacaktır.

Miras bırakanın bıraktığı mirası alt soyunun reddetmesi durumunda ise, miras bırakan kişinin eşinin hayatta olup olmadığı önemli olmaktadır. Bu durumda miras bırakan kişinin eşi hayatta ise mirasçı olarak alt soyun mirastan alacağı pay sağ olan eşe kalacaktır.

Mirasın reddedilmesi için geçerli olan üç aylık süre içerisinde bir mirasın reddi beyanı yapılmaz ise mirasçılar mirası kazanmış olacaklardır. Bunun yanında mirasın reddini engelleyen bir başka durum ise mirasçıların miras ile alakalı tasarrufta bulunmuş olmaları durumudur.

Bu durum için bir örnek vermek gerekir ise, miras bırakan kişinin vefatının sonrasından mirasçıların birisinin, mirasçının bir borcunu tahsil etmiş olması durumu bu kişinin mirasın reddi beyanında bulunmasını engellemektedir.

Miras bırakacak olan kişinin bir alacağının toplanması durumunda bu eylemi gerçekleştiren ve alacağı alan kişinin mirasın reddi beyanında bulunması mümkün değildir.

Mirasın Reddi Davası – Süresi

Mirasın Reddi Davasında süreler şu şekildedir. Eğer murisin öldüğü tarihte ödemeden aciz ve borca batık olduğu açıkça belli değilse veya resmen tespit edilmiş ise miras, üç ay içinde ret olunabilir.

Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe murisin ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.

Ancak tedbir olarak terekenin yazımını gerektiren hallerde, yazım sürecinin zaman alacağı dikkate alınarak; mirası ret süresi, yasal ve atanmış mirasçılar için yazım işleminin sona erdiğinin sulh hakimince taraflara bildirilmesiyle başlar.

Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hakimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir. Miras Hukuku konulu makaleyi okuyabilirsiniz.

Mirasın Ölüm Halinde Reddi Davası

Bir kişi kendisine kalan mirası reddetmeden ölecek olursa, mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer.

Bu mirasçılar için ret süresi, kendilerinin murisine mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar. Ancak bu süre, kendilerinin murisinden geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre dolmadıkça da sona ermez.

Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar.

Mirasın Reddi Davası  – Şartları

Mirasın reddi davası, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır, reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir.

Sulh hakimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.

Mirasın Reddi Davası – Tasviyesi

Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler, bu durumda sulh hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara mirasın ret edildiği bildirilir; eğer sonraki mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar.

Bunun üzerine miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir.

Mal varlığı borcuna yetmeyen bir mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde Mirasın Reddi iptali hakkında davası açabilirler.

Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir, tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir.

Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.

Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle adet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır. İyi niyetli mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar.

Konu içerisinde geçtiğinden Mirastan Mal Kaçırma Davası konulu makaleyi okuyabilirsiniz. Bilgilendirici diğer makaleleri Ankara Avukat sayfasında bulabilirsiniz.

Mirasın Reddi Davası Sıkça Sorulan Sorular

MİRASIN REDDİ – TARAFLARIN DAVANIN ESASIYLA İLGİLİ OLARAK GÖSTERDİKLERİ DELİLLERİN HİÇBİRİ TOPLANMADAN VEYA GÖSTERİLEN DELİLLER HİÇ DEĞERLENDİRİLMEDEN KARAR VERİLMİŞ OLMASI ÖZET: 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde davanın esası incelenmeden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verileceği düzenlenmiştir.

Duruşma yapılmadan karar verilecek hususlar anılan maddede 6 bent halinde sayılmıştır. HMK’nun 353/1-a maddesinin 6. bendinde “mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” istinaf aşamasında duruşma yapmadan karar verilecek usul hatası olarak kabul edilmiştir. MİRASIN REDDİ KARARININ İPTALİ İSTEMİ – DAVACININ DAVACININ TARAF ÖN İNCELEME DURUŞMASINDAN SONRA ÖN İNCELEME TUTANAĞININ DÜZENLENMESİNDEN SONRA DAVASINDAN FERAGAT ETTİĞİ – DAVADAN FERAGATİN KESİN HÜKMÜN HUKUKİ SONUÇLARINI DOĞURDUĞU ÖZET: Dava, mirasın reddi kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı davalıların mirası kötü niyetli olarak reddettiklerini ve TMK’nun 618’inci maddesi gereğince mirasçıların, murisin vefatından önce, terekeden iadesi gerekli olan kazanımları olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmış ise de;

Davacı taraf ön inceleme duruşmasından sonra, ön inceleme tutanağının düzenlenmesinden sonra 24/03/2017 tarihinde davasından feragat etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince feragat davaya son veren, tek taraflı bir taraf işlemidir.

Feragatin hüküm ifade etmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı değildir. Yine aynı yasanın 311’inci maddesi uyarınca da davadan feragat, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur.

Ayrıca, feragat beyanında bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye de mahkum edilir(6100 sayılı HMK’nun 312. maddesi). Bu durumda, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar doğrultusunda; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu; Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin feragat eden davacı tarafa yükletilmesinde yasaya aykırı bir durum görülmemiştir. Yapılan istinaf incelemesinde de yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenler ve dosya kapsamına göre,

Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum görülmemekle istinaf başvurusunun yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK gereğince esastan reddine karar karar vermek gerekmiştir. MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI – MURİSİN BU KREDİ HESABININ VADESİ DOLMADAN KİM TARAFINDAN KAPATILDIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ – EKSİK İNCELEME İLE HÜKÜM KURULMASI DOĞRU GÖRÜLMEDİĞİ ÖZET: …. dosya arasındaki yazısından, yukarıda belirtilen kredi hesabının vadesi dolmadan …tarihli son işlem ile kim tarafından kapatıldığı belli olmadığından ilgili bankaya müzekkere yazılarak murisin bu kredi hesabının vadesi dolmadan kim tarafından kapatıldığının araştırılmasına,

Kredi hesabını kapatan kişi murisin mirasçıları ise buna göre 4721 sayılı kanunun ilgili maddesinde açıklanan şekilde, tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine mâl eden mirasçı,

Mirası reddedemeyeceğinden, bu husus ilk derece mahkemesi tarafından araştırılmaksızın, değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

4.434 Görüntülenme

SORULAR

  1. nesrin öz dedi ki:

    Merhaba mirası reddeden evlatların çocukları da mirası reddediyor sorum bu durumda torunların çocuklarına sirayet eder mi miras ?

AVUKATA SORU SOR

 

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri

AV.İLKAY UYAR KABA

AV.İLKAY UYAR KABA

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
Telefon WhatsApp